1 Ekim 2018 Pazartesi

25. Uluslararası Adana Film Festivali'nde ödül Töreni-Yılmaz Parlar


Festivalin sahibi Adana halkıdır


25. Uluslararası Adana Film Festivali'nde ödül Töreni  30 Eylül 2018 Cumartesi gecesi Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Büyükşehir Belediyesinin sponsorlardan yoksun tek başına yüklediği çok başarılı Film Festivalinin ödül gecesinde, başarılı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü yaptığı konuşmasında “Festivalin sahibi Adana halkıdır.”dedi

Sunuculuğunu Burcu Esmersoy ile Emre Karayel'in yaptığı Kapanış ve Büyük Ödül Töreninde,  En İyi Film Ödülü Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin yönettiği Sibel’e verildi.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve Jüri üyesi Cihan Ünal, En İyi Film ödülünü alan "Sibel" filmi ekibine ödülünü verdi. 
KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Gürsel Özyiğit’in de katıldığı Tören geleneksel kırmızı halı geçtiyle başladı.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün Sinema ve sanat hakkında yaptığı konuşma çok manidardı. Bir sanatçı deryası ve en büyük kültür ve sanat adamlarını yetiştirmiş olan. Adana'da elbetde  sinema festivalinin sonsuza kadar yaşayacağını bundanda  hiç kimsenin şüphe duymamasını söyledi. “Türk sanatı adına bu festivalin sahibi Adana halkıdır, sahip çıkacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın bundan."şeklinde özetle sanata ve sinemaya sıkık sıkı sarılan Adana’nın kültür merkezi olduğunu vurguladı.
Yönetmenliğini Tolga Karaçelik’in yaptığı, Adana İzleyici Ödülü’ne layık görülen Kelebekler filminin ekibine ödülü verdi. 


Adana Valisi Mahmut Demirtaş da, kültür ve sanat şehri Adana’da; Adana Film Festivali’ni hayata geçiren Büyükşehir Belediye Başkanı’na, ekibine, sanatçılara ve Adanalılara 
teşekkür etti.




En İyi Film : Sibel
En İyi Yönetmen : Tolga Karaçelik/Kelebekler
Yılmaz Güney Ödülü: Anons
Adana İzleyici Ödülü: Kelebekler
Jüri Özel Ödülü: Hüseyin Karabey/İçerdekiler
En İyi Senaryo: Tolga Karaçelik /Kelebekler
En İyi Kadın Oyuncu : Damla Sönmez/Sibel
En İyi Erkek Oyuncu : Caner Şahin ve Yiğit Ege Yazar/Kardeşler
En İyi Müzik : Mehmet Güreli/Dört Köşeli Üçgen
En İyi Görüntü Yönetmeni : Krum Rodriguez/Anons
En İyi Sanat Yönetmeni : Tuba Erdem/Dört Köşeli Üçgen
En İyi Kurgu : Naim Kanat/Güvercin Hırsızları
Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu : Gizem Erman Soysaldı/İçerdekiler
Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu : Emin Gürsoy/Sibel
Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü: Gözde Mutluer/Kardeşler
Umut Veren Genç Erkek Oyuncu : Seyit Nizam Yılmaz/Güvercin Hırsızları
SİYAD En İyi Film : Banu Sıvacı/Güvercin
FİLMYÖN En İyi Yönetmen : Mahmut Fazıl Coşkun/Anons




Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması Ödülleri


En İyi Film : Şüphe (Boening / Burning) (Yönetmen: Lee Chang-dong)

Jüri Özel Ödülü: Anons (The Announcement) (Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun)
Mansiyon Ödülü: Tarihe Barbar Olarak Geçmek Umurumda Değil (I Do Not Care If We Go Down In History as Barbarians / Îmi Este Indifferent Daca în Istorie Vom Intra Ca Barbari) (Yönetmen: Radu Jude) 


Adana Valisi Mahmut Demirtaş yaptığı konuşmasında "Kültür ve sanat şehrini festivallerle 

çok iyi bir şekilde tanıtacağımızı düşünüyorum. Belediye Başkanı Sözlü, ekibine, tüm sanatçı dostlarıma ve Adanalı hemşehrilerime çok teşekkür ediyorum." dedi.

Ödül veren Jüri üyesi Cihan Ünal film hakkında  “Filmi izlerken 1980'li yılların başına gittim.çok duygulandım. Bana Atıf Yılmaz'ı hatırlattı. Kadın ezilmişliği acı çeken ıstırap çeken kadınları anlatan bir filmdi. Erkek egemen bir toplumda erkekleşerek varlıklarını sürdüren kadınlar arasında kendisine biçilen rolü reddederek mücadele eden genç bir kadının öyküsünü güçlü ve etkileyici bir sinema diliyle anlatma başarısını göstermesi nedeniyle Sibel." şeklinde filmin değerini belirtdi.

Ödül sahibi Damla Sönmez, “Bu hafta çok sıkışık bir festival trafiği var. filmin yönetmenlerinden Guillaume Giovanetti'nin Hamburg'ta, Çağla Zencirci'nin de şu an Atatürk Havalimanda bir uçakta beklemekde.” Diyerek Giovanetti ve Zencirci'nin törene katılamadıkları için çok üzgün olduklarını, herkese sevgilerini ilettiklerini söyledi.



