25 Ekim 2018 Perşembe

SKAL İstanbul Klübü, Ekim 2018 Aylık toplantısı-Yılmaz Parlar


SKAL İSTANBUL – ATATÜRK TURİZMİ

Başkanlğını, Ata Eremsoy’un yaptığı SKAL İstanbul Klübü, Aylık toplantısını 23 Ekim 2018 Salı günü Barbaros Point Hotelde, Cumhuriyetimizin 95 yılı kutlamaları kapsamında, Türk bayrakları ve konuşma kürsü arkasında ölümsüz Atatürk’ümüzün posterinin bulunduğu Ata’mızın turizme verdiği ışık doğrultusunda gerçekleştirdi. 



SKAL İstanbul Klübün bu anlamlı milli duygu yüklü hazırladığı toplantı Türk Turizmine ve Dünya Turizmine ilham veren Atatürk’ün turizm ilkelerini bir kere daha hatırlatdı.
Atatürk “ Yurtda Sulh, Cihanda Sulh ” sözleri, Türkiye turizmine ve Dünya turizmine yol göstermektedir. Turizmin ön koşulunun, ancak güvenli barışçıl bir ortamda mümkün olabileceğidir. 



Türkiye’ye hoş geldinizin özünde  Atatürk’ün Ülkesine hoş geldiniz demek gerekir.
Fikir dehası Ata’mızın, gençlik başda olmak üzere her yaş, kültür turizmi ekoturizmi ön plâna çıkaran turizm çeşitlemeliridir. Bunlar uygulanabilindiği takdirde hoş görünün ön plana çıktığı faktörle, turizmin esas yapısı elde edilir. 



Siyasi gerginliklerden uzak, gerek uluslar arası, gerek ulusal barış ortamı turizmin gelişebilmesi için zorunlu olan ön koşuludur. Uyumlu ilişkiler anlamına gelen, güvenliktir. Toplumun hayatında dengenin sağlanmasıdır, barışcı olmak. 
Barış ortamının, sosyal düzenin varlığı temeldir ve hukuk ve kazanılmış haklara saygın olan insanların özgür hareketi için baş koşuldur.



Yolculuk ve konaklama sırasında turistlerin, can ve mal güvenliğinin sağlanması gereklidir. Güvenliğin olmadığı ortamlarda turizmin gelişmesi mümkün değildir. 
Turizmde verimsiz günler geçirdiğimiz, bu günlerde, turizmimiz olumsuz etkilenmiş, ülkemize yönelen Avrupalı turistlerin başka ülkelere gitmesine de yol açmıştır.  



Barbaros Point Hotel Genel Müdürü Cihan Yılmaz ve Yönetim Kurul Başkanı Dursun Özbek ’in ev sahipliğinde gerçekleşen SKAL İstanbul Klübün aylık toplantısına SKAL Dünya geçmiş dönem Başkanı Hülya Aslantaş, SKAL Türkiye Federasyonu Başkanı Faik Alsaç, Anadolu Folk Topluluğu Sahibi Göksenin İleri SKAL İstanbul Başkanı Ata Eremsoy, As Başkan Ayşe Önen, Selma Tatar, Can Arınel, Mustafa Yalçın, başda olmak üzere SKAL yönetim kurulu  ve üyeleri katıldılar. 



Genel Sekreter Can Arınel’in konukları takdiminden sonra geleneksel toast ritueli yapıldı. SKAL İstanbul Klübü Başkanı Ata Eremsoy kısa konuşma gerçekleştirdi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına yaklaşan şu günlerde, Başkan Ata Eremsoy nezdinde yönetim kurulunun hazırladığı geleneksel ekim ayı toplantısının Cumhuriyet ortamı içinde gerçekleşmesi tüm konuşmaların, söyleneceklerin zaten bütünüydü.



Üyelerden Sevda Yılgaz’ın masalarda mevcut elbayrakların yanı sıra büyük bir bayrakla Cumhuriyet Atatürk tişortuyla gelmesi dikkatlerden kaçmadı. Tüm salonunun çoşkuyla marş eşliğinde bayrakları dalgalandırmaları, ne kadar resmi bayram kutlamalarına susadığımızı özlediğimizi gösteriyordu. 



Başkan Ata Eremsoy Kenya Karibuni  Mombasa’da 17. -21. EKİM 2018 tarihleri arasında yapılan, 79. SKAL Dünya Kongresine katılan, SKAL Türkiye Federasyonu Başkanı Faik Alsaç’ı Dünya kongresi hakkında bigilendirmesi için kürsüye davet etdi. 



Türkiye Federasyonu Başkanı Faik Alsaç Dünya kongresi ve Kenya hakkında bilgiler sundu.
Pek çok tatil beldesine sahip Kenya'nın en eski ve en büyük liman şehri Mombasa’nın iklim, doğal vahşi yaşam rezervleri, tabiat manzaraları,  insanları, Afrika'nın popüler safari 



destinasyonu hakkında konuştu. Mombasa, egzotik kültür karışımlarını, tarihi, hayat tarzları
 bazı gözlemlerini aktardı. Başkenti olan Doğu Afrika'nın ekonomik merkezi sayılan, Nairobi, turizm altyapısı hakkında bilgiler paylaştı.



