28 Kasım 2015 Cumartesi

4'üncü Uluslararası Van Gölü Film Festivali-6-12 Aralık 2015-Yılmaz Parlar




KÜLTÜREL MİRAS: YÜZLEŞME 

4'üncü  Uluslararası Van Gölü Film Festivalin lansmanı, sanat yuvalarını barındıran İstanbul göz bebeklerinden biri Beyoğlu Galatasaray Cezayir Restoran'da 24 kasım 2015 Salı günü Cezayir Restauran'da yapıldı.Her yıl ayrı temayla devam eden Festivalin bu seneki teması  “KÜLTÜREL MİRAS-100’LEŞME”


Gerçekleşen Tanıtım toplantısında Eski İstanbul Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu ve Adalar eski Belediye Başkan yardımcısı Raffi Hermon Araks’da bulundu.



Adalar eski Belediye Başkan yardımcısı Raffi Hermon Araks sanatın öneminden birleştirici barışcıl unsurları öne çıkartan sevgi içeren konuşmasına festival kapsamında verilen "İnci Kefali (Darekh) Sinema Ödülleri"nde İnci Kefali hakkında sözleriyle devam etti.

Gerçekden dünya harikası olan inci kefalini iyi değerlendirmek gerek. İnci Kefali (Darekh) Van’ın turizm nimetlerinden Dünyada sadece Van Gölü'nde yaşayan inci kefallerinin her yıl ilkbahar aylarında başlattığı göçü Van Gölü'nde yaşayan inci kefallerinin yaşama alanı Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı sularından yumurtalarını bırakmak için akarsulara göç eden inci kefalinin, tatlı su yataklarında tersine ilerleyebilmek için zıplayıp uçması  dünyada az rastlanan bu yolculuğu Van turizme eşsiz bir ayrıcalığı olan   ciddi turizm potansiyeline sahip olduğunu, gerçek. Festivalin bu ödülleri Van’ı marka yapacak faktörlerden.
Bajar Kültür Sanat Danışmanlığı öncülüğünde bu yıl 4'üncüsü gerçekleştirilecek Uluslararası Van Gölü Film Festivali'nin İstanbul'da tanıtımında
Konuşan  Festival Başkanı Bager Oğuz Oktay, festivalin ilk yola çıkışından itibaren sosyolojik konuları ele aldıklarını belirtdi.   "Bu yıl temamızı
KÜLTÜREL MİRAS-YÜZLEŞME. Bu yıl temamızı, Konuk ülke Ermenistan. 100 yıl önce, politik olarak her ne yaşanmışsa, bu kısım bizi ilgilendirmiyor. Biz kültürel mirasımıza tekrar bakmak ve kardeşliği pekiştirmek istiyoruz. Bence 80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti, 6 milyonluk Ermenistan'a şefkatle yaklaşmalı. Ayrıca İnci Kefali (Darekh) Sinema Ödülleri, Herhangi bir temaya bağlı olmadan, tema içi ve tema dışı her filmi festivale kabul ediyoruz. Böylelikle her yıl birçok sanatçıyı festivale konuk etmekle beraber, halkın sanatçılarla buluşmasını, film gösterimlerine ve diğer etkinliklere katılmasını sağlıyoruz. Ayrıca bu festival, Van'ın ve Van Gölü'nün tanıtımına da vesile olacaktır."dedi

Belgesel Filmler Jüri Üyesi Baran Uğurlu  "Aslında farklı tanelerden oluşan ama bir kabuğun içindeki nar gibiyiz" benzetmesiyle birlikteliği vurguladı.
Festivalde yarışacak "İçimdeki İnsan" filminin yönetmeni Aydın Sayman “Festivaller sinemaseverler ile sinemacıların buluşmasına vesile olmaktadır.”Bir fırsat olarak değerlendirdi.
 6-12 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 4'üncü  Uluslararası Van Gölü Film Festivaline yapılan başvuruları ön Ön Jüri Bilal Bulut, Rojda Şükran Demir, Mehmet Ünal ve Neslihan Kültür değerlendirildi.
Ermeni vatandaşlarımızdan Adalar eski Belediye Başkan yardımcısı Raffi Hermon Araks ve Eski İstanbul Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu ile görevleri esnasında yaptıkları icraatlar projeleri hakkında söyleşimizi sürdürürken her ikisinde yaptıkları projelerden sanat projelerine 4'üncü  Uluslararası Van Gölü Film Festivalin örtüşen taraflarını paylaştılar.
Toplantı sonrası verilen bir resepsiyonla tanıtım sonlandı.
yilmazparlar@yahoo.com

