15 Aralık 2017 Cuma

Wire 2018 ve Tube 2018 -Yılmaz Parlar


Wire 2018 ve Tube 2018
Wire 2018 ve Tube 2018 fuar ile ilgili 12 Aralık 2017 salı günü   Ortaköy Feriye sosyal tesislerindeki basın Toplantısı düzenlendi.

Gerçekleşen Basıntoplantısına Messe Düsseldorf Türkiye Temsilcisi Demet TezulaşMesse Duesseldorf Metal ve Akış Teknolojileri Küresel Portföy Yöneticisi Friedrich-Georg Kehrer katıldılar. Wire 2018 ve Tube 2018 öncesi yapılan açıklamaya göre; "Bekleyiş yakında sona eriyor: wire ve Tube fuarları artık şekillenmeye başladı. Yaklaşık 2.600 katılımcı firma 16 – 20 Nisan 2018 tarihleri arasında tel, kablo ve boru sektörlerinin en önemli etkinliği kapsamında ürünlerini ve hizmetlerini tanıtacak. Messe Düsseldorf katılımcı ve ziyaretçileri Düsseldorf Fuar Merkezi’nde sektörlerinde dünyanın 1 numaralı fuarlarında ağırlamaya hazırlanıyor.

Dünyayı Düsseldorf’ta ağırlıyoruz: Dünyanın çeşitli yerlerinden gelecek katılımcı firmalar wire, Uluslararası Tel ve Kablo İhtisas Fuarı ve Tube, Uluslararası Boru İhtisas Fuarı kapsamında teknolojik yeniliklerini uluslararası uzmanlara tanıtacaklar. Fuarlar karşılıklı görüşmeler yapılması ve ticari bağlantılar oluşturulması açısından ideal bir platform oluşturuyor.
Tel ve kablo sanayinin lider platformunu oluşturan wire Fuarı’nın başarı öyküsü haklı nedenlere dayanıyor. Nitekim 2016 yılında fuara 53 ülkeden 1.335 firma katıldı. Bu rakam fuarın Düsseldorf’ta ilk kez düzenlediği 1986 yılından bu yana katılımcı firma sayısının üç katına yükselmiş olduğunu gösteriyor. Bunun yanısıra fuarın sergi alanı da 2014 yılına kıyasla % 2,6 oranında artarak yaklaşık 59.500 metrekareye ulaşmış bulunuyor. Fuarın küresel boyutunu kanıtlayan bir diğer hususu ise katılımcı firmaların % 75’inin yurtdışından geliyor olması oluşturuyor. Piyasanın tüm önde gelen firmaları için wire vazgeçilmez nitelik taşıyor.
Tel ve kablo sanayilerinin geleceğini hangi yenilikçi gelişmeler belirleyecek. Ziyaretçiler wire Fuarı’nda kablo üretim ve işleme makinelerindeki en yeni gelişmeler hakkında bilgi alacaklar. Ayrıca fuarda yöntem teknolojilerine ilişkin gereçler ve yardımcı malzemeler tanıtılacak. İhtisas ziyaretçileri aynı zamanda hammaddeler, özel teller ve kabloların yanısıra ölçüm, kumanda ve test tekniklerine ilişkin kapsamlı bilgi alabilme olanağı bulacaklar. Kontrol teknikleri veya diğer özel ihtisas alanlarında ne gibi yeni gelişmeler kaydedildiğini yine wire Fuarı’nda izleyebilecekler.
Fiber optik malzemelerin önemi giderek artıyor: Dünya genelinde hızlı fiber optik bağlantıların yaygınlaştırılması için çalışmalar yürütülüyor. Hızlı internet altyapısının güçlendirilmesi AB Komisyonu’nun da hedefleri arasında yer alıyor.
Bu nedenle wire bu gelişen sektörün uzmanlarını fuarda buluşturuyor.
Buradaki hedefi sektörün güçlendirilmesi ve yeni potansiyellerin değerlendirilmesi oluşturuyor.
38.255 ziyaretçi geldi. En yeni gelişmeleri izlemek için ziyaretçi gönderen ülkelerin arasında Almanya, İtalya, Fransa, Belçika, Hindistan, İngiltere, İsviçre, Türkiye, İspanya, Polonya ve ABD de yer alıyordu.
wire Fuarı birçok sektör için büyük önem taşıyor, zira tüm önemli yenilikler bu fuarda tanıtılıyor. Sektöründe dünya lideri olan bu fuar elbette tel ve kablo sanayileri için vazgeçilmez niteliğe sahip bulunuyor. Fuara en fazla ziyaretçi gönderen sektörlerin başında otomotiv sanayi, demir, çelik ve demirdışı metal sanayi, elektrik ve elektronik sanayileri, yapı ve kimya sanayileri, ticaret ve zanaat sektörleri; kumanda, ayar ve kontrol teknikleri ve hizmet sektörü geliyor.
wire Fuarı’na paralel düzenlenmekte olan Tube Fuarı da sektörlerinde lider fuarlarımız arasında yer alıyor. Tube Fuarı boruların üretiminden işlenmesine ve boru ticaretine kadar uzanan tüm aşamaları kapsıyor. Bu nedenle de boru sanayi için vazgeçilmez nitelik taşıyor.
Bu gerçeği rakamlar da ortaya koyuyor: Boru İhtisas Fuarı 2016 yılında 51 ülkeden 1.280 katılımcı firma ile – 2014 yılına kıyasla % 6 oranında bir artışla – yeni bir rekora ulaştı.
Tube uluslararası düzeyde saygınlığa sahip bulunuyor: Uluslararası katılımcı firmaların oranı 2016 yılında % 75 düzeyine ulaştı. Kiralanan sergi alanı da 2014 yılına kıyasla yaklaşık % 2 oranında artarak 51.000 metrekarenin üzerine çıktı.
Bu rakamlar fuarın sektöründe dünyanın bir numaralı etkinliği olduğunu ortaya koyuyor: Nitekim düzenlenen son fuarın ziyaretçi sayısı 31.300 kişiye, yurtdışından gelen ziyaretçilerin oranı ise yaklaşık % 60’a yükseldi.
Boru sektörü için önem taşıyan herşey sergilenecek: Boru üretim makinaları, hammaddeler, boru ve aksesuarlar, proses teknolojilerinde kullanılan gereçler ve yardımcı malzemeler; ölçüm, kumanda ve ayar teknikleri, test teknikleri, çeşitli ihtisas konuları, ikinci el makinalar, ayrıca profil ve makinalar.
Demir ve demirdışı metal, plastik, fiber optik, cam, seramik, beton ve elyaf çimento borular ve bunların ticareti
Plastik borular, özellikle hafif olmaları ve korozyona ve kimyasallara karşı dayanıklı olmaları nedeniyle – tüm uygulama alanlarında giderek önem kazanıyor. Tube Fuarı da plastik boruların artan önemini dikkate alarak, bu sektördeki uzmanları biraraya getiriyor. Bu girişimle geleceğin önemli sektörünün güçlendirilmesi hedefleniyor.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 31.304 ziyaretçi Tube 2016 çerçevesinde kapsamlı bilgi aldı. İhtisas ziyaretçilerinin geldiği ülkeler arasında Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya, Hindistan, İspanya, Polonya, İngiltere, Türkiye, Avusturya ve İsviçre de bulunuyordu.
Tube Fuarı birçok sektör için yenilikler hakkında bilgi sahibi olmak açısından önemli bir fırsat oluşturuyor. Nitekim fuara boru sanayi, kimya sanayi, otomotiv sanayi, demir, çelik ve demirdışı metal sanayileri, ısıtma sektörü; petrol, gaz ve su temini, yapı sanayi, elektrik ve elektronik sanayileri, ticaret ve zanaat sektörleri; ölçüm, kumanda ve kontrol teknikleri ve hizmet sektörlerinden temsilciler geliyor.
Eşzamanlı düzenlenen wire ve Tube fuarları sektörler arasında güçlü bir sinerji yaratıyor. Tek bir mekanda çok büyük bir potansiyel oluştuğunu görüyoruz: Paralel düzenlenen fuarlara 2016 yılında toplam 70.000 ziyaretçi geldi. Bunların ¾’ü Almanya dışından gelen ziyaretçiler oluşturuyordu.
Her iki fuar aynı gün tek bir biletle ziyaret edilebiliyor.
İletişim ağlarını güçlendirmek, yeni temaslar kurmak ve ticari ilişkiler başlatmak için wire ve Tube fuarları beş gün boyunca ideal olanaklar sunuyor. İki yılda bir düzenlenen wire ve Tube, 16 – 19 Nisan 2018 tarihleri arasında her gün 9.00 – 18.00 saatleri arasında, 20 Nisan günü ise 9.00 ila 16.30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
Günlük bilet 58,-- Euro ve abonman bilet 98,-- Euro karşılığında fuar girişinde temin edilebilecek. Biletler ayrıca e-bilet olarak fuarların internet sayfası üzerinden indirimli olarak satın alınabiliyor.
Katılımcı firmalar fuar salonlarına konulara göre gruplandırılarak, kolay anlaşılır bir şekilde yerleştirilmiş olacak.
Fuar merkezinin güney girişinin ve 1. fuar salonunun yenilenme çalışmaları için start verilmiş bulunuyor. Başlatılan çalışma şirket tarihindeki en iddialı projelerden birini oluşturuyor. Fuar merkezinin güney girişi için toplam 140 milyon Euro yatırım yapılacak. Yeni bina kompleksi 2019 yazına kadar tamamlanmış olacak.
Fuar merkezinin güney girişinde fuar ve kongre ziyaretçilerini 7.800 metrekare alana ve 20 metre yüksekliğe sahip yarı saydam bir çatı konstrüksiyonu karşılayacak.
Yeni inşa edilen 1. fuar salonu 12.000 metrekare alana sahip olacak ve şimdiye kadar kullanılan birinci ve ikinci salonların yerini alacak.
2017 ve 2018 yıllarındaki yapım çalışmaları süresince, bundan önce 1 ve 2. salonlarda yer alan Tube katılımcılarına 16 ve 17. salonlarda stand kurma olanağı sunulacak. Dolayısıyla Tube 2018 Fuarı 3 ila 7.0 arasındaki salonlarda ve ayrıca 16 ve 17. salonlarda gerçekleşecek.
wire 2018 için 9’dan 16’ya kadar olan fuar salonları kullanılacak. Böylelikle ziyaretçiler  birbiriyle bağlantılı  fuar salonlarına geçerek fuar turu yapabilecekler.
Elverişli ulaşım bağlantıları Messe Düsseldorf’a kolaylıkla ve doğrudan ulaşabilme olanağı sunuyor. Havalimanının fuar merkezine yakın olmasının yanısıra, yine fuar merkezi yakınında şehirlerarası trenlerle ulaşılabilen iki tren istasyonu yer alıyor. Bunların yanısıra fuar merkezindeki Arena/Messe Nord istasyonu da doğrudan şehiriçi ulaşım ağına bağlı bulunuyor.
Kendi araçlarıyla gelecek ziyaretçi ve katılımcılar için fuar merkezinde 20.000 araçlık bir otopark hizmet veriyor. Dört farklı girişten fuar merkezine hızlı bir şekilde ulaşılabiliyor.
Tel, kablo ve boru sektörleri için dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlemekte olduğumuz fuarların temel özelliğini bölgesel talepleri ve tercihleri gözönünde bulundurarak, katılımcı ve ziyaretçilere yakın olmak oluşturuyor. Böylelikle uluslararası ihtisas fuarları, düzenlendikleri bölgenin özellikleri dikkate alınarak, sektörlerin gereksinimleri doğrultusunda tasarlanıyor.
Tel, kablo ve boru sanayileri için dünya genelinde şu ihtisas fuarlarını düzenleyeceğiz:
2017 ve 2019 yıllarında wire Russia ve Tube Russia, wire South America, Ekim 2017’de Brezilya/Sao Paulo’da TUBOTECH; Eylül 2018’de Shanghai’da wire China ve Tube China; Kasım 2018’de Mumbai’de wire India ve Tube India, Eylül 2017’de Tayland/Bangkok’ta wire Southeast Asia ve Tube Southeast Asia ve – bir işbirliği projesi kapsamında – Aralık 2017’de Tahran’da düzenlenecek olan Iran Wire.
wire ve Tube fuarlarımız artık dünyanın her yerinde saygınlık kazanmış bulunuyor. Zaten gerek katılımcı firma gerekse ziyaretçi sayıları da bu gerçeği kanıtlayıcı nitelik taşıyor."Bilgileri verildi
 Tel, kablo ve boru sanayileri geleceğe yönelik iyimser beklentiler içinde bulunuyor. Dünya pazarlarında yatırımların artış eğilimi göstermekte olması, çelik sanayinde olumlu bir ortam yaratıyor.

