6 Haziran 2020 Cumartesi

EGD -Perder-Güvenilir Gıda Platformu-Yılmaz parlar


SKAL’dan Turizme Canlılık

Turizmi durduran, Dünya çapında COVID-19 salgınıyla seyahat kaygısı çağında pandemi sonrası, turistlere gönül rahatlığı sağlayacak yeni sanitasyon protokollerin yapıldığı şu günlerde SKAL İstanbul Kulübü, turizmimizi canlandıracak, oteller ve turistik işletmeler için çok önemli “Temizlik ve Hijyen” bilgilendirme, konferansına imza atdı. 


Pandemide Rekor Kolanyanın


Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşen online buluşmada İstanbul Perder Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere “ Tüketici satınalma alışkanlıklarında önemli değişimler var. Özellikle Mart -Nisan arasında evde yemek yapma oranında % 80’e yakın bir artış var. Ayrıca toplam sepet içinde % 40 a yakın gıda, temel ihtiyaç ve temizlik malzemesi alımında artış oldu. Temel gıda ürünlerinde % 50, kişisel bakım ve ev temizlik ürünlerinin satın alınmasında % 40 artış oldu. Kişisel bakım ürünleri içinde ise % 860 artış ile rekor kolonyanın.  Ayrıca mayada  % 430, makarnada %53 lük bir artış oldu.”dedi

Fahiş Fiyatları Engellediler Rafları Boş Bırakmadılar

Pandemi sürecinin başlaması ile tüketim ve satınalma alışkanlıklarındaki değişimler, gözlerin perakende sektörüne çevrilmesine neden oldu.
Güvenilir Ürün Platformu katkılarıyla düzenlenen ‘Perakende Sohbetleri’ toplantısında ekonomi basını  ile bir araya gelen İstanbul  Perder Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere perakende sektörünün güncel durumu ile ilgili soruları yanıtladı.
Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşen online buluşmada İstanbul Perder Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere şunları söyledi.

Perakende Sektörünün Stokları Tam




Pandemi sürecinin başlaması ile özellikle makarna ve kolonya gibi ürünlerin aşırı talebi nedeni birkaç gün piyasada fahiş fiyatlarla karşılaşıldı ancak PERDER olarak çok hızlı davranarak kamuoyuna gerekli bilgilendirmeyi yaptık, fırsatçılara mahal vermeyeceğimizi, stoklarımızın yeterli olduğunu ve paniğe gerek olmadığını ifade ettik.  Bunu da kendimize görev edindik ve süreç boyunca da bu görevimizi doğru bir şekilde yönettik. Ürün tedariğinde de tüm üretici firmalarla istişare de bulunarak vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılaması için çok özverili bir şekilde çalıştık.

Dünya Sağlık Örgütü Eylül-Ekim ayı gibi iki dalga olabileceğinden bahsediyor bizim pandemi sürecinin en başından itibaren hiçbir zaman stok problemimiz olmadı hiçbir şekilde tüketiciyi mağdur etmedik ve ürünle buluşturduk şu an ve ilerisi içinde stoklarımız tamdır.

Marketlerimizde özellikle hijyene çok dikkat ederek hem çalışanlarımızın hem müşterilerimizin sağlığını maksimum seviyede koruduk ve korumaya devam ediyoruz.  Perakende sektöründede yeni normal diye bir tabir oluştu artık hem çalışanlar, hem işleyiş hem de tüketici için düzenlemeler ve değişiklikler var.

% 860 Artışla Rekor Kolonyanın




2019’un ilk çeyreğinde Türkiye’nin toplam tüketim harcamaları 1 trilyon 61 milyon TL bunun %35 ini perakende harcamaları oluşturuyor. Ayrıca tüm sektörlerin toplam cirosu olan 350 milyar TL içinde perakendenin payı %12. Perakende sektöründe toplam çalışan sayısı 2 milyon 720 bin kişi.
Tüketici satınalma alışkanlıklarında önemli değişimler var. Özellikle Mart -Nisan arasında evde yemek yapma oranında % 80’e yakın bir artış var. Ayrıca toplam sepet içinde %40 a yakın gıda, temel ihtiyaç ve temizlik malzemesi alımında artış oldu. Temel gıda ürünlerinde %50, kişisel bakım ve ev temizlik ürünlerinin satınalınmasında %40 artış oldu. Kişisel bakım ürünleri içinde ise %860 artış ile rekor kolonyanın.  Ayrıca mayada  % 430, makarnada %53 lük bir artış oldu.

25 Milyar Tl Ciro

İstanbul PERDER olarak 41 üyemiz ve markamız var. Toplam 30bin çalışanımız, 1716 satış noktamız ve 1 milyon metrekarelik satış alanımız ile halkımıza hizmet ediyoruz. Cirosal büyüklüğümüz ise 25 Milyar TL.

Yeni Alışverişçi Ve Yeni Perakendeci

Yeni alışverişçi ve yeni perakendeci diye iki ayrı kavram gelişti. Yeni alışverişçi daha bilinçli, evinde daha fazla zaman geçiren ve hayatın kıymetini bilen ayrıca hijyen odaklı ve bilinçli beslenen kişi . Yeni perakendeci ise hijyen konusunda çok daha hassas, müşterilerinin ihtiyaçlarını maksimum önlemlerle karşılayan, tüketim alışkanlıklarına ayak uyduran ve kendini uzmanlaşarak geliştiren kişi ve sistemler. Yeni tüketici gerçekten eskiye göre daha bilinçli bunu açık ürünlere olan talebin düşmesinden söyleyebilirim.

