12 Mart 2014 Çarşamba

Çanakkale Şehitleri Anıtı Philips LED teknolojisi ile aydınlatıldı -Yılmaz Parlar

   

Ulusal tarihimizin en önemli simgelerinden olan Çanakkale Şehitleri Anıtı Philips LED teknolojisi ile aydınlatıldı 


Dünya çapında birçok şehir ve ülke simgesini aydınlatan Philips,  Gelibolu Yarımadası’nda yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli simgelerinden olan  Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın LED aydınlatma projesini gerçekleştirdi.  


I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları’nda hayatlarını kaybeden 253 bin Türk askeri anısına yaptırılan Çanakkale Şehitleri Anıtı, Philips tarafından anlam ve hikâyesine uygun olarak aydınlatıldı. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın aydınlatma projesinde kullanılan LED projektörler sayesinde anıtın gece görsel olarak daha etkili bir şekilde aydınlatılmasının yanısıra  enerji verimliliği sağlanması   hedeflendi.
Yeni proje hakkında bilgi veren Philips Türkiye CEO’su Göktuğ Gür, “Paris’teki Eyfel Kulesi’nden, Londra’daki Big Ben’e; İstanbul’daki boğaz köprülerinden Atina’daki Akropolis’e kadar dünya çapında birçok aydınlatma projesine imza atmış bir şirket olarak şehir ve ülke simgelerini aydınlatarak referans projeler gerçekleştirmek bizim için çok önemli. Bu kapsamda, Türkiye tarihinin de önemli bir simgesi olan Çanakkale Şehitleri Anıtı’nı aydınlatmak bizim için  oldukça gurur vericidir” dedi.

Aydınlatma projesi yapılırken nelere dikkat edildiğini anlatan Gür, “Çanakkale Şehitleri Anıtı’ndaki her bir eserin taşıdığı anlam ve tanıklık ettiği tarih, Philips’in yeni aydınlatma projesi ile desteklenerek anıtın gündüz var olan ihtişamının gece de ortaya çıkarılması amaçlandı. Proje ile  enerji verimliliği sağlanırken akşam saatlerinde yaşanan güvenlik endişesi ortadan kaldırılarak ziyaretçi sayısı da artırıldı. Tercih edilen armatürlerin birçoğunun LED olması sebebiyle milli bayramlar ve özel günlerde farklı ışık ve renk senaryoları sunarak sisteme esneklik de kazandırıldı.  Aynı zamanda projede kullanılan Philips LED çözümleri GPRS ile entegre edilerek internet erişimi olan herhangi bir yerden aydınlatma senaryolarının kontrol edilebilmesi sağlandı. Ortaya çıkan aydınlatma konseptiyle mekânın tarihsel kimliğine katkıda bulunuldu, bunun yanı sıra gündüz olduğu kadar gece saatlerinde de eserlere dikkat çekilmesi sağlandı” diye konuştu. 
 LED teknolojisinin şehirlere kimlik katmadaki rolünü anlatan Gür, “Tüm dünyada şehir ve ülke simgelerinin birçoğu LED teknolojisi kullanılarak aydınlatılıyor. Philips olarak Türkiye’de bu konuda birçok LED’li aydınlatma projesi gerçekleştirdik. Bursa Ulu Camii, Emir Sultan Camii, Bursa ve İzmir Saat Kuleleri, Istanbul Boğaziçi köprüleri, Kuleli Askeri Lisesi, Ankara Tren Garı bunlardan sadece birkaçı. Çanakkale Şehitleri Anıtı gibi tarihi bir öneme sahip yapıyı aydınlatmak bizim için çok büyük bir gurur kaynağdır” dedi. 
LED teknolojisinin avantajlarından bahseden Gür, “LED, elektriğin icadından bu yana, aydınlatma sektörünün tanık olduğu en önemli buluş. Standart bir lambanın ömrü 1000 saat, bir kompakt floresanın ömrü en fazla 10.000 saat civarlarında beklenirken; doğru üretilmiş bir LED’li üründe ömür 50.000 saat civarında. Geleneksel lambalara göre LED lambaların 15 katın üzerinde uzun ömürleri sayesinde işletmeler sık değiştirme maliyetlerinden tasarruf edebildikleri gibi 1-2 yıl içerisinde ilk yatırımlarını amorti edebiliyorlar. LED lambaların civa içermemeleri, daha az ısınmaları, UV ve IR gibi zararlı olabilecek ışın yaymama gibi avantajları da yaşadığımız çevreye ve doğaya önemli katkılar sağlıyor. Bu avantajlar  tarihi ve kültürel mekanların aydınlatmasında LED teknolojisinin daha  fazla tercih edilmesine de  neden oluyor” diye konuştu.

