Uluslararası İşbirliği Platformu’nun (UİP) düzenlediği 16. Boğaziçi Zirvesi, küresel dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemde, Türkiye’nin hem Avrupa hem Afrika ekseninde artan stratejik rolünü gözler önüne serdi.
Zirvede düzenlenen “Yeni Dünyada Türkiye’nin Yeri ve Avrupa Birliği” başlıklı panelde konuşan DEİK Türk-Alman İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Avrupa’nın yaşadığı ekonomik, güvenlik ve enerji krizlerine dikkat çekerek, “Avrupa’nın kendini yeniden hatırlaması için onu sarsacak güce ihtiyacı var. O güç Türkiye’dir. Türkiyesiz bir Avrupa olamaz.” dedi.
Yalçındağ, “AB artık Türkiye’yi bizden daha çok istiyor ama bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyor”
Yalçındağ, Avrupa Birliği’nin bugün geçmişe göre çok daha kırılgan bir dönemde olduğunu belirterek şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“Avrupa, 18,5 trilyon dolarlık bir ekonomi ama bu gücün karşılığını veremiyor. Güvenlikte ABD’ye, enerjide Rusya’ya bağımlı hale geldi. Türkiye olmadan Avrupa işleyemez. 30-40 yıllık tabularını yıkmadıkça, geleceğini kuramaz.”
Yalçındağ’a göre artık tablo tersine döndü:
“20 yıl önce Avrupa Birliği üyeliğini biz isterdik, şimdi Avrupa Türkiye’yi istiyor ama bunu nasıl ifade edeceğini bilmiyor. Bizim için AB bir hedef değil, bir araç olmalı. Avrupa’nın geleceği Türkiye’siz kurulamaz.”Afrika–Avrasya hattı, Geleceğin büyüme ekseni
Bağış: “Avrupa’nın en büyük umudu savunmada da barışta da Türkiye”
Panelin yorum bölümünde söz alan T.C. AB eski Bakanı ve Başmüzakereci Dr. Egemen Bağış, Avrupa’nın Türkiye’ye olan stratejik bağımlılığını şu sözlerle özetledi:
“Enerjide, güvenlikte, tedarik zincirinde Avrupa’nın Türkiye’siz yaşaması mümkün değil. Avrupa, Türkiye’yi hem koruyucu, hem tedarikçi, hem de barış inşacısı olarak görmek istiyor. Ama masada yer vermemek istiyor. Bu çelişki sürdürülemez.”
Bağış, Avrupa’nın kendi içindeki karar alma mekanizmalarının hantallığına dikkat çekerek, “Bugün Avrupa’da gelecek nesli değil, gelecek seçimi düşünen liderler var. Bu yüzden de vizyon üretemiyorlar. Türkiye, Avrupa’nın unuttuğu stratejik refleksleri hatırlatıyor.” dedi.
“Avrupa Birliği bir barış projesidir. Bugün dünyada en güçlü barış kurucu ülke Türkiye’dir. Dolayısıyla AB’nin içinde yer alması sadece Türkiye için değil, Avrupa için de hayati bir gerekliliktir.”
Zirvenin dikkat çeken bir diğer oturumu olan “Afrika ile Avrasya: Ortak Geleceğin Stratejik Köprüsü” panelinde, Afrika’nın genç nüfusu ve ekonomik potansiyeliyle Türkiye’nin kıtadaki stratejik ortaklığı ele alındı. Güney Afrika eski Bakanı Ebrahim Patel, “Afrika’nın 1,5 milyar genç nüfusu, dünyanın geleceğini şekillendirecek. Bu potansiyelin güvenilir ortağı Türkiye olabilir.” dedi. Konuşmacılar, Türkiye ve Afrika’nın birlikte büyümesinin küresel ekonomide yeni bir denge yaratacağı görüşünde birleşti.
Fatma Şahin, “Planlı şehir hayatta kalır”
Zirvenin keynote konuşmacısı Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, yerel yönetim tecrübesiyle “dayanıklı, yeşil ve planlı şehirler” vizyonunu paylaştı.