26 Ekim 2015 Pazartesi

FRANSA'NIN OSCAR ADAY ADAYI MUSTANG FRANSIZ SARAYINDA-YILMAZ PARLAR


MUSTANG FRANSIZ SARAYINDA

Fransa'nın Oscar aday adayı, Deniz Gamze Ergüven'in yönettiği Mustang filmi oyuncu ekibi Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach'ın ev sahipliğinde, Fransa Sarayı’nda basın toplantısı gerçekleştirdi.
Basın toplantısına İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach, Mustang’in yönetmeni Deniz Gamze Ergüven, oyuncular Doğa Zeynep Doğuşlu, İlayda Akdoğan, Elit İşcan, Güneş Nezihe Şensoy, Tuğba Sunguroğlu, katıldılar..
Dünya prömiyerini Mayıs ayında 68. Cannes Film Festivali’nde yapan sonrasında katıldığı 21. SarayBosna Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu ve Seyirci Ödüllerini kazanan Mustang, Oscar için Fransa’nın seçimiyle Yabancı Dilde En İyi Film aday adayı olarak yarışacak.   

Deniz Gamze Ergüven basın toplnatısında  “Bu film bana güç verdi, bundan sonraki projelerim için de büyük özgürlük kazandırdı. Filmin Oscar adaylığı da bu özgürlüğümü güçlendiriyor. Oscar’a 81 aday film sunuldu, bundan sonra biz de Amerika’ya gideceğiz ve orada film için tanıtım çalışmaları yapacağız.” Dedi 

Gerçekcilik eleştirilerine ve sorulara açıklık getiren yönetmen  Deniz Gamze Ergüven, duygu ağırlığı kazandırmayı masalsı bir estedikden yola çıktığını belirterek “Sahnelerin temelindeki durumlarda bir gerçeklik var. O yüzden hissi insanlara ulaşıyor ama sonrasında hiç natüralist bir yaklaşımı yok filmin. Benim kullanmak istediğim estetik, bir masal estetiğiydi; bu gerçekleri anlatmak için biraz gerçekçilikten uzak durmak istedim. Böylece film de duygu olarak daha evrensel bir dile kavuştu.”sözleriyle cevap verdi.

Mustang, filmi Bir Karadeniz kasabasında büyükanneleriyle yaşayan, büyüme çağındaki 5 yetim kız kardeşin özgürlükleri için verdikleri mücadeleye odaklanıyor. Maruz kaldıkları toplumsal baskıya karşı kendi yöntemleriyle direnişlerini ve özgürlük arayışlarını masalsı bir tonla anlatımı işlenmiş. Filmin konusu Lale ve kardeşleri oynadıkları bir oyunun çevreleri tarafından beklenmedik bir skandala dönüştürülmesi sonucu adeta ev hapsine mahkum olurlar. Bu durum öyle bir noktaya sürüklenir ki evde evlilik planları dahi yapılmaya başlanır. Ancak beş kardeş üzerlerinde kurulan bu baskıları yenip özgürlüklerine kavuşmak için yeni yollar arayacaktır. Türkiye, Fransa, Almanya ülkelerinde Yapımı Mine Vargı, Charles Gillibert  Dağıtımı M3 Film tarafından yapılan Güneş Nezihe Şensoy, Doğa Zeynep Doğuşlu, Elit İşcan, Tuğba Sunguroğlu, İlayda Akdoğan gibi oyuncuların yer aldığı yönetmenliğini Deniz Gamze Ergüven’in yaptığı Mustang filmi 23 Ekim’de vizyona giriyor. 