 Philips’in gerçekleştirdiği projede abidenin 40 metrelik dört ayağının her bir yüzü LED projektörlerle aydınlatıldı. Anıtın solda kalan ayaklarına Türk bayrağı sağda kalan ayaklarına ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri yansıtıldı. Dört ayağın üstünü kapatan mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren projektörlerle vurgulandı. Böylece Çanakkale Destanı’nı yazan Ulu Önder Atatürk ve Türk bayrağına kanlarının rengini veren kahraman Türk askerleri anıtla bütünleştirildi. Anıt dışında tören alanından abideye giden sağlı sollu yürüyüş yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar da aydınlatılarak abide ile tören alanı arasında bağ kuruldu ve karanlıkta yürüyen yayalara rehberlik edilmesi sağlandı.  Abidenin bahçesinde bulunan ‘Yaralı Asker’ ve ‘ Mustafa Kemal Çanakkale’de ’ anıtları doğal beyaz LED ışık kaynakları ile aydınlatılırken 45 metre uzunluğundaki Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan rölyef ise karşıdan belli aralıklar ile aydınlatma sistemi kullanılarak vurgulandı. Böylece koyu renge sahip oldukları için akşam saatlerinde neredeyse görünmez olan bu eserler etkili bir biçimde ortaya çıkarıldı. Son olarak, Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli bir yapıya sahip  ‘Türk Bahçesi’nin ortasında bulunan cam miğferin içine geniş açılı bir aydınlatma armatürü yerleştirilerek, eser renk değiştiren ışıklı bir küre haline getirildi. Işıklı miğfer ile Çanakkale Savaşları’nda ölen şehitlerin ruhlarının sembolize edilmesi amaçlandı. 
Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan almaktadır. Anıt, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden ve destan yazan 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmıştır. Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın projelendirdiği eser kazanmıştır. 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metredir. Tümüyle 62,5 metrelik bir alanı kapsayan anıtın ayaklarının genişliği 7,5 metredir. Dört sütun üzerine oturtulan abide Türkiye’nin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Rölyeflerin denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiği sembolize eden M harfi şeklinde gözüken anıtın tavanına mozaikten bir Türk bayrağı işlenmiştir. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın bahçesinde, 2007 yılında açılan sembolik bir şehitlik, Türk Bahçesi, heykeltıraş Tankut Öktem’in yaptığı Yaralı Asker Anıtı, Metin Yurdanur’un yaptığı Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı ve 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef bulunmaktadır.
Royal Philips  (NYSE: PHG, AEX: PHIA) sağlık, aydınlatma ve tüketici ürünleri sektörlerinde sunduğu güncel yenilikler ile insanların yaşamlarını iyileştirmeye odaklı bir Sağlık ve İyi Yaşam şirketidir. Merkezi Hollanda'da bulunan Philips'in dünyada 100’den fazla ülkede toplam 115 bin çalışanı bulunmaktadır. 2013 yılında  23,3 milyar Euro tutarındaki satışlarıyla şirket, kalp sağlığı, akut bakım ve evde sağlık bakımı, enerji verimli aydınlatma çözümleri ve yeni aydınlatma uygulamaları ile  erkek tıraş ve bakım ürünleri  ve ağız sağlığı  ürünlerinde pazar lideridir.   

Çanakkale Şehitleri Anıtı, Çanakkale il sınırları içindeki Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale Boğazı'nın ucunda Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alan almaktadır. Anıt, 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden ve destan yazan 253 bin Türk askerinin anısına yaptırılmıştır. Savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Feridun Kip, Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve mühendis Ertuğrul Barla‘nın projelendirdiği eser kazanmıştır. 4 ayak üzerine oturtulmuş olan yapının yüksekliği 41,7 metredir. Tümüyle 62,5 metrelik bir alanı kapsayan anıtın ayaklarının genişliği 7,5 metredir. Dört sütun üzerine oturtulan abide Türkiye’nin sağlam temellere dayandığı ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Rölyeflerin denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiği sembolize eden M harfi şeklinde gözüken anıtın tavanına mozaikten bir Türk bayrağı işlenmiştir. Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın bahçesinde, 2007 yılında açılan sembolik bir şehitlik, Türk Bahçesi, heykeltıraş Tankut Öktem’in yaptığı Yaralı Asker Anıtı, Metin Yurdanur’un yaptığı Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı ve 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef bulunmaktadır.
Genel Bilgiler;
Abide: Abidenin 40 metrelik 4 ayağının her bir yüzü RGB LED ışık kaynaklı Color Reach Powercore LED projektörlerle aydınlatılmış olup, anıtın dört bir yünündeki solda kalan ayaklara Türk bayrağı, sağdaki ayaklara ise Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri ProFLood Gobo ile yansıtılmıştır. Dört ayağın üstünü kapatan mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren Deco Flood projektörlerle vurgulanmıştır. Böylece Çanakkale Destanı’nı yazan Ulu Önder Atatürk ve Türk bayrağına kanlarının rengini veren kahraman Türk askerleri anıtla bütünleştirilmiştir.
Abide’ye giden ağaçlı yol: Tören alanından abideye giden sağlı sollu yürüyüş yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar Color Burst Powercore armatürlerle aydınlatılmıştır. Böylece ağaçlar gece daha dikkat çekici bir hal alırken aynı zamanda karanlıkta yürüyen yayalara rehberlik edilmesi sağlanmıştır. Aydınlatma sayesinde abide ile tören alanı arasında da bir bağ kurulmuştur.
Rölyefler ve diğer anıtlar: Yaralı Asker ve Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı doğal beyaz LED ışık kaynağına sahip eW Compact Reach Powercore armatürlerle dört bir yönden, 45 metre uzunluğunda Çanakkale Savaşlarında kahramanlık olaylarını anlatan rölyef ise karşıdan belli aralıklarla eW Blast Powercore armatürlerle aydınlatılmıştır. Koyu renge sahip oldukları için akşam saatlerinde neredeyse görünmez olan bu eserler yeni aydınlatma projesi ile etkili bir şekilde vurgulanarak ortaya çıkarılmıştır.
Türk Bahçesi: Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli bir yapıya sahip Türk Bahçesi’nin ortasında bulunan cam miğferin içine geniş açılı RGB Color Blast Powercore yerleştirilerek renk değiştiren ışıklı bir küre haline getirilmiştir. Işıklı miğfer ile Çanakkale Şavaşları’nda ölen şehitlerin ruhlarının sembolize edilmesi amaçlanmıştır.


