14 Ekim 2023 Cumartesi

İTO 2023 Ekim Ayı Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar


  İTO 2023 Ekim Ayı Meclis Toplantısı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ekim ayı meclis toplantısını 12 Ekim 2023 Perşembe günü gerçekleştirdi. Bayraklı, çoşkulu, İstiklal Marşının gür sesle okunarak başladığı Cumhuriyet Özel Oturumda, Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle özel kutlama etkinliklerini açıkladı.




İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İTO’nun 750 binden fazla üyesine seslenerek, “İstanbul iş dünyamızın en büyük meslek örgütü olan İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) üye tüm üretici ve tüccarımızı, en az yıl sonuna kadar fiyatlarını artırmamaya ve imkanı olanları indirim yapmaya davet ediyorum dedi. 


İto Meclis Başkanı Erhan Erken cumhuriyetimizin günümüze kadar olan süreçte ufuk turu attırdı özetle söyledikleri;

22 Ekim'de yönetimimiz iyi bir program düzenledi. Orada da birlikte olacağız. Ve odamıza yakışır bir kutlama yapacağız



Hepinizin bildiği gibi bir dünya savaşından çok yorgun bir şekilde ve büyük kayıplar da çıkaran ülkemiz. Başta Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşların gayretleri ve kahraman milletimizin üstün lider örgütüyle gerçekleşen

sonrası cumhuriyeti ilan ederek ülkemizde çok önemli toplumsal ve kültürel değişimler yaşandı.


Ekonomik anlamda daha çok devlet eliyle ciddi bir kalkınma hamlesine geçildi.

O sıralarda 1920 iktisadi buhranı vardı. Sağlık sonrasında. Ülkeler yeni yeni toparlanıyordu.

Ama Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki dünya dengesi çok sağlıklı olunamadığından bir yandan da hızlı bir

Dünya Savaşı'na doğru gidiş süreci vardı ve bu savaş patladı.


Biz bu savaşın dışında kaldık ama sonrasında bildiğiniz gibi batı ülkeleri, batı grubunda yer aldık.

Bu tercih yurt içindeki neticesi itibariyle de ekonomide şahsi teşebbüslerin öne çıktığı bir görevin başlangıcı oldu. Dış yatırımlar devreye girdi. Türkiye bu dönemde ekonomik, sosyal, askeri tüm başlıklarda, batılı kuruluşlarda yoğun bir temas etmişiz

ve bir karma ekonomi sistemi ortaya çıkıyor bu dönemde.


Bu cumhuriyetin 100 yıllık dönemi içerisinde esasında sert müdahaleler yaşadık. Ülkenin gelişmesi birçok açıdan ciddi bir şekilde bu darbelerle müdahale sonrasında bir yeni anayasada yeni düzenlemeler oldu ve bu sosyal ekonomik yapının değişmesini de beraberinde getirdi.


60 sonrası planlı kalkınma dönemine geçtik. 80  sonrası hem o dönemin şartları, hem dünya konjonktürü, hem de etkisiyle Türkiye dış dünyayı daha fazla açıldı.

Ihracatımız arttı. Sermaye hareketleri itibariyle uyumlu bir yapı ortaya çıktı dünya ile.. Böyle bir süreç devam etti. 90 lı yıllar hepimizin bildiği gibi nispeten sıkıntılı bir dönem olarak tarihte yerini aldı. Yüksek enflasyon, işte sürekli değişen koalisyon hükümetleri,.

Şimdi artık o dönemin belli bir safhasını yaşıyoruz. Burada tabii önemli nokta şu değil. Türkiye etrafındaki geçtiğimiz yüzyıldaki kökenli coğrafyasındaki değişiklikler çevresindeki

Türkiye'yi çok ciddi oranda etkiledi. Bunu birçok örneği var. Son örneğinde tabii bu Arap Baharı'yla birlikte Suriye'deki gelişmeler İran'da ülkemizde beş milyonun üzerinde bir kişiyi misafir etmek zorunda kaldık. Tabii bu ülke açısından önemli yükler getirdi. Yine dışarıdan etkilerle, PKK'nın uzantısı gruplar ülkemizde çok yorucu faaliyetler yaptılar. Bunun problemleri hala çekiyoruz ve devam ediyoruz.


Yine bu arada bir darbe teşebbüsü yaşadık 15 Temmuz'da. Bu da hepimizi üzen bir hale getirdik. Yüz yılında kalkınma çabalarının yanında darbeler, kalkışmalar ekonomik, siyasi istikrarsızlıklar.

Türkiye bugün 85 milyonluk nüfusu dünyanın ilk yirmi ekonomisi arasına giren ekonomik gücü. Yurt dışındaki beş milyonu aşan vatandaşı tüm badirelere rağmen iyi bir şekilde işleyen demokratik yapısıyla önemli bir ülke olarak bölgesinde ve dünyada yer ediyor.


Ayrıca son yıllarda bu savunma sanayideki yatırımlarda da askeri gücünün itibariyle de ciddi bir pozisyona geldik.

Bu tabii Türkiye'nin gücünün artması hem Türk dünyasında hem de gönül coğrafyamızda ciddi bir ümit kaynağı var. Bunu da yurt dışı gezilerimizin hepsinde görüyoruz. Bu ülkelerden Türkiye doğru olan teveccühü, şimdi geçen yüzyılla ilgili bu genel bakıştan sonra, önümüzdeki yüzyıllarda ne tür meseleler var, ne tür hedeflerimiz olmalı? Birkaç noktayla da onların üstünde durmak istiyorum..

Türkiye yeni bir yüzyıla girerken, ekonomisini daha istikrarlı bir yapıya kavuşturmak durumundadır, ki yakinen izliyoruz. Bununla ilgili ciddi çalışmalar var. Milli gelirimiz yaklaşık 10 bin dolarlar civarında. Biraz yukarı çıkıyor. Biraz aşağı iniyor ama

Bunu uzun yüksek bir yere çıkarabilmek lazım. Yani bu orta gelir tuzağı denen yeri aşmak lazım yeni yüzyılda. Bunu aşamazsak ülkemiz için bu sıkıntılı bir hal. Onun için ne yapmak lazım? Sanayide yapısal bir dönüşüm gerçekleştirmek gerekiyor. Bu önemli bir şey

Bu mutluluk hakikaten ciddi bir hedef olmalı. Katma  değeri yüksek üründen imal edilmesi ve ihracatı önemli bir hedef olarak günümüzde duruyor. Bunlar nasıl artar. Ülkemizin bilim, teknoloji, yenilik alanlarında yatırım yapılması lazım

ARGE faaliyetlerinin daha fazla bir şekilde girmesi lazım.