SKAL İstanbul Klübü Başkanı Ata Eremsoy Mükemmel şekilde ev sahipliği yapan, Barbaros Point Hotel Genel Müdürü Cihan Yılmaz’a teşekkür ifadesi için plaket takdim etdi.
Gözden kaçmayan, seçkin mutfak örneklerinden oluşan mükemmel menü hazırlayan ve güleryüzlü senkronize servis hizmeti sunan, Barbaros Point Hotel personeliyle yönetim kurulunun aile fotoğrafı çektirmesiyle toplantı son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com

21 Ekim 2018 Pazar

1.INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı-Yılmaz Parlar

ATATÜRK’ E VEFA - INTERFRESH FUAR

Uğur Fora’nın Yönetici ortağı ve Murat Özer’in Genel Müdür olduğu ANTEXPO Fuarcılık Hizmetleri LTD. ŞTİ. Tarafından 17 – 20 Ekim 2018 tarihleri arasında, ANFAŞ Expo Center’de organize edilen 1.INTERFRESH  Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı girişinde Büyük boy ATATÜRK Posterinin yer alması,  Atamıza vefa  ile birlikde Atamızın Sanayi Teknololije verdiği önem kadar, Tarıma ulusal ekonomiye verdiği değeri, iki kavram üzerine oturtulan “Tam bağımsızlık ve Ulusallık” ekonomi politikasına olan fikre saygınlığını gösteriyordu.

Atatürk, geçmişin gözlemlerinden ve tarihin sentezinden elde etmiş olduğu özgün fikirle, "Bir milletin doğrudan doğruya yaşantısı ile ilgili olan, o milletin ekonomik durumudur.”  ATATÜRK  “Ulusal politikanın önemine dikkat çekerken; Milli Egemenlik. Ekonomik Egemenlikle pekiştirilmelidir”der. 
Ekonominin ülkenin ulusun kalkınması ancak yine ülkenin kaynakları ile mümkündür. Atatürk'ün ekonomi politikası bağımsızlık temelleri üzerine oturtulmuş ulusal bir
politikadır. Politik bağımsızlığın ana koşulunun ekonomik bağımsızlık olduğudur.

Ülkenin ekonomik açıdan çok dar boğazda olduğu şu dönemde zamanlama açısından en iyi tarihde gerçekleşen çok başarılı organize edilen  1.INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarında Gözler böylesine önemli fuarda T.C. Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanını aradı.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği Yönetim Kurul Başkanı Hakkı Ergin Civan, ANSİAD Antalya Sanayiciler ve İşadamları Derneği Yönetim Kurul Başkanı, M.Sadi Kan, Antalya Bilim Fakültesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek başta olmak üzere Sektör ile ilgili Tüm Sanayici İş Dünyası,  Ankara Bakanlık Temsilcileriin, STK Başkan ve Temsilcilerin, Yabancı Ülke Elçlerin ve Ticari Ateşelerin katıldığı, ANTEXPO Fuarcılık Hizmetleri LTD. ŞTİ Genel Müdürü Murat Özer’in ve ekibin olağanüstü gayretleri sayesinde gıda, tarım, değerlerimizin dışarıya açılması hedeflerine hızla giden ticaret platformu sunan organizasyonda Fuar açılışın sunuculuğunu TV Sipikeri Özge Törer üstlendi.



Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ardından, INTERFRESH Yönetici ortağı Uğur Fora, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği Başkanı Erhan Ekmen, BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği Yönetim Kurul Başkanı Hakkı Ergin Civan, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve Antalya Valisi Münir Karaloğlu açılış konuşması yaptılar. Çok sayıda protokol tarafından açılış kurdelesi kesildi.


Ekonomi Bakanlığı, Gıda ve Tarım Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, DEİK - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, KOSGEB - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi, TOBB – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TESK - Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, ATSO – Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, BAKA - Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, BAİB – Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği, Antalya Ticaret Borsası, Antalya Tanıtım Vakfı destek veren kurumlardı



AntExpo A.Ş Yönetici Ortağı Uğur Fora konuşmasında, Türkiye'nin en büyük yaş meyve sebze fuarını tarım ve turizm sektörünün başkenti Antalya'da düzenlediklerini, Antalya’nın lojistik ve ulaşım kolaylığı nedeniyle, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetlerine, Avrupa ülkelerine uçakla 3 -4 saatlik mesafede yer aldığını,  23 ülkeden alım heyetleri ihracatçılarla, üreticilerle ve sektörüm tüm paydaşlarıyla buluşacağını, İhracatçıların 110 milyar dolarlık Dünya yaş meyve sebze pazarından daha fazla pay alabileceğini söyledi.

Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği Başkanı Erhan Ekmen, Birkaç yabancı gazeteci isimlerini vererek firmaların röportaj yapmalarını o ülkede ürünlerin tanıtarak Pazar edinme şanslarını olacağını açıkladı.



Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel “Antalya'nın hem turizm hem de tarımın başkenti. Yaş meyve ve sebze sektörünün lokomotifinin de yine Antalya. İhracatla birlikte fuarcılıkta da marka kent haline geldi. Antalya fuarcılıkta da yeni ufuklar açıyor. Isınmayla birlikte dünya da gıda sorunu da önemli yer alıyor. Gıda ve tarım sektörü dünya liderlerinin de gündemini oluşturuyor. Bu nedenle üretime ve ihracata daha fazla ağırlık vermeliyiz. Konya kadar yüzölçümü olan Hollanda tarım ürünleri ihracatında dünya sıralamasında ilk 3 içinde yer alıyor. Biz bu konuda eksikliklerimizi tamamlamak zorundayız. Bize de bu konuda önemli görevler düşüyor. Büyükşehir Belediyesi olarak tarım sektörüne destek veriyoruz. Üreticilerimize enerji ücretsiz veriyoruz'' dedi.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu  ''Tarımsal üretimde ve ihracatta lojistik çok önemlidir. Lojistik yoksa yaş meyve sebze ticareti geliştirme şansınız yoktur. Çünkü ürün kaybınız çok olur. Soğuk zincir, paketleme ve lojistik çok önemli. BAİB ile THY Kargo arasındaki sözleşmeyi çok önemsiyorum. Bölgemizdeki yaş meyve sebze ve kesme çiçek ihracatı hava kargo ile hedef pazarlara daha sağlıklı ve kısa sürede ulaşacak. Antalyalı ihracatçılar günün koşullarına göre yüzde 50 daha ucuza ürünlerini taşıyabilecek. Ürünlerimizi hedef pazarlara daha hızlı ulaştırmak zorundayız. Antalya olarak halen Ortadoğu ve Arap ülkelerine yeteri kadar ihracat yapılamamasını kabul etmiyoruz. Yaş meyve sebze ihracat pazarını çeşitlendirmeyi önemli görüyorum'' Şeklinde önemini vurguladı. Daha sonra Protokol standları gezdi.