Dünyanın sektörlerinde lider fuarları wire, Uluslararası Tel ve Kablo İhtisas Fuarı ve Tube, Uluslararası Boru İhtisas Fuarı
16 – 20 Nisan 2018 tarihleri arasında Düsseldorf Fuar Merkezi’nde sektörlerindeki yenilikçi teknolojileri, yeni makine ve tesisleri, ayrıca ürün ve hizmetleri tanıtacaklar.

Beş gün sürecek olan bu fuarlarda sektörlerinde belirleyici rol oynayan 2.600 firma 16 fuar salonunda net 110.000 metrekarelik alan üzerinde buluşacak. Fuarlara yaklaşık 70.000 uluslararası ziyaretçi gelmesi bekleniyor. Böylelikle Düsseldorf ihtisas fuarları sektörlerinin 1 numaralı fuarları olduklarını bir kez daha kanıtlamış olacaklar.

Wire 2018 fuar merkezinin 9 ila 16. salonları arasında ve geçici 18. salonda gerçekleşecek: Fuarda tel üretiminde ve tellerin işlenmesinde kullanılan makine ve tesisler, yöntem tekniklerine ilişkin alet ve yardımcı malzemeler, ayrıca hammadde çeşitleri, özel teller ve kablolar sergilenecek.

Fuarda ayrıca ölçüm, kumanda, ayar ve test teknikleri alanındaki yenilikler tanıtılarak, özel ihtisas konuları da ele alınacak.