Önemli başlıklardan bir tanesi de Türkiye'nin demokratik ve sivil bir anayasayı yapabilmesi gerekiyor. Bu meclisin de gündeminde. Burada Türkiye'de farklı eğitim unsurlar çeşitli dini akımlar var ama bu yapı için de aynı zamanda zenginlik teşkil ediyor. Bunlar tarih boyunca bir arada yaşadılar. Hepsinin yeniden kuşatan bir anayasal ve sosyal siyasi yapının oluşabilmesi önümüzdeki yüzyılın önemli noktalarından biri


Ülkemiz genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Bu da geleceği vatana ümit verici teknolojik gelişmelere yatkın bir giriş grubumuz var. Genç insanlarımı var. Bu çok önemli. Ama bunların eğitimleri çok önemli.

Dinamik, üretken ayrıca kendi tarihi, coğrafyası, kültürüyle barışık nesiller yetişmesi için sürdürülebilir devamlı giden bir eğitim sistemine de ihtiyacımız var.

Çünkü 30 milyon gencimiz şu anda tahsil seviyesinde. 20 milyon kontrol etti. Yaklaşık 10 milyona yakın da yükseköğretimle 200 üzerinde üniversitemiz var. Yapısal olarak kuvvetli bir şey ama içerik olarak bunların

yapısının olması şart. Mevcut iş gücümüzün de mesleki açıdan eğitime önem veriyoruz .80 den sonra özellikle küreselleşmenin artması ve daha iki binlerden sonra dijitalleşmeyle birlikte değişik değişim süreci çok kuvvetli. Yani ülkenin önümüzdeki yüzyılda bu değişim sürecine uygun hareketler yapması lazım, yapmamız lazım. Bunlar da önemli problemlerimizin başında geliyor


Cumhuriyetimizin birinci yüzyılını hatasıyla sevabıyla geride bıraktık. Ve yeni bir yüzyıla gidiyoruz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranla ve bugüne kadar bize ulaştıranlara şükran borçluyuz. 



İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İTO'nun kutlamalarını kapsamlı 7 etkinlik üzerine kurduklarını söyledi. Programa göre, İTO, Cumhuriyet’in 7’den 70’e milletin her ferdinde yaşayan bir bilinç olması amacıyla bir iletişim kampanyası hazırlayacak ve bu kampanyada Cumhuriyet’in iş dünyası için ifade ettiği anlamı dile getirecek. 29 Ekim haftası Oda'nın yayınladığı İstanbul Ticaret Gazetesi '100. Yıl özel sayısı' olarak çıkarılacak. Cumhuriyet’in 100. yılı anısına bir 'prestij yayın' hazırlanacak. 22 Ekim’de ise Cumhuriyet resepsiyonu ve senfoni orkestrası eşliğinde bir konser düzenlenecek. İTO'nun Eminönü'ndeki merkez binasının Boğaziçi’ne bakan cephesinde bir ışık gösterisi yapılacak. Ayrıca en az 12 bin adet Türk Bayrağı ve Türk Bayrağı rozeti yaptırılırken, 100. yıl anısına pul ve hatıra para da bastırılacak.


İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İTO’nun 750 binden fazla üyesine seslenerek, “İstanbul iş dünyamızın en büyük meslek örgütü olan İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) üye tüm üretici ve tüccarımızı, en az yıl sonuna kadar fiyatlarını artırmamaya ve imkanı olanları indirim yapmaya davet ediyorum.


Yaptığı yazılı açıklamada, piyasalarda özellikle otomotiv ve emlakta rutin, normal yürüyen bir piyasaya ve makul fiyatlara geri dönülmeye başlandığını kaydetti.


Avdagiç, “Olağanüstü bir dönem geçirdik ve şimdi Ticaret Bakanlığı’nın aldığı tedbirlerle fiyatlardaki spekülatif süreç normale dönme  işaretleri veriyor..


Bazı sektörlerin belirli ürünlerde fiyat artışları yapılmayacağına dair açıklamaları memnuniyet verici, bu indirimleri, tüm sektörlere ve ürünlere yaymalıyız


Ülke olarak enflasyonla mücadelede kritik bir viraja geldik. Rasyonelleşme politikası kapsamında uygulanan politikaların etkileri görülmeye başlandı. Bu virajı birlikte hareket ederek aşacağız.


Yüksek enflasyonun birikimli sonuçlarının ne ölçüde ağır bir fatura çıkardığını hiç unutmamalıyız. Bu yolda beklentilerin bozulmasına izin veremeyiz. Enflasyonla mücadele kararlılığımızı tavizsiz sürdürmemiz gerekiyor. Bunu başarınca, makul sürede tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşacağımıza inanıyorum.”dedi. 



Muzaffer Türk ordusu, 6 Ekim’de son düşman askerinin İstanbul’u terk etmesiyle, bu mübarek şehre girdi. Ve 29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in bize emanet ettiği İstanbul’a sahip çıktı. İstanbul’un işgalci İngiliz ordusu ve müttefiklerinden kurtuluşunun 100. yılını kutluyorum. 'Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe' İstanbul’un ‘Türk ili’ olarak yaşayacağına yürekten inanıyorum.

O tarihte Meclis Başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin hemen ardından Cumhuriyetimizin ilk reisicumhuru seçildiğini hatırlatan Avdagiç,

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, teşekkür konuşmasının sonunda Meclise şöyle seslendi. Milletin teveccühünü daima dayanak noktası kabul ederek, hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.’ İşte, bizim için Cumhuriyet, Atatürk’ün ifadesiyle saadet demektir, başarı demektir, zafer demektir. Milletimize bu üç hasleti yaşatmak için çalışmak demektir” ifadelerini kullandı.

Atatürk liderliğindeki Meclisin 'Türkiye hükümetinin şekl-i hükümeti, Cumhuriyettir' hükmünü anayasaya koyduğunu hatırlatan Avdagiç, "Cumhuriyet, Türk devletini bu coğrafyadan silmek isteyenlere, hatta bu amaçla bize ömür biçenlere, devletimizin ebediyen var olacağını haykıran bir semboldür. Türk tüccarı açısından baktığımızda ise Cumhuriyet, ekonomik bağımsızlık demektir, yerli üretim demektir, kalkınma demektir, 'kimsesiz' kimsenin kalmaması demektir, daha yaygın ve nitelikli eğitim demektir. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmakla yetinmeyip, onun önüne geçmek, bu hedeflerle donanmaktır. Cumhuriyet, ülkemiz ve milletimiz için çalışmak demektir" ifadelerini kullandı.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalara ilişkin olarak, "İsrail devleti, ülkesini savunma adı altında Filistinlilere yönelik katliam uyguluyor. Bölgede İsrail’in sivil halka yönelik bombardımanları derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde savaşın yaygınlaşması gündeme gelecektir. Bu da hem bölge hem dünya için büyük tehlike doğuracaktır. İş dünyası olarak sivil can kayıplardan büyük üzüntü duyuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığının büyük çaba gösterdiği sükûnetin bir an evvel tesis edilmesini dilediklerini kaydetti.