"Yılmaz Güney" ödülünü vermek üzere sahneye gelen Yaşar Pütün, Selma Güneri’nin elinde zarfı zarfı alarak kendisinin açmak istediğini söyleyip, zarfı açarak Yılmaz Güney üçüncü sinema mesajlarına atıf, kara mizahla  "Nedenine gelince bir dakika işin esprili yanı... Acaba içinden dolar mı çıkar diye. Ama baktığımızda yok. Ee, zaten dolar kullanmıyorduk ki aramaya da gerek yok." Dedi.  Zarfı iade etdi


Selma Güneri "Yılmaz Güney" ödülünü  "Anons" filmi ekibine verildiğini duyurdu.Güneri, “Yılmaz Güney'in dünya çapında bir aktördü. Çok özlüyoruz onu. Biz ondan sinemayı öğrendik, hayatı öğrendik. Çok gençtik. Onunla filmler yaptığımız sırada. Ruhu şad olsun. Yılmız Güney ödülünü vermek benim için büyük bir onur vesilesi." dedi.



Filmin yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun teşekkür konuşmasında; “Yılmaz Güney ödülünü almak    büyük bir gurur. Özellikle Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim. Ulusal yarışmayı ısrarla sürdürüyor ve gerekli, hak ettiği değeri veriyor." Şeklinde minnetdarlığını belirtdi.



Ödül tören sonrası Hilton Hotelinde After Party şeklinde kapanış resepsiyonu verildi. Sevinenler-Üzülenler bir arada festivalin heyecan yorgunluğunu atdılar. Birbirini daha iyi tanımanın vesile olduğu bu etkinlikler iletişim ve sohbetler bilgi paylaşıma fayda sağlamaktadır.

Böylece Adana Büyükşehir Belediyesinin sponsorlardan yoksun tek başına yüklediği Çok başarılı Film Festivali başarılı bir etkinlikle son buldu.



yilmazparlar@yahoo.com

23 Eylül 2018 Pazar

Brezilya Bağımsızlık günü resepsiyon-Yılmaz Parlar

YAŞASIN BREZİLYA-YAŞASIN TÜRKİYE

Samba Ülkesinin Kurtuluş Gününde Yine Atatürk..

Yalnız Türkiye’nin değil, Dünya’nın sevgisini, sempatisini kazanan samba ülkesi Brezilya Kurtuluş günü kapsamında verilen resepsiyonda, İstanbul ve Türkiye sevdalısı, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França yaptığı konuşmasında yine Atatürk takdiri yine Atatürk sevgisi vardı.
İstanbul Brezilya Baş Konsolosluğu 7 Eylül Brezilya Bağımsızlık günü kapsamında 19 Eylül 2018 Çarşamba günü Ritz Carlton Hotelde, Brezilya’nın Ankara Büyükelçisi Eduardo Gradilone ve eşi Diva Gradilone katılımıyla resepsiyon verdi. 

İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França “7 Eylül 1822’de Brezilya’daki yurttaşların adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerini takiben, Naip Pedro de Alcantara sömürgeci yönetimi kaldırmaya ve Portekiz’den bağımsızlık ilan etmeye karar verdi. Kendisi Brezilya İmparatorluğu’nun ilk yöneticisi, I. Pedro oldu. 
Kıta Amerikası tarihindeki bu mühim olay Brezilya’nın egemen bir ulus olarak varlığının başlangıcını işaret etmektedir. Brezilya halkının kendi kaderi üzerindeki yüksek otoritesinin delili ve eski sömürgeci hakimiyete dayalı adaletsiz uluslararası düzenin reddidir. 
Birçok açıdan benzer şekilde, Mustafa Kemal Atatürk dış müdahaleye karşı silahlanan Anadolu halkına Kurtuluş Şavaşı'nda liderlik etmiş ve çağın egemen güçleri tarafından Türkiye'ye dayatılan Sevr Anlaşması'nın haksız taleplerini reddetmiştir
Kaderin çarpıcı bir tesadüfü ile, Atatürk’ün 1927’deki Nutku’nda dile getirdiği önemli şiarı, yüz beş yıl önce Brezilya’nın bağımsızlığının ilan edildiği anda I. Pedro’nun beyan ettiği sözler ile tamamen aynıdır: 
“Ya İstiklal, Ya Ölüm!”
“Independência ou Morte!” Şeklinde Mustafa Kemal Atatürk sevgisini ve takdirini dile getirdi.
Başta Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul Boğaz'ı Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Yabancı Konsolosların ve temsilcilerin, DEİK Brezilya-Türkiye İş Konseyi Başkanı Demir Şarman’ın iş siyaset sanat Dünyasının seçkin kişilerin elit davetlerin katıldığın resepsiyonda iki ülke Milli marşların okunmasıyla birlikde Konsolos França konuşmasında önemli bilgiler paylaştı. “Brezilya’nın bağımsızlığı farklı kültürel birikimlere sahip 200 milyondan fazla vatandaşa yurt olan büyük bir ulusu meydana getirmiştir. Brezilya’nın kalkınma yolculuğu boyunca dünyanın her köşesinden gelen göçmenler, ki buna Türkiye ve önceki Osmanlı toprakları da dahildir, hukukun egemenliğine ve liberal ve demokratik ilkelere dayalı müreffeh bir ülke yaratılmasında yardımcı olmuştur. 
Brezilya ile Türkiye halklarının ulusal kimlikleri bağımsızlık nosyonunu mihenk taşı olarak ve en temel dayanak olarak içermektedir. Köklü bir dostluğumuz var - Brezilya ve Osmanlı İmparatorlukları arasında Dostluk ve Ticaret Anlaşması'nın imzalanması ile Brezilya ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 2018'de yüz altmışıncı yılını kutluyoruz.”Bilgilerini verdi. 