yilmazparlar@yahoo.com

7 Mart 2014 Cuma

Türkiye’de Kültür ve Kadın-Yılmaz Parlar

Türkiye’de Kültür ve Kadın
Kavram Meslek Yüksekokulu’nun organize ettiği, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) ve Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği’nin (YAPDER) desteklediği panelin açılış konuşmasını Avukat Vildan Yirmibeşoğlu yaptı. Türkiye’de kadın cinayetlerinin 2002-2009 yılları arasında % 1400 arttığını dile getiren Yirmibeşoğlu kadın istismarı yapan erkeklerin % 83’ünün kadınların kendi eşleri olduğunu belirtti. Ülkemizde gerçekleşen her dört evlilikten birinde çocuk gelinlerin olduğunu da söyleyen Yirmibeşoğlu, kadınların yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için eşitlik ilkesinin yasalardan başlayarak uygulanmasını ayrıca toplumda fiili eşitliği sağlayan önlemler alınması gerektiğini, egemen sistemi dönüştürmek için demokratik, laik hukuk devletinin gerekliliğini ifade etti.

Oturumda ilk sözü Çerkes Kadınları Teavün Derneği Kurucu ve Yönetim Kurulu üyesi Ayşe Pişkin aldı. Çerkes kültüründe kadının baş tacı edildiğini belirten Pişkin kadınların aile içindeki önemini vurgulayarak, kadınların aile içinde yol gösterici olduğunu dile getirdi. Ayrıca Çerkes toplumunda kız çocuklarının son derece özgüven sahibi olarak yetiştirildiklerini ve bu kültürde akraba evliliklerinin olmadığını belirtti.
Oturumda İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık İslam kültüründe kadın konusuna değindi. Eliaçık İslam dininde kadın ve erkeğin eşit olduğunu, Kuran-ı Kerim’de yer alan ayetlerin tamamının kadınların lehine olduğunu ve İslam dininin kadın erkek eşitliği anlamında reform başlattığını  belirtti.
Roman Kültür Dernekleri Federasyon Başkanı Ahmet Çokyaşar ülkemizde Roman toplumunun yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Özellikle ülkemizde Romanları konu alan sinema filmlerinde Romanların hırsız, kavgacı gibi tiplemelerle gösterilerek haksız yere aşağılanmalarından rahatsızlık duyduklarını, toplum tarafından dışlanmanın medya aracılığıyla da desteklendiğini ifade etti. Ayrıca eğitim konusunda yaşadıkları sıkıntıların Roman çocuklarının adaptasyon sorununa bağlı gösterildiğini ama bunun gerçekliği olmadığını belirtti.
Agos Gazetesi Yazarı Pakrat Estukyan kültür ve kadın meselesini günümüzde toplumların içinde yaşadığı sorunlarla harmanlayarak dile getirerek, eğitim sorununa değindi. Kadına uygulanan şiddetin sadece bizim toplumumuza özgü olmadığını, Batı toplumlarında da benzer sıkıntıların yaşandığını, bunun kaynağının derinlemesine araştırılarak çözümlenmesi gerektiğini ifade etti.
Laz Kültür Derneği Başkanı Memedali Barış Beşli Laz kültürü hakkında bilgi verdi. Beşli kadın sözcüğünün etimolojik kökendeki karşılığının “oxorca” kelimesi olduğunu belirtti. Oxorca ev ve ağaç kelimelerinin bir araya gelerek oluştuğunu, dolayısıyla kadının evin ağacı, evin direği şeklinde tercüme edilebileceğini, bunun da Laz kültüründe kadına verilen değerin önemli bir göstergesi sayılabileceğini dile getirdi.

Oturumda son sözü alan İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sakin Öner geçmişten günümüze Türk kültüründe kadınının son derece önemli bir konuma sahip olduğunu, elbette çeşitli sorunlar yaşadığını, bu sorunların giderilebileceğine dair taşıdığı umudu dile getirdi.


yilmazparlar@yahoo.com 

Netaş, 2013 yılında kârlılığını korudu-Yılmaz Parlar

Netaş, 2013 yılında kârlılığını korudu.

Türkiye’nin lider sistem entegratörü Netaş; teknoloji, inovasyon ve ArGe’yle büyümeye, ülkemize katma değer yaratan projeler gerçekleştirmeye devam ediyor. 2013’te birçok başarılı çalışmayı hayata geçirerek 2014’e daha fazla entegrasyon projesiyle giren Netaş, kârlılığını korudu. Sistem entegrasyonu satış gelirlerinde 50 milyon dolarlık artış sağlayan Netaş’ın, 2013’teki toplam satış gelirleri %8 oranında artarak, 332 milyon dolara ulaştı. Geçtiğimiz yıl insan kaynağı ve diğer yatırımlar için 4 milyon dolar yatırım yapan Netaş’ın, kira ve taşınma giderleri hariç Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr Marjı (FAVÖK) 14,8 milyon dolar oldu.



Netaş’ın 2013 yılı finansal sonuçlarını ve bu sonuçların elde edilmesini sağlayan projeleri paylaşmak üzere düzenlenen basın toplantısına, Netaş CEO’su C. Müjdat Altay ve Netaş CFO’su İlker Çalışkan katıldı. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “2013’te yaptığımız uzun vadeli yatırımların kârlılığa etkisini, 2014 ve 2015 yıllarında göreceğiz. 2014’te hedefimiz, cirodaki sistem entegrasyonu projelerinin payını düzenli biçimde artırmak. Netaş, bir ülkenin özgürleşmesinin teknoloji üretiminden geçtiği inancıyla, küresel teknoloji markası olma hedefi doğrultusunda yoluna devam ediyor.” dedi.