yilmazparlar@yahoo.com

6 Ekim 2015 Salı

Nurettin Canikli "Bir hayal gerçekleşti ve muhteşem bir havaalanımız oldu"-Yılmaz Parlar

Bir hayal gerçekleşti ve muhteşem bir havaalanımız oldu
Seçim çalışmalarına ‘Haydi Bismillah’ diyerek başlayan AK Parti Giresun Milletvekili Adayı Nurettin Canikli 19 Eylül Spor Salonu’nda Giresunlu hemşehrileriyle buluştu. Yoğun sevgi gösterileri ile karşılanan Canikli, AK Parti iktidarında Türkiye’ye sayısız hizmet getirdiğini vurguladı ve şöyle konuştu: . Bundan 14 yıl önce Türkiye’de asgari ücretle çalışan bir işçinin maaşı 184 liraydı.

Seçim çalışmalarına ‘Haydi Bismillah’ diyerek başlayan AK Parti Giresun Milletvekili Adayı Nurettin Canikli 19 Eylül Spor Salonu’nda Giresunlu hemşehrileriyle buluştu. Yoğun sevgi gösterileri ile karşılanan Canikli, AK Parti iktidarında Türkiye’ye sayısız hizmet getirdiğini vurguladı ve şöyle konuştu:

. Bundan 14 yıl önce Türkiye’de asgari ücretle çalışan bir işçinin maaşı 184 liraydı. Bugün Türkiye 2002 yılına göre çok değişti. 2002’de işimiz kolaydı. O dönemki beklentiler daha mütevaziydi. Bir düşünün değerli hemşehrilerim, o zamanlar Giresun’un gündeminde havaalanı bile yoktu. İnsanların hayalinden böyle bir proje bile geçmiyordu. Şimdi dünyada gıpta ile bakılan bir havaalanımız var.

Ekonomik Büyüme İstikrar ile Gelecek

Giresun halkının yoğun ilgisi ile karşılaşan Canikli konuşmasını şöyle sürdürdü:

. Türkiye’de 2002 yılında 1 milyon 600 bin üniversite öğrencisi varken 2015 yılı itibari ile bu sayı 6 milyonu geçtı. 2002 yılından bugüne Türkiye üç kat zenginleştik. Artık bu hedefler bize yetmiyor. Asıl hedefler milletimizin ekonomik olarak daha büyük refah seviyesine ulaşmasıdır. Yeni dönemde, ekonomik büyümemiz istikrar ile daha da artacaktır. 1 Kasım’dan sonra daha özgür ve daha zengin bir Türkiye için çalışıyor olacağız.

Bu millet kahraman bir millettir

Canikli “birileri bu kadim yürüyüşün önünü terör ile kesmek istiyorsa hiç boşuna uğraşmasın” diyerek şöyle konuştu:

. Bu millet kahraman bir millettir. Milletimizle uğraşamaya gücünüz yetmez

Canikli, zaman zaman alkışlarla kesilen konuşmasında şunları söyledi:

. Bize hedef gösterecek tek bir güç vardır; o da milletimizdir. Bu millet, bu güzel topraklarda hep birlikte ebediyete kadar özgürce ve kardeşçe yaşayacaktır. Hiç kimsenin bundan zerre kadar kuşkusu duymasın!..

yilmazparlar@yahoo.com

2 Ekim 2015 Cuma

Arjaan Burgu ve Tango Hotelleri açıldı-Yılmaz Parlar

Turizme merhaba

Arjaan Burgu ve Tango Hotelleri açıldı.

Rotana tarafından işletecek olan Dap Holding’in yatırımı Burgu ve Tango hoteller 319 odasıyla 30 Eylül 2015 Çarşamba günü görkemli bir törenle turizm hizmetine merhaba dedi.

Otelde düzenlenen Basın toplantısına Dap Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, Rotana Başkanı ve CEO’su Omer Kaddouri, Burgu Arjaan by Rotana” ve “Tango Arjaan by Rotana” Genel Müdürü Ahmet Ender Özgündoğdu katıldılar.

