30 Haziran 2014 Pazartesi

“UYUŞTURUCUYA KARŞI MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”-YILMAZ PARLAR

“UYUŞTURUCUYA KARŞI MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”

“Seyyar satıcılara tokat attı ve hakaret etti” şeklindeki iftiraların yapıldığı Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’ya mahalleliden ve esnaftan teşekkür mesajları yağıyor.

28 Haziran Cumartesi gecesi saat 12 sıralarda Bağcılar Meydanı’nda Ramazan etkinliği programından sonra Çarşı Caddesine giden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, seyyar satıcılardan sergilerini kaldırmasını istedi.
Seyyar satıcılar, sergilerini kaldırmak istemeyince Başkan Çağırıcı yerdeki sergileri elleriyle toplamaya başladı. Olay yerine emniyet mensuplarının da gelmesi üzerine seyyar satıcılar sergileri kaldırdı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı: “Her yerde olduğu gibi ilçemizde de seyyar satıcılara müsaade etmiyoruz. Ne sattıkları belli olmayan seyyar satıcılar maalesef uyuşturucu mafyalarına da aracılık etmekteler. İlçemizde uyuşturucu ile ilgili İlçe Emniyet Müdürlüğümüzün çalışmaları bulunmaktadır. Bu çalışmalara zaman zaman Belediyemiz Zabıta ekipleri de katılmaktadır. Cumartesi gecesi Ramazan programı sonrası Bağcılar Meydanı ve Çarşı Caddesi’ni geziyordum. Çarşı Caddemizde çok sayıda seyyar satıcıların caddeden geçişi de engelleyecek şekilde kümelendiğini görünce sergilerini kaldırmalarını istedim. Olumsuz cevap alınca bir iki tanesini ellerimle kaldırdım. 5-10 dakika sonra gelen emniyet mensuplarının da ikazları ve müdahalesiyle seyyar satıcılar sergilerini kaldırdıkları gibi olay yerinden ayrıldılar. Bazı basın yayın organlarında yer aldığı gibi tokat, hakaret gibi hususlar gerçeği yansıtmamaktadır.  Biz, görev yaptığımız ilçede esnafımızın ve vatandaşımızın huzurundan sorumluyuz. İlçemizde bundan sonra da seyyar satıcılara ve uyuşturucu satılmasına asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Konuyla ilgi açıklama yapan ÇESAD (Çarşı Caddesi Esnafları Derneği) Başkanı Halil Şahin Kucur şunları söyledi.
Seyyar satıcılarla ilgili zaman zaman problemler yaşıyoruz. Derneğimize üye 200 esnafımız var. Belediyemizin bu konudaki duyarlılığını bütün esnaf arkadaşlar olarak takdir ediyoruz. Biz kesinlikle seyyar satıcı istemiyoruz. Mahalle sakinlerinden de zaman zaman seyyar satıcılarla ilgili şikayetler alıyoruz. ÇESAD yönetimi ve esnaf arkadaşlarımızla birlikte olay günü buradaydık. Belediye Başkanımız seyyar satıcılardan sergilerini kaldırmalarını isteyince ağır hakaretle karşılaştı. Buna rağmen herhangi bir müdahalede bulunmadı. Yaklaşık 500 kişinin saldırısına uğradı. Emniyet mensuplarının gelmesi ve müdahalesi üzerine seyyar satıcılar sergilerini kaldırarak olay yerinden ayrıldılar. Burada sadece seyyar satıcıların yer almadığını adeta 2. Gezi olayının tezgahlandığını düşünüyoruz. Biz esnaf olarak Başkanımız Lokman Çağırıcı’nın bu dik duruşu nedeniyle çok memnunuz. Ve Çarşı esnafları olarak Başkanımızın yanındayız ve kendisine çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
yilmazparlar@yahoo.com

20 Haziran 2014 Cuma

106 YAŞINDAKİ MÜRSEL DEDEYE ‘BABALAR GÜNÜ’ ZİYARETİ-YILMAZ PARLAR





106 YAŞINDAKİ MÜRSEL DEDEYE ‘BABALAR GÜNÜ’ ZİYARETİ


Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, ilçenin en yaşlı babası 106 yaşındaki Mürsel Gedik’i ziyaret ederek Babalar Günü’nü kutladı.
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, “Babalar Günü” dolayısıyla ilçede oturan 6 çocuk ve 23 torun sahibi 106 yaşındaki Mürsel Gedik’i evinde ziyaret ederek babalar gününü kutladı. Başkan Türkmen’i evde, Mürsel Gedik’in 95 yaşındaki kardeşi Şerif Gedik, oğulları Zekerya ve Egrün Gedik karşıladı.

“ÜSKÜDARIN EN YAKIŞIKLI BABASINI ZİYARETE GELDİK”

Mürsel Gedik’in eline öperek babalar gününü kutlayan Hilmi Türkmen,  “Bugün hacı amcamızı ziyaret edip hayır duasını alalım istedik. Kendisine sağlıklı ömürler diliyoruz. Ne güzel Üsküdar’ımızda böyle bir çınarımız var. Bizlerden dualarını eksik etmesin. Onların sayesinde bu dünya ayakta duruyor. Bizlerde büyüklerimize kusur etmeyecek, her zaman hizmetlerinde olacağız. Üsküdar’ın en genç delikanlı ve en yakışıklı babasıyla beraberiz” dedi.
Gedik ailesiyle sohbet eden Hilmi Türkmen, Mürsel Gedik’in sağlık durumu hakkında da bilgi aldı. Şerif Gedik, babası Aşık Nihani’den bir şiir okuyarak Hilmi Türkmen’e teşekkür etti.