Tarıma vermemiz gereken değer, şimdi aklımıza geliyor. Hollanda her tarım toplantısında örnek gösteriliyor. Elbetde Hollanda, yenilikçi tarımsal teknoloji sayesinde dünyanın en büyük tarımsal ve gıda ürünleri ihracatçısı ülkelerinden başında geliyor. Çünki Hollanda tarım sektörünü, doğaya ve çevreye saygı duyarak, sağlıklı ve güvenli gıdaları üreterek ve sürdürülebilirliğini muhafaza ediyor.

Sebeb;  eğitim, sektör, dünyanın tarım alanındaki en başarılı Wageningen Üniversitesinin araştırmacı kadrosuyla mükemmel tarım üretmeyle bilgilendiriliyor. Tarım gıda ürünlerinin işlenmesi için makineler, robotik yumuşak meyve toplayıcıları, yüksek düzeyde otomasyon gibi, tarımsal üretim zincirlerinin yenilenmesine yatırım yaparak rekabet avantajını devam ettiriyor. Yüzyıllarca deniz ticaretinde dünyanın en gelişmiş ülkelerden biri. Bizim Üç taraf denizle kaplı- yarım ada ülkesiyiz. Denizden yararlanmayı bilmiyoruz.



Hollanda, tarımsal bilgi zenginliğiyle, verimli topraklarıyla, yoğun tarımla, üretimin kalitesi ve ticaret uzmanlığı neticesinde bu durumu yakalabiliyor.

Verimli topraklar kadar, topraksız tarım tekniklerini kullanan ve büyük ölçeklerde üretim yapan İspanya’ ya baktığımızda da; Aynı Akdeniz ülkesi olmamıza rağmen Avrupa’nın büyük bölümüne tarım ürünleri ihraç ediyor.

Biz ne yapıyoruz en mümbit arazimizi,  tarıma en elverili arazilerimizi yerleşime açıyoruz. Meyve bahçeleri site oluyor. Ağaçlar, ormanlar yakılıyor yeni kent alanları oluşturuluyor.



Kırsal kesimden kentlere göç eden insanlarla birlikte kentleşme oranı yükseldikçe, kentsel alanlarda yaşayan insanlara nasıl besin sunacağız

Sürdürülebilir ve sağlıklı besin kaynakları sunmakda giderek zorlaşıyor. Umarım Bu tür fuarlarla dış ve İç pazarı büyütürsek üreticiyi çoğaltırsak dışa bağımlılıkdan kurtuluruz. Atatürk Posteri yine ilk hedeflerimizi belirliyor.

yilmazparlar@yahoo.com
   

15 Ekim 2018 Pazartesi

Collection Club Çanakkale ve Bozcada Kültür Gezisi-Gündegül Parlar

Gündegül Parlar Haberi

BARIŞ VE ÖZGÜRLÜKLER KENTİ ÇANAKKALE 

15 yıl önce kurulan Başkanlığını Şerif Antepli’nin yaptığı Collection Club geçtiğimiz birkaç gün önce Çanakkale ve Bozcada Kültür Gezisi gerçekleştirdi.

Çanakkale’nin merkeze bağlı Tevfikiye Köyü sınırları içerisinde bulunan ve geçmişe ışık tutan, 5 bin yıllık Truva Antik Kenti’nde, şimdi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve Truva Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan kazıları yapmaktadır. Kazılar 150 yıldır yapılmakta olup, 5 farklı arkeolog tarafından  yürütülmüştür. 

Truva Antik kenti 1998 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilmiş, en çok tanınması ise, 1873 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann’ın kişisel olarak yaptığı kazılarda kaçırdığı hazine ile olmuştur. 

Homeros’un İlyada Destanı’nda Akhilleus, Hektor ve Helena hikayeleri, özellikle de Truva Atı öyküsü ile Truva’nın ününü daha da artırmıştır. “Truva Atı aslında bir gemiydi” iddiasını ortaya atan, İtalyan deniz arkeologu Francesco Tiboni’e cevaben Prof. Dr. Rüstem Aslan, bu iddanın Truva Atı hikayesini değiştirmeyeceğini belirtmiştir. İnsanları büyüleyen “Truva Atı Mitolojisi”, olmuş mudur, olmamış mıdır? Truva atı var mıdır, yok mudur? Bu sorular karşısında,1930 yıllarından itibaren araştımacılar, konu üzerine, Asur metinlerine ve betimlemelerine dayanarak bunun ata benzeyen bir savaş aleti olduğu tezi üzerinde durmuşlardır. 


