11 Kasım 2018 Pazar

Malatya 8. Uluslaraarsı Film festivali -Yılmaz Parlar

Malatya ! Film festivali Neyine

Ey Malatya!  “Malatya Film Festivali” senin neyine, sinema endüstrin mi var? Sinema platoların mı var? Film mi üretiyorsun?. Film marketin mi var?  
Festival demek şenlik demek. Şenlik demek hasatdan sonra ürünü alan üreticinin yorgunluğunu atıp paraya dönüştürme umuduyla eğlenmesi, diğer hasata geçebilmesi için moral depolamasıdır.


Film festivali furyası hızlandı ve seri üretime geçen firma gibi, Türkiye’nin Tüm şehirleri, ilçeleri Film festivali düzenlemeye soluksuz devam ediyor. Muhtar Sponsor bulsa; Film Festivali yapacak.

Film Festivali, kırmızı halı kopyası tüm ülkeyi sardı. Markalaşmış ve bünyesinde sinema endüstrisi bulunduran şehirler bile festivali çeşitli toplumsal sosyal konulara odaklanmayla çeşitlendirip inovasyon yaparak farklılaşma rekabet şansını artırırken, klasik düzenlenmeyle faydasız, masraflı, kimseye fayda getirmeyen, sonunda parası halkdan çıkan organizasyonlara niye girersiniz.

Uluslararası festival diyorsun yabancı tek gazeteci yok ki; böylelikle yaptığı haberle Ülkesine şehrin turizm tanıtımını yapsın. 

Ülkende bile festivali yazacak, Turizm yazacak gazeteciyi çağırmıyorsun. Çağırdığın film yazarı gazeteci, film izlemeye geliyor. Filmi İstanbul’da ki basın gösterimi filmlerle yazamıyor mu?. Festivalini yazan, yerel basın zaten kendi bünyendeki basın. Yani “Kendin pişir Kendin ye”. Sınırlarını aşamıyorki; Ülke çapında duyursun..

Organizasyondaki Basın ve Halkla ilişkiler, ne Basın yazarlarından haberi var ne de, Halkla ilişkiler nezaketinden..Kim sizlere bu isimleri tavsiye ediyor.

Malatya’da kayısı var. Ön planda bununla ilgili festival düzenlemiş olsan, Ekonomiye katkı sağlarsın. Dünya festival çeşitlerine baktığında birbirinden farklı yüzlerce binlerce çeşit festival görürüsün her biri bulunduğu coğrafyaya katkı sağlıyor. 

İtalya, Lavanta festivali yapıyor, 80 çeşit türev ürünü bünyesinde taşıyor, sağlıkdan 
(şurup- ilaç)  -gıdasına ( Bal-reçel), kozmetikden (krem parfüm)-bilime, tarım ilaçlarına kadar... 

Kayısının özelliklerini, Dünya pazarındaki yerini söylemeye gerek yok..Markalaşman marka şehir olman ancak ürününü markalaştırırsan mümkündür. Ancak ürünün ile  öne çıkarsın..kendine ait olmayan, sahip olmadığın film endüstrisi ile değil.
   
Sinema dünyasının ünlü isimleri ve yabancı aktörler festivaline gelse bile ne olur. Ayrıca, hem onur ödülü veriyorsun, hemde çok büyük paralar karşılığında geliyorlar. 
Kendi reklamını bile yapamıyorsun..Uluslarası Filmi bırak kendi ülkende ulusal sineman Tv dizi film sektörünün gerisinde seyrediyor.

Furya olumsuzluğu içinde yaptığın masrafları, Tarihi mekanların tanıtımına harcamış olsan; gelen turistlerle şehrine önemli katkı sağlarsın. Markalaşman kendine has özellikleri olan ürün ve kültürel varlıklar ile mümkündür.

Umarız Turizm ve Kültür Bakanlığımız bu Film Festival kirliliğine dur der. Milli servete zarar veriyorsunuz.

Film Festivaline son verip, Kayısı Festivali yaparsan, Bölgendeki, Turizm kültürel varlıkları tanıtımına gidersen çok yönlü katkıların olur. Şehrine dolayısıyle ülkene ekonomik fayda sağlarsın..
Sahip çıkarak- paylaşamadığınız, Adıyaman ile Nemrut dağı kültürel mirası ön plana çıkarın.
Bana göre Dünya harikalarına artı bir ekleyerek Dünya’nın sekiz harikalarından biri. Başka ülkede olsaydı, hikayesi ile Ülke için hedeflenen turist sayısını kendi başına elde ederdi.

yilmazparlar@yahoo.com

8 Kasım 2018 Perşembe

Aşkabat’ın Ev Sahipliğinde – 2018 Dünya Halter Şampiyonası Devam Ediyor-Yılmaz Parlar


DÜNYA HALTER ŞAMPİYONASI

Aşkabat’ın Ev Sahipliğinde – 2018 Dünya Halter Şampiyonası Devam Ediyor

Şehrin bir spor merkezi haline gelmesi nedeniyle Aşkabat'ın yıldan yıla ev sahipliği yaptığı uluslararası spor etkinliklerinin sayısı ve seviyesi artmaktadır. Bu günlerde Aşkabat, Dünya Halter Şampiyonası'na ev sahipliği yapıyor. 2018 Dünya Halter Şampiyonası, 1 - 10 Kasım tarihleri ​​arasında Aşkabat Olimpiyat Kompleksi'nin üst sınıf spor tesislerinde gerçekleştirilmektedir. Aşkabat aynı zamanda, Uluslararası Halter Federasyonu Kongresi ve ilgili Dünya Halter Şampiyonası komiteleri konferans ve diğer toplantılarına ev sahipliği yaptı.