Gelecek fuarda fiber optik kablolara her zamankinden daha fazla ağırlık verilecek. Böylelikle Messe Düsseldorf fiber optik kabloların enerji sanayinde, yapı ve iletişim sektörlerinde yaygınlaşan kullanımına yanıt vermiş olacak.

Tel, kablo ve fiber optik kablo makineleri 9 ila 13. salonlar arasında ve 16. salonda, şekillendirme teknikleri (Fastener Technology) ise 15. salonda sergilenecek. Hasır kaynak makineleri (Mesh Welding) ve yay üretim teknolojileri (Spring Making) ise 13. salonda yer alacak.

wire Fuarı’nda İtalya, Belçika, Fransa, İspanya, Avusturya, Hollanda, İsviçre, Türkiye, İngiltere, İsveç ve Almanya’dan gelen firmaların geleneksel olarak güçlü bir şekilde temsil edildiklerini görüyoruz. Denizaşırı olarak da ABD, Güney Kore, Tayvan, Hindistan ve Çin’den yoğun katılım bekliyoruz.

Tube 2018 fuar merkezinin 3 ila 7.0 numaralı salonları arasında, ayrıca 16 ve 17. salonlarda ve kısmen de geçici 18. salonda gerçekleşecek. Boru üretim ve işleme makineleri ve tesisleri, hammaddeler, boru ve boru aksamları, ikinci el makineler, yöntem tekniğine ilişkin aletler, yardımcı malzemeler; ölçüm, kumanda, ayar ve test teknikleri fuarın ana konuları arasında yer alıyor.

Fuarın programını boru hatları ve OCTG-teknolojisi, profil ve makineler ve plastik borular (Plastic Tubes) tamamlayacak. Çin Halk Cumhuriyeti’nden gelen yoğun talep nedeniyle önümüzdeki fuarda da Çin grup katılım standı kurulacak. 16. fuar salonunda yer alacak pavyonda „Meet Chinas Expertise“ sloganı altında tel, kablo ve boru sanayilerinden gelecek Çin firmaları temsil edilecek.

Boru aksamları 17. salonda sergilenirken, boru ticareti ve boru üretimi konuları fuarın 3 ve 4. salonlarında yer alacak. 5. salon ise boru şekillendirme tekniklerine ayrıldı. Makine ve tesisler ve boru işleme makineleri 6 ve 7a salonlarında görülebilecek. Profil ve plastik borular ise 3 ila 7.0 numaralı salonlar arasında ve 16 ve 17. salonlarda sergilenecek.

Tube Fuarı’nda da katılımcı ülkelerin başında İtalya, Hollanda, İspanya, Türkiye, Fransa, İngiltere, Avusturya, İsviçre, Polonya ve Almanya geliyor. Denizaşırı ülkelere baktığımızda ise katılımcı firmaların büyük bölümünün Hindistan, ABD, Çin ve Güney Kore’den geldiğini görüyoruz.



yilmazparlar@yahoo.com

12 Aralık 2017 Salı

Türkmenistan, Uluslararası Tarafsızlık Günü’nü kutluyor-Yılmaz Parlar

Türkmenistan, Uluslararası Tarafsızlık Günü’nü kutluyor

12 Aralık 1995 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından daimi tarafsızlık statüsüne kavuşan ve 2015 senesinde bu tarafsızlık statüsünün tekrar BM Genel Kurulu tarafından 2‘nci defa onaylanan Türkmenistan’da, uluslararası seviyesine taşınan Uluslararası Tarafsızlık Günü’nü kutluyor. Şubat 2017’de BM Genel Kurulu, Türkmenistan’ın önerisiyle 12 Aralık gününü Uluslararası Tarafsızlık Günü olarak ilan etti. Bundan böyle, tüm dünya Türkmenistan’ın Tarafsızlık Bayramı’nı  Uluslararası Tarafsızlık Günü olarak birlikte kutlayacak.

Uluslararası statüsündeki Tarafsızlık Günü dolayısıyla başkent Aşkabat’ta bir dizi etkinlikler düzenleniyor. Çeşitli konferanslar, seminerler ve kültürel etkinlikler organize ediliyor. Bugün başkent Aşkabat’taki Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde ‘Uluslararası İlişkilerde Tarafsızlık Politikası ve Önleyici Diplomasi: Türkmenistan'ın Deneyimi ve Önemi’ konulu Uluslararası Konferans düzenlendi. Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Raşid Meredov’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen konferansa, Türkmenistan Devlet Başkanı kutlama mesajı gönderdi. Türkmen Lider mesajında, Bağımsız ve Tarafsız Türkmenistan tarafından başlatılan uluslararası girişimlerin, BM’ye üye tüm ülkeler ile işbirliğine büyük değer verdiğinin göstergesi olduğunu ifade etti.

Etkinlikte daha sonra BM Orta Asya Önleyici Diplomasi Merkezi Başkanı ve BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi Natalia German söz aldı. BM Özel Temsilcisi, BM Genel Sekreteri Antoniu Guterres’i de temsil ettiği kaydederek, onun adından Türkmenistan’ın Uluslararası Tarafsızlık Günü’nü kutladı. 10 yıl önce Aşkabat’ta Orta Asya için Önleyici Diplomasi Merkezi’nin açıldığına dikkat çeken Natalia German, Türkmenistan’ın yürüttüğü tarafsızlık politikası kapsamında önleyici diplomasi unsurlarının genişletildiğini kaydederek, Türkmenistan’ın dünya barışı ve istikrarı için kilit bir ülke olduğunu ifade etti.

Türkmenistan’ın dünya barışı, istikrarı ve sürdürülebilir kalkınma için bir dizi uluslararası girişimlerde bulunduğunu ifade eden German, terörizm, aşırıcılık ve diğer suç unsurlarının ortadan kaldırılması için de Türkmenistan’ın katkılarının büyük olduğunu belirtti. Bu sene BM Genel Sekreteri’nin Aşkabat ziyareti kapsamında Orta Asya ülkelerinin katılımıyla terörizme karşı mücadelenin güçlendirilmesi yönünde uluslararası konferansın düzenlendiğine dikkat çeken BM yetkilisi, bu konferans sonucunda kabul edilen Aşkabat Deklarasyonu’nun bu alandaki mücadele için önemli olduğuna dikkat çekti.

Konferansa katılan Özbekistan Dışişleri Bakanı Abdulaziz Kamilov ise konuşmasında, Türkmenistan’ın uluslararası girişimlerini desteklediklerini kaydetti. Özbekistan ile Türkmenistan münasebetlerinin stratejik işbirliği seviyesinde devam ettiğini kaydeden Kamilov, bağımsızlığına kavuşan eski SSCB ülkelerinin ilk yıllarda kendi modelini oluşturma gayreti içerisine girdiğini, Türkmenistan’ın ise BM Genel Kurulu’na başvurarak, tarafsızlık statüsünü kazandığını belirtti. Türkmenistan’ın tarafsızlık statüsü kapsamında yürüttüğü politikayı desteklediklerini kaydeden Özbek Dışişleri Bakanı, dünya barışı, istikrarı ve güvenliği için uluslararası toplumun yanında olacaklarını ifade etti.