İki ülkenin benzerliklerini ortaya koyan França “Bugünlerde Brezilya ve Türkiye daha çok ortak noktaya sahip - her ikisi de kendi bölgesel bağlamlarında önemli rol oynayan ve birtakım küresel sorunlar üzerinde benzer görüşlere sahip, üst-orta gelirli gelişmekte olan ülkeler. Güçlü, karmaşık ve oturmuş endüstriyel ekonomileriz. Ülkelerimiz son zamanlarda bazı politik ve ekonomik türbülanslar yaşamasına rağmen, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne olan ortak bağlılığımız, fırtına gözden kaybolduktan sonra başarıya ve refaha ermemizi sağlayacaktır.” Dedi.
Ticari ilişkilerimiz ve Turizm- ülke ziyaretcileri hakkında “2017'de ikili ticaret neredeyse 3 milyar Amerikan Dolarına ulaşmıştır, 2016'dan %38 artış yaşanmıştır. 10 yıllık dönem içerisinde, ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi %108 artmıştır. Coğrafi mesafeye karşın, iki ülke arasında muazzam bir çekim vardır. Türkiye hızla Brezilyalı turistlerin en çok tercih ettiği destinasyonlardan biri haline gelmektedir. Her yıl ortalama 60 bin turist buraya gelmektedir.”şeklinde açıklamalarda bulundu.

Konsolosluğun Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu – DEİK ile geliştirebildiği, ticaret ve dostluk bağlarımızı iyileştirmemizde etkili olan ortaklığını kutlayan sözlerle, “Brezilyalı özel şirketlerin Türkiye ekonomisinin çeşitli sektörlerindeki yatırımları açısından Türkiye istikrarlı bir şekilde cazip bir hedefe dönüşmektedir. Diğer taraftan, önemli Türk yatırımlarının Brezilya pazarına doğru hareket ettiğini görmekteyiz, ki üçüncü en büyük yabancı yatırım çeken ülkedir.”Bilgisini paylaştı.
İki ülke arasında devam eden yüksek düzey siyasi ikili diyaloğunu, Brezilya Tarım Bakanı Yardımcısı Mevkidaşı ile istişare için Ankara’ya geldiğini,  Brezilya Tarım Bakanlığı WorldFood İstanbul Fuarı’ndaki ulusal pavyonda  sponsor olduğunu vurguladı. 

Brezilyalı yurttaşlarına, Portekizce olarak seslenmek istediğini söyleyen, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França “Prince Regent tarafından imzalanan İlk Bağımsızlık Bildirgesinden alıntı, d. Pedro de Alcântara, 1 Ağustos 1822.
7 Ekim’de yeni Brezilya Cumhurbaşkanı’na oy vereceğiz. Gelecek dört yıl boyunca milletimize liderlik edecek olanı seçmek bizim sorumluluğumuzdur.
Ülkemize inanalım! Brezilya bizler, ailelerimiz, dostlarımız ve vatandaşlarımız.
Güzel ve çeşitli bir kültüre sahibiz. Gerçek tam vatandaşlar olalım, geleceğimizi ulus olarak tanımlamak için kaderimizin kontrolünü ele alalım.” Dedi.

“Brezilya ve Türkiye arasındaki dostluk bağları ile karşılıklı saygı ve takdirin bu gece daha da güçlü olmasını ve her geçen gün daha yakın ve sıkı olmasını temenni ederim. 
Yaşasın Brezilya! Yaşasın Türkiye!
Hepinize teşekkürler ve iyi eğlenceler.”Sözleriyle konuşmasını noktaladı.

Konuşma ardından Konsolos Paulo França çalışma arkadașları Sena Belkayalı ve Mustafa Dolu’ya Brezilya Devleti adına üstün hizmet nişanı takdim etdi.. 
Konuklar arasında Merkezi İstanbul’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Florida, California ve New York eyaletlerinde şubeleri olan, GP Universal Şirketi Sahipleri Pınar Peker-Fariba Graham Konsolos ile yaptıkları sohbetde iki ülke arasında Ticari yatırımlara katkı yapacaklarını belirtdiler.

Gecenin sürprizi yaptığı brezilya müzik elçiliğinden dolayı Devlet sanatcı nişanına sahip Jozi Levi’nin samba ritm öğretisiyle yine kendi atölyesinden getirdiği davetlilere dağıtılan ritm aletlerinin samba ritmlerin çalınmasıydı. Çok güzel bir atmosferle sambalı kutlama yapıldı. Doyasıya gece yaşandı. Jozi Levi Brezilya orkestrasının Latin şarkıları icra eden Banu Kuntışık birbirinden güzel Brezilya şarkılarıyla geceye renk katdı.



yilmazparlar@yahoo.com

7 Eylül 2018 Cuma

TÜRKİYE-KIBRIS BİLİM IŞIK KÖPRÜSÜ-YILMAZ PARLAR

TÜRKİYE-KIBRIS BİLİM IŞIK KÖPRÜSÜ


Kıbrıs, ABD, İngiltere, Sri Lanka, Moldova, Hong Kong, Türkiye olmak üzere 7 ülkedeki kampüslerinde ek ücret ödemeden eğitim fırsatı tanıyan, büyümeye devam eden Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Türkiye ile bilim ağını örüyor.