106 YAŞINDA DOKTORA HİÇ GİTMEDİ

Erzurum halk şairlerinden Bardızlı Aşık Nihani’nin oğlu olan 106 yaşındaki Mürsel Gedik her gün sabah ezanında kalkıp soğuk suyla abdest alıyor. En son 6 yıl önce 3. kez hacca giden Gedik, yaşına rağmen çok fazla sağlık sorunu yaşamıyor.
Babası Mürsel Gedik hakkında bilgi veren emekli tarih öğretmeni Zekeriya Gedik, “Nüfus kayıtlarına göre hicri takvimde 1333 olarak görülse de babam 100 yaşın üzerinde. Babam bu zamana kadar sağlıklı bir hayat yaşamıştır. Şu ana kadar hiçbir rahatsızlığı olmamıştır, doktora dahi görünmemiştir. Bunun en büyük etkisi kanaatimiz odur ki, sabahları namaz saatinden önce kalkar, abdestini alır ve günde beş vakit namazını kılar. Aynı zamanda yemesine son derece dikkat eder. Gençliğinde çok güçlüydü, akranlarını güreşte yenerdi” dedi.

yilmazparlar@yahoo.com

9 Haziran 2014 Pazartesi

SOCAR PETKİM YARIMADADA-SOCAR (STAR)RAFİNERİ-KREDİ ANLAŞMA-YILMAZ PARLAR

TÜRKİYE REEL SEKTÖR TARİHİNİN EN BÜYÜK VE EN UZUN VADELİ PROJE FİNANSMANI KREDİSİ ANLAŞMASI İMZALANDI
5.6 MİLYAR DOLARA MAL OLACAK RAFİNERİYE 3.29 MİLYAR DOLAR PROJE FİNANSMANI KREDİSİ SAĞLANIRKEN, 2.4 MİLYAR DOLARLIK KISMI İSE ÖZ KAYNAKLA KARŞILANACAK
SOCAR TÜRKİYE BAŞKANI KENAN YAVUZ: “BABAYİĞİT BİR YATIRIM YAPIYORUZ, ÜLKEMİZİN REKABET GÜCÜNÜ ARTIRACAK, DIŞA BAĞIMLILIĞINI AZALTACAK, İSTİHDAM VE İHRACAT KABİLİYETİNİ GÜÇLENDİRECEK BİR ESER İNŞA EDİYORUZ”
SOCAR BAŞKANI RÖVNAG ABDULLAYEV:  “SOCAR OLARAK TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE İNANIYORUZ VE TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DOĞRUDAN YATIRIMCISI OLMAKTAN GURUR DUYUYORUZ…”


SOCAR’ın Petkim Yarımadası’nda yürütmekte olduğu 10 milyar dolar tutarındaki Rafineri-Petrokimya-Enerji-Lojistik ve Dağıtım entegrasyonuna dayalı yatırımların en önemli ayağı olan SOCAR Türkiye Ege Rafinerisi (STAR) için 3.29 milyar dolarlık Türkiye reel sektör tarihinin en büyük ve en uzun vadeli proje finansmanı kredisi anlaşması imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Azerbaycan Cumhuriyeti Enerji Bakanı Natig Aliyev, Azerbaycan Cumhuriyeti Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev, Azerbaycan Devlet Petrol Fonu Başkanı Şahmar Mövsümov, SOCAR Başkanı Rövnag Abdullayev, Petkim Yönetim Kurulu Başkanı ve SOCAR’ın Uluslararası Yatırımlarından Sorumlu Yöneticisi  Vagif Aliyev, Finans Operasyonlarından Sorumlu SOCAR Başkan Yardımcısı Süleyman Gasimov ve SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz’un katılımı ile 6 Haziran 2014 tarihinde Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirilen imza töreniyle Türkiye’nin en büyük sanayi yatırımı olacak STAR Rafinerisinin gerçekleştirilmesinde önemli bir adım daha atılmış oldu.
Gerçekleşen proje finansmanı, kredi büyüklüğü ve vadesi açısından Türkiye’nin bugüne kadarki en büyük ve en uzun vadeli kredi anlaşması olurken, 2014 yılında Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki en büyük petrol ve gaz proje finansmanı operasyonlarından biri oldu.
Azerbaycan ve Türkiye’nin siyasi iradelerinin belirlediği vizyon ve verdikleri destekler sayesinde gerçekleştirdikleri projeler ile iki ülkenin geleceğine katkı koymanın büyük gururu ve onurunu yaşadıklarının altını çizen SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, “Türkiye ve Azerbaycan kardeşlik hukukunun ve stratejik ortaklığının en önemli projesini hayata geçiriyoruz. Rafinerimiz Türkiye tarihinde özel sektör tarafından yapılan ilk rafineri projesi olma özelliği taşımakta olup, son otuz yıldan bu yana gerçekleştirilen en büyük reel sektör projesidir. 25 Ekim 2011 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev ve Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli Petkim Yarımadası’nda atılan rafineri projemize  bugüne kadar öz kaynaklarımız ile yaklaşık 800 milyon dolar harcama gerçekleştirdik. Saha hazırlama çalışmalarımızın yüzde seksen oranında tamamladık, projenin avans ödemesi olan 180 milyon doları bu hafta başında işi yüklenen firmaya ödedik. SOCAR olarak Türkiye kamuoyuna verdiğimiz sözleri birer birer gerçekleştiriyoruz. Ülkemiz sanayisinin kılcal damarlarına nüfuz edecek, rekabet gücünü artıracak, cari açığı aşağı çekecek, ihracat ve istihdam imkânlarını geliştirecek ve 2023 hedeflerine katkı koyacak bir yatırım portföyünü yönetiyoruz. Bugün itibariyle yürüttüğümüz 20 milyar dolar yatırım portföyü ile ülkemizin en büyük doğrudan yatırımcısıyız. İmzalamakta olduğumuz proje finansman paketi, ABD, Japonya, Kore, İspanya ve İtalya Eximbankları ile dünyanın dört bir yanından 17 ticari ve kalkınma bankası ve bir yerel banka olmak üzere, 23 bankalı bir konsorsiyumdan oluşmaktadır. Projemizin en önemli özelliklerinden biri de yüzde yüz yerlileştirme projesi olmasıdır. Rafinerimizde üreteceğimiz 10 milyon ton yıllık rafinaj ürünleri hâlihazırda tümüyle ithal edilmekte ve ülkemiz bu ürünler için yurt dışına döviz aktarmak zorunda kalmaktadır. Rafinerimiz  Türkiye’nin tek petrokimya tesisi olan Petkim’in ihtiyaç duyduğu hammaddeleri üretecek ve Petkim’e teslim edecektir. Bu sayede Petkim’in karlılığı ve rekabet gücü artacak, biz de ülkemizin dış bağımlılığını yapacağımız yeni petrokimya yatırımları ile azaltmaya devam edeceğiz. Petkim Yarımadası’nda yaptığımız ve yapmayı planladığımız yatırımlarla Türkiye Petrokimya sanayisini ve bağlı sektörleri ayakta tutacak, ülkemizin gelişmesine, büyümesine ve toplumun refah seviyesinin artmasına önemli derecede katkı sağlayacağız” dedi.
Rafineri projesi imza töreninde konuşan SOCAR Başkanı Rövnag Abdullayev ise, “SOCAR olarak Türkiye’de gerçekleştirmekte olduğumuz yatırımlar bize büyük bir gurur veriyor; Petkim’in özelleştirilmesi ile başlayan süreçte, bugüne kadar geçen süre içerisinde geliştirdiğimiz ve uygulamaya koyduğumuz projelerimiz ile İKİ DEVLET BİR MİLLET OLMA ÜLKÜSÜNÜ hayata geçirme noktasında büyük adımlar atıyoruz. Petkim Yarımadası’nda Türkiye’nin ilk Kimya Endüstri Parkı olan “Value-Site” projemiz çerçevesinde yürüttüğümüz 10 Milyar Dolar yatırım portföyü ve TANAP projesi ile birlikte ulaştığımız 20 Milyar Dolar tutarındaki yatırımlar ile Türkiye’nin en büyük doğrudan yatırımcısı olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye’nin geleceğine ve kardeşliğimize olan inancımızın en güzel  örneklerini somut olarak hayata geçiriyoruz. Türkiye’de gerçekleştirmekte olduğumuz bu yatırımlarda bizden desteğini esirgemeyen Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve bakanlarına teşekkürlerimi özellikle ifade etmek istiyorum. Rafineri projemiz 2018 yılında üretime girdiğinde, Türkiye’nin ikinci büyük sanayi şirketi konumda olacaktır. 2018 yılında SOCAR Türkiye olarak üç büyük holding arasındaki yerimizi alırken, hedefimiz 2023 yılında Türkiye’nin en büyük sanayi şirketi konumuna yükselmektir” dedi.