Finansal sonuçlarla ilgili bilgi veren Netaş CFO’su İlker Çalışkan ise “Netaş’ın kayıtlı sipariş oranı 2013’te bir önceki yıla oranla %80 arttı. Bu sonuç, 2014 yılına daha hazırlıklı ve güvenli sipariş yapısıyla girmemizi sağlayarak, özellikle Netaş yatırımcısına güven veren bir ortam hazırladı.” dedi. 2014’e yönelik hedefleri paylaşan Çalışkan, Netaş’ın satış gelirlerinde %6 oranında bir artış beklediklerini de ekledi.
NETAŞ Hakkında…


Türkiye’nin lider sistem entegratörü Netaş, bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki yenilikçi ve yaratıcı çözümleriyle, ulusal ve uluslararası pazarda, servis sağlayıcı ve kurumlara uçtan uca katma değerli çözümler, sistem entegrasyonu ve teknoloji hizmetleri sunuyor. Netaş sahip olduğu yetkinlik, geniş bilgi birikimi ve güçlü deneyimiyle, müşterilerinin iş verimliliğinin artışı için çalışıyor. 46 yıllık deneyime sahip Netaş, bilişim teknolojileri alanındaki faaliyetlerini, yeni nesil ArGe biriminin katkılarıyla sürdürüyor. Netaş, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, savunma iletişim ağının modernizasyonunda da önemli bir rol oynuyor.

Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanındaki yenilikçi çözümleriyle müşterilerine iş fırsatları yaratan Netaş, enerji, sağlık, kamu, telekom, finans ve genel sektörden önde gelen şirketlere geniş bir yelpazede hizmet veriyor. Müşterilerinin, bilişim sektöründeki gelişmeleri yakından takip etme ve teknolojiyi daha verimli kullanma ihtiyacı doğrultusunda, küresel teknoloji devleriyle stratejik iş ortaklıkları yapıyor, 200’den fazla küresel operatör için yazılım çözümleri geliştiriyor.

Hisselerinin %36,41’i İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) işlem gören şirketin başlıca ortakları arasında, %48,59 payla OEP (One Equity Partners) RHEA Turkey Tech B.V. ve %15 payla Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı yer alıyor.

Kilometre Taşları
Kurulduğu günden bu yana, Türkiye’de telekomünikasyon alanında daima ilklerin ve yeniliklerin öncüsü oldu.
1973 yılında Türkiye’nin ilk özel telekom ArGe’sini kurdu, şu anda 600’ün üzerinde mühendis görev yapıyor
Ülkemizde telekom altyapısının kurulmasına ve dönüşümüne öncülük etti, yerli tasarımlarla önemli projelere imza attı.
Dünyadaki en güçlü ilk 10 VoIP Multimedya laboratuvarından biri. VoIP ve IMS (IP çoğul ortam sistemleri) alanında dünyada en yüksek pazar payına sahip iki ürünün ArGe’si Netaş’ta yapılıyor.
Son 6 yılda 3 kez Türkiye’nin Yazılım İhracatı Şampiyonu oldu, ArGe çalışmaları neticesinde ülkemizin toplam 2 milyar doların üzerinde döviz tasarrufu sağlamasına katkıda bulundu.
Son yıllarda yaptığı ciddi yatırımlarla, önemli bir değişim sürecini başarıyla yürüterek, Türkiye’nin en büyük sistem entegratörü konumuna geldi.
Son 7 yılda, yıllık ortalama %25 büyüme başarısı göstererek, 2012’de 307 milyon dolarlik ciro elde etti. 2012 yılında ArGe’ye, 30 milyon ABD Doları tutarında yatırım yaptı.
ArGe birimindeki mühendislerin geliştirdiği yazılımlarla, son 10 yılda toplam 400 milyon dolarlık yazılım ihracatı gerçekleştirdi.
Bilişim sektörünün lider sistem entegratörü olarak, hedefleri doğrultusunda telekom, finans, enerji, kamu, sağlık, KOBİ gibi dikey sektörlerde derinleşti.
Türk Patent Enstitüsü tarafından yayınlanan ‘2013 Yılında En Çok Yerli Patent Başvurusu Yapan Firmalar’ listesinde, ilk 30 firma arasında  Netaş 34 patent başvurusu ile Telekom sektöründe 2., Türkiye çapında ise 7. sırada yer aldı.
2012 yılı sonunda Türkiye’nin en hızlı büyüyen bilişim şirketi oldu.
2012’yi rekor bir ciroyla kapattı. Gelirlerini bir önceki yıla göre %63 artırarak 550 milyon TL’ye ulaştırdı, brüt kârını ise 60 milyon TL’ye yükseltti.
2012 yılının Temmuz ayında, Kazakistan’ın Almaty şehrinde, sermayesinin tamamı Netaş’a ait “Netaş Telecom LLP” şirketini kurdu.
2013 yılında, “Cisco’nun Kurumsal Pazarda Dünya Çapında Yılın İş Ortağı” ödülünü aldı.
Projelerden Örnekler…

Dijital sinyal işleme (DSP) teknolojisinde bölgenin en büyük laboratuvarı olarak, yürütülen projelerin başında 4G – LTE projesi geliyor. 3 yıl önce başlanan bir proje çerçevesinde 4G – LTE Mobil ve Sabit Kablosuz Genişbant Erişim Teknolojisi’ni, yazılım ve donanım olarak sıfırdan geliştirdi. Teknoloji, sadece 4G’ye geçmeyi planlayan mobil operatörler için değil, yüksek hızlı, kesintisiz ve güvenli görüntü iletişimine gerek duyan kamu kurumları, Türk Silahlı Kuvvetleri ve ulaşımdan güvenliğe kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren pek çok kuruluşun ihtiyacını karşılamaya yönelik tasarlandı.