Gaziantep’in Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından “Yeşil Şehir” ilan edildiğini hatırlatan Şahin, “Artık şehirler geleceğin devletleri gibi yönetilmeli. Savaşlar su ve enerji üzerinden başlayacak. Biz bu alanlarda erken önlem alan bir şehiriz.” dedi.
Deprem sonrası dayanıklılık çalışmalarına da değinen Şahin, “Altı Şubat gecesi en hazırlıklı şehir bizdik. Planlama disiplini sayesinde Nurdağı ve İslahiye en hızlı ayağa kalkan ilçeler oldu.” ifadelerini kullandı.
Yapay zekâ ve doğal zekâ dengesi, Dr. Ender Saraç’tan dikkat çeken uyarı
“Geleceğin Sağlık Sistemi: Veri, Algoritmalar ve İnsan” panelinde konuşan Dr. Ender Saraç, yapay zekânın doktorların sezgisel gücünü zayıflattığını belirterek, “Yapay zekâyı reddetmek aptallık olur ama onu doğal zekâmızla birleştirmeliyiz. Gerçek şifa, duyguyla başlar.” dedi.
Saraç, “doğal zekâ” kavramıyla insanın biyolojik ve duygusal sezgilerini teknolojiyle harmanlayan yeni bir sağlık vizyonu sundu.
“Veri, Karar ve Güç: Yapay Zekâ ile İşin Geleceği” Panelinde Vizyoner Bir Moderasyon
Zirvenin en çok ilgi gören oturumlarından biri olan “Veri, Karar ve Güç: Yapay Zekâ ile İşin Geleceği” panelinin moderatörlüğünü UİP Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Özsönmez üstlendi. Özsönmez, stratejik derinlik taşıyan soruları ve dengeleyici üslubuyla paneli yalnızca bir tartışma değil, geleceğin iş kültürüne dair kolektif bir vizyon oturumu haline getirdi.
Panelde, İş Bankası Yapay Zekâ Fabrikası CEO’su Can Bakır, BCG Platinion Yönetici Ortağı Mehmet Gökmen, Bahadır Kaleağası ve Prof. Dr. Metin Türkay, yapay zekânın iş dünyasında karar alma, etik ve verimlilik süreçlerine etkisini tartıştı.
Özsönmez’in moderasyonu, oturumu zirvenin en üretken ve ilham verici tartışma platformlarından biri yaptı.
Yeni dünya düzeni, Avrupa’nın denge gücü, Afrika’nın stratejik köprüsü
Zirve genelinde öne çıkan ortak görüş şu şekilde özetlendi:
“Türkiye’siz bir Avrupa eksik, Afrikasız bir Türkiye ise eksik kalır. Geleceğin dünyasında bu iki kıta arasındaki stratejik köprü, Boğaziçi’nden geçecek.”
Özgencil: "Yapay Zeka Artık Dışişleri Bakanlığı Programlarında, Biz de Zirvemize Bu Alandan Konuşmacı Getiriyoruz" "Siyaset Yapmıyoruz, Ekonomi ve Barış için Network Kuruyoruz"
16. Boğazici Zirvesi, 6-7 Kasım 2025 tarihlerinde "Küresel Zorluklar; Yeni Gerçeklere Uyum" konseptiyle düzenlenecek. Zirvenin lansmanı, 27 Ekim 2025 Pazartesi günü Intercontinental Hotel'de UIP Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Özgencil'in ev sahipliğinde bir basın toplantısıyla gerçekleştirildi.
Toplantıda, UIP Kurucu ve Yönetim Kurulu BaşkanıCengiz Özgencil, zirve hakkındaki bilgileri paylaştı. Soru cevap kısmında Küresel ekonomik dalgalanmalar, yapay zekanın etkisi ve Türkiye'nin bölgesel barışa yönelik potansiyel rolü üzerinde yoğunluk kazanan konu masaya yatırıldı.
Markalaşma ve Network Vurgusu
Toplantının açılışında konuşan UIP Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Özgencil, Türkiye'nin markalaşma yolculuğunda, özellikle komşu ülkelerde önemli adımlar attıklarını ve emeklerinin karşılığını görmeye başladıklarını ifade etti. Zirvenin, katılımcıların network ağlarını büyütmek için önemli bir fırsat olduğunun altını çizen Özgencil, "İnsanlar daha çok görüşmelerine devam ediyorlar. Bu tür toplantılara değer verilmeli" dedi.