Fiyatı en çok artan ürünler sarımsak, zencefil , kağıt grubu ürünler ile kolonya. Bunlar haricinde yüksek oranda artış olan bir ürün olmadığını söyleyebilirim. Satış yöntemlerinde online alışveriş’e kayma var  online satışlar 5 kat arttı.

Alışkanlıkların Değişmesi Sepet Ortalamalarını Arttırdı



2019’un Mart ayına göre %50 ye yakın ciro artışımız oldu. Genel sepet ortalaması 30-35 TL bandında giderken 60-65 TL ortalamasına geldi. Ancak bu artış fiyat artışlarından ziyade satınalma alışkanlıklarındaki değişimlerden. Ev halkından 2-3 kişi alışverişi birden fazla noktadan yaparken şimdi tek kişi tek noktadan hızlıca alışverişini yapıp çıkıyor. Ayrıca alınan ürün adedi arttı.

Yanlış Haberler Sektörü Yaralıyor

Tarlada 1 lira markette 7 lira gibi söylemlerle marketler zan altında bırakılıyor. Çok kar etmek ya da çok fahiş fiyatlarla ürün satmak gibi asılsız söylemler sektörümüze zarar veriyor. Her ürünün çeşidi ve kalitesi  ayrı. Tarlada 1 TL olan salçalık domates ile çeri domates arasında hem kalite hem fiyat farkı var. Perakendeci fiyatı belirleyen merci değildir, perakendeci karını koyarak alıp satandır. Fahiş oranlarda kar koyan ne sektörde ne pazarda barınabilir ayrıca tüketicide talep etmez.

Tarım Bakanlığının Uygulamalarını Önemsiyoruz

Taklit tağşiş listeleri açıklanır açıklanmaz hemen üyelerimize bilgi gönderiyor ve gerekli kontrollerin yapılması konusunda ikaz ediyoruz.  Bu konu bizim için çok önemli Tarım Bakanlığı’nın bu uygulamalarını çok önemsiyor ve destekliyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

31 Mayıs 2020 Pazar

SKAL’dan Turizme Canlılık-Yılmaz parlar Haberi


SKAL’dan Turizme Canlılık

Turizmi durduran, Dünya çapında COVID-19 salgınıyla seyahat kaygısı çağında pandemi sonrası, turistlere gönül rahatlığı sağlayacak yeni sanitasyon protokollerin yapıldığı şu günlerde SKAL İstanbul Kulübü, turizmimizi canlandıracak, oteller ve turistik işletmeler için çok önemli “Temizlik ve Hijyen” bilgilendirme, konferansına imza atdı. 




Geleneksel aylık toplantılarının Mayıs ayı buluşmasını online Zoom toplantı şeklinde gerçekleştiren, Başkanlığını Ayşe Önen’in yaptığı SKAL İstanbul Kulübün 360 derece hijyen konferans konuşmacıları; Diversey Satış Müdürü Ozan Muslu , İş Geliştirme Müdürü Fatih Pullu, Portföy Geliştirme ve Saha Operasyonları Yöneticisi Ödül Özdamar’dı. 

Türkiye'nin turizme kapılarını gönül rahatlığı içinde açılabilmesi için, turistlerin geri dönüşüne hazırlık için hijyen önlemleri ve gereksinimleri belirlediği, Kültür ve Turizm Bakanlığın mecbur tutduğu otellerin ve Turizm işletmelerin sertifika almaları şart. 

Otellerin ve Turizm işletmelerin ve sertifika alabilmesine fayda sağlıyacak son derece önemli olan bilgilendirme konferansına, Başta Başkan Ayşe Önen, As Başkan Can Arınel, Genel Sekreter Selma Tatar, Sayman Mustafa Yalçın, Merve Kadıoğlu Sönmez  Meltem Tepeler, Seyhan Ayel gibi isimlerin oluşturduğu yönetim kurulu, Geçmiş dönem Dünya SKAL Başkanları, Hülya Aslantaş, Salih Çene, SKAL İstanbul Kulübü geçmiş dönem Başkanları, Bahar Birinci, Ata Eremsoy’un ve SKAL İstanbul Kulübü üyelerin, katıldığı zoom toplantıda Başkan Ayşe Önen açılış konuşması yaptı. 




Başkan Ayşe Önen “Geçen ay geleneksel  toplantımızdan çok olumlu geri dönüşler alınca motive olduk. Bu toplantımızda da yine çok önemli, hatta belki bu dönemin en önemli konusunda, uzman konuşmacılarla karşınızdayız. Turizm endüstrisinde; hijyen hep hayati öneme sahipti. 

Hepimiz biliyoruz ki; müşteri ihtiyaç ve beklentileri sürekli değişim gösterse de, değişmeyen tek kriter Temizlik ve Hijyeni Covid-19 bu konunun önemini kat kat artırdı. Artık tüm paydaşlarımızla 360 derece hijyeni konuşmamız, uygulamamız gerek. Bu konuda bizlere yol göstermeleri için en doğru seçimin 95 yıllık geçmişi ile temizlik ve hijyen sektörünün öncüsü, değerli destekçimiz Diversey firması olduğuna karar verdik. Bizleri kırmadılar, sektörün tüm paydaşlarına dokunan bu hayati konu için, kapsamlı bir sunum yapmak üzere  bugün aramızdalar. Aramiza katılmalarından dolayı teşekkür ediyor, sunumlarini yapmak uzere sözü konunun uzmanlarina bırakıyorum.”dedi

Önen “Sunum sonrasında, soru-cevap bölümümuz icin, sorularınızı chatbox’a yazabilisiniz, Bu bölümü, As başkanım Can Arınel koordine edecek.” Şeklinde açıklamalarda bulundu.