Şekib Avdagiç şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımızın açıklamasının en doğru çıkış ve çözüm yolu olduğuna inanıyoruz: Filistin meselesi hakkaniyete uygun bir şekilde çözülmelidir. Bunun esası da 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğe haiz, başkenti Kudüs olan bir Filistin Devletinin hayata geçirilmesidir. Artık bu gerçeğin ertelenemeyeceğini, Filistin topraklarında Filistin devleti olmadan bir barış olmayacağını herkesin anlaması gerekiyor. Filistin halkı yok edilemez. Filistin halkı, İsrail nüfusuyla çevrilmiş abluka mahallelerde yaşamaya mahkûm edilemez. Artık öfke yerine aklın hakim olması, şiddet yerine barış dilinin konuşulması gerekiyor. Barış bölgeye en doğru yolu gösterecektir." Sözleri sonrası komiteleri hakkında söz alan üyelerin sorunlarına cevap verdi.

yilmazparlar@yahoo.com


26 Eylül 2023 Salı

1.İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı -Yılmaz Parlar


  İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı 

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin (TÜRSAB) iştiraki olan TÜRSAB Fuarcılık Hizmetleri Ticaret A.Ş. tarafından organize edilen ve İBB Kültür A.Ş. iş birliği ile 1. İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı 20-22 Eylül 2023 tarihleri arasında gerçekleşti.



En iyi seyahat markaların sergilendiği fuarda, fırsatların kapısını açan görüşmeler sağlandı.

Seyahat yenilikçileriyle bağlantılar kuruldu. Çözümle paylaşıldı, iş anlaşmaları yapıldı. Markalar çok sayıda ziyaretçiye sergilendi.

Turizm endüstrisi ekonomide özel bir yere sahiptir ve hükümet tarafından ülkenin büyümesindeki ana motorlardan biri olarak kabul edilmektedir. Uluslararası Turizm Fuarlarını bir ilki olan İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı, tüm İstanbul ve Balkan ülkeler tarafların arz ve talebini bir araya getiren, iş yapmanın yanı sıra ülkede turizmin geleceği hakkında değerli bilgilerin paylaşılmasının da mümkün olduğu benzersiz bir değişim platformu oluştu.



Ulaştırma, Konaklama turizmi, Seyahat Hizmetleri, Sağlık ve Spa turizmi, tatil destinasyonları, yaz ve kış turizmi, açık hava turizm destinasyonları, turizm merkezleri, tur operatörleri, seyahat acenteleri ve çok daha fazlasının sergilendiği fuar borsasının faydaları yadsınamaz.

Turizm gelişmsi açısında bir sıçrama tahtası olan Turizm Borsası Fuarları Küresel ekonomide yenilik yapma, büyüme ve başarılı olma baskısının yanı sıra kaliteye dayalı rekabet de son yıllarda önemli ölçüde yoğunlaştı. Turizm Borsası Fuarları  inovasyonu sergilemek ve rekabetle doğrudan mücadele etmek için ideal bir platform sağlamış oldu.


Bu bağlamda gerçekleşen 1. İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarında  TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya  KKTC Cumhurbaşkanı Yardımcısı , Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek,  Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, TÜROB Başkanı Müberra Eresin,  Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dış İlişkiler Danışmanı Mustafa Osman Turan açılış konuşmalarında önemine vurgu  yaptılar. Konuşmalar sonrası protokolun kurdele kesimiyle fuar açılmış oldu.



TÜRSAB standı katılımcıların yoğun ziyaretine mükemmel evsahipliği yaptı.  Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya ,Yönetim Kurulu Üyeleri ve Bölge Temsil Kurulu Başkanları sektör paydaşları ve turizm heyetleriyle toplantılar gerçekleştirdi.

Borsa niteliği taşıyan fuara, 20 ülkeden katılımlar, alım heyetleri ile ziyaretçiler katılım sağladı. B2B olarak organize edilen fuara katılan KKTC, Arnavutluk, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Çin, Hırvatistan, Hindistan, İtalya, Karadağ, Kuzey Makedonya, Kosova, Malezya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Uganda, Ürdün ve Yunanistan gibi ülkelerin turizm endüstrisi çeşitli ülkelerden gelen ziyaretçiler tarafından iş fırsatı yakaladılar.



Fuarın açılışında TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye'nin konumu itibarıyla Asya ve Avrupa arasında bir köprü oluşturduğuna dikkat çekerek, 1. İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı’nın Balkan ülkeleri ve Türkiye arasındaki iş birliklerini arttığını, sosyal ve ekonomik ilişkileri de güçlendirdiğini söyledi. Bağlıkaya "Birbirine coğrafi olarak son derece yakın olan Türkiye ile Balkan ülkeleri arasındaki turizm hareketleri ise henüz beklenen seviyelere ulaşabilmiş değil. Balkan ülkelerinden Türkiye’ye 5,6 milyon ziyaretçi gelirken Türkiye’den Balkanlara giden ziyaretçi sayısı da yaklaşık 2,1 milyon düzeyinde bulunuyor. Buna göre Balkan ülkeleri ile Türkiye arasında 7,7 milyon civarında bir turist hareketliliğinden söz etmemiz mümkün. Balkan ülkelerinde 60 milyonun, Türkiye’de ise 85 milyonun üzerinde kişinin yaşadığını dikkate aldığımızda yaklaşık 150 milyonluk bir nüfustan bahsediyoruz. Bu nüfus büyüklüğünün yanında, Türkiye ile Balkan ülkeleri arasındaki tarihi, kültürel ve ekonomik bağlar düşünüldüğünde turizmde çok daha yüksek rakamlara çıkabilme potansiyeline sahibiz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. iş birliği ile organize ettiğimiz bu fuarımız, turizmde sektörel hacmin ve iş kalitesinin artırılması amacıyla bir borsa niteliği taşıyor.



Bu fuarla hedefimiz; bölgedeki turizm hareketinin daha da hızlanmasını sağlayarak karşılıklı ziyaretçi hacmini ilk etapta 12 milyonun üzerine çıkarmak, sonrasında da daha yüksek seviyelere taşımaktır.Karşılıklı iş birliğini geliştirecek, turizmin gücüyle ivme kazanan dostluk bağlarını daha da güçlendirecek bu önemli etkinliğin; İstanbul’a, ülkemize ve Balkan coğrafyasından fuara katılan değerli turizmcilerimize büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Fuarın Balkan ülkeleri ve Türk turizmine hayırlı olmasını temenni ediyorum.”dedi

 yilmazparlar@yahoo.com



25 Eylül 2023 Pazartesi

Ukrayna Bağımsızlık Günü -Yılmaz Parlar


  Onurla Kutlanan Bağımsızlık Günü

Ukrayna Bağımsızlık Günü 

Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur

Karanlığı Kazanan Hep Işık Olacaktır

İstanbul'un Ukrayna’da bir kardeş şehri var, Odesa şehridir

3501 gündür topraklarımızın bir parçası olan Kırım, Rusya tarafından işgal altındadır.