STAR Rafineri Finansman Sürecinde Yer Alan Firmalar

Banco Bilbao Vizcaya Argentaria S.A.
Banco Popular Espanol S.A.
Banco Santander S.A.
The Bank of Tokyo Mitsubishi
BNP Paribas
Caixa Bank

Credit Agricole Corporate Investment Bank
CESCE
Deutsche Bank
JBIC
ING Bank
Intesa Sanpaolo S.p.A
KFW IPEX
The Korea Development Bank
KSURE
Natixis
NEXI
SACE
Societe Generale
Unicredit
USEXIM
Export Development Canada Bank
T. Garanti Bankası A.Ş.


STAR RAFİNERİSİ TEKNİK BİLGİLER:

Kapasitesi: 10 milyon ton/yıl ham petrol
Hammadde: Ural, “Azeri Light” ve Kerkük gibi çeşitli ham petrolleri işleyebilme esnekliği
Rafinerinin Kurulacağı Yüzey Alanı (Yaklaşık): 2.300.000 m2
Rafineri Ürünleri ve miktarları (yaklaşık olarak):
Petrokimya Hammaddesi olarak:
Nafta: 1.300.000 ton/yıl
Karışık Ksilen: 460.000 ton/yıl
Akaryakıt olarak:
Ultra Düşük Kükürtlü Motorin: 4.950.000 ton/yıl
Jet Yakıtı: 1.695.000 ton/yıl
LPG: 261.000 ton/yıl
Diğer:
Reformat: 525.000 ton/yıl
Petrokok: 698.000 ton/yıl
Kükürt: 158.000ton/yıl
Rafineri Ürün Dağıtım Kanalları: 
Rafineri iskeleleri (3 adet)
Kara dolum
Civardaki petrol şirketlerine boru ile dağıtım
Rafineri Ana Yakıtı: Doğal Gaz
Projede kullanılan Çevresel Standartlar: En güncel AB normları
Rafineri Toplam Depolama Kapasitesi: 1.640.000 m3 (yaklaşık)

yilmazparlar@yahoo.com

TUROB GELENEKSEL YEMEK HİLTON BOMONTİ HOTEL-YILMAZ PARLAR

Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği'nin (TUROB) Haziran ayı Geleneksel Öğle Yemeği, Hilton Bomonti Hotel'de düzenlenen organizasyon ile gerçekleştirildi.
Sektörü bir araya getiren yemeğe, İstanbul Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı Kazım Tekin ve TUROB Başkanı Timur Bayındır’ın yanı sıra, TUROB üyesi oteller, sektör temsilcileri ve basın mensupları katıldı.