Prof. Dr. Rüstem Aslan,  Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, 2018’i Troya Yılı ilan etmesi sebebiyle, “Troya Yılı” etkinlikleri kapsamında dünyanın birçok ülkesinde seminer, sempozyum ve konferanslar düzenlendiğini, bu yıl açılacak olan Troya Müzesi’ni Kanada’ya anlatıp tanıtmak için Bakanlığın organizasyonu ile üç ayrı şehirde konferanslar düzenlendiğini,Troya Milli Parkı ve çevresinin, bir cazibe merkezi haline getirilmesi için pek çok çalışmanın gerçekleştirildiği bilgisini vermiştir. Şu anda kazılar devam etmekte olup, 11. katmana ulaşılmıştır. Bütün katmanların görülebileceği şekide son derece muntazam çevre düzenlemesi yapılmıştır  



Bu gizemli, bir o kadar da muhteşem olan kazı alanını, konusunda uzman ve   fevkalade bilgi birikimi ile bizlere, Muzaffer Tanrıkulu rehberimiz tanıttı. Buradan ikinci durağımız olan Bozcaada’ya geçildi. 

Bozcaada’da bu yıl, “Troya 2018 Yılı Bozcaada Bağbozumu Etkinlikler Projesi” ile  5000 yıllık geçmişe sahip olan bağcılık potansiyelini açığa çıkarma ve geliştirme kapsamında bir çok etkinlikler hedeflenmiştir. Tabiat güzelliklerine sahip, sakin ve huzurlu olan bu Ada’da, çok gururlanacağımız bir olay da, bir müzenin kurulmuş olması. Collection Club üyesi M. Hakan Gürüney, uzun yıllar özveri ile çalışarak çok çok önemli objelerle Bozcaada Müzesi’ni Ada’ya kazandırmştır. Türk, Rum, Roman mahalleleri, kilisesi, şarapları ve bağları ile yemyeşil bir ada.  



Bu kültür gezisinin en can alıcı noktası ise Çanakkale Şehitlerini ziyaretimiz oldu. İçimizde hissettiğimiz o tarifsiz acı ile her bir şehitliği, bayırları, acaba ayaklarımızın altında yatan var mı korkusu ile ziyaret ettik. Ertuğrul Tabyası, Yahya Çavuş Şehitliği, Kocadere Hastane Şehitliği, Conkbayırı, Atatürk Zafer anıtı, Çanakkale Şehitler Abidesi ve bütün kale, tabya ve şehitlikler ziyaret edildi. Belgelerle anlatılan hikayeler içimizi acıttı. Dört günlük gezi için iki ayrı rehber bulunduran Sempatur’a gerçek bir teşekkür. İkinci rehberimiz Onursal Aydın, Çanakkale’yi sanki o günlerde yaşamışcasına inanılmaz bir bilgi birikimiyle bizlere aktardı. Çanakkale, bize hem hüznün hem de vatan sevgisinin ne olduğunu gösterdi. Nurlar içinde yatsınlar, onların sayesinde biz şimdi burada rahat yaşıyoruz. 



15 yılı aşkın bir süre önce kurulan ve “Geçmişin Değerlerini, Geleceğe Taşıyan” Collection Club Başkanı Şerif Antepli ile birlikte, kaliteli, kültürlü ve fevkalade can kulüp dostlarmızla, sevgiyle, hoşgörüyle, saygıyla, inanılmaz zevk aldığımız bir tatil olanağı yaşadık. Gurubumuzun içinde iki de çiçeğimiz vardı, Lilyum ve Lotus. Ancak bütün bunları bize sağlayan Sempatur’dan bahsetmeden geçemeyeceğim. Sahibi olan İlhan Uçak, Galatasaray Lisesi’ni ve sonrasında da İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirerek avukatlık lisansını almıştır. 1967 yılında başladığı amatör turizm rehberliğini, 1972 yılından itibaren rehberlik kursunu bitirip profesyonel tercüman rehberi olarak, 1982 yılında Sempatur Turizm’ini kurana kadar sürdürmüştür. TÜRSAB Kültür Komitesi Başkan Yardımcılığı ve sonrasında da Başkanlığı görevleri arasındadır. Sempatur Turizm’in kurucusu olarak gerek yabancılara, gerekse Türklere yurt içinde ve yurt dışında kültür turları düzenleyerek bu yıl seyahat acentasının 37. yılını kutlamıştır. Aynı zamanda da Collection Club üyeliğini, gururla, sürdürmektedir.

info@gundegul.com




10 Ekim 2018 Çarşamba



Hastalık Yoktur, Hasta Vardır 


Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, “Meme Kanserinden ölüm oranı %10, ancak %10 yeterli değil, meme kanserine bağlı ölümleri 0’a indirmek bizlerin elimizde. Haydi Meme Kanserine Birlikte DUR diyelim. Hastalık yoktur, hasta vardır” dedi

Her 3 dakikada bir kişiye kanser teşhisi konulduğu günümüzde, erken teşhisle, farkındalık yaratmakla “Kansere Dur” diyebilmek, ölüm oranını düşürmek mümkündür.  

Meme hücrelerinde başlayan, her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında yakalanacağı bildirilmekte olan meme kanseri, akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat fazladır.  

Zihnimizin kabul etdiği ancak, kalbimize uymayan durum, kansere yakalanan hastanın, hayatta kalma dürtüsü olsada, fırtınanın merkezinde tehlike gerçektir. Türk kanser derneği çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Farkındalık yaratmak için tüm sesiyle çağrı yapıyor. Destek bekliyor. Ayrıca Tüm toplumumuzda çok izlelenen televizyon dizilerine konunun işlenmesini ve tüm toplumda farkındalık yaratmak istiyor. 

Türk Kanser Derneği 8 Ekim 2018 Pazartesi günü, Shangri-La Bosphorus Hotelde “Bana olmaz dememeli- Ekim ayında meme kanserine DUR diyoruz.” Başlıklı Meme Kanseri Farkındalık Basın Toplantısı düzenledi.