Dap Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre, yaklaşık 600 milyon liralık yatırımla İstanbul Maltepe’de bölgesinde bulunan, Burgu, Tango, Vazo ve Dalga isimli farklı mimariye sahip projeleri Dap Holding hayata geçirdi.
Dap Holding, bu kulelerinin işletmeciliğini Ortadoğu’da otel zincirleriyle bilinen Rotana’ya teslim etti.

Vazo ve Dalga kuleleri de Rotana markasıyla 2016 yılı ortasında faaliyetlerine başlayacak. Avrupa ve Afrika yatırımlarını dile getiren Rotana, Dap Holding ile 15 yıllık süreyle anlaştıklarını açıkladılar.

DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz “Türkiye’nin turist sayısındaki düzenli artış, Rotana gibi uluslararası tanınmış otel markalarının pazara girmesi için eşsiz fırsatlar yarattı ve bizi de otelcilik sektörüne yatırım yapmamız konusunda cesaretlendirdi.”şeklinde açıklamada bulundu. Yatırımın,yaklaşık bir milyar gibi değerde olduğunu söyleyen Ziya Yılmaz “Rotana ile 4 otel için anlaşma yaptık. Bunların inşası için yaklaşık 600 milyon lira yatırım yapıldı.4 projeyi konut olarak satsak, 800 milyon liralık gelir elde ederdik. Ancak turizm sektörüne yönelik faaliyette bulunmak istiyoruz. Hayata geçirdiğimiz konseptin geri dönüşlerini olumlu bulursak bunu tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz” dedi

Rotana Başkanı ve CEO’su Omer Kaddouri, Türkiye’de ilk 2 otel haricinde Ankara, İzmir ve Bodrum’da yeni oteller açmayı hedeflediklerini açıkladı.

Otelleri hakkında bilgi veren Burgu Arjaan by Rotana ve Tango Arjaan by Rotana Genel Müdürü Ahmet Ender Özgündoğdu özel görüşmemeizde 17 yaşından itibaren otel sektöründe olduğunu ve Dubai otellerde çok uzun yıllar deneyim kazandığını Coğrafya kültürünü çok iyi bildiğini bu nedenle müşteri memnuniyetini çok yüksek seviyelerde sağlıacaklarının altını çizdi. Ahmet Ender Özgündoğdu “Burgu Arjaan by Rotana’da 163 oda, Tango Arjaan by Rotana’da 156 oda bulunuyor. Konuklarımız, dayalı döşeli daireleri ve 24 saat oda servisi ile kendilerini evlerinde hissedecekler. Tüm suitlerimiz, konuklarımıza aidiyet hissi yaşatmak için şehir ve Adalar manzarası sunuyor” şeklinde bilgilendirdi.


Basın mensuplarının sorularını cevaplıyarak, Rotana, dünyada 100 kadar oteli yaklaşık 14 bin kadar yatak kapasitelerini  olduğunu ancak global genişlemelerini  ve büyümelerine devam edeceklerini sözlerine eklediler.
Toplantı sonrası basın mensupları oteli gezdiler.
30 Eylül 2015 Çarşamba Akşamı Resepsiyon düzenlendi. Havuz başında konuklar ağırlandı. Havuz içinde kurulan dans pistinde görkemli dans tango show sergiliyen çift çok beğeni kazandı. Her masaya dağıtılan kurdele ve makasla açılışa herkes iştirak etti.

yilmazparlar@yahoo.com

19 Eylül 2015 Cumartesi

EGD- 7. Küresel Isınma Kurultayı-2015- yılmaz Parlar

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR-

“Tarihe not düşüyoruz''

Afetlere hazırmıyız?- İklim değişikliği kötü afetler kapımızda Ne kadar hazırlıklıyız? Bunu değiştirmek için neler yapmalıyız?

Sadece Refah Türkiye sadece Ekonomisi iyi olan Türkiye değil aynı zamanda Güzel Türkiye demeliyiz.