Daha sonra konferansta söz hakkı alan katılımcılar, Türkmenistan’ın tarafsızlık statüsü kapsamında yürüttüğü dış politikasına destek verdiklerini kaydederek, Türkmenistan’ın kendi bölgesinde uluslararası işbirliği adına birçok projelere imza attığını ve birçoğuna ise öncülük ettiğini kaydetti. Türkmenistan’ın özellikle enerji ve ulaştırma alanındaki uluslararası projelerinin öneminden bahsedildi. Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan doğalgaz boru hattı projesinin bölge istikrarı için önemli olduğu kaydedildi.

yilmazparlar@yahoo.com

18 Kasım 2017 Cumartesi

AKGÜN HOTELDE HARİKA SANAT -HABER YILMAZ PARLAR


AKGÜN HOTELDE HARİKA SANAT 
3200 Yılında Troıa, Seramik Sergi
Dünyaca bilinen çok önemli kültürel marka Troya’nın, Turizmde 2018 TROİA yılı ilan edimesi kapsamında seramik sanatçısı İsmail Faris Öncel,  Akgün İstanbul Hotel ev sahipliğinde, TÜROB Türkiye Otelciler Birliği destekleriyle açtığı “3200 Yılında Troıa” isimli Seramik sergisiyle dikkat çekti. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Troya Antik Kenti'nin UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi'ne kabulünün 20'nci yılı nedeniyle 2018'i Troya yılı ilan etmesiyle daha da önem kazanan muhteşem serginin açılışına İstanbul’un turizmden sorumlu Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, TÜROB Başkanı Timur Bayındır, Turizm ve Kültür Bakanlığı Baş kontrolör Zişan Turp başta olmak üzere turizm örgüt temsilcileri, akademisyenler, iş ve sanat dünyasının önemli isimleri, sanatcı dostları ve elit sanatseverler katıldılar. 

Türkiye Otelciler Birliği-TÜROB destekleri ile Akgün İstanbul Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Akgün, Başkan Yardımcısı Ali Akgün’ün ev sahipliğinde, gerçeklesen sergi açılışında Akgün Hotel Genel Müdürü Sevda Yılgaz konuşmasında 
“Anadolu’lu ozan Homeros anlatmasaydı yazmasaydı  Homeros aşığı Arkeolog Alman Schliman Ilyada destanından yola çıkarak Hisariıktepe ‘de kazıları başlatmasaydı  ; Truva’ya hep antik çağın efsanesi gözüyle bakılacaktı.”  sözleriyle Akgün Hotelin konumuna atıf yaparak, “Topkapı Ulubatlı‘dayız, Bizans surları arkamızda . 564 yıl önce; İstanbul‘un fethinde bu surlara ilk bayrağı asarak canını veren Ulubatlı Hasan ne için savaştıysa; 3200 yıl önce; Yunan coğrafyasından gelen Akha’lar ile Truva‘yı savunmak için gelen Anadolu Devletlerinin top yekun  savaşına dönen Truva savaşı‘da bu toprakların Anadolu’nun aynı mücadelesiydi.” Şeklinde tarihin benzeliğini dile getirdi
Genel Müdür Sevda Yılgaz, Troia’nın 2018 Yılı olduğunun önemine değinerek emeği geçenlerin yaptıkları sürdürülebilir olmasını, istenen hedefe ulaşmasını, 2018 yılı dışında yüzyıllara taşınmasını, eğitim ve kültürün içine aktarılmasını umut ettiğini söyledi. 
Ilgaz, “İçine savaşçıların girdiği tekerlekli bir atın sergilenmesinin ötesine geçilerek, Truva’nın Anadolu algısı kalıcı olur.  Daha öteye nasıl geçelim. Sanatçı  İsmail Faris Öncel; 4, 5 yıl süren araştırmaları sonrası kronolojik sıraya göre derlediği eserlerini  , süreci  özetleyerek materyaller ve seramik tablolarla günümüze aktarıyor , aydınlanıyoruz. Dünya aydınlık Olsaydı Sanat Olmazdı  diyor ( yazar  Albert Camus) ; bizde bugün 100 ve daha yüzlerce kişiyi etkileyecek bu sergiyle 2018  e geçelim dedik .”dedi.
Protokol konuşmalarında; TÜROB Başkanı Timur Bayındır Turizmde kültürün önemini vurgulayan sözleriyle, tarih ve kültürün Çanakkale’deki Troya’nın elimizde  bir değer olduğunu, Troya 2018 yılı için   memnuniyetle katkıda bulunmak istediklerini söyledi.
İstanbul’un turizmden sorumlu Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, Troya 2018  ile Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde ulusal ve uluslararası alanda Troya temalı spor, kültür, sanat, eğitim ve bilim dallarında çalışmalarının yapılması planlandığını aktardı.  
Troya seramik sanatçısı İsmail Faris Öncel ve Vitray sanatcısı Nuray Ortaç tarihi canlandıran kostümleriyle Truva hikayesini mizansenlediler.

Anlattıkları hikaye ise;  “3200 yıl öncesi antik çağlardan kopup gelen bir Anadolu efsanesi ; Argos’lu Sparta Kraliçesi Helena’nın Troya prensi Paris ile destansı aşkı, Günümüzden 3200 yıl önce, antik çağda,( MÖ 1184-1182 ) yaşadıkları destansı aşk sonucu Sparta Kraliçesi Helena’nın , Troya Prensi Paris tarafından kaçırılmasını bahane eden istilacı Akha’lar, Çanakkale boğazı girişindeki Kutsal İlion’a topluca saldırmışlar. Süratle büyüyen ve on yıl süren savaş, kısa zamanda bir Yunanistan coğrafyasından gelen Akha’lar ile Anadolu devletlerinin top yekün savaşına dönüşmüş. Efsanelere göre kahredici savaşa Yunan ve Anadolu tanrı ve tanrıçaları da fiilen karışmışlar. O çağda Anadolu’da yaşayan bütün kavimler Troya’ya yardıma gelmişler.” devamla tüm tarihi özetlediler. 
Yine verdikleri bilgiye göre ; “MÖ 850’lerde İzmir de doğan Homeros’un İlyada destanında anlattığı olaya binlerce yıl hep antik çağın bir efsanesi gözüyle bakılmış. 1870 yılına gelindiğinde, Homeros aşığı Alman Heinrich Schliemann, Homeros’un İlyada’sında belirttiği detaylardan yola çıkarak, gaflet tanrıçası Ate’nin Zeus tarafından fırlatıldığı Hisarlıktepe’de yaptığı kazılar sonunda efsanelerdeki Troya’yı gün ışığına çıkarmış.” 
Kutsal İlion’un hikayesi, çini ve seramik sanatçısı İsmail Faris Öncel tarafından, savaşın 3200’üncü yılına yetişecek şekilde, dört yılı aşan bir araştırma, seçme, değerlendirme ve çalışma sonucu taş karo çiniler ve seramik objeler üzerine yorumlanarak resimlenmiş.
Tablolar ve objeler oluşturulurken, MÖ 670-400 yılları arasında yaklaşık 270 yıllık süreçte yapılmış antik vazolar, amforalar, duvar resimleri, gravürler, heykel kompozisyonları, daha sonraki çağlarda batılı ressamlarca yapılan karakalem, yağlı boya tablolardan faydalanılmış. 
Gaflet Tanrıçası Ate’nin Hisarlıktepe’ye düşüşü ve İlios’un İlion şehrini kuruşu, bilahare on yıllık savaşı, savaş sonrası kahramanların uzun yıllar süren evlerine dönmeleri sırasında başlarından geçenleri anlatan çini tablolar ve açıklayıcı bilgi levhaları,sergide kronolojik sıraya göre teşhir edilmektedir.
En önemlisi sergideki resimlerde yer alan mitolojik efsane, açılış günü çağına uygun kostümlü sunucular tarafından teatral sunum yapılarak anlatılıyor. Bu da izleyiciyi serginin teması içine çeken ilginç detaylardan biri
Troya tabloları ilk olarak 19 Kasım 2014 ten itibaren 4,5 ay süre ile İstanbul Hasköy’deki Rahmi M.Koç müzesinde, Koç Grubunun değerli destekleri ile sergilenmiş.
Mevcut koleksiyon 2 yıl süren ilave çalışmalar ile zenginleştirildikten sonra ikinci Troya Sergisi 14-19 Kasım 2016 tarihleri arasında, Ankara Barosu Av.Atilla Sav Sanat Galerisinde gerçekleşmiş. 
Ozanın Söz sanatını, resime, seramiklere, çinilere, objelerden sahne sanatına tiyatroya aktaran Homeros aşığı sanatçı İsmail Faris Öncel ‘in eserleri 10 Aralık 2017 tarihine kadar Akgün İstanbul’da ziyaret edilebilir.
yilmazparlar@yahoo.com