 

Yılın Başarılı Bilim Adamı kategorisinde; Yılın akademisyeni ödülüne layık görülen, Yılın akademisyeni seçilen, ‘‘Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri’’ başlıklı yeni kitabı henüz yayımlanan Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Uğur Özgöker Ana Vatan-Yavru Vatan bilim köprüsünü kurmaya devam ediyor. Yüksek seviyede eğitim düzeyi sağlama adına çok donanımlı birikimli engin tecrübeleriyle Prof. Dr. Uğur Özgöker çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

 
Bitlis- Eren Üniversitesi Rektörü, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi- KAÜ’yü ziyaret etti.
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım ve beraberindeki heyet, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi’nin (KAÜ) Arabahmet Kampüsü, Osmanlı Kütüphanesi ve Dereboyu’ndaki Cloud Binasını ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
 
BEÜ Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım, KAÜ’nün Lefkoşa Surlariçi’nde çok önemli bir görev üstlendiğini, tarihe ışık tutan Osmanlı Kütüphanesi’nin yanı sıra Eğitim ve Araştırma Merkezi olarak yer alan Cloud binası ile de geleceğe hazırlandığını kaydetti.

Prof. Dr. Yardım açıklamasında; KAÜ’deki tüm fakülte ve bölümlerin belirli bir amaç üzerine açılmış olduğunu, gelecek yıl Ziraat Fakültesi’nin kurulmasıyla Karpaz Yaşam Kampüsü’nün devreye girmesinin uygulamalı eğitimin önünü açacağını, akademik çalışma alanlarıyla ilgili sunum sonrasında ise muhtemel ortak proje olanakları ve makale çalışmaları hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunulduğunu söyledi.
 
KAÜ Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker; ‘‘Bir şehir üniversitesi olarak Işıklar Şehri Lefkoşa’da yer alarak öğrencilerimize ‘tüm şehir, senin kampüsün’ diyoruz. Akademik ve kültürel etkinliklerin sürekli olduğu üniversitemizde kuram, uygulama ve sanatı iç içe yaşanıyor. Ayrıca Kıbrıs yerleşkesi dahil 7 ülkedeki kampüslerimize ek ücret ödemeksizin; ABD, İngiltere, Sri Lanka, Moldova, Hong Kong, Türkiye’den eğitimlerini alma fırsatı tanıyoruz. KAÜ’ye gelen öğrenciyi dünya insanı olarak mezun ediyoruz.’’ dedi.

Otantik Kıbrıs Mimarisi özelliklerini taşıyan gitdikçe kampus alanı aynı dokulu binaları bünyesine katarak genişleten Kıbrıs Amerikan Üniversitesinin hedefleri çok büyük.

KAÜ Amerikan Üniversitesi  Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Oya Ertuğruloğlu, KAÜ Rektörü Prof. Dr. Özgöker’in yeni bölümler için Türkiye’den getirdiği Öğretim görevlileri ile görüşmeler yaptı.

 
Görüşme, KAÜ Rektörü Prof. Dr. Özgöker’in, BEÜ Rektörü Prof. Dr. Yardım’a üniversite hediyeleri ve plaket takdim etmesiyle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com

13 Ağustos 2018 Pazartesi

KAÜ’DEN AKADEMİ DÜNYASINA DEV KATKI-YILMAZ PARLAR

KAÜ’DEN AKADEMİ DÜNYASINA DEV KATKI

Uluslararası İnsan ve Toplum Bilimleri Kongresi-Uluslararası Fen ve Mühendislik Bilimleri Kongresi 

Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) ve Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ)’nin birlikte
düzenlediği, Merkezi Almanya’da olan DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği ile Merkezi
Polonya’da olan EBCA Avrupa İş Kulübü’nün Desteklediği Dev Kongre, 04-06 Eylül 2018’de
KKTC/Girne’de yapılıyor.


GAÜ Spectrum Uluslararası Kongre Merkezi’nde yapılacak Kongre’ye Türkiye ve KKTC’den
40’dan fazla üniversite, Orta-Doğu ülkeleri, Rusya, Kazakistan, Güney Afrika, Moldova başta
olmak üzere de 20’ye yakın üniversite katılacaktır.
Beşeri ve Sosyal Bilim ile Fen ve Mühendislik alanlarında 150’den fazla tebliğ, akademisyen
ve uzmanlarca, farklı oturumlarda tartışılacaktır.
Akdeniz’in Mavi İncisi KKTC/Girne’de doğal ve tarihi güzelliklerin içinde, yapılacak olan
Uluslararası Kongreye 200’den fazla katılım olacaktır.
Geniş kapsamlı ve onlarca farklı konuların tartışılacağı, Uluslararası Kongre, içerik ve
zenginlik açısında Kıbrıs için “ilk” olacaktır.
Kongreye katılım için kongre resmi web sayfası: https://www.srcongress.org/
dan kayıt yapılabilir.
yilmazparlar@yahoo.com

24 Temmuz 2018 Salı

15 Temmuz Şehitleri anma Terörü lanetleme-Yılmaz Parlar

15 Temmuz Şehitleri anma Terörü lanetleme

15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 15 Temmuz darbe girişimi seneyi devresinde şehitleri anma ve terörü lanetleme etkinlik düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşma gerçekleştirdi. Ulusa ve Uluslaraarsı yayın kuruluşlar ile Dünyanın pek çok ülkesine seslendi.

Etkinliğe çok sayıda vatandaş ellerinde bayraklarla katıldı.