Bu tesisler, 2017 Asya Kapalı ve Dövüş Sanatları Oyunları gibi uluslararası spor etkinliklerine başarılı bir şekilde ev sahipliği yaparak, en üst düzey spor etkinliklerini organize etmek için kendilerini tam kapsamlı mekânlar olarak kanıtlamıştır.
Dünya Halter Şampiyonası kapsamında düzenlenen müsabakaların en üst düzeyde organize edildiğinden emin olmak için Organizasyon Komitesi son birkaç ay içinde büyük çaba sarf etti. Şu anki programa göre, Türkiye’de dahil olmak üzere 100'den fazla ülkeden 1000'den fazla sporcu ve antrenörün yanı sıra Uluslararası Halter Federasyonu'ndan yüzlerce yetkili, diğer spor organizasyonları ve ulusal ve uluslararası medya mensupları şampiyonaya katılmakta.


Etkinlikler, zengin spor tarihi ile Olimpiyat Kompleksi'nin tesislerinden biri olan Dövüş Sanatları Arena'da gerçekleşmektedir. Etkinliğin en büyük ilgilileri olan sporcular, teknik görevliler, medya mensupları ve seyirciler için tüm uygun koşullar sağlandı. 1700'den fazla seyirci, sporcu ve akredite spor yetkilisi için yer paylaşımı ve tesisler kuruldu. Medya ofisleri, VIP salonlar, toplantı odaları, sağlık ofisleri, anti-doping merkezi, ısınma bölgesi ve gerekli olan diğer olanaklar yüksek kalitede sağlanmaktadır.


Aşkabat'ta gerçekleşen 1 Kasım 2018 Dünya Halter Şampiyonası Açılış Töreninde Uluslararası Halter Federasyonu tarafından yeni ağırlık kategorilerinin tanıtılması, yarışmalarda artan ilginin sebebi oldu. Erkek haltercilerin yarışmasında herkesin dikkati 55 kilo kategorisindeki performanslara odaklandı. 16 yaşındaki İtalyan halterci Massidda Sergiohas, gençlerin yeni dünya rekorunu kırdı. Toplamda 236 kg kaldı ve ilk dünyadaki Aşkabat Dünya Halter Şampiyonası 2018'de yeni bir dünya rekoru kırdı.
Dünya Halter Şampiyonası Organizasyon Komitesi, etkinliğin dünya çapında organizasyonunu sağlamak için her türlü çabayı göstermektedir. Dünya Halter Şampiyonası - 2018 Aşkabat'ta çalışmalarına başlamış ve halterciler üç ağırlık kategorisinde, müsabakalar B, C ve D Gruplarında devam etmektedir.


2018 Dünya Halter Şampiyonası müsabakaları «Türkmenistan Spor» Kanalında ve «CCTV» (Çin), «BBC» (İngiltere), «ESPN» (Amerika), «MATCH TV» (Rusya), «L'Equipe» (Fransa) , «ARD» (Almanya), «ZDF», yanı sıra diğer birçok devlete ait uluslararası TV kanalında yayınlanmaya devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

5 Kasım 2018 Pazartesi

Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları -Yılmaz Parlar

Nefret Algısını Kıralım

Suriye’deki siyasal olaylarla ülkelerindeki çıkan iç savaş üzerine ailelerini korumak adına 7 yıl önce başlayan zorunlu göç sonucunda, bugün 3 milyon 600 bin civarında ülkemizde bulunan mültecilere ön yargılı yerine empati kurarak yanaşalım.


Medyada Göç ve Mülteciler zirvesi, TC. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM) ve Mülteci Destek Derneği (MUDEM) işbirliğiyle 1-4 kasım 2018 günleri arasında Ankara Park Hotelde gerçekleştirildi.  


Zirveye 140 civarında yerel medya temsilcisi ve  Suriyeli gazeteciler de katıldılar.
Türkiye topraklarına giriş yapmış sayısı en fazla olan Suriye’li mültecilere basın yayın organlarında, toplumun göçmenlere karşı empatiyle yanaşması şeklinde haberlerin önemine dikkat çekilen zirvede, T.C. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca, SGDD Genel Koordinaötürü İbrahim Vurgun Kavak. Aöılış konuşması, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Dış İlişkiler Görevlisi ve Sözcüsü Selin Ünal, AB Türkiye Delegasyonu Program yöneticisi Steven De Vriendt birer sunum yaptılar. 


Kendimiz muhtaç olmamıza rağmen yaptığımız fedakarlılığı ve gelişmiş ülkelerin duyarsızlığını gözler önüne serildi.



Oysaki sorgulamalar; Türkiye’de mültecilere ve sığınmacılara yönelik mevzuat ve uygulamaların taraf olunan uluslararası antlaşmalara, mülteci haklarına ve Cenevre sözleşmesine aykırı uygulamalar göz önünde olmalıdır. İyileştirmeler, çözümler, yasal düzenlemeler olmalıdır.