 

16 Eylül 2017 Cumartesi

Haber Yılmaz Parlar-24. Adana Film Festival Tanıtım


Festivalden Festivallere Saygı

Asil Davranışı Yürekden Alkışlıyoruz.


İstanbul’da Çırağan Palace Kempinski Hotelde yapılan 24. Adana Film Festivali basın tanıtımı kapsamında festival ekibin Film kasabasında Tüm Türkiye’de film festivalleri yapanları tanıtım yapabilmeleri için stand tahsis etmesini örnek hareket olarak değerlendiriyoruz.

Asillik burada, Diğer festivaller ile rekabete girmek yerine, Türk sinemacılığını yüksek seviyelere getirmek küresel ölçütde hak ettiği yerlerde olması adına kendi yapmış olduğu festival içindeki, Film kasabasında Tüm Türkiye’de film festivalleri yapanlara tanıtım şansı tanıyarak stand veriyor.
Ancak olgun ruh mekanizması gelişmiş insanların olgunluğu içinde Tüm Adana Film Festival Ekibini yürekden bu asil davranışını yürekden alkışlıyoruz.


24. Adana Film Festivalinin basın toplantısında Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ramazan Akyürek, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve Festival Yürütme Kurulu Başkanı Halil Avşar, Festival Direktörü İsmail Dikilitaş, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kültür Sanat Danışmanı Mahmut Tülek ve yüklenici firma CEO’su Namık Kemal Biçer festivalle ilgili bilgiler verdi. Toplantıda ulusal ve uzun metraj yarışma filmlerinin jürileri ile finale kalan filmler açıklandı.
Festivalde 180 film, 850 gösterimle sinemaseverlerle buluşacak.
Türk sinemasına uzun yıllar emek veren sinema sevdalılarına Yaşam Boyu Onur Ödülleri bu yıl layık görülen Arif Keskiner, Hümeyra, Prof. Sami Şekeroğlu, Şemsi İnkaya ve Temel Gürsu’ya 25 Eylül 2017 akşamı yapılacak açılış töreninde takdim edileceği söylendi.
Yine Toplantıda verilen bilgiler;
“Bu yıl beş ayrı kategoride toplam 30 Altın Koza Ödülü dağıtılacak. Altın Kozalar 30 Eylül akşamı yapılacak Büyük Ödül Töreni Gecesinde sahiplerini bulacak
24. Adana Film Festivali’nde. Aynı törende Yılmaz Güney Özel Ödülü de takdim edilecek”

“Adana Film Festivali, bu yıldan itibaren Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Vizyon Sahibi Yönetmen Ödülü vermeye başlıyor. Bu ödül ile, ülkemizde ve dünyada hak ettiği değeri yeterince göremeyen sinemacıların onurlandırılması ve keşfedilmesi amaçlanıyor. Vizyon Sahibi Yönetmen Ödülü, bu yıl Nijerya asıllı Amerikalı yönetmen Andrew Dosunmu'ya veriliyor.”
Jüri Üyeleri açıklandı. Ulusal Uzun Metraj Film Yarişmasi Jürisi Başkanı, Erden Kıral (Yönetmen), Diğer üyler; Selma Güneri (Oyuncu),, Algı Eke (Oyuncu), Fırat Yücel (Sinema Yazarı), Uğur İçbak (Görüntü Yönetmeni),, Hüseyin Karabey (Yönetmen), Murat Hasarı (Besteci-Yapımcı)


Uluslararasi Uzun Metraj Film Yarişmasi Jürisi Başkanı Guillermo Arriaga (Meksikalı Senarist-Yazar-Yönetmen). Diğer üyeler ;  Farah Zeynep Abdullah (Oyuncu), Carmen Gray (Yeni Zelandalı Sinema Yazarı-Festival Programcısı),
Pierre-Henri Deleau (Fransız Yapımcı-Festivalci), Nathan Silver (Amerikalı Yönetmen)

Diğer kategoriler ve üyelerin isimleri belirtildi.

Sinema Ve Kültür Sanat Kasabasi- Sevgi Korteji- Yildizlar Kaldirimi-Sinema Pazari- Gezici Sinema gibi etkinlikler hakkında bilgiler verildi.

Toplantı sonrası onur ödül alacak yönetmen Temel Gürsu ile bir kaç mecranın basın mensubu arkadaşlarla yaptığımız söyleşide Temel Gürsu’nun yönetdiği filmler ve eski filmlerdeki ruhun yeni filmlerde olmayışının nedenleri temel sorulan sorulardı. Temel Gürsu tüm samimiyetiyle cevaplandırdı. 


yilmazparlar@yahoo.com

26 Ağustos 2017 Cumartesi

türob agustos 2017 toplantisi-Yılmaz parlar


TURİZMDE KONAKLAMA KAYBIMIZ 1 MİLYAR EURO

TÜROB'un geleneksel aylık toplantısında bilgileri paylaşan, TÜROB Başkanı Timur Bayındır, TÜROB iş ortağı STR Global'in doluluk oranları raporu hakkında "TÜROB olarak yaptığımız hesaplamada, 2015-2017 dönemindeki ilk yarı rakamlarına göre, sadece İstanbul'da oda gelirleri kaybı yaklaşık 1 milyar euroyu buluyor. Bu rakama yüksek sezon olarak adlandırdığımız ikinci yarı dahil değil. Onu da dahil ettiğimizde rakam katlanacaktır. Turistlerin gelmesi ve doluluk oranı meselesi dışında, asıl sorun bütçe-destinasyon imajının yarattığı strestir."dedi  

TÜROB'un geleneksel aylık toplantısı The Marmara Hotel ev sahipliğinde 24 Ağustos 2017 Perşembe günü gerçekleşti. Geleneksel aylık toplantısına; Brezilya İstanbul Başkonsolosu Paulo Roberto França , CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Atölyesi Başkanı Tülin Ersöz ve sektör temsilcileri ziyaretci olarak katıldılar.