Yemeğin açılış konuşmasını gerçekleştiren TUROB Başkanı Timur Bayındır, geçtiğimiz haftalarda acı bir olay ile yitirdiğimiz Somalı madenciler için bir kez daha rahmet dilediklerini, insan hayatının ve değerinin bu gibi üzücü kayıplar ile hatırlatılmamasını temenni ettiklerini vurguladı. 2014 yılının yarılandığı bu dönemde, Birlik olarak tanıtım çalışmaları ve pazar araştırmalarının tüm hızıyla devam ettiğini söyleyen Bayındır, “Sektörümüzün, en önemli uluslararası fuarlarını geride bırakırken, her yıl yeni ve gelişen pazarları, endüstriye kazandırmaya çalışıyoruz” dedi.


“Afrika Pazarından Büyük Kazanımlar Sağlayabiliriz”
Mayıs ayı başında, TUROB bünyesinden bir heyet ile katılım sağladıkları WTM Afrika Turizm Fuarı’nın, bölgeyi tanımak açısından önemli bir fırsat yarattığını belirten Bayındır şunları aktardı; “Tüm meslektaşlarımın yakından tanıdığı "WTM Londra" markası, WTM Latin Amerika ayağından sonra, WTM Afrika Projesi ile sektörün dikkatini global olarak, bölgeye çekmektedir. Kıtanın ve özellikle Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, Ülkemiz ile olan yakın ticari ilişkileri ve bağlarının, bölgeyi, turizm sektörü için önemli bir potansiyel haline getirdiğini düşünüyoruz. Türk Hava Yolları'nın başlattığı direkt ve aktarmalı 30'un üzerinde sefer ile kıta ile olan ulaşım sıkıntımız çok büyük bir oranda giderilmiş, destinasyonun ivmesi başarılı bir artış yakalamıştır. Fuar süresince yapılan görüşmelerde, ülkemizin yakın gelecekte Afrika pazarından turizm anlamında da önemli kazanımlar sağlayacağı izlenimini edindik.

“Mevcut Pazarların Güçlendirilmesi Önceliklerimiz Arasında”
Turizmin ne kadar hassas ve kırılgan yapıda bir sektör olduğu bilinciyle, her zaman alternatif pazarlar yaratarak, ürün çeşitliliğimizi ön planda tutma gayretindeyiz. Bununla beraber mevcut pazarların da güçlendirilmesi ve ilişkilerimizin pozitif tutulması bizler için öncelikli. Özellikle son yıllarda ülkemiz için önemli bir pazar haline gelen

“Ortadoğu Ülkeleri “Turist Çeken” Ülke Algısına Odaklandı”
Ortadoğu bölgesini hedef alan, ATM Dubai Fuarı'nda edindiğimiz izlenim, Bölgenin "turist gönderen ülke" imajından sıyrılarak, "turist çeken ülke" algısı üzerine titizlikle çalıştığı yönünde olmuştur.  Yaptığımız görüşmelere göre, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Bahreyn, Kuveyt, Oman gibi ülkelerin turizm stratejileri, kongre- alışveriş - eğlence turizmi üzerine planlanmakta ve ortaya çıkarılan cazibe merkezleri ile bu ülkeler birer turizm ülkesi haline getirilmektedir. Dubai’de 2020 yılında gerçekleştirilecek EXPO ile Katar’ın ev sahipliğinde 2022 yılında gerçekleştirilecek FIFA Dünya Kupası etkinliklerinin bölgenin tanıtımı ve imajına katkı yapacağı, aynı zamanda cazibe merkezi haline getireceği öngörülmektedir.”

“Kongre Turizminde Yeni ve Güçlü Rakiplerin Sayısı Artıyor”
Ürün çeşitliliğini geliştirmek ve var olan potansiyeli doğru kullanmak adına özellikle İstanbul gibi büyük şehirler açısından önem arz eden Kongre Turizmindeki gelişmeleri takip etmek için IMEX Frankfurt fuarına katıldıklarını ifade eden Bayındır; “Fuardaki en önemli detay her destinasyonun, ayrı bir marka olarak, ülke stantları içerisinde yer almadan tanıtılmasıdır. Bildiğiniz gibi 2013 yılında Türkiye, toplam 221 toplantı ile ilk kez ICCA Top 20 Ülkeleri arasına girerek 18. sırada yer buldu. İstanbul ise 146 toplantı ile geçen yıla göre 1 sıra atlayarak  8. sırada yükseldi. Kongre Turizminde etkin ülke ve şehirlerin yanında, yeni ve güçlü rakipler, sundukları cazip imkanlar ile bu alanda önemli bir rekabet getirmişlerdir. Geleneksel şehirler dışında, başta Ortadoğu, Afrika ve Uzakdoğu olmak üzere çok sayıda ülke kongre turizmi pastasından pay almak üzere çaba göstermektedir. Örneğin; Malezya Kuala Lumpur ile atağa geçerek 2014-16 döneminde toplam 10 bin delegenin katılımı ile 10 Uluslararası Kongre kazanmıştır. Gördüğümüz üzere rakiplerimiz giderek artmakta, sahip olduğumuz tarihi ve doğal güzellikler, değişen rekabet koşullarında ve beklentilerde, tek başına yeterli gelmemektedir” diye konuştu.

“Yatırımlar Salt Turizm İstatistiklerine Dayanarak Değil Titiz Bir Fizibilite Çalışması ile Yapılmalı”
Turizmin, bugün dünya ekonomisi içerisinde gelir sağlayıcı faktörlerin başında yer alan, büyük oranda yatırım yapılan ve gelişen bir sektör haline geldiğine vurgu yapan Bayındır, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Ülkemizde de gelişen turizm hareketlerinin, ağırlıklı olarak otel yatırımlarına yansıdığını görmekteyiz. Ancak her zaman altını çizerek belirttiğimiz üzere, yatırımların, salt turizm istatistiklerine dayanarak değil, titiz bir fizibilite çalışması ile ihtiyaçlar tespit edilerek yapılması gerekmektedir. Her ay açıklanan teşvikleri incelediğimizde Genel tablo ağırlıklı olarak yüksek kapasiteli 4 ve 5 yıldızlı oteller ile İstanbul ve Antalya'yı işaret etmektedir. Bu şehirlerimizin turizm gücü düşünüldüğünde, yatırımların yoğunlaşması normal olsa da, arz fazlasına bağlı olarak otel doluluklarındaki gerileme ve potansiyel düşünüldüğünde, Anadolu'ya doğru yönelecek yatırımların daha önemli ve verimli olduğunu söyleyebiliriz.