Mültecilerin-sığınmacıların hukuki statüsü, Mültecilerin barınma şartları; mülteci kamplarının durumu ve imkânları, Mültecilerin topluma uyumu hususunda karşılaşılan karşılıklı problemler sosyal ve kültürel, Mültecilerin çalışma hakkı kapsamında işgücüne katılımı, Toplumsal güvenlik, Sığınmacıların başka ülkelere geçişleri sırasında karşılaşılan problemler, Uluslararası toplumun ve AB ülkelerinin konuya sınırlı katkısı sorunu gibi konular çerçevesinde Suriyelilerin ülkemizde çalışma, oturma ve sağlık sigortası izinlerine dair problemler, gibi temel kriterlerle sorunlarına yaklaşılmalı


Günümüzde iki saniyede bir kişinin yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldığını belirten SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak “Bu rakam dakikada 30 kişi ve günde 45 bin kişinin maalesef ki yerlerinden olduğu anlamına geliyor. Türkiye Eylül ayı itibariyle 3 milyon 567 bin 658 Suriyeliyi ülkesinde ağırlamaktadır. Şu anda Türkiye’nin neredeyse her ilinde Suriyeli nüfusu bulunuyor. Suriyeli sığınmacıların yanı sıra çokta gündeme gelmeyen toplamda 400 bine yakın 85 ülkeden gelen sığınmacı ve mülteciyi ağırlamaktayız”  açıklamalarında bulundu 


Kavlak “ Dünyada 2013 yılından beri en fazla mülteci ağırlayan ülke konumumuzu sürdürmekteyiz. Bu alanda en çok ihmal edilen konulardan biri de basın mensuplarının konu hakkında kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmesi ve toplumsal alandaki rolünün daha fazla öne çıkarılmasıdır. Geçmişte olduğu gibi bugün de 46 yıllık gazetecilik kimliği ile bize destek veren dünyanın gündemindeki göç konusunun Türkiye’de de basın ile değerlendirilmesine ön ayak olan Sayın Mehmet Akarca’ya desteklerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız. Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde sağlanan fonlar kapsamında 24 aylık bir projenin faaliyeti olan basın buluşmaları, tüm saha çalışmalarını tamamlayan ve destekleyen en önemli faaliyetlerimizden biri.”


T.C. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca “. Çok önemli olduğunu düşündüğüm sığınmacılar, göçmenler ve mülteciler meselesini başta Türkiye olmak üzere bütün dünyanın tüm ayrıntılarıyla bilinmesi gerekir. Günümüzde çok ilginç gelişmeler oluyor, günümüzde Amerika Birleşik Devletleri'nin bütün dünyada askerleri var. Biliyorsunuz 3 bin 500 kadar Suriye'de, 4 bin kadar Afganistan'da… 6 gün öncesine kadar Meksika sınırından Amerika Birleşik Devletleri'ne iltica etmeye çalışan 7 bin Meksikalıya karşı 15 bin askeri sınırda konuşlandırdı. Yani mülteci başına tam teçhizatlı 2 asker. Biz de Türkiye olarak biliyorsunuz 4 milyon sığınmacı misafir ediyoruz. Çünkü Suriye'de karışıklık çıkması üzerine can kaygısına düşen Suriyeliler çocukları kucaklarında, karılarının ellerinden tutmuş, arkalarından açıdan ateşten kaçarak Türkiye sınırına geldiler. Bunlara nasıl olur da ‘Hayır, almıyoruz sizi orada kendi kaderinize mahkûm bir şekilde bırakıyoruz’ diyebiliriz? Elbette ki diyemeyiz. Biz bunu hiçbir dönemde demedik” ifadelerini kullandı


AB Türkiye Delegasyonu Program yöneticisi Steven De Vriendt, “Çok fazla mülteci kabul eden ülkelerde bu durum ev sahibi topluğu da etkilemekte. Türk nüfusuda etkilenmekte. Kilis'te bu yardım programı kapsamında çalışmakta olan bir hastanesi sadece mültecilere değil, Türk nüfusuna da hizmet etmekte. Bu yardım programı iki bölümden oluşmakta. 3 milyar avroluk bir kısmı 2016 ile 2017 yılları arasında sağlandı, yardım programının ikinci kısmında ise yeni bir 3 milyar avroluk bütçenin şu anda müzakereleri yürütülmekte. Yardım programının toplam bütçesi bugüne kadar 6 milyar avro ve bu son 3 milyar avroluk kısmın 400 milyonu eğitim alanına ayrılmış durumda. İnsani yardım konusunda dünyada doğrudan nakdi yardım oldukça yenilikçi bir yaklaşım. İnsani yardım alanında Türkiye'de yapılan bütün dünyanın dönüp baktığı bir şey. Çünkü bu ölçekte doğrudan nakit yardım daha önce dünyada yapılmış bir şey değil. İnsani yardım alanında ikinci en çok bilinen yöntem ise şartlı nakit transferi. Eğitim için şartlı nakit transferi programı, bu projenin temelinde yatıyor. Burada 368 binden fazla çocuğun okula devam etmelerini sağlamak için ailelerine destek sağlanıyor” dedi. 


Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Dış İlişkiler Görevlisi ve Sözcüsü Selin Ünal “Dünyada milyonlarca insan farklı bir sürü sebepten göç ediyor. Aslında sizlerin bizim yani basında televizyonda medyada okuduğumuz gördüğümüz haberler zorunlu göç üzerine olanlar. Yani biz sağlık için gittiği bir yerde kaldı artık orada yaşıyor haberlerinden ziyade yerlerini terk etmek zorunda olan kişiler ve onların yaşadıklarını konuşuyoruz, mültecileri konuşuyoruz, onların uyum problemlerini konuşuyoruz, nasıl yardım alacaklarını konuşuyoruz, ülkelerindeki siyasi durumu konuşuyoruz, savaşı konuşuyoruz, ‘Geri dönebilecekler mi, dönebilecekler mi’yi konuşuyoruz ve geldikleri ülkede yarattıkları dengeyi konuşuyoruz. 68 buçuk milyon kişi dünyada yerinden edilmiş olan kişi sayısı. Hepsi de mülteci değil. Çoğunlukla savaş ve çatışma durumlarından bahsediyoruz. Ülkesi içinde de yer değiştirmiş olabiliyorlar. Yani kendi yaşadıkları şehir güvenli olmadığı durumda başka bir ile geçen kişiler 40 milyonunu oluşturuyor. Ama bu 68 buçuk milyonun 25 buçuk milyonu ise mülteciler. Yani artık kendi ülkeleri tarafından koruma alamıyorlar. Kendi ülkelerinde hayatları tehlike altında. Ülkelerinde ayrılmadıkları takdirde ölüm riski ile karşı karşıya olabilen kişiler 25 buçuk milyonu temsil ediyor” açlklamalarında bulundu.

Konuşma sunumların ardından gazeteciler, SGDD’nin Mamak ve Altındağ’daki ofislerini ziyaret ederek, yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. 



yilmazparlar@yahoo.com

29 Ekim 2018 Pazartesi

Hedef Bir Milyon Çinli Turist-Yılmaz Parlar


HEDEF BİR MİLYON ÇİNLİ TURİST

2019 Çin’de Türk yılı ilan edilmesiyle birlikde tüm gözler Çin’den gelebilecek öngürülü hedef turist sayısı bir milyona çevrildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Ortadoğu Turizm ve Seyahat Acentaları Birliği (OTSAD), Peter Pan Travel iş birliğiyle, Çin'den Türkiye'ye 1 milyon turist getirilmesi projesi kapsamında 26 Ekim 2018 Cuma günü Sait Halim Paşa yalısında  basın toplantısı düzenlendi.


Basın Toplantısına, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Çoşkun Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Uluslararası İlişkiler ve Dış Ticaret Komisyonu Başkanı Zeki Güvercin, OTSAD Yönetim KuruluBaşkanı Hüseyin Kırk, Çin Tüekiye iş adamları derneği başkanı,  Çinli turizm sektörü temsilcisleri katıldılar.


İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Çoşkun Yılmaz, “Türkiye ve Çin arasındaki başta ticaret ve teknoloji olmak üzere birçok alanda ilişkiler hızla ilerlemektedir.
Artan ilişkilerin turistik seyahatlerle desteklenmesi her iki devletin ve toplumun karşılıklı kazanımı olacaktır. Türkiye'nin sahip olduğu turistik değerler açısından dünyadaki birçok ülkenin önünde yer almaktadır. Türkiye ve Çin, dünyanın en eski medeniyetleri arasındadır. Son yıllarda Türkiye ve Çin arasındaki başta ticaret ve teknoloji olmak üzere birçok alandaki ilişkiler hızla ilerliyor. Artan ilişkilerin turistik seyahatlerle desteklenmesi, her iki devletin ve toplumun karşılıklı kazanımı olacaktır. İstanbul, kongre turizmi, mutfak kültürü, mimari eserler gibi birçok alana ilişkin farklı medeniyetlere ait değerleri sunar." Dedi.


Çin Temsilcisi “Çinlilerin beslenme alışkanlıkları farklı. Çin yemeklerinin yapıldığı restoran sayısı artmalıdır. İstanbul sonrası bir çok destinasyonlara daha uğrıyacağız. Ayrıca Hava yolu direk uşuşlar olmalı”şeklinde ön planda olması gerekenleri sıraladı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Uluslararası İlişkiler ve Dış Ticaret Komisyonu Başkanı Zeki Güvercin “Çin Türkiye için çok önemli bir yere sahip.  İki ülke değişen dünya dengelerinde önemli iş birlikleri yaptı.  Bu yıl Türkiye'de turizmde ve yatak doluluk oranında artış yaşandı. Bu yıl turist sayımız ciddi rakamlara ulaştı. Hedefimiz 50-60 milyon turist. Çin de bizim açımızdan çok önemli bir ülke. Çinlilerin hem gezmek hem ticaret yapmak için Türkiye'ye gelmesini önemsiyoruz. Umarım turizm alanında Çinli misafir sayımız hızla artar." Açıklamalarında bulundu.


OTSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kırk “Çin'den nüfusuna oranla Türkiye'ye çok az turist geliyor. Getirdiğimiz ülkeler Katar, Dubai nufuslarına oranla Çin’den çok sayıda turist gelemekde. Çin'den gelen turist sayısını gelecek yıl artıracağına inanıyorum. Türkiye  sağlık ve kongre turizmi alanında son dönemde çok ilerledi. 2019'da 1 milyon Çinli turisti ağırlamayı hedeflemekteyiz. THY başta olmak üzere diğer havayollarının Çin'e sefer sayılarını artırmalarını talep ettik. 
Hüseyin Kırk kendisine verilen hatıra çin porselen tabağı alırken, şartlı olarak kabul etdi. “1 Milyon Çin Turist getireceğinize söz veriyormusunuz.” şeklinde Çin Seyahat acenta sahibinden söz aldı.
yilmazparlar@yahoo.com

Türkmenistan’ın 27. Bağımsızlık günü-Yılmaz Parlar

2019 “Barış ve Refah Yılı”


Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow, Türkmenistan’ın 27. Bağımsızlık günü kapsamında 26 Ekim 2018 cuma gecesi Hilton Boshorus Hotelde verdiği resepsiyon konuşmasında,  Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov’un BM 73. Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmayı hatırlatarak, Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov’un 2019 yılını ‘Barış ve Refah Yılı’ olarak ilan etmeyi önermiştir. Bu teklifin hayata geçirilmesi dünyada barışın, güvenliğin ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasında önemli faktör olacaktır.” dedi


Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow, 27. Bağımsızlık günü kapsamındaki resepsiyondaki konuşmasının büyük bir kısmını Türkiye-Türkmenistan ilişkileri başda olmak üzere Türkmenistan’ın önemli olayları oluşturdu.
Gerçekleşen resepsiyona, İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, Konsolos temsilcileri, Belediye dış ekonomik ilişkiler temsilcileri, iş sanat dünyası önemli isimleri, Türkiye’de bulunan Türkmenistan vatandaşları, öğrenciler, Akademideki subaylar şeklinde geniş elit bir katılım oldu.


Resepsiyon öncesi, Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow, konsolos yardımcıları ile birlikde konukları karşıladı. İki Ülkenin milli marşların çalınması sonrası. Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow açılış konuşması yaparak, sevinçli günü paylaşmalarından dolayı konuklara teşekkürlerini sundu.

Başkonsolus Myratgeldi Seyitmammedow, “Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov 25 Eylül 2018 tarihinde düzenlenen Türkmenistan Halk Konseyi toplantısında yaptığı tarihi konuşmada ülkemizin bugün geldiği safhayı ve kazanımlarını net bir şekilde ifade etmiştir. Bu bağlamda, Bağımsızlık yıllarında, Türkmenistan'da toplumsal yaşamın tüm alanlarında büyük gelişmeler kaydedildiği belirtilmiştir. Ekonomi alanı çeşitlendirme ilkelerine dayalı olarak gelişiyor. 27 yılda ekonomi alanına yapılan yatırımlar 350 kat artmış olup, bu 2600-den fazla üretim-teknik ve sosyal-kültürel amaçlı tesisleri kurma imkanı sağlamıştır.”dedi

Sonuçta ülkelerinde çok yönlü ekonominin ortaya çıktığını, ekonominin, çeşitli alanlarını, elektrik enerjisi, petrol-gaz, makine sanayisi, metallurji, kimya, inşaat, elektron, tekstil ve gıda sanayi alanları ve diğer sanayi dallarından oluştuğunu ifade ederek,
düzenli makroekonomik politikanın uygulanması ile gayri safi yurtiçi hâsıla hacminin  artığını, bu durum ülkenin uzun vadede gelişimine yönelik stratejik programların uygulanması sonucunda kazanıldığını dile getirdi.


Seyitmammedow, “Ülke nüfusunun sosyal güvenliğini yükseltmek Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov'un devlet politikasının öncelikli yönlerinden biridir. Devlet bütçesinin büyük kısmı eğitim, sağlık, spor ve diğer sosyal alanlar için tahsis ediliyor.
Aynı zamanda Türkmen halkının zengin kültürel mirasının geliştirilmesi konusuna büyük önem veriliyor. Ülkede uygulanan manevi-kültürel kalkınma politikası eğitim, bilim, kültür ve sanat düzeyinin daha da yükseltilmesini hedefliyor.”şeklinde kültürel ve kalkınma politika olduğunu vurguladı.
Sağlık alanında da devlet tarafından büyük çalışmalar yapıldığını söyleyerek, “Aşkabat'ta ve çeşitli illerimizde yapılan modern sağlık merkezleri ve sağlık kuruluşları bunun bir göstergesidir.
Beden eğitimi ve spor alanında uygulanan devlet politikası da pozitif sonuçlar veriyor. Geçen sene Aşkabat'ta Kapalı salon ve savaş sanatı 5. Asya Oyunları, geçen Eylül ayında Amul-Hazar Uluslararası oto rallisi başarıyla düzenlenmiştir. “Türkmenistan – Büyük İpek Yolu’nun Kalbi” olarak ilan edilen 2018 yılında yanı Kasım ayında Uluslararası Halter Şampiyonası yine başkent Aşkabat’ta yapılacaktır. Türkmen sporcuları yarışmalarda büyük başarı göstermiştir.” Başarıyla sonuçlandığını işaretledi.


Bağımsız ve tarafsız Türkmenistan’ın, ekonomi ve sosyal hayatın tüm alanlarında uygulanan büyük yenilikler yolunda güvenle ilerlediğini kaydeden Konsolos Seyitmammedow “Bunun yanında devletimizin modern dünyanın gelişmiş ülkeleri safına yükselmesiyle ilgili konular da başarılıyla çözümleniyor.