Temizlik ve dezenfeksiyonu aynı anda sağlayabilen, ürünlere sahip olan Diversey’in yöneticileri firmaları hakkında kapasite ve ekonomik bilgileri paylaştıkdan sonra; Diversey'in, koronavirüsle mücadele kapsamında önemli rol oynayan ürünleri tanıtdılar. Üniversite, hastane, aile sağlık merkezleri ve oteller gibi iş ortaklarına dezenfektan bağışında da bulunan Diversey, toplumu korumak ve sağlıklı bir yaşam sağlamak için ülkeye destek olmaya devam edeceklerini belirtdiler. Eğitim konusuna da değinen konuşmacılar, Turizme açılabilmemiz için sanitasyon ve hijyen gibi hertürlü hizmeti verebilebileceklerini açıkladılar.
Pandemi sonrası turizmde en önemli faktör olacağı otellere ve diğer hizmet sağlayıcılara Sertifikanın şart koşulu, seyahat edenlerin hijyen standartlarını sağlamalarına yardımcı olacağı gibi, alınan eğitimle daha kolay ve güvenilir bir dizi tedbirin sağlanacağı muhakkak.   
Uluslararası sınırlar açıldığında yüksek hijyen standartlarının turizm için bir öncelik olacağı inancıyla, son zamanlarda konukların ve personelin sağlığını korumaya yönelik salgın sonrası temizlik ve sanitasyon protokolleri büyük otel zincirleri ve havayolları tarafından gerçekleştirilmektedir.  

Pandemiyle en kötü etkilenen tüm büyük ekonomik sektörlerden biri olan turizme yeniden açılmamız için Oteller ve Turizm işletmelerine, restoranlara 130 dan fazla kriter içeren sertifikasyon programı geliştiren Turizm Bakanlığın yanı sıra, Turizm örgütlerinden SKAL İstanbul Kulübü gibi yapılan çalışmalar ve gösterdikleri çaba ile artan belirsizlik zemininde, güncel ve güvenilir destinasyonlarımız önem kazanabilecek.

SKAL İstanbul Kulübünün bu yararlı toplantı bilgilerini tüm Otel ve Turizm İşletmeleriyle ve hizmet sağlayıcılarıyla paylaşacaklarını bildirdiler.

yilmazparlar@yahoo.com

8 Mayıs 2020 Cuma

Lokman Çağırıcı, NALAS'a İkinci Başkan Yardımcısı oldu-Yılmaz Parlar


Lokman Çağırıcı, NALAS'a İkinci Başkan Yardımcısı oldu

Başkan Lokman Çağırıcı’ya önemli görev
Marmara Belediyeler Birliği Başkan Vekili ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Güneydoğu Avrupa’daki 12 ülkeden 14 yerel yönetim birliği ile bunların temsil ettiği yaklaşık 80 milyonluk nüfus ve 9 bin yerel yönetimin oluşturduğu NALAS’ın 2020-2021 dönemi ikinci Başkan Yardımcısı oldu. Görevlendirmeden dolayı onur duyduğunu belirten Çağırıcı, “21 yıllık belediyecilik tecrübemi ve örnek hizmetlerimizi paylaşarak NALAS’ın daha ileriye taşınmasına katkım olacağına inanıyorum” dedi.




Marmara Belediyeler Birliğinin (MBB) üyesi olduğu Güneydoğu Avrupa Yerel Yönetim Birlikleri Ağı (NALAS) 2020 Genel Kurul toplantısı bu yıl Kovid-19 kapsamında alınan tedbirler nedeniyle 27-30 Nisan 2020 tarihleri arasında online olarak gerçekleştirildi. Genel Kurul toplantısına MBB Başkan Vekili ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı da katılım sağladı.
Listeye Türkiye’den giren tek isim

NALAS 2019 yılı faaliyet raporu, 2020 yılı bütçesi ve çalışma planının kabul edildiği toplantıda yeni görevlendirmeler de yapıldı. Bulgaristan Ulusal Belediyeler Birliği’nden Emanuil Manolov’un başkan olduğu yeni yapılanmada Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’ya önemli bir görev verildi. Yeni yönetime Türkiye’den giren tek isim olan Çağırıcı, Güneydoğu Avrupa’daki 12 ülkeden 14 yerel yönetim birliği ile bunların temsil ettiği yaklaşık 80 milyonluk nüfus ve 9 bin yerel yönetimin oluşturduğu NALAS’ın İkinci Başkan Yardımcısı seçildi.
21 yıllık tecrübemi paylaşacağım

Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğini belirten Çağırıcı, “Barış, huzur ve işbirliği anlamında önemli bir platform olan NALAS’ta ikinci başkan yardımcılığı görevine getirilmekten dolayı onur duydum. 13 yılı başkanlık olmak üzere toplam 21 yıllık belediyecilik tecrübemi ve Bağcılar’ı İstanbul’un cazibe merkezi haline getiren örnek çalışmalarımızı paylaşarak NALAS’ı daha ileriye taşınmasına katkım olacağına inanıyorum” dedi.