“Doğru Lokasyonda Doğru Hedef Kitleye Hitap Edecek Tesisler Yapılmalı”
Trabzon, Eskişehir, Konya, Kayseri, Malatya, Van, Bursa, Mersin, Adana, Diyarbakır ve İzmir otel yatırımları için önde gelen şehirlerimiz arasındadır. Bununla beraber dünya genelinde ziyaretçi trendlerin daha küçük butik konseptli otellere yöneldiği görülmektedir. Asıl önemli olan doğru lokasyonda doğru hedef kitleye hitap edecek tesisler yaratmaktır. Günümüz turistinin gözünde, ziyaret edilen bölge bir bütün olarak değerlendirilmektedir. Şehrin altyapı ve üstyapıdaki başarısı, Hava alanı hizmetleri, ulaşım kolaylığı, restoran ve eğlence merkezlerinin çeşitliliği ve kalitesi, esnafın ve halkın bilinçli yaklaşımı gibi pek çok unsur turizm imajına etki etmektedir. Yapılacak yatırımların yeni otellerden ziyade, turizm çeşitliliğine ve mevcut ürünlerin geliştirilip, iyileştirilmesine yönelik olması, bahsetmiş olduğum artan pazar rekabeti anlamında ülkemize çok daha fazla avantaj sağlayacağı düşüncesindeyim. TUROB olarak, biz bu anlamda sektörümüze ışık tutmaya gayret ediyor ve ülkemiz çıkarına işleyecek ortak hedefler üzerine çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu çalışmalarda, ülkemizin ekonomik, sosyal ve turizm açısından merkezi sayılan İstanbul markası bizim için son derece önemlidir. Şehrin, bir kültür mozaiği ve temsili bir marka olması hepimize büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Bu markayı güçlendirmek ve yaşatmak için değişen dünya dinamiklerine ve beklentilere cevap verebilmek ve bu doğrultuda planlama yapabilmek kaçınılmaz bir gerçektir.  Bununla beraber Anadolu'daki şehirlerimizde sevindirici gelişmeler yaşanmaktadır.

“Van Kahvaltısının Guinness Rekorlar Kitabına Girmesi Var Olan Değeri ve Ürünü Tanıtmak Açısından Çok Güzel Bir Örnek”
Ülkemizin zengin kültür miraslarını barındıran önemli kentlerimizden Van'ın tanıtımına çok önemli katkılar sağlayan Van Kahvaltısının, Guinness Rekorlar Kitabına girmesini büyük bir gururla karşıladık. Bu organizasyon, var olan bir değeri ve ürünü pazarlama ve tanıtma anlamında yapılabilecek projelere çok güzel bir örnek olmuştur. En başından beri Birliğimizin de desteklemiş olduğu bu güzel etkinlikte, emeği geçen tüm yetkililerimizi ve sektörümüzün değerli girişimcilerini tebrik eder, organizasyon süresince göstermiş olduğu kıymetli özverileri için Rescate Hotels Yönetim Kurulu Danışmanı Sayın Şule Gökırmak'a özellikle teşekkürlerimi sunarım.”

İstanbul’da 4. kez başlayacak ve ay sonuna kadar devam edecek Shopping Fest’te de değinen Bayındır, bu kapsamda tüm İstanbullular ve yabancı misafirler için alışveriş fırsatları sunan etkinlik ile ilgili bilgilendirmelerin yapılmasının önemine dikkat çekti.
Geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz duayen turizmci Mehmet Zelzele’nin vefatının yarattığı büyük üzüntüyü dile getiren Bayındır, “Birliğimizde uzun yıllar yönetim kurulu üyeliği yapmış, turizm sektörüne büyük katkıları bulunan, İstanbul Pisa ve Eyfel otellerinin sahibi, değerli büyüğümüz Mehmet ZELZELE'ye bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum, kendisini ve sektörümüze sağladığı katkıları daima hatırlayacağız” diye konuştu.
Başkan Bayındır’ın ardından, TUROB Danışmanı Yeminli Mali Müşavir Dr. Nedim Türkmen, son dönemde KDV’de yaşanan gelişmelerle ilgili bir konuşma yaptı.
Bayındır, konuşmasının ardından yeni üye otellere plaketlerini sunarken, sponsorlar; Ecolab-Yurtiçi Kargo ve Boyut Yayın Grubuna; değerli ev sahipliğinden ötürü Hilton İstanbul Bomonti Hotel Genel Müdürü Sayın Remco Norden'a ve değerli ekibine teşekkürlerini sunarak, plaket taktim etti.

yilmazparlar@yahoo.com

1 Haziran 2014 Pazar

Girne Amerikan Üniversitesi, 30’uncu yılını kutladı-Yılmaz Parlar

Girne Amerikan Üniversitesi, 30’uncu yılını kutladı
Girne Amerikan Üniversitesi ,   30’uncu yıl kuruluş yıldönümü nedeniyle Kıbrıs Girne’de görkemli bir tören düzenledi.Tören Üniversitenin işlettiği  kendi otelinde yapıldı.Törene  Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Dr. Sibel Siber, Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, üst düzey devlet yetkilileri, bilim ve iş adamları  katıldı.