Türkmenistan daimi tarafsızlık hukuk statüsüne sahip bir ülkedir. Türkmenistan’ın tarafsızlığı 12 Aralık 1995’te BM Genel Kurulu tarafından onaylanmıştır. Olumlu tarafsızlık politikasının önemini vurgulayan Türkmenistan’ın girişimleri ile BM Genel Kurulu 12 Aralık gününü Uluslararası Tarafsızlık Günü olarak ilan etmiştir.
Bugün Türkmenistan’ın izlediği barış politikası güven duyma, şeffaflık ve güvenlik gibi üç ana ilkeye dayanıyor. Bu politika bölgesel ve küresel sorunların yapıcı bir çözüme kavuşturulmasını hedefliyor.
Türkmenistan Devlet Başkanı Ekselansları Gurbangulı Berdimuhamedov BM 73.Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada 2019 yılını ‘Barış ve Refah Yılı’ olarak ilan etmeyi önermiştir. Bu teklifin hayata geçirilmesi dünyada barışın, güvenliğin ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasında önemli faktör olacaktır.”dedi


Türkiye ilişkilerine değinen Türkmenistan İstanbul Başkonsolusu Myratgeldi Seyitmammedow “Türkmenistan dostane ve karşılıklı yarara dayalı devletlerarası ilişkilerin ve işbirliğinin pekiştirilmesine büyük önem veriyor. Bağımsızlık döneminde Türkmen-Türk ilişkileri yüksek boyutlara erişmiştir.
Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz son yıllarda yeni seviyeye çıkmıştır. İki ülkenin halklarını birleştiren sağlam dostane ilişkiler ve kökleri yüzyılların derinliklerine dayanan ortak tarihi-kültürel değerlerimiz Türkmen-türk işbirliğinin gelişmesinin önemli koşulunu oluşturmaktadır.”şeklinde ilişkilerimizin sürdürebilirliğini vurguladı.


Vali yardımcısı İsmail Gültekin, iki ülkenin tarihin derinliklerinden gelen köklerimizin ortaklığı, her platforma taşıyabileceğimiz bu unsurun kuvvetli bir bağ olduğunu kültürel, iki ülkeninde sosyal, ekonomik ilişkileri dahada ileriye- yüksek seviyelere çekme niyetinde olduğunu vurguladı.

Resepsiyonda Türkmenistan kültürünü gösteren stand kadar. Özel nefis lezzetli, Türkmen Pilavı çok yoğun ilgi gördü.
Konuklar Türkmenistan kültürünü tanımış oldular.

yilmazparlar@yahoo.com

25 Ekim 2018 Perşembe

SKAL İstanbul Klübü, Ekim 2018 Aylık toplantısı-Yılmaz Parlar


SKAL İSTANBUL – ATATÜRK TURİZMİ

Başkanlğını, Ata Eremsoy’un yaptığı SKAL İstanbul Klübü, Aylık toplantısını 23 Ekim 2018 Salı günü Barbaros Point Hotelde, Cumhuriyetimizin 95 yılı kutlamaları kapsamında, Türk bayrakları ve konuşma kürsü arkasında ölümsüz Atatürk’ümüzün posterinin bulunduğu Ata’mızın turizme verdiği ışık doğrultusunda gerçekleştirdi. 



SKAL İstanbul Klübün bu anlamlı milli duygu yüklü hazırladığı toplantı Türk Turizmine ve Dünya Turizmine ilham veren Atatürk’ün turizm ilkelerini bir kere daha hatırlatdı.
Atatürk “ Yurtda Sulh, Cihanda Sulh ” sözleri, Türkiye turizmine ve Dünya turizmine yol göstermektedir. Turizmin ön koşulunun, ancak güvenli barışçıl bir ortamda mümkün olabileceğidir. 



Türkiye’ye hoş geldinizin özünde  Atatürk’ün Ülkesine hoş geldiniz demek gerekir.
Fikir dehası Ata’mızın, gençlik başda olmak üzere her yaş, kültür turizmi ekoturizmi ön plâna çıkaran turizm çeşitlemeliridir. Bunlar uygulanabilindiği takdirde hoş görünün ön plana çıktığı faktörle, turizmin esas yapısı elde edilir. 



Siyasi gerginliklerden uzak, gerek uluslar arası, gerek ulusal barış ortamı turizmin gelişebilmesi için zorunlu olan ön koşuludur. Uyumlu ilişkiler anlamına gelen, güvenliktir. Toplumun hayatında dengenin sağlanmasıdır, barışcı olmak. 
Barış ortamının, sosyal düzenin varlığı temeldir ve hukuk ve kazanılmış haklara saygın olan insanların özgür hareketi için baş koşuldur.



Yolculuk ve konaklama sırasında turistlerin, can ve mal güvenliğinin sağlanması gereklidir. Güvenliğin olmadığı ortamlarda turizmin gelişmesi mümkün değildir. 
Turizmde verimsiz günler geçirdiğimiz, bu günlerde, turizmimiz olumsuz etkilenmiş, ülkemize yönelen Avrupalı turistlerin başka ülkelere gitmesine de yol açmıştır.  



Barbaros Point Hotel Genel Müdürü Cihan Yılmaz ve Yönetim Kurul Başkanı Dursun Özbek ’in ev sahipliğinde gerçekleşen SKAL İstanbul Klübün aylık toplantısına SKAL Dünya geçmiş dönem Başkanı Hülya Aslantaş, SKAL Türkiye Federasyonu Başkanı Faik Alsaç, Anadolu Folk Topluluğu Sahibi Göksenin İleri SKAL İstanbul Başkanı Ata Eremsoy, As Başkan Ayşe Önen, Selma Tatar, Can Arınel, Mustafa Yalçın, başda olmak üzere SKAL yönetim kurulu  ve üyeleri katıldılar. 



Genel Sekreter Can Arınel’in konukları takdiminden sonra geleneksel toast ritueli yapıldı. SKAL İstanbul Klübü Başkanı Ata Eremsoy kısa konuşma gerçekleştirdi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına yaklaşan şu günlerde, Başkan Ata Eremsoy nezdinde yönetim kurulunun hazırladığı geleneksel ekim ayı toplantısının Cumhuriyet ortamı içinde gerçekleşmesi tüm konuşmaların, söyleneceklerin zaten bütünüydü.



