sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ocak 2021 Pazar

Zulmet Ama Zulmetme


  Zulmet Ama Zulmetme

Ortak Ses, “Zulmet”

Zihnin ve duyuların yaşamı arasındaki aracı olan müzik insanlar için ortak bir dildir. 

Şarkı okurken ağlayabilen, birer yağmur gibi damla damla kalbe sızan, müziğin sesinden doğan yüce heyecanı yansıtan, yüzü güzel harika bir sanatcı Derya Şen hakkında birkaç söz… 



Gerçek duygular kelimelerde değil, ruhtadır.

Pek çok sanatsal yeteneklerine ek olarak var olan sesiyle müzik dünyasının yıldızları arasına giren Tv dizi ve sinema oyuncusu Derya Şen Zulmet melodisiyle bize verdiği mesajlar sonsuzluğun sınırına getiriyor.

“Derya Şen Oyunculuk Atölyesinde”, Zulmet isimli şarkının lansmanını yapan, yetenekli sanatcı, Derya Şen, çeşitli disiplenler yelpazesinden beslenmesinin gücüyle müzik dünyasına yeni ve özgün ses olarak silinmezler arasına adını yazdırdı.

Sanatcı Derya Şen’in Zulmet isimli şarkısı, sözlerine yüklenen mana büyüklüğünü anlama fırsatı verirken, şarkının ruhu günlük yaşamın tozunu adeta temizliyor.

Zulmet şarkıda duyguların özeti vücut bulmuş, hiçbir şeyden bahsetmeden her şeyi söyleyebiliyor. Bilinçlerin derinlemesine nüfuz ederek mesajlar veriyor.

İyi performans, yaratıcılıkla eş anlamlıdır. 

Derya Şen bireysel yorumuyla Zulmet müzik parçasını ruhsallaştırmış. Dinleyicileri ve izleyicileri çevreleyen yaratıcılık, nezaket, ışık, derin sevgi Performansıyla o kadar güzel ve duygulu ki kalblere hitap ediyor, yürekleri ısıtıyor, arındırıyor ve iyiye yönlendiriyor.

Herhangi bir yorum, icra edilen müziğe bireysel bir yaklaşımı varsayar ve bu durumda bestecinin niyetleri, sanatçının bireyselliğinin prizması yoluyla, iç özgürlüğü yoluyla yeniden üretilir. Bununla birlikte, sanat özgürlüğü aynı zamanda iç disiplinle de güçlenir.

Yorum özgürlüğünün, belirli bir sanat kültürüyle gelişen yeteneklere doğrudan bağlı olduğu açıktır. Eserin doğru yorumlanmış olması ve buna bağlı olarak doğru sanatsal imgenin yaratılması yolundaki en önemli anlardan biri olarak, özgünlüğünün doğru anlaşıldığıdır.

İlk aşamada, eserle tanışan sanatçı Derya Şen, eserin tarzına, melodisine, uyumuna, ritmine, biçimine, tarzına ve türüne, müzikal anlatım araçlarına ve aynı zamanda esere dayalı zihinsel bir sanatsal imge yaratmış.

Eserin incelemenin temelinde, diğer performans örneklerini dinleme, aynı zamanda, bilgi analizi ile birlikte, icracı teknik zorluklarıda aşmış,

Sevilen sanatcının varlığı, performansı keyif verirken yaşadığı kalbi en parlak mutluluğu veriyor. Adeta güzel seslerde somutlaşan huzur.

Derya Şen’in samimi olarak söylediği ‘"Zulmet" şarkısı geçmiş ile gelecek arasında bir köprü olup benzersiz eserini harika jestlerin esnekliğiyle boyuyor. Büyüleyici gülümsemesi, romantik, dram  içeriği aklımız havada… diyerek göklere çıkarıyor.


Sanatçı Derya Şen sahneye boşuna çıkmadı. 



15 yıl boyunca, inanılmaz derecede parlak, son derece yakın ve anlaşılır bir sanatçıya dönüşmeyi başardı. Olağanüstü yeteneğini insanlara verdi. Çok haklı olarak sanatçının gerçek amacı, mümkün olduğu kadar çok insanın ismini bilmesi değil, sanatçının olabildiğince çok insana iyilikle dokunabilmesidir."