Yapay Zeka ve İnsanlık Ödülleri Öne Çıkıyor
Özgencil, bu yılki zirvede yapay zekaya özel bir ağırlık vereceklerini belirterek, "Artık hiçbir ülkenin Dışişleri Bakanlığı programı yapay zekasız olmuyor. Askeri alandan sağlığa tüm sektörler bu konuda hazırlık yapıyor. Biz de bu kapsamda Avustralya ve Amerika'dan alanında iddialı konuşmacılar getiriyoruz" açıklamasını yaptı.
Bir diğer dikkat çeken başlık ise, mültecilere yönelik yardım ve destek veren kurum ve bireylere verilen "İnsanlık Ödülleri" oldu. Özgencil, bu ödüllerin 6 yıldır verildiğini ve bu sene de Türkiye'den bakanlık düzeyinde katılımlar beklediklerini sözlerine ekledi.
Basın Toplantısından Öne Çıkanlar & Soru-Cevap
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özgencil, zirvenin siyasi bir etkinlik olmadığını vurgulayarak, "Hiçbir zaman siyasete girmedik. Dünya ekonomisi ve barışı ile ilgili paneller yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Barış Rolü: "Dünya barışıyla ilgili Türkiye neler yapabilir?" sorusu üzerine, bu konunun zirvede konuşulacağını ve değişen küresel gerçekler ışığında uyum stratejilerinin araştırılacağını belirtti.
Somut İş Birlikleri: Zirvenin "görünmez" network tarafının yanı sıra somut iş anlaşmalarına da ev sahipliği yaptığını, Katar ve diğer ülkelerden firmalarla Türk şirketleri arasında görüşmeler yürütüldüğünü aktardı.
Yatırım İlgi Odağı: Yurt dışından gelen katılımcıların özellikle otel, inşaat ve sağlık sektörlerine yatırım ilgisi olduğunu dile getirdi.
Türk Turizmi ve Rekabet: Yunanistan adalarındaki turizm çeşitliliğine atıfta bulunarak, Türkiye'nin bu konudaki potansiyelini daha iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade etti.
Sonuç Bildirgelerine Resmi Yanıt: Bir gazetecinin, zirve sonrası hazırlanan sonuç bildirgelerinin ilgili bakanlıklara gönderilip gönderilmediği ve bir dönüş alınıp alınmadığı sorusuna Özgencil, "Resmi cevaplar gelmiyor" yanıtını verdi. Ancak bakan yardımcıları düzeyinde katılımların ve farkındalığın arttığını sözlerine ekledi.
Katılım ve Kapsam
Özgencil, bu yılki zirveye 38 ülkeden büyükelçi ve 63 ülkeden toplam katılımcının iştirak edeceğini açıkladı. Zirvenin, dünyaya farklı alanlardan önemli mesajlar vereceğini vurguladı.
Bakanlardan Zirveye Katılım
Zirveye Türkiye’den üst düzey katılım da dikkat çekiyor. Hazine ve Maliye BakanıMehmet Şimşek ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Boğaziçi Zirvesi’nin ilk gününde yer alarak küresel ekonomik dengeler, ticaretin dijital dönüşümü ve sürdürülebilir finans stratejileri üzerine önemli mesajlar verecek.
İlk Yarım Gün Programı
Cengiz Özgencil, Kurucu, UİP, Türkiye Zirvenin açılışında Cengiz Özgencil, küresel dönüşümün merkezinde “insan, teknoloji ve dayanışma” üçgeninin önemini vurgulayacak.