Üyelerden Sevda Yılgaz’ın masalarda mevcut elbayrakların yanı sıra büyük bir bayrakla Cumhuriyet Atatürk tişortuyla gelmesi dikkatlerden kaçmadı. Tüm salonunun çoşkuyla marş eşliğinde bayrakları dalgalandırmaları, ne kadar resmi bayram kutlamalarına susadığımızı özlediğimizi gösteriyordu. 



Başkan Ata Eremsoy Kenya Karibuni  Mombasa’da 17. -21. EKİM 2018 tarihleri arasında yapılan, 79. SKAL Dünya Kongresine katılan, SKAL Türkiye Federasyonu Başkanı Faik Alsaç’ı Dünya kongresi hakkında bigilendirmesi için kürsüye davet etdi. 



Türkiye Federasyonu Başkanı Faik Alsaç Dünya kongresi ve Kenya hakkında bilgiler sundu.
Pek çok tatil beldesine sahip Kenya'nın en eski ve en büyük liman şehri Mombasa’nın iklim, doğal vahşi yaşam rezervleri, tabiat manzaraları,  insanları, Afrika'nın popüler safari 



destinasyonu hakkında konuştu. Mombasa, egzotik kültür karışımlarını, tarihi, hayat tarzları
 bazı gözlemlerini aktardı. Başkenti olan Doğu Afrika'nın ekonomik merkezi sayılan, Nairobi, turizm altyapısı hakkında bilgiler paylaştı.



SKAL İstanbul Klübü Başkanı Ata Eremsoy Mükemmel şekilde ev sahipliği yapan, Barbaros Point Hotel Genel Müdürü Cihan Yılmaz’a teşekkür ifadesi için plaket takdim etdi.
Gözden kaçmayan, seçkin mutfak örneklerinden oluşan mükemmel menü hazırlayan ve güleryüzlü senkronize servis hizmeti sunan, Barbaros Point Hotel personeliyle yönetim kurulunun aile fotoğrafı çektirmesiyle toplantı son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com

21 Ekim 2018 Pazar

1.INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı-Yılmaz Parlar

ATATÜRK’ E VEFA - INTERFRESH FUAR

Uğur Fora’nın Yönetici ortağı ve Murat Özer’in Genel Müdür olduğu ANTEXPO Fuarcılık Hizmetleri LTD. ŞTİ. Tarafından 17 – 20 Ekim 2018 tarihleri arasında, ANFAŞ Expo Center’de organize edilen 1.INTERFRESH  Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı girişinde Büyük boy ATATÜRK Posterinin yer alması,  Atamıza vefa  ile birlikde Atamızın Sanayi Teknololije verdiği önem kadar, Tarıma ulusal ekonomiye verdiği değeri, iki kavram üzerine oturtulan “Tam bağımsızlık ve Ulusallık” ekonomi politikasına olan fikre saygınlığını gösteriyordu.

Atatürk, geçmişin gözlemlerinden ve tarihin sentezinden elde etmiş olduğu özgün fikirle, "Bir milletin doğrudan doğruya yaşantısı ile ilgili olan, o milletin ekonomik durumudur.”  ATATÜRK  “Ulusal politikanın önemine dikkat çekerken; Milli Egemenlik. Ekonomik Egemenlikle pekiştirilmelidir”der. 
Ekonominin ülkenin ulusun kalkınması ancak yine ülkenin kaynakları ile mümkündür. Atatürk'ün ekonomi politikası bağımsızlık temelleri üzerine oturtulmuş ulusal bir
politikadır. Politik bağımsızlığın ana koşulunun ekonomik bağımsızlık olduğudur.

Ülkenin ekonomik açıdan çok dar boğazda olduğu şu dönemde zamanlama açısından en iyi tarihde gerçekleşen çok başarılı organize edilen  1.INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarında Gözler böylesine önemli fuarda T.C. Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanını aradı.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği Yönetim Kurul Başkanı Hakkı Ergin Civan, ANSİAD Antalya Sanayiciler ve İşadamları Derneği Yönetim Kurul Başkanı, M.Sadi Kan, Antalya Bilim Fakültesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek başta olmak üzere Sektör ile ilgili Tüm Sanayici İş Dünyası,  Ankara Bakanlık Temsilcileriin, STK Başkan ve Temsilcilerin, Yabancı Ülke Elçlerin ve Ticari Ateşelerin katıldığı, ANTEXPO Fuarcılık Hizmetleri LTD. ŞTİ Genel Müdürü Murat Özer’in ve ekibin olağanüstü gayretleri sayesinde gıda, tarım, değerlerimizin dışarıya açılması hedeflerine hızla giden ticaret platformu sunan organizasyonda Fuar açılışın sunuculuğunu TV Sipikeri Özge Törer üstlendi.



Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ardından, INTERFRESH Yönetici ortağı Uğur Fora, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği Başkanı Erhan Ekmen, BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği Yönetim Kurul Başkanı Hakkı Ergin Civan, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve Antalya Valisi Münir Karaloğlu açılış konuşması yaptılar. Çok sayıda protokol tarafından açılış kurdelesi kesildi.