TÜROB Başkanı Timur Bayındır yaptığı konuşmasında aynı dönem geçen yıla kıyaslandığında daha hareketli ve olumlu geçtiğini, pazar çeşitliğinde ve gelirlerde daralma devam ettiğini, turizmde gözlerin  Kurban Bayramına çevrildiğini, kurban bayramın yüksek sezona rasladığını, yerli turistin ve Rus turistlerin artmasıyla kıyı bölgelerinde yaşanacak yoğunluğun turizmine kaktı sağlayacağını söyledi.

İstanbul otellerinin söz konusu dönemdeki yerli turizm hareketinden faydalanması mümkün gözükmemesine karşılık, Ortadoğu'dan gelen Müslüman turist sayısında artış olabileceğini, ancak sonrasında dolulukların düşeceğini, eylül-ekim-kasım ayları MICE (kongre, toplantı ve etkinlik turizmi) beklentilerin olduğu aylarda da bu segmentlerde yılın son çeyreğinin de zayıf geçeceğini belirtdi.
Timur Bayındır, son iki bayram döneminde özellikle birliğe ulaşan şikayetlerin ve isteklerin tüketicilerin booking.com için devam eden tedbir kararından ötürü rahatsızlıkların bulunduğunu dile getirdi.
Alınan kararla birlikde, özellikle Anadolu'da bulunan pazar paylarının büyük bir kısmını Booking.com'dan elde eden küçük otellerin tüm kaynaklarının bir anda kesildiğini, bu durumu fırsat olarak değerlendiren altyapı ve operasyon güçleri olmayan firmaların, piyasadaki boşluğu doldurmaya çalıştıklarını, yetersiz pazar bilgisi ve profesyonellikten uzak iş anlayışları yüzünden tüketiciyi ve işletmeleri mağdur ettiğini vurguladı.   
Booking.com ile ilgili olarak Bayındır, “Booking.com ile hükümet üst düzeyde görüşmeler devam etmektedir. Türkiye yasaları çerçevesinde, en kısa zamanda bir uzlaşma sağlanması, hem vatandaş hem de oteller açısından yararlı olacağını düşünmekteyiz.”şeklinde görüş bildirdi.
TUROB Başkanı Bayındır “Kitlesel iletişim araçlarında ve tüketici tercihlerindeki değişim, sosyal medyanın etkinliği, yüksek maliyet gibi unsurlar dikkate alındığında, turizm fuarlarına olan ilgi her geçen gün daha da azalıyor. Ziyaretçi sayıları hızla düşüyor. Gelişen teknoloji ve erişim kanalları ile turizm sektöründe de evrilme yaşanmaktadır. Özellikle ihtisas fuarlarına, workshop, tanıtım gezisi ve destinasyon tanıtımı gibi etkinliklere tüketici ilgisi devam etmektedir.”dedi
 Bayındır, Çin'de 2018 yılının  “Türkiye Turizm Yılı” olarak kutlanacağı nedeniyle 2018 Yılı için  "Her yıl olduğu gibi ana pazarlarımızdaki fuarlara katılmaya devam edeceğiz. Ancak, özellikle Çin ve Asya ülkelerine yönelik aktif çalışmalara başlıyoruz. Bölgeye ilişkin çok detaylı araştırmalarımızı tamamladık. 2018 Yılı Çin'de 'Türkiye Turizm Yılı' olarak kutlanacak. Bu konuda, bakanlığımız ile temas kurduk, Ankara'da bir toplantı düzenlendi. Ama, bunun yanı sıra TÜROB olarak, Çin pazarına yönelik sosyal medya dahil çeşitli kanallarda özel projelere başlıyoruz. Bildiğiniz gibi Çin kültürel yapısı ve günlük hayatıyla alıştığımız profilin dışında. Onlara hitap edecek noktaları hedef alacağız, yakın zamanda üyelerimize bu konuda detaylı bilgi vereceğiz."bilgilerini paylaştı.  

Temmuz verilerin, Temmuz 2016'ya göre, yüzde 97 artarak yüzde 72,4 olarak gerçekleştiğini, baz etkisi olarak değerlendirilebilecek bu artışla İstanbul'un, Temmuz 2017'de doluluk oranlarında en yüksek artışı yaşayan destinasyon olduğunu, ancak, bu doluluk, İstanbul'un Avrupa'daki rakiplerine göre yarı yarıya, hatta üçte iki daha düşük fiyatlarla sağlandığını dile getirdi. Bununla ilgili olarak örnek vererek “İstanbul'da, iki yıl öncesine kadar, fiyatta Paris, Londra, Barselona gibi şehirlerle yarışan beş yıldızlı otellerde ortalama 200 euroyu bulan konaklama fiyatı, bu yıl yüksek sezon olan temmuz ayında 83,2 euro olarak gerçekleşti. Güvenlik ve risk meselesinin, özellikle İstanbul'un pazar fiyatlamasında adeta bir koz olarak kullanılmaktadır. Hükümetimizin ve halkımızın iradesi ve özverisi ile güvenlik günlük hayatımızın bir meselesi olmaktan çıksa da önceden yaratılan algı maalesef belimizi büküyor. Dolayısıyla, gelirlerimizi toparlamak için biraz daha zamana ve doğru planlamalara ihtiyacımız var." dedi.
Oda fiyatları aylara dönemlere ve Avrupa otelerine göre karşılaştırmalı rakamları paylaşırken, Turizmde dijitalleşme kapsamında birliğin yakın gelecekte hayata geçireceği, doğrudan rezervasyon kapsamında çalışmaların hız kesmeden sürdüğünü söyledi.     
Bayındır, İstanbul otellerin üçde birinin Beyoğlu bölgesinde olduğunu ve turizminin kalbi sayılan Beyoğlu’nun Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın turizme verdikleri desteğinden dolayı teşekkürlerini sundu ve  Beyoğlu Belediyesinin, Beyoğlu’nda turizme yönelik yürüttükleri proje ve çalışmalar hakkında bilgilendirmesi için Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ı kürsüye davet etdi.
 
Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, 18 yaşında turizm sektöründe çalışmaya başladığını, turizmin kendisi için ayrı bir öneme sahip olduğunu ve14 yıldır Beyoğlu ilçesinde belediye başkanı olarak görev yaptığını söyledi. 
Demircan,  “Beyoğlu 2004 yılında 6 bin yatak kapasitesine sahipdi. Bugün, bu rakam 45 bine ulaştı. 2004 yılından 2013 yılına kadar Beyoğlu turizmde önemli bir mesafe katetdi. Yaşanan terör olayları bölge turizmini ve konaklama sektörünü zora soktu. Bu sene yeniden yükseliş süreci başladı. Bölgedeki oteller şu an için % 90 doluluk oranına yaklaştı. Beyoğlu’nun ana sürükleyici damarı turizm. Turizmde yaşanan kriz döneminden yeniden yükselişe geçmek için yol haritası oluşturmaktayız. Bu dönemde altyapı sorunlarına yönelik projeler yürütmekteyiz. Bölgede turizmin canlanması için ağırlıklı olarak turistlere yönelik 6 ay boyunca Taksim Meydanı’nda festival vs. etkinlikler düzenlemekyeyiz. Terör olayları sonrasında acenteler turistleri bölgeye yönlendirme konusunda sıkıntılar yaşadılar. Beyoğlu  dışındaki oteller dolarken, Beyoğlu otelleri boş kaldı. Çünkü bir korku oluştu bu korkuyu atlatabilmek için Taksim Meydanı’nda, gelen turistlerin ücretsiz olarak eğlenebileceği bir alan yarattık. Günlük ziyaretçi sayımız yaklaşık 50 bine ulaştı” dedi.
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Dijital teknolojilerin günümüzde giderek önem kazandığını, bu alanda proje ve çalışmalar yürüttüklerini, bir aplikasyon hazırladıklarını ve bir ay içerisinde kullanıma sokacaklarını belirtdi.“Beyoğlu’nda bizden ruhsat almış ne kadar işletme ne kadar bina varsa bunları sosyal ortama nakledecek altyapılar hazırladık. Bütün işletmelerin yazar kasalarına takacağımız küçük aparatlarla ürünlerini sosyal alanlarda satabilme imkanını vereceğiz. Bu aplikasyonu kullanan turist, “bul” butonuna bastığında bulunduğu sokağa gelecek. Bulunduğu sokakta bütün binaların içeriklerini görecek ve oradaki işletmelerin içeriklerini görecek ve bu işletmelerle iletişime geçebilecek.”dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin selamlama konuşmasında Türkiye’de turizm sektörünün sorunlarını Meclis gündemine taşıdığını ve bu konuda Meclis araştırması açılması için önerge sunduğunu söyledi. Önerge cevap bulmadığını araştırma için zaten iktidarda olmadıkları için kabul görmeyeceğinin altını çizdi.

Fazla turist ağırlayan ancak turizmden fazla gelir elde edemeyen bir turizm olduğunu vurguladı.
CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin ile yaptığımız kısa söyleşide; Didem Engin, Ülkemizin coğrafi konumu, sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan kültür varlıkları ve eşsiz doğal güzellikleriyle çok önemli bir turizm potansiyeline sahip olmasına rağmen gereken katma değerli turizm geliri olmadığını, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) verilerine ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü verilerine göre , Dünyada artan turist sayısının Türkiye’de düştüğünü, 2023 turizm hedefin hayal olduğunu söyledi.

Sorumuz üzerine, Didem Engin, Olumsuzluklar nedeniyle turizm sektörü paydaşlarının sezona yönelik yatırım yapmaktan kaçındığını, bu durumun da sektörü ve dolayısıyla ekonomiyi daha da daralttığı gerekçesiyle, Türkiye’de turizm sektörünün ve sektörde faaliyet gösteren paydaşların yaşadığı sorunlar ve bu sorunların ülke ekonomisine olası etkilerinin araştırılması ve çözüm önerilerinin geliştirilebilmesi için TBMM Başkanlığına Meclis Araştırma önergeyi sunduğunu açıkladı. 
Toplantı TÜROB’a yeni üye olan turizmcilerin takdimiyle son buldu.
yilmazparlar@yahoo.com



16 Ağustos 2017 Çarşamba

KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu- Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) -Yılmaz Parlar

Kuzey Kıbrıs'ta bir ada var, o ada da bizim adamız
KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Buluşmaları Kapsamında Clarion Hotel Golden Horn Hotelde 15 Ağustos 2017 Salı günü Ekonomi  Gazetecilerle Bir Araya Geldi.
Başkan Celal Toprak EGD Buluşmaları konsepti hakkında Bakan Fikri Ataoğlu ve Heyetine kısa bilgilendirme yaptıkdan sonra Bakanın sunumunu kısa tutarak soru-cevaplarla ilerlemenin daha verimli olacağını teklif ederek hiperaktif bir toplantı olmasını sağladı.
Akdeniz’in en önemli turizm destinasyonu olmasına rağmen, büyük bir turizm potansiyeline sahip Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, haketdiği turizmin istenilen seviyeye gelmesi için KKTC Turizm ve Çevre Bakan Fikri Ataoğlu yeni bir tanıtımla faaliyetlerini sürdürüyor. KKTC Turizm ve Çevre Bakan Fikri Ataoğlu ziyaret etdiği seyahat acentalarında Yunan ada reklamları gördüğünü Kuzey Kıbrıs'ta bir ada var, o ada da bizim adamız' şeklinde herhangi bir reklam görmediğini, KKTC diye bir ada olduğunu belirterek, bu adaya sahip çıkılması çağrısında bulundu.
KKTC Turizm Bakanlığınca, her yıl için yüzde elli oran artımaıy hedeflerken Bu sene 1,5 milyon turist öngörüleri var. Ağustos ayına kadar 800-900 bin kişiye geldiklerini hedefi yakalıyacaklarını söyledi.
Bakan Ataoğlu, yaptıkları faaliyetlerden sonra, Rumlarla karşı mücadele verdiklerini ciddi kavgalar yaşadıklarını açıkladı.
Dünya Sağlık Turizm Konseyi içerisindeki yerlerini alırken karşı karşıya kaldıklarını, sağlıkla siyaseti karıştırmamalarını ve kendilerinin de üye olmalarını böylelikle Kuzey Kıbrıs 54’üncü üye ülke, Güney Kıbrıs 55’inci üye ülke olduklarını, sayelerinde Dünya Sağlık Konseyi içerisinde yerlerini aldıklarını ifade etdi.
Basın mensupların sorularını cevaplıyarak ilerleyen toplantıda bir gazeteci arkadaşın sorusuna karşı, İzolasyon ve ambargoların kalkmasıyla ilgili KKTC’de yaşayanların yapacak hiçbir şeyi olmadığını, “Ambargoların kaldırılmasıyla ilgili yapmaya çalıştığımız herhangi bir hareket olursa, 300-400 bin nüfus dediğimiz nüfus, ana vatanın önünde bir takoz olarak durur. Ana vatanın önünde takoz olma niyetimiz yok. 300-400 bin nüfus ne isek bu şekilde devam edebiliriz. Yeter ki ana vatanın önünde takoz olmayalım” şeklinde cevapladı.
KKTC'nin Lefke bölgesinde 1913-1974 yılları arasında bakır madeni işleten Amerikan kuruluşu Kıbrıs Maden Şirketi'nin (CMC), 10 milyon ton tehlikeli atığı kontrolsüz şekilde çevreye döktüğü Sorumuz üzerine üniversitelerle birlikde yürüttükleri çalışmalar sonucunda zehirli atıkların gömülmesi kararına vardıkları cevabı alıyoruz.
Yabancıların ülkelerine gelip yatırım yapmasıyla ilgili olarak;  “Biz kendi kendimize yeteriz, yeter ki biz adamıza sahip çıkalım” açıklamalarında bulundu.
Doğu bölgesindeki Dipkarpaz’da iyileştirme çalışmaları olduğunu, bölgede farklı bir turizm konsepti uygulanacağını, bölgedeki yerel yönetim ve  STK’lar ile yaptıkları görüşmeler sonucunda gelen talepleri değerlendirdiklerini, köy tarzı turizm yatırımı olacağını dile getirdi.
Konaklama hakkında "Geceleme oranında yüzde 42'lik bir artış var. 2016 ile 2017'yi kıyasladığımızda yüzde 50'lik artış hedeflemiştik ve yüzde 50'lik artışa son sürat gidiyoruz. Yatak sayımız 22 bin civarında. Hava ve deniz yoluyla gelen yolcu sayısında yüzde 12'lik artış var. Kara yoluyla girişlerde yüzde 11,3 artış var. Konaklamada ocak ve temmuzdaki doluluk oranı bir önceki yıla göre yüzde 28 civarında artmış."
 Ataoğlu, şu anda sağlık turizminden pay almaya başladıklarını ama hedefledikleri noktada olmadıklarını dile getirdi.
Bakan Fikri Ataoğlu, İsrailli turistler ile ilgili, "Türkiye üzerinden o kadar uğraş vermiş olmamıza rağmen başaramadık. Rum kesiminden şu anda getiriyoruz. Çok mu rahatım. Değilim. Her zaman her yerde olduğu gibi Rumlarla bir gün karşı karşıya kalacağımın bilinci içerisindeyim." dedi. Ayrıca direkt uçuş olayında sıkıntı olduğunu, direkt uçuşların denendiğini ama çok büyük cezalarla karşı karşıya kalındığını söyledi.
Yatırım için alınan arazi ve lisanslar sorusuna  "Arazilerde herhangi bir iptal yapılmış değil. Eylül ayına kadar bir süre tanındı. Bu süre sonunda ilgili firmaların almış oldukları araziler, şartsız, herhangi bir hak talep etmeden iptal edilip bunlar ihale usulüyle yeniden yeni yatırımcılara açılacak. İsimleri deşifre etmeyelim, yatırım yapmalarını istiyorum. Ben kimsenin elinden arazinin alınmasını ve başka birine verilmesini istemiyorum. Tek bir isteğim var; alan arkadaşlarımız bu almış oldukları arazilere bir an önce yatırımlarını yapsınlar, yatak sayımızı artıralım. Bafra Bölgesi'nde önümüzdeki ay sonu veya en geç ondan sonraki aybaşında eğlence mekânlarının oluşturulması planlanıyor. Bafra Bölgesi'nde bu yatırımlar gerçekleştirildiği takdirde ciddi şekilde turist ve istihdam yaratılacak."dedi
Suyun adaya gelmesiniyle hayatı canlandırdığını, Rum kesimine ihtiyac duyduklarında su verebileceklerini söylediğini aktardı.
Toplantı hatıra fotografı çekilerek sonlandı.
yilmazparlar@yahoo.com