Başkan Erdoğan’nın konuşmasından kesitler “Ben bu milletin bir ferdi olmaktan onur duyuyorum. Efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiğimiz bu görevde bizleri başarılı kıl.”

“15 Temmuz, tüm Türkiye'nin, milletimizin tüm fertlerinin zaferidir. 15 Temmuz, bizimle beraber dünyadaki tüm mazlumların zaferidir. Şuan Moskova'da da bu törenler yapılıyor. Avrupa'da da yapılıyor.”
“İstiklal Harbi nasıl yeni bir dönemi başlatmışsa, 15 Temmuz da yeni kapılar araladı. Bağımsızlığımızı korumanın yanında, milletimizin birlik ve beraberliğini pekiştirmesinde de dönüm noktası oldu.”
Cumhur İttifakı'na aynı kararlılıkla devam edeceğiz
“17 Ağustos'ta Sayın Bahçeli ile başladığımız yürüyüşü Cumhur İttifakı ile devam ettirdik, aynı kararlılıkla da devam ettireceğiz.
Ne dedik? İnlerine gireceğiz dedik. Nereye giderlerse gitsinler bu milletin huzurunu kaçıranlar karşısında bizi bulacak. Ülke hudutlarımız içerisinde sabotajlara maruz kalmadan tüm terör örgütleriyle çok daha başarılı bir süreç yürüttük.”
Tüm bu gelişmelerle inşallah ülkemizde darbe defterini bir daha açılmamak üzere kapattık.
15 Temmuz'da yaşananları asla unutmayacağız
“15 Temmuz bizlere kimin ülkemizin kara gün dostu, kimin iyi gün dostu olduğunu gösterdi. Yaşadığımız hadisileri sürekli gündeme getirmesek de bu yaşadıklarımı asla unutmayız. 15 Temmuz tarihe bir kayıttır. Unutmayacak, unutturmayacağız. O dönemde şahit olduğumuz riyakarlıkları da not ettik. O gece bizim için dua edenleri de FETÖ için destek olanları da unutmadık.”
Cuntacıların yanında yer alanları asla unutmayacağız.

“Kimin nerede nasıl tavır takındığını da, kimin kimlerle iş tuttuğunu da gayet iyi biliyoruz. Umudunu FETÖ'cü cuntaya bağlayanların darbe girişimi başarısız olunca nasıl döndüklerini de kayda aldık.”

“Ülkemizde devam eden davalar yavaş yavaş neticelenmeye başladı. O gece ülkemize ihanet eden katiller, en ağır cezalara çarptırılıyor. Son FETÖ'cü hain de hesap verene kadar bu mücadeleyi hukuk içerisinde kararlılıkla sürdüreceğiz.
Pensilvanya'daki melunun takiye, hile, yalan dolanla büyük bir gizlilik içinde büyüttüğü ahtapotun kollarını kestik.”
“Tabi bunların hepsini müzakere edeceğiz. Şehitlerimizin kanını yerde asla bırakamayız. Hesabını soracağız.”
“Bu çevrede tanklara alkış tutanları, darbecilerle anlaşıp tankların arasından sıvışanları unutmuyorsak, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine kaçanları asla unutmadık unutmayacağız.”
“15 Temmuz bize şunu gösterdi, bu millet vatan söz konusu olduğunda aynı safta buluşan necip bir millettir, bu millet cesur bir millettir, bu millet kahraman bir millettir.”
“Rabbim bu birliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Rabbim, vatanımızı her türlü saldırıdan, her türlü ihanetten korusun. Rabbim, 15 Temmuz benzeri travmalar yaşatmasın bu millete bir daha."
Başkan Erdoğan'ın konuşmasının ardından Başkan Yardımcısı Fuat Oktay, Bakanlar Kurulu ve Tansu Çiller gibi isimlerin de aralarında olduğu isimlerle birlikte platformda Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın duasına eşlik etti.

yilmazparlar@yahoo.com


19 Haziran 2018 Salı

Biz İstanbul’a Layıkmıyız-Yılmaz parlar

Biz İstanbul’a Layıkmıyız?

SKAL İstanbul Klübün Armada Hotel ev sahipliğinde yaza merhaba gecesi toplantısında Otel Sahibi Kasım Zoto yaptığı turizm ve otelin oluşum kesitlerin yer aldığı konuşmasında “İstanbul Bize layıkda, Biz İstanbul’a Layıkmıyız?”dedi.

İstanbul kültür çalıştayında, Turizm Kültür Bakanımızca; Vedat Türkali’nin ‘Bekle Bizi İstanbul’ şiirindeki “Sen bize layıksın biz de sana” sözleriyle İstanbul’a layık olabilme dile getirilmişti. Kimliğini kaybeden, marka kent olmaya layık, ancak kötü şöhrete yol alan İstanbul…

Kasım Zoto’nun sözleri adeta yankılandı. Gerçekdende, tarihi eşsiz doğasıyla, zengin kültürel mirasın harmanlandığı birçok tarihi ve kültürel eserleri barındıran, doğu ile batı arasında önemli bir köprü durumunda olan, kimliğini kaybetmesine sebep olduğumuz İstanbul..

Günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşamaktadır. World Tourism Organization tarafından bildirilen, Birleşmiş Milletlerlerce, kent nüfusunun % 60 üstünde büyüyeceği ve kentlerde yaşayan insan sayısının 5 milyar kişi den fazla olacağı tahminlerine bakıldığında, küresel hareketler ve sermaye, birçok kentin görünüşünü de değiştirdiği gibi İstanbul bu harekete hemen teslim olan kentler arasındadır. Turizm sektörünün gelişimini sağlayan, rekabet gücünü arttıran bir zamanların İstanbul’u turizm anlamında cazibesini kaybetmeye mahkum kentler arasındadır.