NALAS niçin kuruldu?
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi ile yakın temas içinde olan NALAS, siyasi olmayan, bağımsız ve çok-kültürlü bir yerel yönetim birlikleri ağıdır. Merkezi Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin başkenti Üsküp'te bulunan NALAS, bölgedeki yerel yönetimlerin kapasitelerinin artırılması için katkıda bulunmakta, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı prensiplerine uygun çalışmaktadır. NALAS’ın üyeleri; Arnavutluk, Bulgaristan, Bosna Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Moldova, Romanya, Sırbistan, Slovenya ve Türkiye’den yerel yönetim birlikleridir. 2001 yılında kurulan NALAS, Güneydoğu Avrupa’daki 12 ülkeden 14 yerel yönetim birliği ve bunların temsil ettiği yaklaşık 80 milyonluk nüfus ve 9 bin yerel yönetimi temsil etmektedir. 2008 yılından beri NALAS’ın tam üyesi olan MBB, NALAS bünyesinde çeşitli alanlarda faaliyet gösteren çalışma gruplarında ve projelerde aktif olarak yer almaktadır
 yilmazparlar@yahoo.com

1 Mayıs 2020 Cuma

Dünya SKAL gününde 28 Nisan 2020 SKAL İstanbul Kulübü,Turizmi Değerlendirdi-Yılmaz Parlar


SKAL İstanbul Turizmi Değerlendirdi 

100'den fazla ülkede 14.000'den fazla üyesi olan SKAL Kulüpleri, 28 Nisan Dünya SKAL gününün 86.ncı kutlaması kapsamında SKAL İstanbul Kulübü üyeleri, online toplantı gerçekleştirdi.
İstanbul Kulübü üyeleri, COVID-19 pandemi sürecinde dünya çapında kilitlenme ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle ağır darbe alan turizm sektörünü değerlendirdi.




28 Nisan 1934’de Paris’te kurulan Seyahat ve Turizm endüstrisinin tüm sektörlerinin profesyonellerini bünyesinde toplayan tek uluslararası organizasyon olan SKAL International’un stanbul kulubün otel, havayolu ve seyahat acentalarını temsilcileri, SKAL İstanbul Kulübü’nün eski başkanları,The Marmara Türkiye Otelleri COO’su Ata Eremoğlu, Emirates Havayolu Türkiye, Bulgaristan ve Romanya Müdürü Bahar Birinci ve Anadol Turizm Pazarlama ve Anlaşmalar Müdürü Patrice Lepkovsk panelde görüş bildirdiler.

SKAL İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Önen, TUROB Başkanı Müberra Eresin, SKAL Istanbul Yönetim Kurulu üyeleri Can Arınel, Selma Tatar, Mustafa Yalçın, Merve Kadıoğlu Sönmez, Meltem Tepeler ve Seyhan Ayel’in katıldığı toplantıda, Panelde pandemi sürecinde turizm sektöründe yaşananlar ile ilgili önemli bilgileri paylaştılar..

SKAL International Istanbul Başkanı Ayse Önen yaptığı açılış konuşmasında; “Covid-19 salgının etkisini en yoğun hissettirdiği alan  hiç şüphesiz Turizm Endüstrisi. Sektörümüzü sıfır noktasına getiren bu türbülans elbetteki dinecek umudumuzu ve inancımızı yitirmeden , müşterinin tercih ve alışkanlıklarının değişeceğini de göz önünde bulundurararak, bütün enerjimizi yeniyi inşa etmek uzerine odaklanacağız.” dedi.



“Durum 2. Dünya Savaşı sonrasındaki duruma benzetiliyor”

Ekonominin tüm dünyada durduğunu belirten Patrice Lepkovski, “Bu zor günleri yavaş yavaş sonlandırmamız gerekiyor ancak bu iş bittiğinde direkt turizme başlanması gibi bir durum söz konusu olamaz. Her şeyden önce turisti gönderecek ülkelerin sınırlarını da açmaları gerek. Böyle uzun bir travma yaşadıktan sonra insanlar seyahat etmeden önce ekonomik durumlarını düzeltmek isteyeceklerdir. Bu durum birçok insanı işsiz ve gelirsiz bıraktı.” dedi.

Emirates Türkiye Müdürü Bahar Birinci ise, “Şu an dünyanın içinde bulunduğu ekonomik durum, 2. Dünya Savaşı sonrasındaki duruma benzetiliyor. IATA her hafta, hava yollarının son durumu ile ilgili bir rapor yayınlıyor. Geçen haftaki analizinde 2019 ile mukayese edildiğinde 2020’de hava yollarının gelirinin, 310 milyar $ düşeceği söyleniyor. Yurt içi uçuşlar yavaş yavaş geri gelebilir ama uluslararası daha zor olacak. Çünkü uluslararası uçuşlar tamamen iki ülkenin de sınırlarını açıp açmamasına bağlı.” Şeklinde  açıklamalarda bulundu



“Yeni normallerimiz olacak”

IATA verilerine göre dünyada toparlanma sürecinin bir seneyi bulabileceğinin öngörüldüğünü belirten Ata Eremsoy, “Mümkün olduğunca çok sayıda arkadaşımızı işte tutmaya gayret göstereceğiz. Kimseyi işsiz bırakmamak ilk hedefimiz. Bu süreçten sonra artık otelcilikte “yeni normallerimiz” olacak. Yönlendirmeler değişecek, sosyal mesafe uygulanacak, termal kameralar gelecek. Hijyen kurallarında yeni standartlar belirlenecek, bunları uygulamayan oteller tercih edilmeyecek.” Sözleriyle otellere gönderme yaptı.