Adalet Bakanlığı’nda hayata geçirilen, mahkeme salonları ve cezaevlerini birbirine bağlayan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’nin ülke çapında kurulumu 2013 yılında tamamlandı. Bu sayede, 2.270 mahkeme salonu, video konferans sistemiyle birbirine bağlandı. Bu sistem  ülkenin en büyük audio/video ağını oluşturuyor.

Bankacılık ve finans sektöründe, Türkiye’nin en büyük kuruluşlarının şubeleri arasında bütünleşik iletişim altyapılarının bulut teknolojilerine taşınması projeleri başarıyla tamamlandı. Projeler, ölçekleri ve teknolojik mimarileriyle, dünya genelinde ilk olma özelliğini taşıyor.

Enerji sektöründe Aydem’in “Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS)” projesini gerçekleştirdi. Sistem sayesinde, arızalara en hızlı şekilde müdahale edilerek müşteri memnuniyetinin artırılmasına katkıda bulundu.

Stadyumlar, spor salonları, gösteri merkezleri için, yeni nesil teknolojiye sahip altyapı donanım ve yazılım kurulumları gerçekleştirdi.

Netaş 2012 yılında ayrıca, kamu güvenliği operasyonlarında ve özel güvenlik uygulamalarında kullanılmak üzere tasarlanan Engel Arkası Algılama Sistemi’ni geliştirdi. Duvar arkasındaki nesneleri detaylarıyla görüntüleyen sistem için, Netaş’ta tasarlanan ve geliştirilen ultra geniş bant radar teknolojisi üzerinde, halen çok az sayıda ülkede, çok az sayıda uzman laboratuvar çalışıyor.

Netaş demiryollarının özellikle hızlı tren projelerinde haberleşme ve sinyalizasyon için kullanılan, güvenli ve hızlı seyahati sağlayabilecek, yeni nesil sinyalizasyon sistemi GSM-R teknolojisi ile altyapı yatırımlarını en aza indirecek çözümleri kuruyor.

Netaş’ın yürüttüğü diğer projeler arasında, IPv6 router, operatörler için Loupe – IP trafiği izleme aracı ve anlık mesajlaşma sistemi uygulaması, Afet Yönetimi Karar Destek Sistemi kapsamında bilgi sistemi yazılımı gibi çalışmalar yer alıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm birimlerinde, ihtiyaçları karşılamak amacıyla aşağıdaki projeler sürdürülüyor:
 Kamu güvenliği ve acil yardım haberleşme sistemleri: Jemus, 112, Ehhas, Sahmus
 Çağrı alma ve operatör konsol yazılımları
112 Acil Yardım ve Telsiz Konsol Yazılımları
 Deniz haberleşme sistemleri: MİLGEM, YAVUZ, YTKB, YTDA, LST, MOSHIP&RATSHIP
Taktik Saha Muhabere ve Dost Düşman Tanıma Sistemleri: Tasmus, IFF


yilmazparlar@yahoo.com

14 Ocak 2014 Salı

Akbank’tan KOBİ’lere bir destek daha: KOSGEB “Eş Finansman Kredisi”-Yılmaz Parlar

Akbank’tan KOBİ’lere bir destek daha: KOSGEB “Eş Finansman Kredisi”

KOSGEB ile imzaladığı "Eş Finansman Kredi Programı" çerçevesinde, Akbank, KOBİ'lere projelerini tamamlamaları için uygun koşullarda finansman sağlıyor.

Akbank, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından sunulan, Kredi Garanti Fonu (KGF)’nun da dahil olduğu “Eş Finansman Kredi Programı”na aracılık ediyor.



Bu çerçevede, KOSGEB tarafından sunulan KOBİ Proje Destek, Tematik Proje Destek, İşbirliği-Güçbirliği Destek, AR-GE ve İnovasyon, Endüstriyel Uygulama Destek, Girişimcilik Destek programları kapsamında proje desteği başvuruları onaylanan KOBİ’lerin projelerini tamamlamaları için Akbank uygun koşullarda finansman sağlıyor.  Programlardan yararlanan KOBİ’lerin finansman ihtiyaçları 36 aya varan vadeli Eşit Taksitli Ticari Kredi ile karşılanıyor.

KOBİ'lerin ülke ekonomisi içinde  önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Akbank KOBİ Bankacılığı'ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, "Bugün ülkemizdeki toplam işletmelerin yüzde 99’unu KOBİ’ler oluşturuyor. Toplam istihdamın yüzde 78’i, ihracatın yüzde 60’ı ve katma değerin yüzde 55’i KOBİ’ler tarafından sağlanıyor" diye hatırlattı ve ekledi:

"Bu doğrultuda, 'KOBİ’ler Türkiye’nin, Akbank KOBİ’lerin Gücüdür' felsefesiyle hareket ediyoruz. Tüm çalışmalarımızı uzun vadeli hedeflerle değer yaratmak ve sürdürülebilir büyümeye katkı sağlamak amacıyla yürütüyoruz. İş ortağı olarak konumlandırdığımız KOBİ’lere finansmana uygun koşullarda erişme konusunda çok yönlü çözümler geliştirmeye devam ediyoruz."

Bülent Oğuz, Akbank olarak bu kapsamda imzaladıkları "Eş Finansman Kredi Programı"na bağlı olarak, proje sahibi KOBİ’lere destek olduklarını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"KOSGEB, destek programları özelinde ve KOBİ’nin faaliyet alanına göre hibe desteği veriyor. KOBİ’lerin hibe ile desteklenen bölüm dışındaki finansman ihtiyaçlarını ise Eş Finansman Kredi Programı kapsamında Akbank KOBİ Bankacılığı olarak Eşit Taksitli Ticari Kredi ile karşılıyoruz.