Gecede konuşan GAÜ Kurucu Rektörü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Akpınar ,  1983 yılında İngiltere’de yüksek öğretimine devam ederken televizyonda KKTC’nin ilan edildiğini ve Rauf  Denktaş’ın yurt dışında yaşayan Kıbrıslılara “ülkeye dönüp yatırım yapmaları konusunda çağrı yaptığını’söyledi.
Akpınar, 1985 yılında mezun olduktan sonra ülkesine döndüğünü ve Rauf Denktaş’ın yanına gittiğini belirterek ‘Rauf Denktaş bir kağıda bu çocuğa yardım edin” şeklinde yazı yazıp müsteşarına gönderdi. Ondan sonra bu okulun temellerini attık. ‘ dedi.
Serhat Akpınar, dönemin bakanları ve milletvekilleriyle yapılan görüşmelerin ardından o döneme göre ileri bir vizyonla bakanlar kurulu kararıyla KKTC’de yüksek öğretim sürecinin başladığını kaydetti.

Akpınar, ilk özel üniversiteyi hayata geçiren GAÜ’nün daha sonra yaptığı girişimlerin ardından ilk kez GAÜ tarafından alınan denklik belgesiyle diğer üniversitelerin de önünün açıldığını anlattı. GAÜ’nün ilk kez özel orta dereceli okulları da hayata geçirdiğini anlatan Akpınar, daha sonra dünyaya açıldıklarını aktardı.

Serhat Akpınar, İngiltere, Amerika, Hong Kong ve Türkiye yerleşkelerinin ardından Moldova’da da bir üniversite ve kolej kurma çalışmalarının başladığını ifade etti.
 Akpınar, yaşanan süreçte yanlarında olan Türkiye ve KKTC devlet yetkililerine, GAÜ çalışanları ile öğrencilerine ve hayatta olmayan Ali Rıza Özel’e şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ise
Girne Amerikan Üniversitesinin , dünyaya açılan bir kurum
 haline geldiğini belirterek ‘ Girne Amerikan Üniversitesi’nin turizme katkısının büyük olduğunu bildirdi.Törende ayrıca Üniversitenin kurulmasında katkıları olan eski bürokratlara plaket verildi.Eğitim meşalesinin yakıldığı  törende
, GAÜ Sahne Sanatları Fakültesi  gösteri sergiledi. GAÜ 30. Yıl Gala Gecesi”nin sonunda ise Türkiye’den ve yurt dışından dünyaca ünlü müzisyenleri bünyesinde barındıran ENBE Orkestrası sahne aldı.

yilmazparlar@yahoo.com

31 Mart 2014 Pazartesi

Taksim Point Hotel resmen 5 yıldızlı-Yılmaz Parlar

Taksim Point Hotel resmen 5 yıldızlı!
Mülkiyeti Özbek Ailesi’ne ait olan Taksim’deki Point Hotel, yanındaki otelle birleştirilerek kapasitesi arttırıldı. Otel yönetiminin 5 yıldız başvurusu kabul edildi ve otel artık resmen 5 yıldızlı oldu.

Özbek Ailesi 1989’da Taksim’in Talimhane bölgesinin ilk 4 yıldızlı oteli Nippon ile turizme açıldı. Daha sonra yine aynı bölgede yine 4 yıldızlı olan Point Hotel devreye girdi. Aile bu otelin yanındaki binayı da mevcut binalarına katarak Point Hotel’in kapasitesini arttırıp Turizm Bakanlığı’na 5 yıldız statüsü almak için başvurdu. Taksim Point Hotel  Genel Müdürü Nuri Kalyoncu son durumu  Tourexpi’ye anlattı.  Otelin hizmete girdiği günden bu yana sınıfının 4 yıldızlı olarak geçtiğini belirten Kalyoncu, “5 yıldızlı bir tesis olmak için gereken tüm girişimleri tamamladık. Otelimizin 5 yıldızlı olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da onaylandı. Yanımızdaki binayı da ana binaya kattık. Böylece oda sıyımız 230’a yatak kapasitemiz de 600’e çıktı. İş oteli olarak konumlandık. Bu yüzden iş otellerinin olmazsa olması bir Executive Lounge yaptık” diyor.
Kalyoncu’ya iş oteli müşterisinin temel özellilerini özetlemesini istediğimizde ise şu bilgiyi verdi: “Bu kesim için internet erişimi çok önemli. Biz de internet hızımızı arttırdık. Kendilerine hizmet edecek personelin eğitimli olmasını talep ediyorlar. Biz de personelimizi eğitimlilerden seçip, dönem dönem kendi iç eğitimlerimizi de yapıyoruz. İş oteli arayan kesimin bir diğer özelliği ise konfor ve rahatlık. Misafirlerimizi rahatlatmak adına odalarımızda mefruşattan mobilyaya, yataktan kapıya kadar değişiklikler yaptık. Her odaya HD TV’ler koyduk. Misafirlerine hem Digiturk hem de D-Smart yayınlarını aynı anda veren İstanbul’daki tek oteliz.”