Şarkı, bir kişinin yaşayabileceği tüm duyguları yansıtıyor. Hem beklenmedik neşeye hem de sessiz üzüntüye neden olabiliyor. Sanatçı Derya Şen’in eşsiz yeteneğiyle sunduğu çarpıcı performansına hayranlık duymamak mümkün değil 


Zulmet Şarkı kimliği Yorum Derya Şen, Yapım; Dark’n dark müzik yapım. Söz ve müzik Derya Karaman Aranjör Emrah Menteş.


yilmazparlar@yahoo.com


13 Aralık 2019 Cuma

Çiğdem Tunç tiyatrosu-3+1 Zombili-Yılmaz Parlar


Zombili’de Donald Trump

Tüm sanatların sentezi denilen, sanat sevgisini gerçekten yansıtan, en erişilebilir sanat olan tiyatronun rengi dediğimiz insanlar tarafından başlatılan bayrak yarışının bitmediğinin göstergesi olarak, tiyatroya dönen Çiğdem Tunç yeni bir oyunu sahneye koydu. Çiğdem Tunç ardı ardına sahneye koyduğu oyunlarla, neslinin sürekliliğine katkı sağlıyor.




Çiğdem Tunç’un “3+1 Zombili” isimli son oyununda misafir sanatcı, ünlü showman, Yavuz Seçkin oyunun finalinde, sadece gala gecesine özel bir sürpriz olarak Donald Trump tiplemesi ile sahneye gelerek renk katdı. 

Galaya Şebnem Schaffer, Nesli Özsoy, Esin Yağmurdereli, Aydan Şener, Neşe Aksoy, Bedia Öztep, Melek Şahin, Devlet Devrim, Süheyl Uygur, Açelya Elmas, Murat Parasayar, Nermin Denizci, Bora Gençer, Nida Şan, Sibel Gökçe gibi isimlerin başda olduğu elit davetliler katıldılar.




Senaryosu, Eray Yasin Işık tarafından kaleme alınan “3+1 ZOMBİLİ”  oyun  Çiğdem Tunç tarafından sahneye konuldu. Tiyatro kimliği şöyle; Oyuncular Çiğdem Tunç, Levent Sülün, Özkan Ayalp, Sema Aras, Deniz Salman, Deniz Değirmenci, Alper Çorumluoğlu,  Soykan Kişioğlu, Ezgi Küçük, Balca Aydoğdu, Savaş Özkartal 

Yönetmen Yardımcılığı Alper Çorumluoğlu, Müzikler Nida Şan, Dekor ve Sahne Tasarımı Cihan Aşar, Afiş Fotoğrafı ve Tasarımı Şahin Tuhan, Kostüm Şinasi Günaydın, J’adore’, Hanzade Günaydın.




Çiğdem Tunç Tiyatrosu’ndan birde duyarlılık göstererek, yaklaşan yılbaşı vesilesiyle hem kendilerinin hem de galaya gelen misafirlerin getirmiş oldukları çeşitli hediyeler, fuaye alanında kurdukları yılbaşı ağacının altında toplandı.

Oluşan hediyeleri Çiğdem Tunç Yılbaşı hediyesi olarak Maltepe Çocuk yuvasındaki çocuklara bizzat vereceklerini söyledi.




2 Perde  120 dakikalık  “3+1 Zombili” oyununun konusu Hilmi Bey Apartmanı Daire 3’de, beş hanımdan oluşan kendi halinde yaşayan ailede;  Ailenin reisi Nur, hem evde kalmış ablasından, hem hiçbir şeyi umursamaz iki kızlarından, hem de demans hastası 94 yaşındaki annesi Refiya hanımın geçiminden sorumludur. Kira ödeme sıkıntısı çeken ailenin gelişen olayları seyirciyi kahkalarla güldürüyor.

Tiyatroda en önemli şey sahnedeki insan ruhunun hayatı oynamasıdır. Tiyatro sahnesinde. oyuncular rolü doğru şekilde tasvir ederse, tüm duyguları tadarsınız. “3+1 Zombili” oyuncuları gerçek davranış kadar rollerini icra ediyorlar. Başarılı performansları parmak ısırtacak kadar mükemmel.

Aslında tiyatro hayattır, Böylece izleyici, kendisinden çok daha fazla duygu iletir, oyuncu ile tek bir bütün olarak empati kurar ve sevinir. Bir toplumun idealleri varsa, bir tiyatroya ihtiyaç duyulur. Bu nedenle Çiğdem Tunç’un misyonu tiyatroyu sevdirme çabaları takdire şayan. Tiyatro sevgisinin meşalesini taşıyanların sayılarının artması dileğiyle oyun ekibini kutluyoruz

yilmazparlar@yahoo.com