Bu finansman desteği ile KOBİ’lerin projelerini zamanında tamamlamasını sağladığımız ve daha fazla proje üretmelerini teşvik ettiğimiz için mutluyuz. KOBİ'lerimizin gelişmeleri ve geleceğin başarılı şirketlerine dönüşmeleri için, yeni ürün, hizmet, finansman modelleri gibi çok geniş çözüm yelpazesi ile KOBİ'lerimize önemli fırsatlar sunmaya devam edeceğiz."

yilmazparlar@yahoo.com


3 Aralık 2013 Salı

Türkiye İnovasyon Haftası-Yılmaz Parlar

Yenilikçi fikirler, geleceği bugüne taşıdı…Türkiye İnovasyon Haftası



inovasyonun ilham verici kapılarını açtı
Bu yıl 20. kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 28-30 Kasım tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası etkinlikleri kapsamında katılımcılar inovasyonun bilgi dolu dünyasını keşfe çıktı.




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ve T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın destekleriyle gerçekleşen Türkiye İnovasyon Haftası, dünyada ve Türkiye'de fark yaratan uluslararası profesyonel, sanayici, akademisyen ve üniversite öğrencilerini İstanbul’da buluştururken, inovasyon ve Ar-Ge’nin Türkiye ekonomisi ve ihracatında taşıdığı önemi bir kez daha Türkiye gündemine taşıdı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi; Türkiye İnovasyon Haftası ile kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının inovasyona dayalı aktivitelerini destekleyerek Türkiye’ye moral, motivasyon ve özgüven aşıladıklarını belirtirken, Türkiye’nin gücüne ve bu ülkenin gençlerine yürekten inandıklarının altını çizdi.

 


Stratejik sponsorluğunu Arçelik, Brisa, Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Türk Hava Yolları’nın üstlendiği organizasyon, yurt içi ve yurt dışından ilham verici fikirleriyle büyük ses getiren konuşmacıları ağırladı.






Dünyanın ve ihracatın geleceğinin inovasyona dayalı kalkınmaya bağlı olduğu öngörüsünden hareketle ilki 2011 yılında düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası bilim, teknoloji, pazarlama, tasarım, kent, iş ve sanayi dünyası, pazarlama, enerji ve tıp alanlarında inovasyonun geliştirici gücünü gözler önüne serdi.






273 Ar-Ge projesi ve 243 tasarım projesi ile farklı bakış açıları



Başarılı tasarımcılarla, sanayicileri buluşturarak sektörü kaliteli tasarımlarla beslemek hedefinden hareketle, İhracatçı Birlikleri tarafından 2013 yılında düzenlenen 8 Farklı Ar-Ge Proje Pazarı ve 17 farklı tasarım yarışmasından seçilen ödüllü 273 Ar-Ge projesi ve 243 tasarım projesi katılımcıların beğenisine sunuldu. 168 üniversiteden seçilen projeler ise karma bir sergi olarak etkinlikte yer aldı.



53 Ar-Ge Merkezi, 16 Teknopark, 8 Bilim Merkezi ile 53 üniversite stand açarak, katılımcılara inovasyona dayalı zengin bakış açısı kazandırdı.



 




Büyükekşi: Biz Türkiye’nin İnovasyon Potansiyeline İnanıyoruz



Bilim, teknoloji, nanoteknoloji, marka yönetimi, dijital pazarlama, tasarım, enerji, kent, iş ve sanayi dünyası alanlarında inovasyonun geliştirici gücüne dikkat çeken böyle önemli bir organizasyonu düzenledikleri için oldukça memnun olduklarını ifade eden TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “57 bin ihracatçının temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) olarak, 2023 yılında ulaşmayı hedeflediğimiz 500 milyar dolarlık ihracata, Türkiye’ye inovasyon kültürünü, iklimini ve eko sistemini daha fazla yerleştirerek ulaşabileceğini düşünüyoruz. Büyük bir inançla gerçekleştirdiğimiz Türkiye İnovasyon Haftası ile yeni teknoloji ve üretim süreçlerinin daha kapsamlı tanıtımını yapıyoruz, akademi ve sanayiyi daha sıkı kenetliyoruz. Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının inovasyona dayalı aktivitelerini destekleyerek Türkiye’ye moral, motivasyon ve özgüven aşılıyoruz. Biz Türkiye’nin inovasyon potansiyeline inanıyoruz, bu ülkenin gençlerine inanıyoruz. Dinamik gençlerimiz Türkiye’nin geleceğine yön verecek. O yüzden gençlerimize daha fazla imkân verelim, onların önünü açalım.” dedi.






Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında olabilmek ve dünya mal ihracatından daha fazla pay alabilmek için odak noktasının, her zamankinden daha fazla katma değer yaratmaya yönelik inovasyon olduğunu belirten Büyükekşi, Türkiye’nin geleceğine yapılacak en büyük yatırımın, girişimciyi ve girişimciliği ön plana çıkararak geleceğin inovatif liderlerini yetiştirmek olduğunun altını çizdi.