Yurt dışı pazarlardan gelen verilerin de ışığında yeni dönem için gerekli hijyen sertifikasyon çalışmasının detayları için çok yoğun bir şekilde çalıştıklarını söyleyen TUROB Başkanı Müberra Eresin, “Normalleşmenin ne zaman başlayacağını ve tam anlamıyla normalleşme sürecinin ne kadar zaman alacağını tahmin edebilmek maalesef şu anda mümkün değil. Bu süreci salgının gidişatı ve kontrol altına alınması belirleyecektir. Ancak sektörümüz adına iyimser olmak zorundayız ve tüm çabalarımız iyimser tabloya göre devam ediyor. Haziran ayı ortalarından itibaren normalleşme yolunda ilk adımların geleceğini umut ediyoruz.”  Diyerek umutlu olduğunu vurguladı
Ailece seyahatlerde acentelere ihtiyaç duyulacak

Acenteler ve turizm sektöründeki online platformların durumunu değerlendiren Patrice Lepkovski, insanların değişen satın alma alışkanlıklarına dikkat çekerek, “Ailece seyahat etmek isteyenlerin acentelere daha çok ihtiyaç duyacaklarını hissdiyorum. Bu süreçte insanlar kişiye özel seyahat isteyeceklerdir.” Yeni trend belirledi

Türkiye turizmine baktığımızda en fazla Almanya ve Rusya’dan gelen turistlerin durumu göz önünde tutulduğunda İş yapma zorluğu, belirsizlik ön planda.
Almanya’nın turizm sektörüne darbesi dünya çapındaki seyahatlere karşı uyarısı 14 Haziran'a kadar uzatılması.
Dışişleri Bakanları Almanya'nın salgına karşı mücadelesinin "Kaygısız seyahat önerebileceği" bir aşamada olmadığını söylemişti. Ekonomileri bu yıl rekor düzeyde % 6,3 daralabileceği konusunda uyarmıştı.Tarihinin en kötü resesyonunu yaşayacaklarını bildirdiler.
Turizm AB'nin ekonomik çıktısının % 10'unu oluşturuyor ve 27 üye ülke şimdi hem kendi ülkelerinde hem de ötesinde kamu hareketlerine nasıl devam edileceğine karar vermek zorundalar.
Rus turistlere bakdığımızda; İtalya, Türkiye ve Çin Rusya'nın en popüler üç turistik bölgesi.
Rus Tur Operatörleri Birliği hükümete verdiği açık mektup, Tur satışlarının kısıtlanması ve halihazırda satılan turlar için para iade etme ihtiyacı nedeniyle zarar gören Rusya'daki turizm endüstrisinin istikrarına yönelik içeriyordu.

TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, Rusya’ya ve ülkemizde görev yapan 101 ülkenin büyükelçi ve başkonsolosları ile Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), Dünya Ticaret ve Turizm Konseyi (WTTC), Avrupa Tur Operatörleri ve Seyahat Acentaları Birliği (ECTAA) ve diğer yabancı seyahat acentaları birliklerine pandemi süreci ve sonrasına birlik, beraberlik ve temennileri içeren mektup göndermişti.

Birleşmiş Milletlere göre Turizm için zor zamanlar, ancak BM seyahat organizasyonu tatil trafiğinin geri döneceğini tahmin ediyor
BM kurumlarıyla işbirliği yapan Dünya Seyahat Örgütü'nün ( UNWTO ) görüşü Turizm COVID-19 tarafından durma noktasına gelmiş olabilir, ancak küresel GSYİH'nın yüzde 10'unu oluşturan sektör, pandemi ortaya çıktıktan sonra küresel ekonomiyi yeniden ayağa kaldırmaya yardımcı olacak benzersiz bir konumda bulunuyor. Sürdürülebilir ekonomik büyüme alanlarında kaydedilen ilerlemeler geri alınabilir.”

UNWTO turizm endüstrisi ve sektörün daha geniş toparlanma planlarına ve eylemlerine dahil edilmesi için finansal ve politik destek çağrısında bulunuyor.

yilmazparlar@yahoo.com

18 Nisan 2020 Cumartesi

SEKTÖRÜMÜZÜ AYAKTA TUTMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ-YILMAZ PARLAR


SEKTÖRÜMÜZÜ AYAKTA TUTMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ

İnsanlığın, tarihe geçecek büyük bir sıkıntıyla baş etmeye çalıştığı bu dönemde;  bizler de önce sağlığımızı sonra da işimizi korumak, bu hengâmeden sağ salim çıkmak için çalışıp çabalıyoruz.
Hedefimiz, sağlıklı günlere ulaşıldığında, işimize kaldığımız yerden devam edebilmektir. Bu kadar masum ve makul bir hedefe bile kolay ulaşılamayacağının bilincindeyiz.
Sağlıklı ve güçlü ekonomi için turizmin ve turizmin lokomotifi olan seyahat acentalarının, yani mesleğimizin,  ülkemizin geleceğinde önemli bir yer tutacağını görüyoruz.