Toplantıya Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Asuman Dayı, Medikal Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp, Genel Cerrahi uzmanı Op. Dr. Zeynep Civelek Çaynak, Radyoloji Uzmanı Prof Dr. Refik Killi, Biyolog Diyetisyen Burçak Çubukçu ve Psikolog Kutalp Yönetim Kurulu Üyesi Köroğlu  Cazibe Dayı katıldılar.


Ömür Gedik, Revna Demirören, Işıl Reçber, Linet, Berna Tokar, İpek Köse, Semiramis Pekkan, Sitare Kalyoncuoğlu, Arzu Kunt, Wilma Elles, Sevil Sabancı, Aslı Şen, Betül Demir, Şule Zorlu Cümbüş, Elif Gönlüm, Perihan Ünlücan, Fatoş Sarıgül, Zeynep Ilıcalı, Tülin Şahin, Merve Ulusoy Berrin Zorlu, Semra Güzel, Derin Mermerci, Ece Vahapoğlu, Gizem Tuncer, Özdem Gürsel, Reyhan İpekel, Gözde Kansu, Semiramis Pekkan, Esra Ezmeci Safiye Soyman, Oya Germen, Sedef Karamehmet, Dilan Çıtak, Hande Acar, Selen Keçeli, Şeyla Halis, Zeynep Selgur, Sevtap Çapan, Elif Rahvancı, Hatice Dindaroğlu gibi İş, sanat dünyasından öne çıkan isimler, Türk kanser Derneğine destek vererek büyük bir kısmı toplantıya katıldılar.   

Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, Çok sayıda kanser derneklerin varlığından ancak hiçbir çalışma yapmayan dernek kirliğinden söz ederek, Tarama, tanı ve tedavi süreçlerine destek sunacak projeleri hakkında bilgiler verdi. Dünyada her iki dakikada bir kadın rahim kanserinden hayatını kaybetdiğini, kadınların taramalarını düzenli olarak yaptırmaları gerektiğini bildirdi. Duruman ayrıca dernekte erken tanı, tedavi, tedavi takip programları, psikolojik destek, hasta hakları, onkoloji koçluğu gibi birçok hizmeti ücretsiz olarak verdiklerini açıkladı.

Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Refik Killi, etik olmayan incelemeler, radyolojide inceleme kirliliği, gereksiz tetkiklerin kullanılması konularında bilgilendirdi. 

 

Medikal Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp, Genel Cerrahi uzmanı Op. Dr. Zeynep Civelek Çaynak,   

Biyolog Diyetisyen Burçak Çubukçu ve Psikolog Kutalp  konularında bilgiler verdiler. 

Kanserden ölümlerin ana nedeni teşhiste yaşanan gecikme bilgisine yer verilen Dünya sağlık örgütü raporunda, kanserde erken teşhiste, toplum bilincinin artırılması, kanser tedavisi için sağlık çalışanlarına ve sağlık merkezlerine yatırım yapılması ile kanser hastalarının güvenli ve etkili tedaviden yararlanmasının önemi vurgulanmaktadır. 

Türk Kanser Derneği “Çağrı merkezi 7 gün 24 saat boyunca 0 850 611 0 853 numaralı danışma hattı hizmeti vermektedir.Telefonla kayıt yaptırıldığı gibi, ikamet ettikleri illerde bulunan anlaşmalı sağlık kurumlarınada yönlendirme yapılabiliyorlar.


yilmazparlar@yahoo.com

 . 


 

1 Ekim 2018 Pazartesi

25. Uluslararası Adana Film Festivali'nde ödül Töreni-Yılmaz Parlar


Festivalin sahibi Adana halkıdır


25. Uluslararası Adana Film Festivali'nde ödül Töreni  30 Eylül 2018 Cumartesi gecesi Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Büyükşehir Belediyesinin sponsorlardan yoksun tek başına yüklediği çok başarılı Film Festivalinin ödül gecesinde, başarılı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü yaptığı konuşmasında “Festivalin sahibi Adana halkıdır.”dedi

Sunuculuğunu Burcu Esmersoy ile Emre Karayel'in yaptığı Kapanış ve Büyük Ödül Töreninde,  En İyi Film Ödülü Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin yönettiği Sibel’e verildi.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve Jüri üyesi Cihan Ünal, En İyi Film ödülünü alan "Sibel" filmi ekibine ödülünü verdi. 
KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Gürsel Özyiğit’in de katıldığı Tören geleneksel kırmızı halı geçtiyle başladı.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün Sinema ve sanat hakkında yaptığı konuşma çok manidardı. Bir sanatçı deryası ve en büyük kültür ve sanat adamlarını yetiştirmiş olan. Adana'da elbetde  sinema festivalinin sonsuza kadar yaşayacağını bundanda  hiç kimsenin şüphe duymamasını söyledi. “Türk sanatı adına bu festivalin sahibi Adana halkıdır, sahip çıkacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın bundan."şeklinde özetle sanata ve sinemaya sıkık sıkı sarılan Adana’nın kültür merkezi olduğunu vurguladı.
Yönetmenliğini Tolga Karaçelik’in yaptığı, Adana İzleyici Ödülü’ne layık görülen Kelebekler filminin ekibine ödülü verdi. 


Adana Valisi Mahmut Demirtaş da, kültür ve sanat şehri Adana’da; Adana Film Festivali’ni hayata geçiren Büyükşehir Belediye Başkanı’na, ekibine, sanatçılara ve Adanalılara 
teşekkür etti.