20 kişilik CERN seyahatinin kazananları basın toplantısı ile duyurulacak


Bu yıl Türkiye İnovasyon Haftası’nda bir ilke daha imza attıklarını belirten Büyükekşi, “Türkiye İnovasyon Haftası etkinlikleri sırasında, sosyal medya takipçilerimiz, üniversite öğrencilerimiz ve basın mensuplarımız arasından belirlediğimiz 20 kişilik bir ekibi, Avrupa’da inovasyonun kalbi olan CERN’e götüreceğiz. Aynı zamanda 20. kuruluş yıldönümümüzü kutladığımız bu yılki etkinlikler kapsamında, Türkiye’nin inovasyon potansiyelini açığa çıkararak 500 milyar dolarlık ihracat hedefine giden yolda ivme kazandığımızı düşünüyorum. Bu ivmenin artarak devam etmesi en büyük isteğimiz.” dedi.

Türkiye İnovasyon Haftası’nı sosyal medya üzerinden takip edenler ve üniversite öğrencileri arasından belirlenecek 20 kişilik CERN seyahati kazananları, önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek bir basın toplantısı ile duyurulacak.






Yeniliğin nabzını çarpıcı isimler tuttu


Türkiye İnovasyon Haftası’nda yurt içi ve yurt dışından ses getiren önemli konuşmacılar deneyimlerini ve ilham veren görüşlerini paylaştı. Bilim, teknoloji, tıp, enerji konularında farklı uzmanlıklara sahip olan dünyanın önde gelen uzmanları; Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında gerçekleştirdikleri sunumlarında inovasyonun önemine ve geleceğine ilişkin çok önemli ipuçları verdiler.



Türkiye İnovasyon Haftası’nın son günü gerçekleştirilen kariyer etkinliğinde Türkiye’nin en önemli şirketlerinin CEO’ları ve genel müdürleri üniversite öğrencileri ile bir araya gelerek üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtladılar.



Avea CEO’su Erkan Aydemir, TürkMedya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, OMV Türkiye CEO’su Gülsüm Azeri, Fiba Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu başkanı Hüsnü Özyeğin, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu, THY Genel Müdür, Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Temel Kotil, TEB Holding Yönetim Kurulu Üyesi Varol Civil, TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener ve Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar’ın katıldığı kariyer etkinliğinde; her yönetici farklı üniversitelerden 4 öğrencinin kendilerine yönelttikleri soruları yanıtladılar.

İnovasyon Haftası’na gelemeyenler, bulundukları yerden izledi!
Üniversiteler, liseler, Ar-Ge merkezleri, Teknoparklar başta olmak üzere inovasyonla ilgili tüm paydaşların yer aldığı haftada, www.turkiyeinovasyonhaftasi.com üzerinden akreditasyon yapan herkes etkinliğe ücretsiz olarak katılma imkânı buldu. Etkinliğe bizzat katılamayan inovasyon meraklıları ise www.timtv.com.tr, twitter.com/inovasyonTR,

www.facebook.com/turkiyeinovasyonhaftasi ve www.turkiyeinovasyonhaftasi.com adresleri aracılığıyla tüm etkinlikleri takip edebilme şansını yakaladı.


yilmazparlar@yahoo.com

29 Ekim 2013 Salı

İTALYAN DİLİ HAFTASI-2013-YILMAZ PARLAR



İTALYAN DİLİ HAFTASI

DOLU DOLU


13.ncüsü yapılan, Dünyada İtalyan Dili Haftasıkapsamında, Türkiye’de Büyükelçilik ve Konsolosluklar ve İtalyan Kültür Merkezi klasik çağlardan günümüze kadar, değişik alanlarda, Turizmden sanat, müzik, sinema, tiyatro, dans, moda, tasarım, fotoğraf gibi kültürel yayılımın yanı sıra ilmede yer vererek dolu dolu geçen unutulmaz etkinliklere imza attılar. Dikkat çeken iki konferans Marco Casolino'nun 21 yy’da uzay fiziğinde gizemler ve yeni çalıșmalar- Bruno crevato selvaggi Venedik ve Akdeniz posta tarihi konferansı etkinliklere İtalya Ankara Büyükelçisi Gianpaolo Scarante eşi Barbara Scarante, İtalya İstanbul Konsoslosu Gianluca Alberini’de katıldılar.

Kültürlerarasıdiyaloga dayalı farklı sektör vitrine odaklanlandıkları etkinlikleride destekledikleri gibi İtalya dilini öğrenmek isteyenlere firsat tanıyıp, zengin kütüphanelerinde didaktik ve yayınsal materyaller sunarak kurslar düzenlediler. Seçkin Film ve tiyatrolar entegrasyonlarıyla pekiştirdiler.




İlme dayalı 21 yy’da uzay fiziğinde gizemler ve yeni çalıșmalar adıaltında Ulusal Nükleer Fizik Enstitüsünde Baş araştırmacı olarak görev yapmakta olan, Roma Tor Vergata Üniversitesi’nde kozmik ışınlar ve uzaysal gereçler dersleri veren ve Rıken, Japon laboratuvarlarının da takım lideri olan Marco Casolino'nun

İtalyan Kültür Merkezi tiyatro salonundaki konferansı son derece ilginçti.

Marco Casolino ilgilenmiş olduğu temel fizikle madde, antimadde karanlık madde araştırmaları,uzay radyasyonundan astronotları koruma yöntemleri ve yüksek enerjili astropartiküllerle konuları kapsayan genel profil içinde MIR Rus uzay üsssünün yapımı ve uzay araçlarında gerçekleştirilen denemeleri gösterdiği slaytlarla anlattı.




Günümüzün pek çok tıbbi buluşları iyileştirme tedavi ve bulgu tesbit etme gibi önemli insanlık hizmetleri bu çalışmaların sayesinde olduğunu belirtti.

Marco Casolino Uzayda radyoaktif ortamda nasıl davranmaları konusunda ve bunların astronotlar üzerindeki etkisi konularında takım elemanlarını eğittiğinide öğrenmiş olduk.