Soluduğumuz hava içtiğimiz su yaşadığımız topraklar kirliliğin tehdidi altında. Parklarımız yeşilliklerimiz ormanlarımız yok oluyor.
Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen “Küresel Isınma Kurultayı” 16 Eylül 2015 tarihinde İSO Meclis Salonunda toplandı.
Celal Toprak, ''Her kurultay sonunda bir kitapçık hazırlıyoruz ve bunları tarihe not düşüyoruz''

Sanayi, ulaşım, enerji, tarım, orman, turizm, sağlık, gibi pek çok sektörü  ilgilendiren konuya dikkat çekmek, kamuoyunu bilgilendirmek, farkındalık yaratmak ve geniş kitlelere ulaşabilen yazılı görsel sosyal medya çalışanlarını bilinçlendirmek amacıyla  gerçekleştirilen  kurultayda

Diyaloga dayalı farklı sektör vitrine odaklanan oturumlar düzenlendi.
Turizm sektöründen TUROB adına kurultaya katılan Selda Yılgaz Almanya’da öğretim yıllarında bilinçli Alman ırkının Temiz enerji arayışı nükleer enerjiyi protesto eden eylemlerden ve birlik beraberliğinden söz etti.

Söz aldığımız oturumda Nükleer Enerji zirvesinden özet olarak bilgiler verdik.

Ülkemizin 2023 hedefi, 1 trilyon dolar milli gelire, 500 milyar dolar ihracata, 25.000 dolar kişi başına milli gelire sahip olması, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi hedefi bulunduğu her ortamda bahsedilmektedir.
Ekonominin lokomotifi olan enerji kaynaklarımıza bakıldığında, enerjide dışa bağımlılığımızın % 72 olduğu görüldüğü,  yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirmemiz gerektiği gibi, nükleer santrallerden üretilecek elektriği de enerji arz portföyümüze dahil etme isteği içinde
Ülkemizin nükleer santrallerle ilgili 2023 programı, iki nükleer santralin işletmeye alınması, üçüncüsünün de inşaatına başlanmasıdır.

Dünyada nükleer santraller görünümüne bakıldığında 31 ülkede 440 nükleer santralin olduğu, Nükleer santrallerin baz yüklü olduğu 24 saat çalışmasına karşın  rüzgar, güneş ve hidro elektrik gibi yenilenebilir enerji kaynakları iklim ve meteorolojik koşullara bağlı olduğu, nükleer santrallerin kapasite faktörün % 90 iken, yenilenebilir enerji kaynaklarında en fazla % 30-40 civarında olduğu, Nükleer santrallerin işletme ömrü 40 ila 60 yıl iken rüzgar ve güneşte 15-20 yıl civarındaki karşılaştırmalarla Ülkemize iyi taraflarını öne çıkartma şeklinde empoze edilsede,

aysbergin su altına kalan büyüklüğüne bakıldığında ne kadar insanlığı tehdit eden  riskli enerji olduğu görülmektedir.
Nükleer Enerji zirvesinde gerçekler gözler önüne serildiğnde atıkların yüzde yüzü her türlü radyasyon zararı verdiği her çalışanın radyasyondan mutlaka etkilendiği ve en küçük hatada patlama ve büyük alanı her türlü zarar altına alan enerjiyi nasıl benimsiyoruz.
Her nükleer santralde 4000 üniversite mezunu çalışan uzmana ihtiyaç olduğunu düşünüldüğünde ülkemizdeki istihdam tamamı dışarıdan gerekliği vardır. Türk mühendisler için Rusya’da 4 yıllık üniversite eğitimine iki yıl yabancı dil hazırlık ve en az bir yıllık çalışma tecrübesini eklersek ancak 7 sene sonra Türk uzmanları istihdam edebileceğiz Çernobil sonrası en güvenilir Ülke Japonya’daki nükleer santral facialar insan hatası yüzünden meydana geldiği söylendiğinde en basit işlerde dahi işci çalışma güvenilirliğin alınamadığı hatalar dizisi olan ülkemizde nükleer santrallerin güvenilirliğini bir kere daha düşünmemiz gerekir.
Ayrıca nükller silaha dönüşecebilecek unsurda Dünya silahsızlanmaya giderken bir kere daha şapkamızı önümüze koymamız gerekir.