En İyi Film : Sibel
En İyi Yönetmen : Tolga Karaçelik/Kelebekler
Yılmaz Güney Ödülü: Anons
Adana İzleyici Ödülü: Kelebekler
Jüri Özel Ödülü: Hüseyin Karabey/İçerdekiler
En İyi Senaryo: Tolga Karaçelik /Kelebekler
En İyi Kadın Oyuncu : Damla Sönmez/Sibel
En İyi Erkek Oyuncu : Caner Şahin ve Yiğit Ege Yazar/Kardeşler
En İyi Müzik : Mehmet Güreli/Dört Köşeli Üçgen
En İyi Görüntü Yönetmeni : Krum Rodriguez/Anons
En İyi Sanat Yönetmeni : Tuba Erdem/Dört Köşeli Üçgen
En İyi Kurgu : Naim Kanat/Güvercin Hırsızları
Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu : Gizem Erman Soysaldı/İçerdekiler
Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu : Emin Gürsoy/Sibel
Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü: Gözde Mutluer/Kardeşler
Umut Veren Genç Erkek Oyuncu : Seyit Nizam Yılmaz/Güvercin Hırsızları
SİYAD En İyi Film : Banu Sıvacı/Güvercin
FİLMYÖN En İyi Yönetmen : Mahmut Fazıl Coşkun/Anons




Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması Ödülleri


En İyi Film : Şüphe (Boening / Burning) (Yönetmen: Lee Chang-dong)

Jüri Özel Ödülü: Anons (The Announcement) (Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun)
Mansiyon Ödülü: Tarihe Barbar Olarak Geçmek Umurumda Değil (I Do Not Care If We Go Down In History as Barbarians / Îmi Este Indifferent Daca în Istorie Vom Intra Ca Barbari) (Yönetmen: Radu Jude) 


Adana Valisi Mahmut Demirtaş yaptığı konuşmasında "Kültür ve sanat şehrini festivallerle 

çok iyi bir şekilde tanıtacağımızı düşünüyorum. Belediye Başkanı Sözlü, ekibine, tüm sanatçı dostlarıma ve Adanalı hemşehrilerime çok teşekkür ediyorum." dedi.

Ödül veren Jüri üyesi Cihan Ünal film hakkında  “Filmi izlerken 1980'li yılların başına gittim.çok duygulandım. Bana Atıf Yılmaz'ı hatırlattı. Kadın ezilmişliği acı çeken ıstırap çeken kadınları anlatan bir filmdi. Erkek egemen bir toplumda erkekleşerek varlıklarını sürdüren kadınlar arasında kendisine biçilen rolü reddederek mücadele eden genç bir kadının öyküsünü güçlü ve etkileyici bir sinema diliyle anlatma başarısını göstermesi nedeniyle Sibel." şeklinde filmin değerini belirtdi.

Ödül sahibi Damla Sönmez, “Bu hafta çok sıkışık bir festival trafiği var. filmin yönetmenlerinden Guillaume Giovanetti'nin Hamburg'ta, Çağla Zencirci'nin de şu an Atatürk Havalimanda bir uçakta beklemekde.” Diyerek Giovanetti ve Zencirci'nin törene katılamadıkları için çok üzgün olduklarını, herkese sevgilerini ilettiklerini söyledi.



"Yılmaz Güney" ödülünü vermek üzere sahneye gelen Yaşar Pütün, Selma Güneri’nin elinde zarfı zarfı alarak kendisinin açmak istediğini söyleyip, zarfı açarak Yılmaz Güney üçüncü sinema mesajlarına atıf, kara mizahla  "Nedenine gelince bir dakika işin esprili yanı... Acaba içinden dolar mı çıkar diye. Ama baktığımızda yok. Ee, zaten dolar kullanmıyorduk ki aramaya da gerek yok." Dedi.  Zarfı iade etdi


Selma Güneri "Yılmaz Güney" ödülünü  "Anons" filmi ekibine verildiğini duyurdu.Güneri, “Yılmaz Güney'in dünya çapında bir aktördü. Çok özlüyoruz onu. Biz ondan sinemayı öğrendik, hayatı öğrendik. Çok gençtik. Onunla filmler yaptığımız sırada. Ruhu şad olsun. Yılmız Güney ödülünü vermek benim için büyük bir onur vesilesi." dedi.



Filmin yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun teşekkür konuşmasında; “Yılmaz Güney ödülünü almak    büyük bir gurur. Özellikle Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim. Ulusal yarışmayı ısrarla sürdürüyor ve gerekli, hak ettiği değeri veriyor." Şeklinde minnetdarlığını belirtdi.



Ödül tören sonrası Hilton Hotelinde After Party şeklinde kapanış resepsiyonu verildi. Sevinenler-Üzülenler bir arada festivalin heyecan yorgunluğunu atdılar. Birbirini daha iyi tanımanın vesile olduğu bu etkinlikler iletişim ve sohbetler bilgi paylaşıma fayda sağlamaktadır.

Böylece Adana Büyükşehir Belediyesinin sponsorlardan yoksun tek başına yüklediği Çok başarılı Film Festivali başarılı bir etkinlikle son buldu.



yilmazparlar@yahoo.com

23 Eylül 2018 Pazar

Brezilya Bağımsızlık günü resepsiyon-Yılmaz Parlar

YAŞASIN BREZİLYA-YAŞASIN TÜRKİYE

Samba Ülkesinin Kurtuluş Gününde Yine Atatürk..

Yalnız Türkiye’nin değil, Dünya’nın sevgisini, sempatisini kazanan samba ülkesi Brezilya Kurtuluş günü kapsamında verilen resepsiyonda, İstanbul ve Türkiye sevdalısı, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França yaptığı konuşmasında yine Atatürk takdiri yine Atatürk sevgisi vardı.
İstanbul Brezilya Baş Konsolosluğu 7 Eylül Brezilya Bağımsızlık günü kapsamında 19 Eylül 2018 Çarşamba günü Ritz Carlton Hotelde, Brezilya’nın Ankara Büyükelçisi Eduardo Gradilone ve eşi Diva Gradilone katılımıyla resepsiyon verdi. 

İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França “7 Eylül 1822’de Brezilya’daki yurttaşların adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerini takiben, Naip Pedro de Alcantara sömürgeci yönetimi kaldırmaya ve Portekiz’den bağımsızlık ilan etmeye karar verdi. Kendisi Brezilya İmparatorluğu’nun ilk yöneticisi, I. Pedro oldu. 
Kıta Amerikası tarihindeki bu mühim olay Brezilya’nın egemen bir ulus olarak varlığının başlangıcını işaret etmektedir. Brezilya halkının kendi kaderi üzerindeki yüksek otoritesinin delili ve eski sömürgeci hakimiyete dayalı adaletsiz uluslararası düzenin reddidir. 
Birçok açıdan benzer şekilde, Mustafa Kemal Atatürk dış müdahaleye karşı silahlanan Anadolu halkına Kurtuluş Şavaşı'nda liderlik etmiş ve çağın egemen güçleri tarafından Türkiye'ye dayatılan Sevr Anlaşması'nın haksız taleplerini reddetmiştir
Kaderin çarpıcı bir tesadüfü ile, Atatürk’ün 1927’deki Nutku’nda dile getirdiği önemli şiarı, yüz beş yıl önce Brezilya’nın bağımsızlığının ilan edildiği anda I. Pedro’nun beyan ettiği sözler ile tamamen aynıdır: 
“Ya İstiklal, Ya Ölüm!”
“Independência ou Morte!” Şeklinde Mustafa Kemal Atatürk sevgisini ve takdirini dile getirdi.
Başta Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul Boğaz'ı Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Yabancı Konsolosların ve temsilcilerin, DEİK Brezilya-Türkiye İş Konseyi Başkanı Demir Şarman’ın iş siyaset sanat Dünyasının seçkin kişilerin elit davetlerin katıldığın resepsiyonda iki ülke Milli marşların okunmasıyla birlikde Konsolos França konuşmasında önemli bilgiler paylaştı. “Brezilya’nın bağımsızlığı farklı kültürel birikimlere sahip 200 milyondan fazla vatandaşa yurt olan büyük bir ulusu meydana getirmiştir. Brezilya’nın kalkınma yolculuğu boyunca dünyanın her köşesinden gelen göçmenler, ki buna Türkiye ve önceki Osmanlı toprakları da dahildir, hukukun egemenliğine ve liberal ve demokratik ilkelere dayalı müreffeh bir ülke yaratılmasında yardımcı olmuştur. 
Brezilya ile Türkiye halklarının ulusal kimlikleri bağımsızlık nosyonunu mihenk taşı olarak ve en temel dayanak olarak içermektedir. Köklü bir dostluğumuz var - Brezilya ve Osmanlı İmparatorlukları arasında Dostluk ve Ticaret Anlaşması'nın imzalanması ile Brezilya ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 2018'de yüz altmışıncı yılını kutluyoruz.”Bilgilerini verdi. 

İki ülkenin benzerliklerini ortaya koyan França “Bugünlerde Brezilya ve Türkiye daha çok ortak noktaya sahip - her ikisi de kendi bölgesel bağlamlarında önemli rol oynayan ve birtakım küresel sorunlar üzerinde benzer görüşlere sahip, üst-orta gelirli gelişmekte olan ülkeler. Güçlü, karmaşık ve oturmuş endüstriyel ekonomileriz. Ülkelerimiz son zamanlarda bazı politik ve ekonomik türbülanslar yaşamasına rağmen, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne olan ortak bağlılığımız, fırtına gözden kaybolduktan sonra başarıya ve refaha ermemizi sağlayacaktır.” Dedi.
Ticari ilişkilerimiz ve Turizm- ülke ziyaretcileri hakkında “2017'de ikili ticaret neredeyse 3 milyar Amerikan Dolarına ulaşmıştır, 2016'dan %38 artış yaşanmıştır. 10 yıllık dönem içerisinde, ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi %108 artmıştır. Coğrafi mesafeye karşın, iki ülke arasında muazzam bir çekim vardır. Türkiye hızla Brezilyalı turistlerin en çok tercih ettiği destinasyonlardan biri haline gelmektedir. Her yıl ortalama 60 bin turist buraya gelmektedir.”şeklinde açıklamalarda bulundu.

Konsolosluğun Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu – DEİK ile geliştirebildiği, ticaret ve dostluk bağlarımızı iyileştirmemizde etkili olan ortaklığını kutlayan sözlerle, “Brezilyalı özel şirketlerin Türkiye ekonomisinin çeşitli sektörlerindeki yatırımları açısından Türkiye istikrarlı bir şekilde cazip bir hedefe dönüşmektedir. Diğer taraftan, önemli Türk yatırımlarının Brezilya pazarına doğru hareket ettiğini görmekteyiz, ki üçüncü en büyük yabancı yatırım çeken ülkedir.”Bilgisini paylaştı.
İki ülke arasında devam eden yüksek düzey siyasi ikili diyaloğunu, Brezilya Tarım Bakanı Yardımcısı Mevkidaşı ile istişare için Ankara’ya geldiğini,  Brezilya Tarım Bakanlığı WorldFood İstanbul Fuarı’ndaki ulusal pavyonda  sponsor olduğunu vurguladı. 