Dünyada Fiyat olarak değerlendirelimiyen ancak eşsiz bir değeri olan uygar insanın erdemi olan vatan sevgisi uğruna Anavatanı için savaşan, ruhlarında uyum ve özgürlük sevgisi hüküm süren Ukraynalılar, Bağımsızlık Günü'nü kutlama konusunda Atatürk’ümüzün verdiği özgürlük savaşını dile getirdiler. Aynı yolda cesaretleri ve özgürlüğe bağlılıklarıyla zaferi kazanacaklarını bir kere dada dile getirdiler.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu 24 Ağustos Ukrayna Bağımsızlık Günü kapsamında 21 Eylül 2023 Çarşamba günü Yenibosna Pulman Hotelde bir resepsiyon verdi.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi konukları karşıladılar. Etkinliğe İstanbul yabancı Konsoloslar ve temsilcileri, İş, Siyaset dünyasının önemli isimleri olmak üzere, Mini bir konserde veren 2004 Eurovizyon Şarkı yarışma Birincisi Ruslana ve Ukrayna vatandaşları katıldılar.



Şehitlere saygı duruşu ve iki ülkenin Milli marşları çalınması sonrası Igor Pasynchuk’un sunuculuğu üstlendiği program başladı. Kısa bir gece tanıtım konuşmasında sonra Igor Pasynchuk açılış konuşması için Başkonsolos Roman Nedilskyi’yi davet etdi.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi’nin konuşması Özgürlük mücadelesini özel kılan sadece amacına ulaşmış olması değil, aynı zamanda nasıl mücadele edildiği, direnişin temel taşı olan hakikat olması nedeniyle Tam metnini veriyoruz. 

Başkonsolos Roman Nedilskyi “Bugün, Ukrayna Ulusal Bayramı - Ukrayna Bağımsızlık Günü vesilesiyle bu yardım etkinliğinde, cesur Ukrayna halkına, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine, tüm savunuculara, partizanlara, doktorlara, gönüllülere, öğretmenlere, çiftçilere, metalurji uzmanlarına saygılarımızı sunmak için buradayız.

Zaferimizi kendi yönlerinde yaklaştıran herkese... Tüm bu 575 gün süren tam ölçekli savaşta, Ukrayna'nın özü itibariyle güçlü, cesur ve bağımsız olduğunu kanıtlayan insanlarımıza… Farklı olamayız, yapamayız, farklı olmak ta istemiyoruz. 



Sizlerden şimdi Ukrayna'nın özgürlüğü ve bağımsızlığı için savaşan; buna canlarını feda eden kahramanlarımızın anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.

3501 gündür topraklarımızın bir parçası olan Kırım, rusya tarafından işgal altındadır. Ancak, Ukrayna’nın Kırımı teslim olmuyor ve direnmeye devam ediyor. Son zamanlarda hepimiz Sevastopol Körfezi'ndeki Kırım itaatsizlik ateşinin parlaklığını gördük. Bu sadece bir başlangıçtır.



Son bir buçuk yıl boyunca her gün Ukrayna, bağımsızlığını kanıtlamaya devam ediyor. Dünya, bağımsızlığımızın yakılanmayacağına, boğulanmayacağına ve şiddet kullanılarak vurulanmayacağına ikna oldu.

İşgalciler Kahovska barajını patlattılar; Zaporizhzhya nükleer santralını ele geçirip dünyaya nükleer tehditlerle şantaj yaptılar; tahıl koridorunu kapatarak dünyayı kıtlıkla tehdit ettiler. Çocukları öldürüyorlar; kreşleri, hastaneleri ve okulları yok ediyorlar; Nazi rejiminin en iyi geleneklerini benimseyerek filtrasyon kampları yaratıyorlar. Bütün bunlar, güçsüzlükten kaynaklanan agonidir. Ukrayna'yı "üç gün içinde" dedikleri gibi ele geçirme ve yok etme planı başarısız oldu. Bugün Ukrayna kendisini ve tüm dünyayı Kremlin'in cürümünden koruyor. Partnerlerimiz, dostlarımız, ya da askeri bir deyimle asker arkadaşlarımız bu konularda bize yardımcı oluyor.



İstanbul'un Ukrayna’da bir kardeş şehri var: Odesa şehridir. İstanbul bu yaz, geçen yaz da olduğu gibi ikinci kez, her hafta Rusya tarafından bombalanan ve Karadenizin karşı kıyısında bulunan Odesa’dan gelen bir grup Ukraynalı çocukları ağırladı. Bu özel yardımın ve desteğin örneğini neden dile getiriyorum? Çünkü bu örnek, iki şehrin gerçek kardeşliğinin bir simgesidir. 

Bu fırsattan istifade ederek Türkiye’ye, Kırım platformuna katılımından, uluslararası platformlardaki desteklerinden, Bayraktar İHA'larından, çocuklarımızın dinlenme fırsatlarından, insani yardımlardan, hastanelerinizdeki yataklardan, Ukrayna haftasonları okulları için tahsis edilen kırtasiye malzemelerinden dolayı en içten teşekkürlerimi sunarım. Bütün bu destekler çok önemlidir. Bu desteklerinizi hiçbir zaman asla unutmayacağız. 

Bayraktarlar! Dünyanın en tanınmış Türk markasından bir tanesidir. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yarattığı tam ölçekli işgalinin başlangıcında savaş alanındaki durumu köklü bir şekilde değiştiren insansız hava araçları. 

Ayrica, bu otelin sahibi Sayın Saruhan Saraylı'ya da özellikle teşekkürlerimi sunuyorum.  Rusya’nın başlattığı barbar savaşında evlerini terk eden 700'den fazla Ukraynalı kadın ve çocuk, 5 ay boyunca bu otelde ücretsiz olarak konaklandı. Bütün bunlar çok önemli.  Bu desteği asla unutmayacağız



Türkiye'deki depremden etkilenen çocuklara insani yardım götürdüğümüz İstanbul'daki kliniklerden birinin başhekimi "kalplerimiz tek yürek olarak atıyor" çok anlamlı bir ifade dile getirdi. 

Lütfen halkımıza ve ülkemize destek vermeye devam edin. Buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Cumhurbaşkanımız her akşam konuşmalarında askerlerimize, doktorlarımıza, gönüllülerimize teşekkür ediyor.

Bugün tüm Ukraynalı topluluklarımıza, derneklere, tüm Türk dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Hepiniz gelecekteki zaferimizin bir parçasısınız. Zaferimiz muhakkak gelecek. Çünkü karanlığı kazanan hep Işık olacaktır.

Kazanacak Işık konusunu, yardım etkinliğimizin bir sonraki bölümünden bugünkü konuğumuz Ruslana'ya aktarmak istiyorum.