İstihdamı hızlıca harekete geçirebilmek, bankacılık sisteminde hareketi sağlamak, turizm tesislerini bir an önce açabilmek, turizmin doğrudan etkilediği elliden fazla sektöre hayat vermek; öncelikle seyahat acentalarının etkin ve verimli çalışabilmesine bağlıdır.
Seyahat acentaları olmadan ne tesisler dolar ne de havaalanları… Bu gerçeğin görülmesini ve gereken desteğin verilmesini sağlamak, en önemli, hatta tek hedefimiz…
TÜRSAB olarak, Birliğimize, Vakfımıza ve yönetim görevi üstlenen bizlere yönelik güçsüzleştirme çabaları karşısında tepkimizi daha şiddetli ortaya koymak yerine  bu can pazarı dönemde ülkemizi ve mesleğimizi geleceğe taşıyacak konularla ilgilenmeyi daha doğru buluyoruz.
Bu nedenle hepimizin büyük sıkıntılarla boğuştuğu bu günlerde herkesin; tüm kurumların ve kişilerin, emek ve gayretlerini kişisel çıkar, duygu ve hedeflerden ziyade seyahat acentalarının ve mesleğimizin ayakta kalması yolunda harcaması gerektiğini düşünüyoruz.
Biliyoruz, mal ve hizmet piyasalarına sağlanan; kısa dönem çalışma ödeneği, SGK ve vergi benzeri yükümlülüklerde öteleme, KGF kapsamında kredi, kısa dönem çalışma gibi genel destekler, çok değerli olmakla birlikte, ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli işletmeler olan seyahat acentaları için yeterli olamamaktadır. Ancak, devletimizin mali olarak daha fazla bir destek verememesi halinde bile yapılabilecek işler olduğunu düşünüyoruz.
Bu nedenle taleplerimizi devletimize mali yük getirmeyen hususlarla ilgili de, seslendirmeyi doğru buluyoruz.
Bu kapsamda hazırladığımız ve ilgili makamlara ulaştırdığımız çalışmalarımızı, sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Seyahat acentalarının 2020 yıllık aidatlarının ödenmemesi;
Seyahat acentası işletme belgelerinin devrinin mümkün olması ve işletme rehni ile kredi imkanı.
Tüketici iptallerindeki gayrı adil uygulama ve düzenlemelerin değiştirilmesi.
Havayolu, otel gibi işletmelerle olan sözleşmelerin kriz dönemine uygun hükümlere tabi olmasının sağlanması.
Krizin süresini uzatmamak, her şeyin daha kısa sürede normale dönmesini sağlamak için pazarlama teşvik ve desteklerinin verilmesi
Bu taleplerin bir kısmı kısa sürede halledilebilecek niteliktedir.
TÜRSAB olarak bu taleplerimizi ilettiğimiz kurumlara bu konulardaki tüm çalışmalarımızı aktardık. Sizlere taleplerimiz ile ilgili detayları vermeye devam edeceğim.  Gün uyumadan, yorulmadan çalışma günüdür. Hepinize sevgi ve saygı ile selamlıyorum.
yilmazparlar@yahoo.com

28 Mart 2020 Cumartesi

EGD-Enerjini Güneşten Al, Çevreni Temiz Tut-Yılmaz Parlar


Güneşe Yatırım Gezegeni Kurtarır


Enerji tüketimi insanlığın varlığı için bir ön koşuldur. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, süreyi artırmak ve yaşam koşullarını iyileştirmek için tüketim için mevcut enerjinin bulunması her zaman gerekli olmuştur. Medeniyet tarihi, enerjiyi dönüştürmek, yeni kaynaklarına hakim olmak ve nihayetinde enerji tüketimini arttırmak için yeni yöntemlerin buluş tarihidir. 

Güneş enerjisine geçiş enerji maliyetlerinde kilitlenen enerji üretiminin en iyi yoludur. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü MIT fizik profesörüne göre;  Güneş, dünyanın en bol enerji kaynağıdır ve saniyede 173.000 terawat (trilyon watt) güneş enerjisi üretmektedir. Bu, dünyanın toplam birleşik enerji kullanımının 10.000 katından fazladır ve tekrar tekrar kullanılabilir.  Bu enerji tamamen yenilenebilir. 

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği EGD Medya üzerine düşen görevle Güneş enerjisi yatırımına dikkat çekmek farkındalık yaratmak adına, yıllardır sürdürdüğü ısınma kurultayı çalışmaların paralelinde  “Enerjini Güneşten Al, Çevreni Temiz Tut” Başlıklı panel gerçekleştirdi.

Solar İstanbul Güneş Enerjisi, Enerji Depolama, Elektrikli Ulaşım ve Dijitalleşme Fuarı ve Konferansı kapsamında 12 Mart 2020 Perşembe günü İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen panelin moderatörlüğünü Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim kurul Başkanı Celal Toprak üstlendi. 


GENSED Güneş Enerjisi Sanayicileri Derneği Başkanı Halil Demirdağ, Shura Enerji Dönüşümü Merkezi/ Enerji Sistem Analisti Hasan Aksoy Ekonomist Dergisi Haber Müdürü Talip Yılmaz, Sabah gazetesi enerji editörü Barış Ergin’in panelist olduğu EGD Kurultayına çok sayıda Enerji örgüt temsilcileri, Fuar Katılımcı firma sahipleri, Akademisyenler ve ekonomi yazarlar katıldılar.


Oldukca Hiperaktif geçen verimli toplantıda, EGD Başkanı Celal Toprak Güneş enerjisinin sera gazı ve CO2 emisyonlarını azaltacağını, temiz çevre için yenilebilir enerji Solar sistemin faydalarını ana maddeler altında sıraladıkdan sonra, her zaman kendi elektriğimizi,  yapabileceğimizi, bu da yerel şebekeden enerji satın almak zorunda olmayacağımızı vurguladı. Güneş enerjisi kurmak daha temiz ve teknoloji artıkca daha az maliyetle yatırımların artacağının altını çizdi.