İtalya İstanbul konsolosluk ve Büyükelçilik tarafından düzenlenen konferansda, İlme dayalı 21 yüzyılda uzay fiziğinde gizemler ve yeni çalıșmalar adı altında Ulusal Nükleer Fizik Enstitüsünde baş araştırmacı olarak görev yapmakta olan, Roma Tor Vergata Üniversitesi’nde kozmik ışınlar ve uzaysal gereçler dersleri veren ve Rıken Japon laboratuvarlarının da takım lideri olan Marco Casolino'nun

ilgilenmiş olduğu temel fizikle madde, antimadde karanlık madde araştırmaları, uzay radyasyonundan astronotları koruma yöntemleri ve yüksek enerjili astropartiküllerle konuları kapsayan genel profil içinde  MIR Rus uzay üssünün yapımı ve uzay araçlarında gerçekleştirilen denemelerinde radyosyonun tüm inceliklerini, uzayda radyoaktif ortamda nasıl davranmaları konusunda ve bunların astronotlar üzerindeki etkisi konularını tüyler ürperten negatif yanlarını dinledik.

 Maya’ların tekniği ve bilimi üzerine yaptığı araştırmalarıda belirten Marco Casolino  Maya’ların İlme uzay ilmine tuttuğu  .  


Yenilenebilir enerji potansiyelinide hayretler içinde öğrenmiştik.

Tüm akademiye bilgiye ilime sırt dönersek vahim bir gelecek çocuklara bırakmış olacağız.
Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı EGD Ekonomi Gazeteciler derneğinin Isınma Kurultayına sonuç bildirgelerine önemle dikkatimizi çevirmemiz ve uygulamaya geçmemiz gerekir.

yilmazparlar@yahoo.com




1 Eylül 2015 Salı

Protocinema -Latifa Echakhch-Yılmaz Parlar

Protocinema Latifa Echakhch’in Bütün bu anlar zamanın içinde kaybolacak, yağmurda göz yaşları gibi adlı sergisini sunar. Sergi, biri İstanbul’da üretilmiş iki video iş ve Karaköy limanında terkedilmiş bir binada yer alan bir zemin yerleştirmesi içeriyor. Bu seçki, bir savaşa gidiş platformuna dönüşen bu dünyada geçiciliğe, umudun ve gençliğin kaybına değiniyor.

Sergi başlığını Philip K. Dick’in Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? (1968) adlı romanından uyarlanmış olan 1982 tarihli bilim kurgu filmi Blade Runner’in son repliklerinden alıyor. Filmin son sahnesinde, son kopyalayıcı Roy Batty ölmek üzeredir ve sistem kapatılma süreci sırasında kendini ifade etmeye koyulur. Kurduğu şiirsel cümleler, bir asker-makinanın düşüncesine hem naif hem de güzel bir biçim verir. “Siz insanların inanmayacağı şeyler gördüm. Orion’ın omzundan uzakta savaş gemilerinin yanısını, Tannhauser kapısının açıklarında karanlıkta parlayan ışınları gördüm. Bütün bu anlar zamanın içinde kaybolacak, yağmurda göz yaşları gibi. Şimdi ölüm zamanı.” (1).



Yeni video çalışması Waiting for Dolphins (Yunusları beklemek, 2015) Boğaz’ın kıyısında, Echkahkch’in önceki bir ziyaretinde bir grup yunusun suda yüzüşünü seyrettiği bir noktadan çekildi. “O kadar güzel bir andı ki oraya geri dönmek, suyun kenarında oturmak ve yeniden o yunusları beklemek istedim. Bir daha hiç gelmeyebilirler ama yine de o anı beklemek ve umut etmek istiyorum”. (2.). Çin’de kamusal parklardaki kaligraflardan esinlenen zemin yerleştirmesi uzun saplı bir fırça ve su kullanarak doğrudan zemine yazılan bir metinden oluşuyor. Bu yerleştirme de geçici ve güneş ışığında kuruyor. Her gün yeniden yazılan ingilizce metin, şiir ve çeşitli elveda mektuplarından seçilmiş alıntılardan oluşuyor.