Taksim’deki yayalaştırma çalışmalarını da değerlendiren Kalyoncu bu konuda şunları söyledi: “Taksim Meydan Projesi tamamlandığında meydanın daha aktif kullanılacağını düşünüyorum. Bu meydanın konser ve sanatsal etkinliklere ayrılması halinde bundan hem Talimhane otelleri hem de İstanbul turizmi karlı çıkacaktır.Yayalaştırma projesiyle birlikte devreye giren metro bağlantıları, Levent tarafı veya Tarihi Adaya toplu taşıma araçlarıyla ulaşmak isteyen turistlere büyük bir kolaylık sağladı. Böylece misafirimiz otelinden çıkıp metroyla trafiğe takılmadan gezip dolayabilecek.”
Kalyoncu Nisan ayına yönelik rezervasyonla aldıklarını belirterek sözlerini şöyle noktaladı: “Paskalya dolayısıyla İspanya ve İtalya’dan rezervasyonlar alıyoruz. Önümüzdeki aylarda gerçekleşecek kongrelerden dolayı Kongre Vadisi diye adlandırılan bölgedeki oteller ortalam yüzde 80 doluluklara ulaşacak. İstanbul’da performansın düşmemesi için tanıtıma ara verilmeden devam edilmeli. İstanbul’un son dönemlerde ulaştığı seviyeyi koruyup bunun üstüne çıkabilmesi için yapılacak tanıtımların süreklilik arzetmesi gerekiyor.”

yilmazparlar@yahoo.com

12 Mart 2014 Çarşamba

Çanakkale Şehitleri Anıtı Philips LED teknolojisi ile aydınlatıldı -Yılmaz Parlar

   

Ulusal tarihimizin en önemli simgelerinden olan Çanakkale Şehitleri Anıtı Philips LED teknolojisi ile aydınlatıldı 


Dünya çapında birçok şehir ve ülke simgesini aydınlatan Philips,  Gelibolu Yarımadası’nda yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli simgelerinden olan  Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın LED aydınlatma projesini gerçekleştirdi.  


I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları’nda hayatlarını kaybeden 253 bin Türk askeri anısına yaptırılan Çanakkale Şehitleri Anıtı, Philips tarafından anlam ve hikâyesine uygun olarak aydınlatıldı. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın aydınlatma projesinde kullanılan LED projektörler sayesinde anıtın gece görsel olarak daha etkili bir şekilde aydınlatılmasının yanısıra  enerji verimliliği sağlanması   hedeflendi.
Yeni proje hakkında bilgi veren Philips Türkiye CEO’su Göktuğ Gür, “Paris’teki Eyfel Kulesi’nden, Londra’daki Big Ben’e; İstanbul’daki boğaz köprülerinden Atina’daki Akropolis’e kadar dünya çapında birçok aydınlatma projesine imza atmış bir şirket olarak şehir ve ülke simgelerini aydınlatarak referans projeler gerçekleştirmek bizim için çok önemli. Bu kapsamda, Türkiye tarihinin de önemli bir simgesi olan Çanakkale Şehitleri Anıtı’nı aydınlatmak bizim için  oldukça gurur vericidir” dedi.

Aydınlatma projesi yapılırken nelere dikkat edildiğini anlatan Gür, “Çanakkale Şehitleri Anıtı’ndaki her bir eserin taşıdığı anlam ve tanıklık ettiği tarih, Philips’in yeni aydınlatma projesi ile desteklenerek anıtın gündüz var olan ihtişamının gece de ortaya çıkarılması amaçlandı. Proje ile  enerji verimliliği sağlanırken akşam saatlerinde yaşanan güvenlik endişesi ortadan kaldırılarak ziyaretçi sayısı da artırıldı. Tercih edilen armatürlerin birçoğunun LED olması sebebiyle milli bayramlar ve özel günlerde farklı ışık ve renk senaryoları sunarak sisteme esneklik de kazandırıldı.  Aynı zamanda projede kullanılan Philips LED çözümleri GPRS ile entegre edilerek internet erişimi olan herhangi bir yerden aydınlatma senaryolarının kontrol edilebilmesi sağlandı. Ortaya çıkan aydınlatma konseptiyle mekânın tarihsel kimliğine katkıda bulunuldu, bunun yanı sıra gündüz olduğu kadar gece saatlerinde de eserlere dikkat çekilmesi sağlandı” diye konuştu. 
 LED teknolojisinin şehirlere kimlik katmadaki rolünü anlatan Gür, “Tüm dünyada şehir ve ülke simgelerinin birçoğu LED teknolojisi kullanılarak aydınlatılıyor. Philips olarak Türkiye’de bu konuda birçok LED’li aydınlatma projesi gerçekleştirdik. Bursa Ulu Camii, Emir Sultan Camii, Bursa ve İzmir Saat Kuleleri, Istanbul Boğaziçi köprüleri, Kuleli Askeri Lisesi, Ankara Tren Garı bunlardan sadece birkaçı. Çanakkale Şehitleri Anıtı gibi tarihi bir öneme sahip yapıyı aydınlatmak bizim için çok büyük bir gurur kaynağdır” dedi. 
LED teknolojisinin avantajlarından bahseden Gür, “LED, elektriğin icadından bu yana, aydınlatma sektörünün tanık olduğu en önemli buluş. Standart bir lambanın ömrü 1000 saat, bir kompakt floresanın ömrü en fazla 10.000 saat civarlarında beklenirken; doğru üretilmiş bir LED’li üründe ömür 50.000 saat civarında. Geleneksel lambalara göre LED lambaların 15 katın üzerinde uzun ömürleri sayesinde işletmeler sık değiştirme maliyetlerinden tasarruf edebildikleri gibi 1-2 yıl içerisinde ilk yatırımlarını amorti edebiliyorlar. LED lambaların civa içermemeleri, daha az ısınmaları, UV ve IR gibi zararlı olabilecek ışın yaymama gibi avantajları da yaşadığımız çevreye ve doğaya önemli katkılar sağlıyor. Bu avantajlar  tarihi ve kültürel mekanların aydınlatmasında LED teknolojisinin daha  fazla tercih edilmesine de  neden oluyor” diye konuştu.