Kentlerin büyümesinde etkili olan önemli faktör planlama olmasına rağmen, İstanbul merkezi bir plan ile gelişme gösterebilmişmidir.?

Fransız, Alman, İspanyol, İngiliz sömürgeciler Amerika kıtasına yerleşmeden önce kent planı yaptıklarını iyi bilmekteyiz. Yine bir örnek  Roma, 1800 yıl önce 1 milyon nüfusun yaşadığı iyi planlanmış organize bir kent olma özelliğine sahip olmuştur.


Kent, insanların günlük yaşantılarının düzgün bir şekilde işlemesini ve kent içindeki yoğunluğun olumsuz etkilerinin daha az hissedilmesini sağlamaktadır. Karmaşık bir düzene sahip olan kentlerde, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin yaşam kalitesi düşmektedir.


Kentler yaşayan organizmalar gibi organik bir yapıya sahiptirler. Doğarlar, büyürler, ekonomik canlılık dönemi sonrası düşüş yaşarlar ve önemlerini kaybederler. Bu döngüyü yaşamamak gerekir. Pek çok etkiliyen faktörlere teslim olmamak gerekir.

Geçmiş uygarlıkların eşsiz izlerini görebildiğimiz, kültürel miras varlıklarını, gerek doğa, gerekse insan afetlerinden zaman içerisinde çoklarının oldukça yıpranan kültürel mirasımız, esasen yalnızca bizlerin değil, sınırları aşan sınırlara bağımsız olan dünya mirasının parçasıdır. 

Kültürel miras zengini, dili, dini, ırkı, kültürü farklı veya aynı soydan gelen farklı coğrafyalarda yaşayan toplumları birbirine bağlayan ortak kültürel mirasa sahip Türkiye’nin ve Dünyanın incisi İstanbul’u, Beton yığınları arasında endüstriyel kirliliğiyle, trafik gürültüsüyle, stres dolu yaşamından sıyrılamayan bir şehir yaptık.

Bir zamanların ağaçlarla, yapraklarla yeşilin tonlarıyla, beyaz, sarı, mor, sıklamen renkli çiçeklerle iç içe Boğaz’a, Haliç’e sahip İstanbul’un kültürel mirasını ve doğa mirasını nasıl zaman içinde zarara uğratdık. Onun içindir ki; Biz İstanbul’a layıkmıyız…

SKAL İstanbul Klübü geleneksel aylık toplantısını Haziran ayı için klüp üyelerin eşleriyle birlikde olduğu samimi bir ortam içinde Armada Hotel Kasım Zoto ev sahipliğinde 18 Haziran 2018 gecesi gerçekleştirdi.

Toplantıya SKAL İstanbul Klüp Başkanı Ata Eremsoy, As Başkan Ayşe Önen, Genel sekreter Can Arınel, Organizasyonlar Direktörü Mustafa Yalçın yönetim kurul üyeleri, SKAL Klüb sekreterliğini yürüten Güliz Mumcu, TUROB Başkanı Timur Bayındır ve Klüp üyeleri katıldılar.

SKAL İstanbul Klüp Başkanı Ata Eremsoy geleneksel SKAL Toast’u yapmıyacaklarını söylemesine rağmen, Hayatını Türkiye'nin tanıtımına adamış ve SKAL İstanbul Kulübü'nün kurucularından, Fethi Pirinçcioğlu’nun torunu Ceylan Pirinçioğlu’nun oğlu, Toast ritüelini merak etdiği için birlikde sözleri söyleyerek SKAL toastını yaptırdılar. Başkan Ata Eremsoy minik yavrudan ilerde SKAL Klüp Başkanı olma sözünü aldı.

SKAL İstanbul Klüp Başkanı Ata Eremsoy yaptığı kısa konuşmada Armada Hotel sahibi Kasım Zoto başta olmak üzere tüm emeği geçen otel personeline teşekkürlerini sundu. Bunun bir göstergesi olarak Kasım Zoto’ya Klübün plaketini takdim etdi.

Armada Otel Sahibi Kazım Zoto ile Turizm genelinde özel söyleşi gerçekleştiriyoruz. Kasım Zoto önce “ İstanbul Turizminde Çanlar Kimin İçin Çalıyor?”diyor ve hemen yıllara döküyor; “Çok kötü geçen 2016 ve 2017 yıllarından sonra, ülkemizde turist trafiğinin hareketlenmesi, tüm turizm camiasını sevindirdi ve yeniden umutlandırdı. Ancak turizmi sadece kelle sayısı olarak incelersek, uzun vadeli büyük bir yanlışlık yapmış oluruz.” Şeklinde Açıklama getiriyor.