Yıl 2004. Eurovision şarkı yarışmasına ev sahipliği yapan şehir İstanbul. Ukrayna'nın Eurovision şarkı yarışmasına katılımının ikinci yılıydı ve Ukrayna için Zafer kazanılan yılıydı. İstanbul'daki 2004 Eurovision şarkı yarışmasının galibi Ruslana hoş geldin”

2004 Eurovision şarkı yarışmasının Birincisi Ruslana mini konser verdi.

Ruslana sonrası, Grupların ve sanatçıların ses mühendisleri, Ukrayna'daki en iyi etkinliklerde çalışan geniş deneyime sahip DeluxeSound DJ ler 14 yaşındaki mini DJ Benzersiz, özel müzik içerikleriyle süper performasıyla etkinliğe renk katdı.

2004 Eurovision şarkı yarışmasının Birincisi Ruslana  şarkı öncesinde şarkı aralarında ve şarkı sonlarında verdiği mesajlar mükemmeldi. Yüreklere seslendi buruk neşelere dil oldu. Bir kere daha bu vahşet olan savaşı kınarken bir an evvel son bulmasını işgal altından kurtulmalarını kutsal vatan topraklarına kavuşmalarını diliyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com


27 Ağustos 2023 Pazar

ATA Parti Atatürkçü Adaylara Destek -Yılmaz Parlar


  ATA Parti Atatürkçü Adaylara Destek 

ATA PARTİ : “Yerel seçimlerde ; Atatürkçü Türkçü adaylara destek vereceğiz.”

ATA PARTİ Genel Başkanı Namık kemal Zeybek, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in siyasi partilere yaptığı; “Yerel seçimlerde herkes kendi adaylarıyla girsin” çağrısına ATA Parti olarak karşılık verdi.



Yapılan açıklamada ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek ;işleri ivedileştirip yanlış kişilerle örgüt kurmamak için çok titiz davrandıklarını ,bu bakımdan bu yerel seçimlere katılmayacaklarını belirterek ,

“ Biz ,Karşıt Devrim yolunda adım adım ilerleyen İktidar ile , yarım yamalak Atatürkçülük söylemleriyle gerçekte Karşı Devrime dolaylı destek veren Muhalefet Pertilerine karşı kurulan Yüzdeyüz  Atacılarız.

ATA’nın Türk Devrimin çağa taşıyarak Yeniden Türk Devrimi yapacağız.

Bunun için bütün yurtta , partilerine bakmadan ,düzgün kişiliğine , yeterliliğine güvendiğimiz Atacıları , Atatürkçü Türkçü adayları destekleyeceğiz. “ dedi.

yilmazparlar@yahoo.com

21 Temmuz 2023 Cuma

49. KKTC 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı resepsiyon-Yılmaz Parlar


  20 Temmuz Kıbrıs Türkü'nün Var Olması

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi, KKTC'nin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 49. yıl dönümünde KKTC İstanbul Konsolosluk himayesinde düzenlediği resepsiyonda okunan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar mesajında “20 Temmuz Kıbrıs Türkü'nün var olma mücadelesidir.” Anlamında günün mana ve ehemiyetini bildiren sözcüktü. 



Başkanlığını Zehra Bilge Eray’ın yaptığı Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) İstanbul Başkonsolosluğu ile birlikte, KKTC'nin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 49. yıl dönümü münasebetiyle Beşiktaş'taki Yıldız Parkı Çadır Köşkü'nde resepsiyon düzenledi.



Gerçekleşen resepsiyona İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek, KKTC'nin İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ali Sivri ile askeri yetkililer, (TKKTTO ) Kuzey Kıbrıs, Türk Ticaret odası Derneği Başkanı Uğur Özgöker, İstanbul Turizm Platformu  Direktörü  Dr. Şengül Altan Arslan, Başarılı Uluslar arası Avrasya zirveleri düzenleyen  Marmara Vakfı Temsilcisi Engin Köklüçınar, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr.  Hasan Akün başta olmak üzere Kıbrıs gazileri, Dışişleri Bakanlığı temsilcileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi temsilcisi, siyasi parti temsilcileri ve seçkin elit davetliler katıldı.



Resepsiyon başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere  gazilere saygı duruşu ve ardından tüm katılımcıların yükses sesle İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.



Erenköy mücahit Özmen İkibiroğlu tarafından, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın gönderdiği mesaj okundu.



KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın mesajı, "Kıbrıs Türkü'nün var olma mücadelesinde en önemli anlardan olan 20 Temmuz 1974'ün 49. yılını idrak ediyoruz. Kıbrıs Türkü'ne barışı ve huzuru getiren Mutlu Barış Harekatı'nda şehit düşenleri rahmetle yad ederken tüm gazilerimizi de minnetle selamlıyorum." özetindeydi



Resepsiyonda Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şube Başkanı Zehra Bilge Eray yaptığı konuşmasında tüm olayların tarihçesine ufuk turu attırdı. Türklere karşı Rum zorbalığını, EOKA terör örgütünün katliamlarını, Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kuruluşunu ve Kıbrıs Barış Harekatı'nı özetledi.



Kıbrıs Adasında 1974 harekatına kadar giden sürecde  ilk adımlar 1950’li yıllarında başlandı. Rumlar, Yunanistan’a katılmak için çeşitli faaliyetlere girişince Türkiye de meseleye dahil oldu. Adada iki toplumlu bir devletin kurulması için harekete geçildi. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin yürüttüğü görüşmeler sonucunda 1959 yılında Türk ve Rum halklarının ortak yönetecekleri bir Kıbrıs Devleti’nin kurulması kabul edildi. Varılan mutabakata göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör ülkeler oldu. Kıbrıs’ta anayasal düzeni bozmaya yönelik herhangi bir girişimde bu üç devlete müdahale yetkisi verilmiş oluyordu. 



Kıbrıs Devleti kuruldu Barış bir türlü oluşmadı. Rum siyasetçiler, Yunanistan’la birleşme amacından hiç vazgeçmedi. Rumların bu yolda örgütlenerek harekete geçmesi çok sürmedi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçilen Makarios öncülüğünde kurulan EOKA (Kıbrıs Milli Mücadele Örgütü) adlı Rum örgütü, Türklere karşı saldırılara başladı. Ada'da Kıbrıs Türkü'nün sağduyulu ve barışçıl tutumlarına rağmen Rumların, Kıbrıs Türklerinin malına el koyduğu ve işkencelerle şehit edildi. 



Türkiye Cumhuriyeti, 20 Temmuz 1974'te garantör devlet olarak müdahale hakkını kullandı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Kıbrıs Barış Harekatı'na karadan, denizden ve havadan başlamış oldu.

Türk askeri, 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı ile tarihin sayfalarına altın harflerle yazdırdı. Kıbrıs Türkü'nün özgürlüğünü ve bağımsızlığını ilan etdi.