 Philips’in gerçekleştirdiği projede abidenin 40 metrelik dört ayağının her bir yüzü LED projektörlerle aydınlatıldı. Anıtın solda kalan ayaklarına Türk bayrağı sağda kalan ayaklarına ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri yansıtıldı. Dört ayağın üstünü kapatan mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren projektörlerle vurgulandı. Böylece Çanakkale Destanı’nı yazan Ulu Önder Atatürk ve Türk bayrağına kanlarının rengini veren kahraman Türk askerleri anıtla bütünleştirildi. Anıt dışında tören alanından abideye giden sağlı sollu yürüyüş yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar da aydınlatılarak abide ile tören alanı arasında bağ kuruldu ve karanlıkta yürüyen yayalara rehberlik edilmesi sağlandı.  Abidenin bahçesinde bulunan ‘Yaralı Asker’ ve ‘ Mustafa Kemal Çanakkale’de ’ anıtları doğal beyaz LED ışık kaynakları ile aydınlatılırken 45 metre uzunluğundaki Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan rölyef ise karşıdan belli aralıklar ile aydınlatma sistemi kullanılarak vurgulandı. Böylece koyu renge sahip oldukları için akşam saatlerinde neredeyse görünmez olan bu eserler etkili bir biçimde ortaya çıkarıldı. Son olarak, Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli bir yapıya sahip  ‘Türk Bahçesi’nin ortasında bulunan cam miğferin içine geniş açılı bir aydınlatma armatürü yerleştirilerek, eser renk değiştiren ışıklı bir küre haline getirildi. Işıklı miğfer ile Çanakkale Savaşları’nda ölen şehitlerin ruhlarının sembolize edilmesi amaçlandı. 
Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan almaktadır. Anıt, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden ve destan yazan 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmıştır. Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın projelendirdiği eser kazanmıştır. 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metredir. Tümüyle 62,5 metrelik bir alanı kapsayan anıtın ayaklarının genişliği 7,5 metredir. Dört sütun üzerine oturtulan abide Türkiye’nin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Rölyeflerin denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiği sembolize eden M harfi şeklinde gözüken anıtın tavanına mozaikten bir Türk bayrağı işlenmiştir. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın bahçesinde, 2007 yılında açılan sembolik bir şehitlik, Türk Bahçesi, heykeltıraş Tankut Öktem’in yaptığı Yaralı Asker Anıtı, Metin Yurdanur’un yaptığı Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı ve 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef bulunmaktadır.
Royal Philips  (NYSE: PHG, AEX: PHIA) sağlık, aydınlatma ve tüketici ürünleri sektörlerinde sunduğu güncel yenilikler ile insanların yaşamlarını iyileştirmeye odaklı bir Sağlık ve İyi Yaşam şirketidir. Merkezi Hollanda'da bulunan Philips'in dünyada 100’den fazla ülkede toplam 115 bin çalışanı bulunmaktadır. 2013 yılında  23,3 milyar Euro tutarındaki satışlarıyla şirket, kalp sağlığı, akut bakım ve evde sağlık bakımı, enerji verimli aydınlatma çözümleri ve yeni aydınlatma uygulamaları ile  erkek tıraş ve bakım ürünleri  ve ağız sağlığı  ürünlerinde pazar lideridir.   

Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan almaktadır. Anıt, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden ve destan yazan 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmıştır. Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın projelendirdiği eser kazanmıştır. 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metredir. Tümüyle 62,5 metrelik bir alanı kapsayan anıtın ayaklarının genişliği 7,5 metredir. Dört sütun üzerine oturtulan abide Türkiye’nin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Rölyeflerin denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiği sembolize eden M harfi şeklinde gözüken anıtın tavanına mozaikten bir Türk bayrağı işlenmiştir. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın bahçesinde, 2007 yılında açılan sembolik bir şehitlik, Türk Bahçesi, heykeltıraş Tankut Öktem’in yaptığı Yaralı Asker Anıtı, Metin Yurdanur’un yaptığı Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı ve 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef bulunmaktadır.
Genel Bilgiler;
Abide: Abidenin 40 metrelik 4 ayağının her bir yüzü RGB LED ışık kaynaklı Color Reach Powercore LED projektörlerle aydınlatılmış olup, anıtın dört bir yünündeki solda kalan ayaklara Türk bayrağı, sağdaki ayaklara ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri ProFLood Gobo ile yansıtılmıştır. Dört ayağın üstünü kapatan mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren Deco Flood projektörlerle vurgulanmıştır. Böylece Çanakkale Destanı’nı yazan Ulu Önder Atatürk ve Türk bayrağına kanlarının rengini veren kahraman Türk askerleri anıtla bütünleştirilmiştir.
Abide’ye giden ağaçlı yol: Tören alanından abideye giden sağlı sollu yürüyüş yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar Color Burst Powercore armatürlerle aydınlatılmıştır. Böylece ağaçlar gece daha dikkat çekici bir hal alırken aynı zamanda karanlıkta yürüyen yayalara rehberlik edilmesi sağlanmıştır. Aydınlatma sayesinde abide ile tören alanı arasında da bir bağ kurulmuştur.
Rölyefler ve diğer anıtlar: Yaralı Asker ve Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı doğal beyaz LED ışık kaynağına sahip eW Compact Reach Powercore armatürlerle dört bir yönden, 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşlarında kahramanlık olaylarını anlatan rölyef ise karşıdan belli aralıklarla eW Blast Powercore armatürlerle aydınlatılmıştır. Koyu renge sahip oldukları için akşam saatlerinde neredeyse görünmez olan bu eserler yeni aydınlatma projesi ile etkili bir şekilde vurgulanarak ortaya çıkarılmıştır.
Türk Bahçesi: Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli bir yapıya sahip Türk Bahçesi’nin ortasında bulunan cam miğferin içine geniş açılı RGB Color Blast Powercore yerleştirilerek renk değiştiren ışıklı bir küre haline getirilmiştir. Işıklı miğfer ile Çanakkale Şavaşları’nda ölen şehitlerin ruhlarının sembolize edilmesi amaçlanmıştır.


yilmazparlar@yahoo.com