Echakhch’in ikinci video çalışmasının başlığı Jadid, arapça “yeni” anlamına geliyor. “Çalışma başlığını görüntülerin çekilmiş olduğu Fas kıyılarındaki liman kenti Al Jadid’den alıyor. Yerli gençler, güçlendirilmiş duvarların tepesinden suya atlama oyunu oynuyorlar, saatlerce teker teker atlıyorlar.  Metrelerce yüksekten yapılan bu atlayışın riskine rağmen tehlikeyi cesaretle kucaklıyor ve kör bir masumiyetle gerçekleştiriyorlar. Yaşla birlikte gelen temkin ve azalan cesaret olmasaydı insan keyifle onlara katılabilirdi”. (3.)

1. Blade Runner, Ridley Scott. Warner Bros. 2007
2. Latifa Echakhch, 2015
3. Dvir Gallery, 2014

El Khnansa, Fas (1974) doğumlu olan Latifa Echakhch Fransa’da büyüdükten sonra İsviçre’de Fully ve Martigny şehirlerinde yaşıyor ve çalışıyor. 2015 Zürih Sanat Ödülü’nü kazanan Latifa Echakhch’in seçilmiş kişisel sergileri arasında Lentos Kunstmuseum Linz, Linz (2015); Centre Pompidou, Paris (2014) (2013 Marcel Duchamp Ödülü); Cabinet of Curiosities, Dommuseum, Salzburg (2014); Anne Ellegood küratörlüğünde Hammer Museum, Los Angeles (2013); Musée d’Art contemporain, Lyon (2013); Mirjam Varadinis küratörlüğünde Kunsthaus Zürich, Zürih (2012); Lisa Dent küratörlüğünde Columbus Museum of Art, Columbus, Ohio (2012); Por- tikus, Frankfurt (2012); Kunstmuseen, Krefeld (2011); Fondation Louis Moret, Martigny (2011); Florence Derieux küratörlüğünde FRAC Champagne-Ardenne, Reims (2010); Alessandro Rabottini küratörlüğünde GAMeC, Bergamo (2010); Bartomeu Mari küratörlüğünde MACBA, Barselona (2010); Corinne Charpentier küratörlüğünde Fri Art, Fribourg (2010); Rein Wolfs küratörlüğünde Kunsthalle Fridericianum, Kassel (2009); Bielefelder Kunstverein, Bielefeld (2009); Swiss Institute, New York (2009); Tate Modern, Londra (2008); NorrlandsOperan, Umea (2008) bulunuyor. Seçilmiş grup sergileri ise Swiss Institute, New York (2015); Caroline Bourgeois küratörlüğünde Palazzo Grassi, Venedik (2014); Yuko Hasegawa küratörlüğünde 11. Sharjah Bienali, Sharjah (2013); MoMA PS1, New York (2013); Adam Szymczyk küratörlüğünde Kunsthalle Basel, Basel (2012); Catherine de Zegher ve Gerald McMaster küratörlüğünde 18. Sydney Bienali, Sydney (2012); Bice Curiger küratörlüğünde 54. Venedik Bienali, Venedik (2011); Hou Hanru küratörlüğünde 10. Cagdas Sanat Bienali, Lyon (2009); Manifesta 7, Bolzano (2008).
 


Teşekkürler: kamel mennour Gallery, Paris; kaufmann repetto, Milano; Galerie Eva Presenhuber, Zurih; Dvir Gallery, Tel Aviv; Elizabeth Baribeau; Ghaith Mofeed; Ari Meşulam, Miles Butts-Spirito, Asli Seven, Asena Hayal, Ayça Odabasi, Lydia Guillaume-Gentil, Mourad, Yasin Qoba, Selin Turam ve Mehmet Kahraman.