Ekonomi Bakanlığı, Gıda ve Tarım Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, DEİK - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, KOSGEB - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi, TOBB – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TESK - Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, ATSO – Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, BAKA - Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, BAİB – Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği, Antalya Ticaret Borsası, Antalya Tanıtım Vakfı destek veren kurumlardı



AntExpo A.Ş Yönetici Ortağı Uğur Fora konuşmasında, Türkiye'nin en büyük yaş meyve sebze fuarını tarım ve turizm sektörünün başkenti Antalya'da düzenlediklerini, Antalya’nın lojistik ve ulaşım kolaylığı nedeniyle, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetlerine, Avrupa ülkelerine uçakla 3 -4 saatlik mesafede yer aldığını,  23 ülkeden alım heyetleri ihracatçılarla, üreticilerle ve sektörüm tüm paydaşlarıyla buluşacağını, İhracatçıların 110 milyar dolarlık Dünya yaş meyve sebze pazarından daha fazla pay alabileceğini söyledi.

Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği Başkanı Erhan Ekmen, Birkaç yabancı gazeteci isimlerini vererek firmaların röportaj yapmalarını o ülkede ürünlerin tanıtarak Pazar edinme şanslarını olacağını açıkladı.



Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel “Antalya'nın hem turizm hem de tarımın başkenti. Yaş meyve ve sebze sektörünün lokomotifinin de yine Antalya. İhracatla birlikte fuarcılıkta da marka kent haline geldi. Antalya fuarcılıkta da yeni ufuklar açıyor. Isınmayla birlikte dünya da gıda sorunu da önemli yer alıyor. Gıda ve tarım sektörü dünya liderlerinin de gündemini oluşturuyor. Bu nedenle üretime ve ihracata daha fazla ağırlık vermeliyiz. Konya kadar yüzölçümü olan Hollanda tarım ürünleri ihracatında dünya sıralamasında ilk 3 içinde yer alıyor. Biz bu konuda eksikliklerimizi tamamlamak zorundayız. Bize de bu konuda önemli görevler düşüyor. Büyükşehir Belediyesi olarak tarım sektörüne destek veriyoruz. Üreticilerimize enerji ücretsiz veriyoruz'' dedi.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu  ''Tarımsal üretimde ve ihracatta lojistik çok önemlidir. Lojistik yoksa yaş meyve sebze ticareti geliştirme şansınız yoktur. Çünkü ürün kaybınız çok olur. Soğuk zincir, paketleme ve lojistik çok önemli. BAİB ile THY Kargo arasındaki sözleşmeyi çok önemsiyorum. Bölgemizdeki yaş meyve sebze ve kesme çiçek ihracatı hava kargo ile hedef pazarlara daha sağlıklı ve kısa sürede ulaşacak. Antalyalı ihracatçılar günün koşullarına göre yüzde 50 daha ucuza ürünlerini taşıyabilecek. Ürünlerimizi hedef pazarlara daha hızlı ulaştırmak zorundayız. Antalya olarak halen Ortadoğu ve Arap ülkelerine yeteri kadar ihracat yapılamamasını kabul etmiyoruz. Yaş meyve sebze ihracat pazarını çeşitlendirmeyi önemli görüyorum'' Şeklinde önemini vurguladı. Daha sonra Protokol standları gezdi.



Tarıma vermemiz gereken değer, şimdi aklımıza geliyor. Hollanda her tarım toplantısında örnek gösteriliyor. Elbetde Hollanda, yenilikçi tarımsal teknoloji sayesinde dünyanın en büyük tarımsal ve gıda ürünleri ihracatçısı ülkelerinden başında geliyor. Çünki Hollanda tarım sektörünü, doğaya ve çevreye saygı duyarak, sağlıklı ve güvenli gıdaları üreterek ve sürdürülebilirliğini muhafaza ediyor.

Sebeb;  eğitim, sektör, dünyanın tarım alanındaki en başarılı Wageningen Üniversitesinin araştırmacı kadrosuyla mükemmel tarım üretmeyle bilgilendiriliyor. Tarım gıda ürünlerinin işlenmesi için makineler, robotik yumuşak meyve toplayıcıları, yüksek düzeyde otomasyon gibi, tarımsal üretim zincirlerinin yenilenmesine yatırım yaparak rekabet avantajını devam ettiriyor. Yüzyıllarca deniz ticaretinde dünyanın en gelişmiş ülkelerden biri. Bizim Üç taraf denizle kaplı- yarım ada ülkesiyiz. Denizden yararlanmayı bilmiyoruz.



Hollanda, tarımsal bilgi zenginliğiyle, verimli topraklarıyla, yoğun tarımla, üretimin kalitesi ve ticaret uzmanlığı neticesinde bu durumu yakalabiliyor.

Verimli topraklar kadar, topraksız tarım tekniklerini kullanan ve büyük ölçeklerde üretim yapan İspanya’ ya baktığımızda da; Aynı Akdeniz ülkesi olmamıza rağmen Avrupa’nın büyük bölümüne tarım ürünleri ihraç ediyor.

Biz ne yapıyoruz en mümbit arazimizi,  tarıma en elverili arazilerimizi yerleşime açıyoruz. Meyve bahçeleri site oluyor. Ağaçlar, ormanlar yakılıyor yeni kent alanları oluşturuluyor.



Kırsal kesimden kentlere göç eden insanlarla birlikte kentleşme oranı yükseldikçe, kentsel alanlarda yaşayan insanlara nasıl besin sunacağız

Sürdürülebilir ve sağlıklı besin kaynakları sunmakda giderek zorlaşıyor. Umarım Bu tür fuarlarla dış ve İç pazarı büyütürsek üreticiyi çoğaltırsak dışa bağımlılıkdan kurtuluruz. Atatürk Posteri yine ilk hedeflerimizi belirliyor.

yilmazparlar@yahoo.com