GENSED Başkanı Halil Demirdağ “Güneşe yatırımın çevreye ve cari açığa iyilik olabileceğini dile getirdi. Sabah gazetesi enerji editörü Barış Ergin rakamsal olarak belirdiği çeşitli enerji birimlerin güneş enerjisine olan yatırımın gelindiği noktayı slaytlarla sunumunu gerçekleştirdi
Ekonomist Dergisi Haber Müdürü Talip Yılmaz güneşe yatırımın finansmanı konusunda bilgilerini sundu. Shura Enerji Dönüşümü Merkezi/ Enerji Sistem Analisti Hasan Aksoy Enerji depolama ile ilgili sistemleri hakkında bilgileri paylaştı.




Toplantıda soru cevap kısmında; Antalya’da Şubat 2020’de  gerçekleştirilen Enerji Fuarını organize eden ANFAŞ Yönetim Kurul Başkanı Ali Bıdı Almanya örneklemeleri ile katkıda bulundu.







EGD’nin yatırıma dikkat çekmek istediği yenilebilir enerjilerden Solar sistemin ana madde faydalarına göz atdığımızda;  Güneş su kirliliğini azatlığını görürüz. Güneşin en büyük çevresel avantajlarından biridir.  Güneş enerjisiyle, yerel su kaynakları için neredeyse hiçbir risk yoktur ve bunların çalışması tarım, içme sistemleri ve diğer hayati su ihtiyaçları ile rekabet ederek yerel tedarikleri zorlamaz.



Güneş enerji sonlu kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltır fosil yakıtlar kirli ve tamamen yenilenemez. Bir noktada, basitçe yok olacaklar ya da onları bulma ve çıkarma maliyeti, Nüfusumuz için çok pahalı olacak. Güneşe yönelirsek, azalan kaynakların gerçekliğine karşı korunmanın en iyi yoludur.





Aynı zamanda gezegeni kurtarmak ve değişimi korumak olacakdır. Aslında, aktif olduğu andan itibaren maddi tasarruf sağlarken çevre üzerinde anında ve ölçülebilir bir etkisi olacak

Atmosferi oksijen tüketimi, gaz emisyonları, nem ve partikül madde, hidrosferi su tüketimi, yapay rezervuarların oluşturulması, kirli ve ısıtılmış suyun deşarjı, sıvı atık) ve litosferi fosil yakıtların tüketimi, peyzaj değişiklikleri, toksik emisyonlar etkiler.




Güneş panelleri susuz enerji ya da ekosistem üzerinde olumsuz bir etki yaratır.

Güneş aynı zamanda fosil yakıtlar gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarına bağımlılığımızı azaltmamıza yardımcı olabilir.  Her şeyden önce, yenilenemeyen bu enerji kaynakları hava kalitemizi olumsuz yönde etkileyen birçok kirletici yaratır. İkincisi, sonunda tükeneceklerdir.  Yenilenebilir enerjiye geçişi ne kadar erken ve tam olarak yaparsak, hem çevre hem de türümüz için daha iyi olur.

yilmazparlar@yahoo.com

1 Mart 2020 Pazar

Enerjide Yeni Trendler-Yılmaz parlar


Enerjide Yeni Trendler

ENEREX Antalya Enerji Verimliliği ve Dönüşümü Fuarında, Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazeteciler (EGD)’nin enerji editörleri ve Enerji uzmanları geleceğin fuarına yol haritası oluşturmak için yuvarlak masa düzenlendi. Enerji masaya yatırıldı. 2020 yılı ve sonrası trendler incelendi. Tartışıldı.





EGD Başkanı Celal Toprak Yuvarlak masanın moderatörlüğünü üstlendi. ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı açılış ve sonunda soruları cevaplıyan konuşma gerçekleştirdi.

Her zaman ki gibi hiperaktif idare etdiği panel gibi yuvarlak masa toplantısına da sinerji yaratan Celal toprak fuar konseptini temasını çok uygun bulduğunu enerji verimliği ve dönüşümlü enerjinin etkinliği hakkında kısa ön konuşma yaptı.

Enerji Verimliliği daha az enerji kullanarak istenen sonucu elde etmek anlamına gelir. Böylece, enerji verimliliği enerjinin korunmasıdır.Tasarruf etmek, daha az enerji tüketmek veya kullanımını tamamen bırakmak anlamına gelir. Enerji verimliliğine yönelik çalışmalar teknolojik ilerleme ve gelişme gerektirir. Enerji tasarrufu bir tür erdem olarak düşünülebilir ve elbette var olma hakkı vardır. Ancak, ihtiyaçlarımızı karşılamak için ürün performansında bir artışa yol açamaz. Verimlilik ilerleme demektir. Kaynaklarımızı ve paramızı kurtarabilir.





ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı ilk olan fuarı uluslar arası düzeyde düzenlemelere devam ederek fuar kenti yapmayı buna tüm herkesimin katılması gerektiği anekdotla Almanya’daki ötelin sektöründe fuara ziyaret nedeniyle konaklama fiyata yaptığı indirimi örnekledi.