Protocinema tüm dünyada mekana duyarlı sergiler düzenleyen, misyon odaklı bir sanat örgütüdür. ‘Tuğla ve harç’tan muaf, gezgin örgüt İstanbul ve New York’u merkez alır. İşbirlikleri, müdahaleler ve sergiler, sanatçıya ve onun görüşüne özgü mekanlarda ve bağlama duyarlı kalarak sunulmaktadır. Protocinema dünyanın tüm bölgelerinden genç ve usta sanatçılara, işlerinin henüz geniş kitlelerce keşfedilmemiş olduğu ülkelerde sergi imkanları yaratır. Protocinema sanat üzerinden diyalog açmayı ve bireyler arası uzlaşma geliştirmeyi amaçlar. 2011’de Mari Spirito tarafından kurulan Protocinema adını, Chauvet-Pont-d’Arc’ta bulunan mağara resimlerinin algı, artikülasyon ve hareket duygusu yakalayan temsiliyet stilini, neredeyse “proto-sinema” olarak niteleyen Werner Herzog’un gözleminden alır. Bu sonbahar 5533’te bir Protocinema serisi olarak baslatilan Proto5533, genç sanatçı ve küratörler tarafından danışmanlık sistemi ve kamusal bir program eşliğinde düzenlenen bir yıllık sergi dizisidir.
protocinema.org

25 Ağustos 2015 Salı

YOGA AKADEMİ-MİLLİ TAKIM YOGA YAPMALI-YILMAZ PARLAR

MİLLİ TAKIM YOGA YAPMALI
Ülke olarak sporda başarı kazanmak istiyorsak sporcularımız antremandan önce “yoga akademi” hocaları nezdinde yoga yapmalı 

Kalp atışlarının düzene girmesini, doğru nefes alıp vermenin tekniğini öğreten yoga, ve bunun orijanilini en yalın en sade bilimsel temellere dayalı Yoga Sistemi tekniklerini   uygulayan “Yoga Akademy”nin hocaları nezdinde Milli Takım, her türlü spor klübü, sporcular ders almalı ve mutlaka antremanlarına başlamadan önce en az bir saatlik düzenli yoga yapmayı düşünmeliler.


10 senedir her ay olmak üzere Uluslarararası Yoga festivalleri düzenleyen Yoga Akademinin 22-23 Ağustos 2015 tarihleri arasında Kocaeli Emex otelde Uluslararası Yoga Federasyonu Başkanı Akif Manaf yönetiminde ve önderliğinde gerçekleşen festivalde gazeteci olarak bizzat katıldığım yoga seanslarında vucudumda kaslarımda çok çabuk ısınma, her hareketi yapmaya mukdedir, dinamik, canlılık, istek, coşku neşeli çalışma arzusu, performans elde ettiğimi gözlemliyerek, öz güven kazanmak başta olmak üzere pek çok pisikolojik avantajlara sahip olmaya tanık oldum.  


Sinir sistemindeki gevşemeler sayesinde de heyecan, rakip korkusu, stres gibi psikolojik yenilme duyguların atlatılmasında doğru duruşun öğrenilmesiyle kendisini rahat hissetmesinde kolaylık sağlamaktadır.

Kişilerin kendilerini ve vücutlarını dinlendirdiği, çeşitli duyularının açılmasını sağladığı meditasyon yöntemlerinin en kolaylarındandır   

Yoga insanların ruhen ve bedenen arınmış, dinlenmiş ve tüm duyularının açılmış olmasına fayda etmektedir. Stresle başa çıkmayı öğretmekle beraber stresi azaltmak- yok etmek gibi bir etkisi de vardır.  

Fiziksel çok çabuk ısınma ile spora verimli dinamik bir yapıyla başlamanıza uzun süre sürdürmeye yarar sağladığı gibi konsantreyi   yüksek seviyelerde tutarak, kazanmaya odaklanmak inanmak öz güven kazanmak korkuyu yenmek gibi yönleri lehe çevirir.

Önce sporcuların örnek olmasıyla kısa zamanda kitlelere ulaşacak Yoga Akademi Yoga çalışmaları sayesinde sağlıklı berrak zihin yapısına sahip bir toplum olacağız.  

yilmazparlar@yahoo.com