.Zehra Bilge Eray’ın yaptığı konuşmanın duygusal sözleri ise "Vatanımız olan Kıbrıs topraklarına hemen her aileden şehitler ve kayıplar verdik. Özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız için büyük imkansızlıklara rağmen 7'den 70'e çocuk, genç, ihtiyar birlik ve beraberlik içinde direndik ve savaştık. 1974 yılı 20 Temmuz günü, ikinci kez şanlı Türk ordumuzla, Mehmetçiklerle kucaklaşana kadar biz mücahitler, mücadelemize devam ettik.

Bugün birilerinin telaffuz ettiği gibi Kıbrıslı değil, Kıbrıs Türkü'yüz. Kanlarıyla, bayrağı bayrak, Kuzey Kıbrıs'ımızı bize vatan yapan Mehmetçiklere, mücahitlere ve ana vatanımıza sonsuz şükran borcumuz vardır. Dünyaya ve özellikle Kıbrıs'ta ve Türkiye'de duyması gereken herkese haykırıyoruz ki, o bayrak gönderden indirilemeyecek, KKTC, Güney Kıbrıs'a yamanamayacaktır." İfadeleri yoğun alkış aldı.

KKTC'nin İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar da konuşması aynı zamanda veda niteliğinde oldu.

Bandonun icra edeceği Mücahitler Marşı"ndan bir bölümü dokunaklı, gözleri dolarak okudu.



Konsolos Birand Çınar, "20 Temmuz'un 49'ncu yıl dönümü. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'ncü yıl dönümü. Bu tarihler hepimize Türk ulusunun ne yollardan geçip bu noktaya geldiğini, ne mücadeleler verdiğini anlatmaktadır. 11 yıllık bir hak, hukuk, hayatta kalma mücadelesi vardır. Ve bu çerçevede hep hatırlatmak isterim. Birleşmiş Milletler Barış Gücü adaya 1964'te konuşlandırılmıştır. İşte bu mücadelelerden bir tanesi, Kıbrıs Türk halkının 1963-1974 yılları arasında vermiş olduğu varoluş mücadelesidir. İşte 20 Temmuz 1974, bir dönüm noktasıdır. Bu onurlu mücadelede gerisinde. Eğer Rum tarafı Yunanistan'ın söylediği gibi, dünyayı inandırmak istediği gibi, Kıbrıs sorunu 1974'te başlayan bir işgal sorunu olsaydı, o zaman 1964'te Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün Kıbrıs'ta ne işi vardı Bu çerçevede hep hatırlatmak isterim ki BM Barış Gücü, Ada'ya 1964'te konuşlandırılmıştır.20 Temmuz 1974, bu onurlu mücadelede bir dönüm noktasıdır. Gerisinde 11 yıllık hak, hukuk ve hayatta kalma mücadelesi vardır." açıklamalarda bulundu, İstanbul Konsolosluk hizmetinin bitişi ile kısa veda sözleri ile tamamladı.

Resepsiyon "Mücahitler Marşı", "Türk Marşı" ve kahramanlık türküleri eşliğinde sunulan ikramlarla  sona erdi.

yilmazparlar@yahoo.com

20 Temmuz 2023 Perşembe

Körfez Bölgesi Yatırımcıları Zirvesi Kasımda -Yılmaz Parlar


 Körfez Bölgesi Yatırımcıları Zirvesi Kasımda 

Kısa adı UIP olan Uluslararası İşbirliği Platformu (International Cooperation Platform) ile (GCC) Körfez Araştırma Merkezi (The Gulf Research Center) tarafından, Körfez bölge ülkeleri ile Türkiye arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine yardımcı olmak adına düzenlenecek olan “(GCC) - Türkiye Ekonomik Forumu 2023” 12-13 Kasım 2023 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek.



Körfez Bölgesi yatırımcılarını 12-13 Kasım tarihlerinde İstanbul’da buluşturacak olan zirvenin tanıtım toplantısı 19 temmuz 2023 Çarşamba günü İnterContinental Hotelde yapıldı.

Yönetim Kurul Başkanlığını Cengiz Özgencil’in yaptığı Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) çok başarılı, çok etkin verimli “Boğaziçi  zirveleriyle” birlikte bu Ekonomik Forumuda UİP Olarak Ekonomik açıdan Ülkeye çok değer katacak. 

International Cooperation Platform Kurucusu Cengiz Özgencil ile Körfez Araştırma Merkezi (The Gulf Research Center) Başkanı Dr. Abdulaziz Sager’in ev sahipliğinde gerçekleşecek forum; tarım,  gıda, altyapı, ulaşım, lojistik, turizm, finans, yatırım, sanayi ve enerji alanlarında işbirliği fırsatları ve ortak projelere yönelik ağların kurulacağı nitelikte olacak.

Basın Toplantısında UIP Başkanı Cengiz Özgencil, önce UIP Yönetiminde olan The Gulf Research Center yönetiminde olan Gözde Dizdar, Abdülaziz al Ager, Dr. Abdülaziz Sager, Erşat Hürmüslü, ve Dr. Semir Ferraoğlu’nu tanıtdı.

Türkiye ve körfez ülkeleri  güçlü altyapıları, dünyaya entegre ekonomileri, rekabetçi piyasaları ve girişimci ruhuna sahip iş insanları sayesinde ticaret ve yatırımda çok güçlü bir potansiyeli oluşturacağını inandığımız Forumun tanıtım toplantısında Başkan Cengiz Özgencil Şubat Deprem felaketi hepimizi manevi anlamda çok yıktığını, Kimsenin işine zaman ayıramadığını hatda düşünemediğini daha sonraki seçim ortamı nedeniyle yapmasını planladıklerı bu toplantıya bu tarihe ertelediklerini söyledi.

“Şu anda Dr. Semir Ferraoğlu bizim sağlık grubu icra kurul üyemiz. Erşat Hürmüslü, kuruluşdan beri bu UIP’e çok büyük emeği geçmiş. Hepinizin yakında tanıdığı çok değerli büyüğümüz.

Gözde Dizdar hanım da uzun yıllardır bize icra kurul  üyesi olarak destek veren arkadaşımız. 

Dr. Abdülaziz Sager’in konuşması daha anlamlı. Kendisi hem Körfez Bölgesi'yle ilgili bilgiler verecek hem de Türkiye'ye bakış açısını anlatacak.

Bugünkü ortamda körfez bölgesiyle yaptığımız iş birliği bizim için çok anlamlı. Ve altı aylık üzerinde çalıştığımız müthiş birliğe inanıyorum ki Körfez bölgesinden çok önemli yatırımcıların gelmesiyle Türkiye'deki iş dünyasını bir araya getirecek. Ve bu birliktelik uzun soluklu olacağını düşünüyorum.” dedi




Dr. Abdülaziz Sager, İstanbul'da olmak, sevdiği şehirde olmakdan mutluluk duyduğunu, basın mensupların gelmelerinden müteşekkir olduğunu belirtdi. 