Açıklamasına ilave olarak Kasım Zoto  “1970’lerde  hippi turizmi ile canlanmaya başlayan İstanbul kent turizmi, 45 yıllık bir süre içinde iyi kötü “sürdürülebilir” sayılabilecek bir şekilde 2015’e kadar her pazardan biraz pay alarak büyümüştü. Bu pazarın içinde biraz bavul turizmi, biraz eğlence turizmi, biraz dini turizm, kültür, kongre,incetive, kruvaziyer turizmleri gibi turizmin hemen her çeşidi bulunuyordu.
Bir turizm ürünü olarak bakıldığında, bu dengeli denilebilecek büyümede, İstanbul’un kalitesini geliştirmesinin de önemli payı olmuştu. Bir taraftan Tarihi Merkez’e yakın, İstanbul kent kültürünü canlı tutan butik oteller, dünya standartlarında 4 ve 5 yıldızlı oteller, gurme lokantalar, dünya standardında gece kulüpleri açılırken, diğer taraftan ticaret merkezlerine yakın ve ucuz 2 - 3 yıldızlı oteller daha farklı bir turist kesimini konuk ediyordu.”sözleriyle ifade ediyor.
Kasım Zoto’ya 2018’i sorduğumuzda,“2018 yılına geldiğimiz zaman, kent turizmi bu çeşitlilikten uzaklaşmış, bunun yerine artış ağırlıkla Doğu, Ortadoğu, Uzak Doğu ülkelerinden, ucuz ürün arayan pazarlara yönelmişti. Agirlama sektörünün eski gelirlerine ulaşamadığı için hizmet kalitesini düşürmesi, yetişmiş personelin bu maaşlarla sektörde kalmak istememesi, dolayısı ile kaliteli eleman bulma zorluğu gibi sorunlar ortaya çıkıyordu. Bu durum da turizmcilerin hizmetlerini daraltarak, minimum sayıda ve düşük maaşlı personel ve işi en ucuza nasıl mal ederim mantığı ile sürdürmeye çalışması sonucunu doğurdu… İşte en kritik nokta da burada! Sektörün birinci ligine kadar çıktığımız 45 yıldan sonra 3. lige düşme tehlikesini gözardı etmememiz gerekli. Tekrar 1. lige çıkmak da uzun bir zaman gerektirebilir.” Şeklinde acı tabloyu gözlerimizin önüne seriyor.
Aynı masada bulunduğumuz Merlin Grup genel Müdürü Sarper Hilmi Suner ile yaptığımız sohbetde Merlin Entertainments hakkında bilgi isterken; Merlin Entertainments; aileye yönelik eğlencede Avrupa'nın 1 numaralı ve dünyanın ikinci en büyük etkinlik alanı işletmecisi olduğunu, 23 ülkede ve 4 kıtada 111 eğlence merkezi, 12 otel ve 4 tatil köyü işletdiğini Türkiye’deki markalarını  Sea Lıfe İstanbul, Madame Tussauds İstanbul ve Legoland® Discovery Center olduğunu öğreniyoruz. 
 Sarper Hilmi Suner “Merlin'in dünyadaki markaları arasında The London Eye, Madame Tussauds, Sea Lıfe, Legoland, Legoland® Discovery Centre, Dreamworks Tours: SHREK’s Adventure, Dungeons, Gardaland, Alton Towers Resort, Warwick Castle, Thorpe Park Resort, Blackpool Tower, Heide Park Resort, Sidney Tower Eye ve Skywalk gibi pek çok eğlence merkezi yer alıyor.” Diyor ve “Türkiye’deki merkezi SEA LIFE İstanbul, Bayrampaşa Forum AVM içerisinde 8 bin metrekarelik alan üzerinde ziyaretçilerini karşılıyor. Tüm dünyada 4 kıtadaki 51 farklı noktada yer alan, 40 yılı aşkın bilgi birikimine sahip, dünyanın en büyük ve en çok ziyaret edilen akvaryum zinciri Sea Lıfe’ın içerisinde 500’ün üzerinde türden yaklaşık 15 bin deniz canlısı yaşıyor.”bilgilerini veriyor.

En çok turist çekeni sorduğumuzda; Madame Tussauds olduğunu söyliyor. Birazda hakkında bilgi veriyor “Madame Tussauds İstanbul 20 milyon TL yatırımla, İstiklal Caddesi üzerinde yer alan Grand Pera binası içerisinde kuruldu. 2 bin metrekarelik bir alanda bulunan Madame Tussauds İstanbul’da tarih, kültür-sanat, bilim, spor ve eğlence dünyasından 60’ın üzerinde ünlü ismin balmumu figürü ziyaretçileri karşılıyor. Madame Tussauds’yu sadece bir müze olmaktan çıkarıp aynı zamanda bir eğlence merkezine dönüştürüyor.”

yilmazparlar@yahoo.com

7 Haziran 2018 Perşembe

EGD -Ekonomi Basını Başarı Ödülleri-Yılmaz Parlar

EGD -Ekonomi Basını Başarı Ödülleri

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi gazeteciler Derneği  (EGD )  "Ekonomi Basını Başarı Ödülleri" 6 Haziran 2018 Çarşamba akşamı Cemile Sultan Korusu İTO tesislerinde sahiplerine verildi. 

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından Türk Telekom ana sponsorluğunda, İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) katkıları ve Petronet'in desteğiyle "Yaza Merhaba" etkinliği kapsamında gerçekleştirilen onuncu "Ekonomi Basını Başarı Ödülleri" jürisinde "Hakan Güldağ, Vahap Munyar, Şeref Oğuz, Ruhi Sanyer, Abdurrahman Yıldırım, Jale Özgentürk, Hasan Arslan, Oya Yalıman, Faruk Erdem, Fikret Çengel, Hayri Çetinkaya, Bilal Emin Turan, İbrahim Acar, Talip Yılmaz, Recep Erçin, Yaşar Kızılbağ, Ali Çağatay, Ufuk Korcan, Fikri Türkel, İsrafil Kuralay, Bahadır Kaleağası, Hamdi Ateş, Celal Toprak, Sadi Özdemir, İdriz Çokal."gibi değerli isimler vardı.