Maya’ların tekniği ve bilimi üzerine yaptığı araştırmalarıda belirten Marco Casolino Maya’ların İlme uzay ilmine tuttuğu ışığıvurguladı.




Venedik ve Akdeniz posta tarihi konferansı

İtalya İstanbul Başkonsolosluk binası İtalya Venedik sarayında, İtalya Ankara Büyükelçisi Gianpaolo Scarante konferans öncesi yaptığı konuşmasında postanın iletişimin önemi-güvenli olması konularınıözetledi Tartışmalı internet sitesi belgeleri yayımlayan Wikileaks’i örnekleyerek Venedik ve Akdeniz posta tarihinde sonderece zor tehlikeli riskli bir hizmetin olgusuna dikkat çekti.



 


Özellikle Venedik ve Akdeniz posta tarihiyle ilgilenen Matematik eğitimli tarihci Alanında uzmanlaşan Millet Meclisinde posta tarihi üzerine sergiler düzenleyen Bruno Crevato-Selvaggi, Doğu’da ki Venedik posta hizmetlerini ve yazışma ağlarını konu alan konferansı ilgiyle dinlendi. Pek çok belgeleri bulunan postaların tarih gerçeklerine önemli kaynak oluşturduğu gözlemdi. Posta hizmetlerinde mesajların yanı sıra para ve kıymetli objelerinde olduğunu bu günkü çağdaş hizmetlerle hala aynı paydalarında olduğu tesbitleri örnekledi.

Sanat etkinliklerinin bilimsel açıklamalalı konferanslarıyla paralel olarak İtalya Dili haftası devam etmektedir.

yilmazparlar@yahoo.com


24 Ekim 2013 Perşembe

Felis ödülleri 2013-8. Yılında-Yılmaz Parlar

Medya Planlama Alanındaki İlk ve Tek Ödül olan Felis 8. Yılında

  Bu yıl sekizincisi gerçekleşen ve kapsamlı bir reklam yarışmasına dönüşen Felis Ödülleri yeni kategorileri ve yeni değerlendirme yöntemleriyle yine fark yaratıyor. Felis Ödülleri değerlendirme sürecinde sübjektif jüri değerlendirmesi yerine, ‘ölçülmüş etki’yi esas alan yeni bir değerlendirme yöntemine başvuruluyor.


  Bu yıl sekizincisi düzenlenen Felis Ödülleri’nde jüri değerlendirme süreci başladı. Kasım ayı başına
 kadar devam edecek değerlendirmeler sonucunda kazananlar 12 Kasım 2013 akşamı yapılacak
  törenle ödüllerine kavuşacaklar.

  Reklam endüstrisinde yaratıcılığın önemini ve reklamın başarısındaki rolünü vurgulamak, bu
 fonksiyonun gelişmesine, ilerlemesine katkı sağlamak, bu alanda faaliyet gösteren tüm ajansların ekiplerini motive etmek ve başarılarını belgelemek, ödüllendirmek ve onurlandırmak amacıyla düzenlenen Felis Ödülleri bu yıl genişleyerek kapsamlı bir reklam yarışmasına dönüştü. Geçtiğimiz yıl ‘Dijital’ kategorisi altında da ödül verilmeye başlanan Felis’e, bu yıl tüm mecraları kapsayan geniş bir ‘Yaratıcılık’ kategorisi de eklendi. Yeni kategoriler ile genişleyen; Medya, Yaratıcılık ve Dijital olmak üzere 3 ana kategorinin yer aldığı ödüllerin kategori jüri başkanlıklarında Hayat Holding İcra Kurulu Başkanı Avni Kiğılı, Coca Cola İnteraktif Pazarlama Müdürü Yüce Zerey ve Serdar Erener yer alıyor. Kiğılı, Medya kategorisinin başkanlığını yaparken; Zerey Dijital, Erener ise Yaratıcılık kategorisinin başkanlığını yapacak.


Yeni bir değerlendirme yöntemi: “Ölçülmüş Etki”!

Sekiz yıldır medya planlama ödülleri olarak sektörde çok özel bir yere sahip olan Felis Ödülleri'ne, tüm mecraları kapsayacak şekilde "Yaratıcılık" kategorisinin eklenmesinin yanı sıra bu yıl değerlendirme sürecinde çok önemli bir yeniliğe gidildi. Buna göre Felis'in "Yaratıcılık" kategorisinde klasik reklam yarışmalarında uygulanan tek başına sübjektif jüri değerlendirmesi yerine, "ölçülmüş etki"yi esas alan yeni bir değerlendirme yöntemine başvurulacak. Bu çerçevede Ipsos tarafından yıl boyunca üretilen Ad*Watch verileri ve ThinkNeuro tarafından EEG yöntemiyle gerçekleştirilecek nöro-testlerin skorları esas alınacak. Son 1 yılın en iyi 49 reklamının katıldığı yarışmada değerlendirme sürecinde yine bir jüri yer alacak ancak karar verilirken söz konusu bilimsel verilerden de yararlanılacak.

Reklamverenlerin ajans seçimlerinde önemli kriterlerden biri haline gelmiş olan Felis Ödülleri yenilikleriyle bu sene de reklam sektörüne damgasını vuracak.

    Temmuz-Eylül döneminde 3 ana kategori altında yer alan toplam 94 kategoride yarışmak üzere      başvuruların alındığı Felis Ödülleri’nde, katılan tüm çalışmaların değerlendirmesi Ekim ayı içerisinde gerçekleşecek jüri toplantılarında yapılacak. Reklam sektörünün bir araya geleceği ve kazanan reklamların açıklanacağı ödül töreni ise 12 Kasım Salı akşamı düzenlenecek.