Sager, “Yıllar öncesinden gelen tanınmış firmalarımız var. Daha önce de hem misafir olarak hem de konuşmacı olarak pek çok kez katıldım. Cengiz Bey'in yaptığı etkinliklerine hevesle, ilgiyle çok severek izledim. Türkiye'nin tanıtımı için gerçekten elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Çok iyi gözlemliyorum. Buradayken NATO'nun bir konferansında ne yapalım? 

Türkiye için  gerçekten çok çok önemli bir gündü bizim için ve davetle burada olmak benim için ayrıca büyük bir zevkti. Gerçekten forum çok önemli. Özellikle bilgi paylaşımı, kültür paylaşımı, anlamında. 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Arap ülkelerini ziyaret ediyor. Çok çok mutluyuz Cumhurbaşkanı'nın ziyaretiyle birlikte onların bir arada olmasıyla beraber doğru yolumuza da hazırız. Doğru yol ilerlemek aynı işte arabasıyla beraber Togg ile geziyor. Bir milyar dolarlık ekonomik gelişim önümüzdeki 2030 yılında yirmi beş milyar dolara çıkması hedeflendiği için çok değerli üzerine geçip yapıldığını gördük. 


Türkiye'den Arap ülkelerine, Arap ülkelerinden Türkiye'ye Körfez Araştırma Merkezi olarak zaten bu etkinliği yaparken gördük ve onunla birlikte ilerlemek istedik. Kullandığımız iki taraf için de önemli olacağına inandığımız konulara odaklanmak istedik

Finans ve bankacılık zaten şu anda halihazırda dört tane körfezden gelen banka aktif olarak Türkiye'de çalışıyor. Endüstri Turizm ve tabii ki turizm sürekliği..Pek çok körfezle insanla karşılaştım. Gerçekten çok güzel bir Türkiye ekonomisinde şu anda bazı sorunlar zor bir dönemden geçse de, zaten geleceği için büyük potansiyel ve hani geleceği için gelişmeye açık. 


Öncelikle çok iyi, önemli bir insan grubu var. Ciddi bir coğrafyaya sahip, doğru çevreye sahip. bilgiye sahip. Kendi iç pazarı yeterince büyük ve tabii ki çevre yani bölgesel önemli bir pazara sahip.


Büyüme için zaten büyük potansiyele sahip. Zor dönemler oldu mu? Her zaman bir yokuş yukarı gitmesi gerekmeyebilir. Zaten bu gibi şeyler düzelmeyle beraber gidecekler diye düşünüyorum. 


Körfez ekonomisi gayet kuvvetlenerek kendine geldi. Üreticisiyle görüştüm ve bu formun amacını anlatmaya çalıştım ama konuştuğumuzda bu forumun yapılmasında bizim bütün desteğinize sahip olduklarını söylediler ve zaten bu kapsamda da etkinlikle birlikte bir görüşme burada gerçekleşti. Ticaret odalarının da bir mesleğe sahibiz. Birkaç zaten dediğimiz şirketler arası şirketlerin yapacağı iş birliktelik ile birlikte zaten arttıracağımız için ticaret odalarında bu etkileşim çok çok önemli. 



Hedef sektörleri üzerinden pek çok analiz ve akademik paylaşımlarda bulunacağız. Fırsatları değerlendirebilmeleri için yatırımcılara bu fırsatları sunacağız..” şeklinde özetledi  


Gerçektende; Küresel krizle birlikte; Körfez Bölgesi'ndeki bankalarda ciddi anlamda likidite ve maliyet artışı yaşandı. Körfez bankalarının fonlaması sermaye piyasalarından gelmekteydi. Sermaye piyasaları çok ciddi çalkanınca bankaların fonlaması da sarsıldı.. 


Ancak, Küresel kriz döneminde yara alan Körfez yatırımcısının Türkiye'ye olan ilgisinin yeniden artmaya başlıyor.

Türkiye'de enerji, alt yapı, gayrimenkul, sağlık ve perakende başta olmak üzere tüketiciye dokunan her sektörün Körfez yatırımcısının ilgisini çektiğini ve bu alanlarında önemli büyüme potansiyeli görüyorlar.

Türkiye pazarına gerek özel sermaye fonları aracılığıyla, gerek satın alma yoluyla giriş yapmak için yeniden fırsat kollamaya başladıkları görülüyor.

yilmazparlar@yahoo.com


16 Haziran 2023 Cuma

CULPAC, Uluslar ve Kıtalar Barışı Türkiye’ye Şube açtı-Yılmaz Parlar


  CULPAC, Uluslar ve Kıtalar Barışı Türkiye’ye Şube açtı

1979'da Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bir barış medeniyetinin varlığı için kurulmuş olan, kısa adı "CULPAC"  Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi  Genel Müdürü Mfumu Kukıele Santu Danıel Lübnanlı Fahri Konsolos Dani Al Achkar’ı Türkiye Temsilcisi olarak atadı. Adresi tescillendi.



DMW Uluslararası  Diplomatlar Birliği Türkiye Genel Başkanı Ferhat Bozçelik tarafından Diplomatlar birliği Bünyesine katılan Birleşmiş Milletler Barışcıl Elçisi Dani Al Achkar’ın atama rituelinde Eski Başarılı Milletvekili Osman Ceylan, Avrupa Parlamentosu Delegesi Barlar Endre Sandor, DMW Uluslararası  Diplomatlar Birliği Türkiye Genel Başkanı Ferhat Bozçelik, Lübnanlı Fahri Konsolos Dani Al Achkar, hazır bulundular. 

"CULPAC", Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi, Genel Müdürü Mfumu Kukıele Santu Danıel atama rituel öncesi yaptığı konuşmasında “Türkiye Cumhuriyeti'ndeki uluslararası barış elçisi görevlendirme süreciyle ilgili olarak burada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz



Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi kısaca, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki temsilcilik bürosunun kurulmasının resmi tanınması ve uluslararası barış elçisinin akreditasyonunu bugün gerçekleştirmektedir

Bu barışın dünyadaki birçok ülkede tehlikeye girdiği bir gezegende yaşadığımız son derece karmaşık olan bu günlerde söz konusu görevin son derece önemli bir olumlu olduğu ortaya çıkmaktadır. Uluslararası barış elçisinin kendisine tebliğ edilen görevi başarmak üzere kararlılıkla gayret göstereceği umudunu taşıyoruz. Çünkü barış çok değerli bir olgudur.



Olmaksızın yaşamın hangi alanında olursa olsun bir ulusun gelişimi ve serpilmesi için iyi ya da alıcı bir herhangi bir şey yapılamayacaktır. Gezegenimizde demokrasinin ihdasına geçerli şekilde katkıda bulunabilmek üzere, İnsan haklarının yaygınlaştırılmasına katılımı da büyük yararı olacaktır. 