Ödül Tören gecesinin sunumunu Televizyon program yapımcısı Çetin Ünsalan üstlendi.
Açılış konuşması için EGD Başakanı Celal Toprak’ı davet etdi.
EGD Başkanı Celal Toprak, bu yıl ödül töreninin onuncusunu düzenlediklerini belirterek, "Çok önemli jüri üyelerinin önemli değerlendirmelerinden sonra sevgili arkadaşlarımız, meslektaşlarımız ödüllerini alacak bu akşam." dedi.
Jürinin ödül alacaklarını belirlerken çok zorlandığını dile getiren Toprak, yarışmaya çok önemli çalışmaların başvurduğunu söyledi.
Ödül Törene katılan İTO Başkanı Avdagiç: - "Bu ülkenin potansiyeline güvenmek gerekiyor. Bu yıl ilk 5 ayda açılan yabancı sermayeli firma sayısı 3 bin 284. Geçen yılın aynı dönemine göre artış yüzde 90'ın üzerinde. Keza yerli firma sayılarında da ivme yukarı yönlü, ilk beş ayda 25 bin 670 firma kuruldu. Geçen yıla göre yüzde 24 artmış durumda" - " Merkez Bankası'nın toplantısını hep birlikte bekliyoruz. Şunu söylemek istiyorum ki; dolara da faize de gerçek ayarı, katma değerli üretim verecek".
EGD'nin 11 yıl önce yüzlerce ekonomi muhabirinin elini taşın altına koymasıyla faaliyete başladığını dile getiren Avdagiç, ilk adımından itibaren de büyüdüğünü ve güçlendiğini söyledi.
Avdagiç, iş dünyası olarak basın mensuplarıyla aynı kulvarda çalıştıklarını, hayata ekonomi penceresinden baktıklarını kaydederek, toplantılarda, organizasyonlarda da sık sık bir araya geldiklerini anımsattı.

Avdagiç, "Bugünse EGD, hem basının hem de iş dünyasının sesini duyurduğu ortak bir akıl platformu haline geldi. İTO, bu önemli başarının tanığıdır." diye konuştu.
Türk Telekom İletişim Direktörü Hamdi Ateş, 16 aydır mevcut görevi üstlendiğini belirterek, Türk Telekom olarak basın mensup örgütlerinin tamamına destek verdiklerini, EGD'den de iş birliği teklifi geldiğinde hiç düşünmeden bunu kabul ettiklerini söyledi.

Türk Telekom olarak basına verdikleri önemden bahseden Ateş, tüm basın örgütlerine destek verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini vurguladı.
Ateş, "Biz Türk Telekom olarak burada olmaktan, bu iş birliğinden çok memnunuz. İnşallah uzun yıllar devam eder." şeklinde konuştu.
Ödül Kategorileri ve layık görülen isimler;
Ekonomi Haberi (Yazılı Basın)- Metin Can - Sabah (İşte Çiftlikbank Gerçeği)
Ekonomi Haberi (Tv)- Sinem Yöndem- Halil Kahraman Cnn Türk (Stoklarda Pamuk Kalmadı, Polyestere Dikkat)
Ekonomi Haberi (İnternet)- Kazım Ataer- Dinçer Gökçe  / Www.Hurriyet.Com.Tr (Çiftlik Bank Ceo'su Mehmet Aydın'ın Uruguay'daki Evi Ortaya Çıktı)
Söyleşi Röportaj (Yazılı Basın)- Ceyhun Kuburlu- Hürriyet  (Yabancı Sınırsız Yerli İşsiz)
Yerel Basın Ödülü (Yazılı Basın) Başar Şeker- Refleks Gazetesi (Ekonomi Karnavalı)
Köşe Yazarı- Alaattin Aktaş- Dünya
Ekonomi Programı (Televizyon) - Berfu Güven, Güngör Uras, Tamer Arıcan,Arzu Çalışkan,İlhan Kandaz,Sevcan Bilgiç - NTV (Sokağın Ekonomisi)
Yılın Araştırma Haberi (Yazılı Basın)- Cabir Turgut- Türkiye (Bas Geç 5 Bin Lira)
Jüri Teşvik Ödülü- Ceren Boztepe- Hürriyet (Zehirleyen Güzellik)
Eda Gezmek- Para Dergisi (Siz Hiç Tekerlekli Sandalyede Oturup Koşmayı Denediniz Mi?)
Jüri Özel Ödülü- Musab Turan- Anadolu Ajansı (Koca Koca Kurumlar İnovasyon Tiyatrosu Oynuyorlar)
Nezih Demirkent Özel Ödülü- Selenay Yağcı- Dünya (Silikon Vadisi'ne Türk Akını!)
Namık Ahıska Özel Ödülü-Ömer Temür- Türkiye (Ahırda Koyun Değil Bitcoin)
Bülent Yardımcı Özel Ödülü- İrfan Donat- Bloomberg Ht (Tarım Analiz)
Esen Salihoğlu Özel Ödülü- Gülistan Alagöz- Hürriyet (Mağdurlar Vadisi)
Şehriban Kıraç- Cumhuriyet (Kurtlar Vadisi Nakit Sıkıntısında)
Türk Telekom Özel Ödülü- Timur Sırt- Sabah

yilmazparlar@yahoo.com