Brezilyalı yurttaşlarına, Portekizce olarak seslenmek istediğini söyleyen, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França “Prince Regent tarafından imzalanan İlk Bağımsızlık Bildirgesinden alıntı, d. Pedro de Alcântara, 1 Ağustos 1822.
7 Ekim’de yeni Brezilya Cumhurbaşkanı’na oy vereceğiz. Gelecek dört yıl boyunca milletimize liderlik edecek olanı seçmek bizim sorumluluğumuzdur.
Ülkemize inanalım! Brezilya bizler, ailelerimiz, dostlarımız ve vatandaşlarımız.
Güzel ve çeşitli bir kültüre sahibiz. Gerçek tam vatandaşlar olalım, geleceğimizi ulus olarak tanımlamak için kaderimizin kontrolünü ele alalım.” Dedi.

“Brezilya ve Türkiye arasındaki dostluk bağları ile karşılıklı saygı ve takdirin bu gece daha da güçlü olmasını ve her geçen gün daha yakın ve sıkı olmasını temenni ederim. 
Yaşasın Brezilya! Yaşasın Türkiye!
Hepinize teşekkürler ve iyi eğlenceler.”Sözleriyle konuşmasını noktaladı.

Konuşma ardından Konsolos Paulo França çalışma arkadașları Sena Belkayalı ve Mustafa Dolu’ya Brezilya Devleti adına üstün hizmet nişanı takdim etdi.. 
Konuklar arasında Merkezi İstanbul’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Florida, California ve New York eyaletlerinde şubeleri olan, GP Universal Şirketi Sahipleri Pınar Peker-Fariba Graham Konsolos ile yaptıkları sohbetde iki ülke arasında Ticari yatırımlara katkı yapacaklarını belirtdiler.

Gecenin sürprizi yaptığı brezilya müzik elçiliğinden dolayı Devlet sanatcı nişanına sahip Jozi Levi’nin samba ritm öğretisiyle yine kendi atölyesinden getirdiği davetlilere dağıtılan ritm aletlerinin samba ritmlerin çalınmasıydı. Çok güzel bir atmosferle sambalı kutlama yapıldı. Doyasıya gece yaşandı. Jozi Levi Brezilya orkestrasının Latin şarkıları icra eden Banu Kuntışık birbirinden güzel Brezilya şarkılarıyla geceye renk katdı.



yilmazparlar@yahoo.com

7 Eylül 2018 Cuma

TÜRKİYE-KIBRIS BİLİM IŞIK KÖPRÜSÜ-YILMAZ PARLAR

TÜRKİYE-KIBRIS BİLİM IŞIK KÖPRÜSÜ


Kıbrıs, ABD, İngiltere, Sri Lanka, Moldova, Hong Kong, Türkiye olmak üzere 7 ülkedeki kampüslerinde ek ücret ödemeden eğitim fırsatı tanıyan, büyümeye devam eden Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Türkiye ile bilim ağını örüyor.

 

Yılın Başarılı Bilim Adamı kategorisinde; Yılın akademisyeni ödülüne layık görülen, Yılın akademisyeni seçilen, ‘‘Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri’’ başlıklı yeni kitabı henüz yayımlanan Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Uğur Özgöker Ana Vatan-Yavru Vatan bilim köprüsünü kurmaya devam ediyor. Yüksek seviyede eğitim düzeyi sağlama adına çok donanımlı birikimli engin tecrübeleriyle Prof. Dr. Uğur Özgöker çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

 
Bitlis- Eren Üniversitesi Rektörü, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi- KAÜ’yü ziyaret etti.
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım ve beraberindeki heyet, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi’nin (KAÜ) Arabahmet Kampüsü, Osmanlı Kütüphanesi ve Dereboyu’ndaki Cloud Binasını ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
 
BEÜ Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım, KAÜ’nün Lefkoşa Surlariçi’nde çok önemli bir görev üstlendiğini, tarihe ışık tutan Osmanlı Kütüphanesi’nin yanı sıra Eğitim ve Araştırma Merkezi olarak yer alan Cloud binası ile de geleceğe hazırlandığını kaydetti.

Prof. Dr. Yardım açıklamasında; KAÜ’deki tüm fakülte ve bölümlerin belirli bir amaç üzerine açılmış olduğunu, gelecek yıl Ziraat Fakültesi’nin kurulmasıyla Karpaz Yaşam Kampüsü’nün devreye girmesinin uygulamalı eğitimin önünü açacağını, akademik çalışma alanlarıyla ilgili sunum sonrasında ise muhtemel ortak proje olanakları ve makale çalışmaları hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunulduğunu söyledi.
 
KAÜ Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker; ‘‘Bir şehir üniversitesi olarak Işıklar Şehri Lefkoşa’da yer alarak öğrencilerimize ‘tüm şehir, senin kampüsün’ diyoruz. Akademik ve kültürel etkinliklerin sürekli olduğu üniversitemizde kuram, uygulama ve sanatı iç içe yaşanıyor. Ayrıca Kıbrıs yerleşkesi dahil 7 ülkedeki kampüslerimize ek ücret ödemeksizin; ABD, İngiltere, Sri Lanka, Moldova, Hong Kong, Türkiye’den eğitimlerini alma fırsatı tanıyoruz. KAÜ’ye gelen öğrenciyi dünya insanı olarak mezun ediyoruz.’’ dedi.

Otantik Kıbrıs Mimarisi özelliklerini taşıyan gitdikçe kampus alanı aynı dokulu binaları bünyesine katarak genişleten Kıbrıs Amerikan Üniversitesinin hedefleri çok büyük.

KAÜ Amerikan Üniversitesi  Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Oya Ertuğruloğlu, KAÜ Rektörü Prof. Dr. Özgöker’in yeni bölümler için Türkiye’den getirdiği Öğretim görevlileri ile görüşmeler yaptı.

 
Görüşme, KAÜ Rektörü Prof. Dr. Özgöker’in, BEÜ Rektörü Prof. Dr. Yardım’a üniversite hediyeleri ve plaket takdim etmesiyle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com