Uluslararası barış elçisi Dani Al Achkar, ulusal ve kıtaların barışı için evrensel konsey genel yönetimi kurumumuzun Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş makamlarının bu konuda bilgilendirilmesi akabinde

Temsilcilik büromuzun oluşturulmasının yanı sıra akreditif mutasyonumuzla da bu programın yerine getirilmesini mümkün kıldığınızdan ötürü sizi kutlamayı ve size teşekkür etmeyi bir borç bilirim . 

Dışişleri Bakanı ile İçişleri Bakanının yanı sıra atanmış olduğumuz İstanbul kentinin belediyesiyle de temasa geçmenizi rica ediyoruz.” Dedi 



Mfumu Kukıele Santu Danıel “Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihini göz önünde bulundurarak ve seçilmiş makamların iyi niyet ve siyasal açık görüşlülüğüne duyduğumuz itimatlar. 5 ve 6 Eylül 2008 -2010  tarihlerinde Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda yapılan Evrensel Barış konferansı kararları uyarınca bu büyük ülkenin oğulları ve kızlarını iş bu önemli proje konusunda bir araya getirecek ve birleştirecek büyük bir konferansın ardından nice aylardadır. Barış kenti İstanbul programını gelecek aylarda organize edeceğiz” açıklamalarda bulundu

Avrupa Parlamentosu Delegesi Barlar Endre Sandor, “Biz destek vereceğiz. Bugün barış ve insan hakları konusunda Avrupa delegesi sıfatımla, 5 -6 Eylül 2018 tarihlerinde Brüksel'de toplanmış olan Avrupa parlamentosunda, uluslararası barış konferansında uluslar ve kıtalar evrensel barış konseyi kararlarına uygun bir şekilde



Türkiye Cumhuriyeti nezdinde uluslararası barış elçisi olarak akreditasyonundan dolayı esansları daha da iyiliklendirmekten mutluyum. Değişen çok sayıda gerilim ve savaşın yanı sıra tüm kıtalardaki çeşitli krizlerin bir sonucu olan gezegenimizin geçirmekte olduğu bu zor dönemde hepimizin aynı safta durması ve insanlığı yok etmekte olan bu tür olaylara dur deme zamanı gelmiştir. Her halükarda dünyada barışı yeniden tespit etmek ve pekiştirmek üzere birlikte çabalamak durumundayız. İstanbul Türkiye'deki akreditasyonuyla uluslararası bahis barış elçisinin temsilcilik bürosunun oluşturulması tüm dünyada barışın makamları tarafından teşviki yolunda bu büyük ülkenin politikasını ortaya koymak yolunda cihetinde önemli bir simgedir.” Şeklinde barışın önemine dayanışmasına vurgu yaptı.

DMW olan  Avrupa Birliği Komisyonunun desteği ile kurulan Uluslararası Diplomatlar Birliğinin Türk Genel Başkanı Ferhat Bozçelik, “Sayın Mfumu Kukıele Santu Danıel sizinle bir yıl önce tanışmıştık. Sayın Dani Al Achkar’a, çok güzel, çok ciddi, çok onursal bir görev verdiniz. Değerli dostuma inanıyorum.

Son üç yıldan beri yaklaşık Türkiye'de ondan önceki çalışmalarını da takip ettik. Ciddi projelere de, işlere de imza attığı için biz de bundan alakalı bir karar aldık. Uluslararası diplomatlar birliği olarak, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kuruluşu olmuştur. 2000 yılında

aynı zamanda da Avrupa İş Adamı Kulübü 25 yıldan beri Avrupa Birliği'ne bağlı olan başkanlığını temsil ediyoruz. 

Yönetim Kurulu toplantısından sonra Sayın Dani Al Achkar,  hem uluslararası diplomatlar birliğine girdi. Avrupa İş Adamı Kulübü Başkanım yönetim kuruluna da almış bulunuyoruz.



Bu arada çok güzel bir şeye değindiniz. Barış dünyada barış olmadığı zaman hiçbir şekil anlamı yoktur. İstanbul'daki yapmak istediğiniz kongreye yüzde yüz Avrupa Birliği olmaktan değil ve aynı zamanda Avrupa İş Adamları Kulübü olarak yüzde yüz desteğimizi vermeye hazırız. 

İstanbul'da seçtiğiniz için tekrar teşekkür ediyorum. Bu da şu anlamıyla; Cumhurbaşkanımızı bildiğiniz gibi şu andaki Ukrayna ve Rusya Savaşı arasında halen diplomasi olarak köprüleri kurmaktadır. Ve barış içinde her şeyi yaptı. Inşallah bu yapacağımız kongreyi Sayın Cumhurbaşkanımızı da davet ederiz.” Şeklinde desteklerini açıkladı

Eski Milletvekili Osman Ceylan, “Böyle sizleri, sizin gibi kıymetli insanları Türkiye'ye getirmekle bizlerle muhatap etmekle Türkiye'ye çok büyük hizmet ettiğinizi düşünüyorum.

Türkiye gerek Türkiye için gerekse bütün insanlık için güzel şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum.

Sayın Genel Başkan, diplomatlar birliği Genel Başkanı ve biz Türkiye için ve bütün dünya için güzel şeylere ışık olabileceğimizi düşünüyorum

böyle güzel işleri başlangıcı için bizi bir araya getiren Sayın Dani Al Achkar’a, özellikle teşekkür ediyorum. Bütün girişimleri yapmak devletin üst makamlarını bu kongreye getirmek için elimizden geleni yaparız. 

Benim sözüm var. Ben kendisinin yapacağı her icraatta arkasındayım. Ve Başkanla beraber, Cumhurbaşkanımızı sayın Tayyip Erdoğan'ı bu toplantıya davet edeceğim.” Sözlerini verdi. 

Ofis kapısına "CULPAC", Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi,yazılı olan metal temsilcilik adresi üzerindeki kağıt çıkarıldı. Ofise protokol sırasına göre tek girildi. Temsilcilik yemin töreni şeref sözü rituel sonrasında sertifika resmi yazılar ve Özel kart takdim edildi.

Aile foto sonrası resmi olarak göreve başlandı.

UNESCO Merkezi olarak UNESCO Kulüpler ve Merkezler Mavi El Kitabı'na uygun olarak başta UNESCO olmak üzere Birleşmiş Milletler'in faaliyetlerinde yer alarak özerk olmak DRCongo'da yer alan ve söz konusu Federasyonun Kurucu üyesi olan CULPAC, barışın, insan haklarının ve kalkınmanın teşviki için çeşitli kültürel, sportif, sosyal, hayırsever ve insani faaliyetler yürütmüştür ve Onurlu Kişiler ve barış için Evrensel Elçiler için tanıma programları gerçekleştirmiştir.

Temsil için seçilen ülkelerin mevzuatlarına göre barış için dünya turu programı ile dünya genelinde CULPAC şubelerinin kurulması, esas alınmıştır.

yilmazparlar@yahoo.com