Yeni trendlerden konuşma ağırlığı enerji depolama değerlendirilmesiydi. Enerji depolama ve daha iyi piller. Yenilenebilir enerjinin en popüler kaynaklarının güvenilirlik eksikliği, güneş PV geceleri çok yararlı olmadığı ve rüzgar enerjisinin rüzgara ihtiyaç duymasıdır. Bu nedenle, "güneş parladığında depolama yapmak", enerji karışımındaki yenilenebilir enerjilerin geleceğini sağlamak için hayati önem taşımaktadır. Daha iyi ve daha uzun ömürlü pillerin yanı sıra yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjiyi depolamanın diğer yollarını geliştirmek için çok fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. İyi enerji yönetiminin ayrılmaz bir parçası, uygulanabilir ve güvenilir depolama sistemleri ve buna bağlı olarak pillerdir.


Diğer trend yapay zeka Enerji endüstrisi de dahil dünyanın birçok endüstrisinde dalgalanıyor. Yapay zeka, enerji şirketlerinin ve tüketicilerinin enerji üretimi ve tüketimindeki eğilimleri belirlemeye ve takip etmeye yardımcı olan verileri toplamasına ve gözden geçirmesine yardımcı olmak için kullanılıyor. Akıllı sayaçlar ve akıllı enerji yönetim sistemleri de yapay zeka entegrasyonundan faydalanıyor.


Blockchain ağları Blockchain teknolojisi enerji endüstrisindeki bir başka heyecan verici gelişmedir. Bu eşler arası ağlar, müşterilerin enerjiyi etkili bir şekilde ticaret yapmalarına yardımcı olur.


Bu enerji şirketleri tarafından veya hatta özel kişiler tarafından kullanılabilir. IoT tarafından desteklenen bu teknoloji, akıllı, enerji tasarruflu cihazların ve  bina yönetim sistemlerinin performansını artırmaya yardımcı olabilir .





Şebeke paritesi esastır. Şebeke paritesi, alternatif bir enerji kaynağı, elektrik şebekesinden gelen güç fiyatından daha düşük veya ona eşit olan yüksek bir elektrik maliyetiyle güç üretebildiğinde ortaya çıkar. Güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla, daha popüler, birçok kamu hizmeti şirketi en kısa sürede şebeke paritesine ulaşmak istiyor. Bu eğilim 2020'de önceki yıllarda olduğu kadar önemli olacak. Bu doğrudan teknolojik ilerlemelere bağlıdır, çünkü şebeke asgari kaynaklarla eyaletler arasında daha verimli bir şekilde yaygınlaştırılacaktır. Bunun yanı sıra, kısa vadeli yatırımlara ihtiyaç duyulmasına rağmen uzun vadede net gelir tasarrufu sağlanacaktır. Bunun çoğu, tüketicilerin giderek artan bir şekilde sürdürülebilir elektrik aramalarıyla dengelenmelidir.


Şebekenin siber güvenliği, Enerji şebekesinin artan dijitalleşmesinin bir dezavantajı, siber saldırılara karşı savunmasızlığıdır. Uyumlu ve sofistike bir saldırı, teorik olarak bir ulusun tüm enerji şebekesini yok edebilir. Blockchain, bu tehlikenin üstesinden gelmeye yardımcı olan sihirli silah olabilir.


Dağıtılmış Enerji Kaynağı (DER). konut, ticari ve endüstriyel segmentlerdeki elektrik müşterilerinin giderek daha fazla para tasarrufu sağlamayı, daha temiz enerji kaynakları kullanmasını, esnekliği sağladığını ve enerji kullanımları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olduklarını  ve özellikle artan devlet yenilenebilir portföy standartlarıyla karşılaşan kamu hizmetlerinin (RPS) ve kurumsal karbon azaltma hedefleri, rüzgar ve güneş gibi değişken kaynakların artan arzının dengelenmesine yardımcı olmak için daha esnek kaynaklar aramanın yanı sıra, en yüksek talebi tıraş etmeye, yeni nesil ve iletim oluşturma maliyetlerinden kaçınmaya ve müşterileri daha fazla meşgul etmeye çalışmaktadır., DER’ler, tipik olarak 1 ila 10.000 kW arasında değişen küçük ölçekli güç üretimi veya depolama teknolojileridir.


Aslında, enerji üretimini ve mümkünse depolamayı merkezsizleştirmenin bir yoludur. Dağıtılmış Enerji Kaynağı (DER) stratejileri ve teknolojileri, 2020'de bazı ilginç gelişmeler gösterecek olmasıdır.


Politika ve enerji politikası. Dünyadaki birçok hükümet, belirli bir tarihe kadar karbondan arındırma yönünde giderek daha fazla baskı yapıyor. Bu tür politikalar, vurgulanan eğilimlerin çoğunun geliştirilmesini sağlayabilir. Bu konular üzerinde konuşmalar gelişti.  Enerji verimliliğinin artırılmasında; ev aletlerinin enerji verimliliğini artırmak, asgari enerji performansları üzerinde kontrol sağlamak ve artan sayıda ev aleti için uygun çalışma standartları sunmak için aktif olarak çözümler geliştirmek ve uygulanmalıdır.


Yakıt tüketimini azaltmayı ve enerji kontrolü, yeşil binalar ve temiz ulaşım gibi karbondioksit emisyonlarını azaltmayı amaçlayan teknolojiler, enerji verimliliğine ve daha düşük CO2 emisyonlarına katkıda bulunan önemli teknolojik araçlar olacağı gibi konular geleceğin teknolojisine ilham veren konuları kapsadı.


Yuvarlak masa soru cevap sonrasında toplu fotografla noktalandı.


 yilmazparlar@yahoo.com