14 Ağustos 2017 Pazartesi

Midwood’a inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz-Yılmaz Parlar



Midwood’a inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz.

Dünyada olmamız istenen on markada ilk adımı oluşturan Midwood, 505 dönümlük arazi üzerinde, 825 milyonluk bütçesiyle, 10 binden fazla istihdam yaratacak, “İstanbul Midwood Film Stüdyo Kompleksi içindeki konaklama ünitesi Midstay’in proje lansmanı ve temel atma töreni yapıldı.

Midstay’in temel atma töreni, 12 Ağustos  2017 Cumartesi günü Büyükçekmece’de gerçekleşti. “Türkiyen’in en az 10 dünya markası yaratmaya ihtiyacı var” sözüne ilk dünya marka olma iddiası taşıyan bu önemli yatırım  Midwood, Kompleksinde yer alan Midstay’in proje lansmanında Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San yaptığı konuşmasında “inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz.” Dedi.

Midwood temel atma törenine, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San, Midwood A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Emin Günal, Midstay projesi  sahibi Burhan Akdağ, Siyaset, Sanat, İş dünyasının önemli isimleri ile elit bir davetli grup katıldı. Şehitlere saygı duruşu ve İstiklal marşını müteakip tören açılış konuşmasını, Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San yaptı.

Avrupa'nın en büyük film stüdyosu Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San, Türkiye'nin en başarılı menajer ve organizatör olarak bilinen ismin yanı sıra sinema alanına geçişini İstanbul'da dev bir projeyle sinema sektöre geçiş nedenleri sıraladı.

Müzik ve etkinlik organizatörlüğe 1973 yılında başladığını, Michael  Jackson, Madonna'larla çalıştığını, Elizabeth Taylor, Sophia Loren sonraki jenerasyon Alain Delon, yeni jenerasyon Kevin Costner, Jean-Claude Van Damme, Hilary Swank   Ornella Muti, Ursula Andress, gibi isimlerle Celebrity Business işinde oyuncularla iç içe olduğunu, çok geniş bir yelpaze olan içine hepsini alan sinema için, Stüdyolar yapılırsa, Hollywood buraya gelir inancını taşıdığı anlatdı.
Amerikan film endüstrisi 1990'lı yıllardan sonra, Kanada'ya sonra Avrupa'ya, Türkiye'ye bile geldiğini, Argo, Taken, James Bond, Oscar alan filmlerin burada çevrildiğini, Tom Hanks  Yerebatan Sarnıcı konulu filmi Budapeşte'deki film platosunda  çekildiğini, Yerebatan Sarnıcı için Kültür Bakanlığın izin verdiğini ancak Yerebatan  Sarnıcı'nın müze müdürlüğün izin vermediğini, Amerikalı şirketin bununla ilgilenme ihtiyaç duymadan başka yere gitmesin kendisine  ilham verdiğini, film stüdyosu işiyle ilgilenme hikayesinin böylece başladığını söyledi.
Uygulamaya geçmek için mimarlık firması olan Emin Günal’a verileri vererek projeler üretilmeye başlandı. Sonra Proje arazi için Büyük çekmece Belediye Başkanlığıyla çalışmalarını anlatdı.
 “Toplam 40 bin metrekare 21 stüdyo var. Titanik  filmi bile çekilebilir. 17 tane açık set var. Bir film çekmek için gerekli ekipmanları Işık-kamera,sanat atölyeleri,set-grip malzemeleri ve post-production 150 milyon dolarlık ekip var.” Midstay projesinin yönetim kurul başkanı Burhan Akdağ’ı takdim etdi.

Deneyimli gazeteci, Televizyon programcısı, iş adamı Burhan Akdağ proje hakkında kısa bilgi verdikden sonra temel atma töreninde kendilerini yalnız bırakmayan dostlarına, protokola, davetlilere teşekkür etdi. Hocanın dua okumasyla birlikde, Temel atma butonuna basıldı. İnşaat alanına ilk dökülen harç ekranda yansıtıldı. Tören sorası Barbekü partide müzik eşliğinde, Sponsor Beşler sucuklarının lezzetiyle  davetliler neşeli rğlenceli keyifli zaman geçirdi. Tören Havai fişek gösterisiyle son buldu.
Midstay Gayrimenkul projesi firma sahiplerinden Elzem Abacı ile yaptığımız kısa söyleşide devre mülk şeklinde uzun yıllarca pazarlanacağının detaylarını öğrendik.
yilmazparlar@yahoo.com