Açılış Konuşmaları – Dünyadan Birlik Mesajı
Dr. Talal Abu-Ghazaleh, Onursal Başkan, UİP, Ürdün
Rona Yırcalı, Onur Kurulu Başkanı, UİP, Türkiye
President Dr. Ingo Friedrich, Avrupa Ekonomik Senatosu Başkanı, Almanya
Muktesh Kumar Pardeshi, Hindistan’ın Türkiye Büyükelçisi
Şeyh Khalifa bin Jassim bin Mohammed Al Thani, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Katar
Tekreth Kamrang, Ticaret Bakan Yardımcısı, Kamboçya Krallığı
Faisal Al-Fayez, Senato Başkanı, Ürdün
Eduardo Duhalde, Eski Cumhurbaşkanı, Arjantin
Ömer Bolat, Ticaret Bakanı, Türkiye*
Açılışta konuşacak liderler, yapay zekâ, dijital dönüşüm, küresel ticaret ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında uluslararası dayanışma çağrısında bulunacak.
Dünya İnsanlık Ödülü Takdim Töreni
H.R.H Turki bin Talal bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Prensi
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanı,
İnsanlığa hizmet eden liderlere verilen “Dünya İnsanlık Ödülü”, küresel barış, dayanışma ve insani kalkınmaya katkı sağlayan isimleri onurlandıracak.
Panel; Yeni Dünyada Türkiye’nin Yeri ve Avrupa Birliği
Moderatör: Sedat Ergin, Gazeteci ve Yazar, Türkiye Panelist: Mehmet Ali Yalçındağ, İş İnsanı, Türkiye Yorumcu: Dr. Egemen Bağış, T.C. Avrupa Birliği Eski Bakanı & Başmüzakereci
Panelde Türkiye’nin AB ilişkilerinde yeni dönem vizyonu, ticaretin dijitalleşmesi ve Avrupa’nın stratejik dönüşümüne katkıları ele alınacak.
Panel: Afrika ile Avrasya – Ortak Geleceğin Stratejik Köprüsü
Afrika’nın yükselen potansiyeli ile Türkiye’nin Avrasya’daki stratejik rolünü bir araya getiren bu oturum, ticaret, inovasyon, gıda güvenliği ve kültürel diplomasi başlıklarında kıtalararası iş birliğini tartışacak.
Keynote Konuşmacı:
Prof. Dr. Usman Bugajee, Nijerya Başkan Yardımcısı Başdanışmanı
Moderatör:
Ebrahim Patel, E. Ticaret, Sanayi ve Rekabet Bakanı, Güney Afrika
Panelistler:
Dr. Ramatsamela Masango, Genel Müdür, Ario, Güney Afrika
Mandla Dube, Kurucu ve Yönetici, Pambili Media, Güney Afrika
Atupele Austin Muluzi, Cumhurbaşkanı Adayı, Malavi
Haroon Kalla, AMKA Products SA Direktörü & Üreticiler Birliği Başkan Yardımcısı, Güney Afrika
Panel, Afrika–Avrasya hattında ortak üretim, dijital iş birliği ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini masaya yatıracak.
Yapay Zekâ, Diplomasi ve Gelecek Odaklı İş Birliği
Zirvenin ilk yarım günü, geleceğin dünyasını şekillendirecek yapay zekâ merkezli oturumların habercisi olacak. Katılımcılar, teknolojik dönüşüm sürecinde “insan odaklı inovasyon” ve “yeni gerçeklere uyum” konularında yol haritası çizecek.
Boğaziçi Zirvesi 2025: “Birlikte Düşün, Birlikte Dönüş”
Gerçekleşecek zirve, İstanbul’u bir kez daha küresel aklın buluşma noktası haline getirecek. İki gün boyunca eş zamanlı paneller, özel oturumlar ve uluslararası iş birliği görüşmeleriyle geleceğin dünyasına yön verilecek.
Güvenli Ürün ve İhracat Zirvesi'nden Önemli Mesajlar: "Güvensiz Ürüne Tolerans Yok"
Bakan Yardımcısı Ağar'dan Net Mesaj, "Türk Malı İmajını Zedeyelene 2.4 Milyon TL Ceza"
Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracat, sadece rakamlarla değil, arkasındaki emek, kalite ve güven hikayeleriyle değer kazanıyor. Düzenlenen bu zirve, "kahraman" vurgusuyla tam da bu noktaya parmak basıyor.
İklim riski, küresel rekabet ve maliyet dengeleri gibi zorluklara rağmen üretmeye ve dünyaya açılmaya çalışan firmalarımızın desteklenmesi, ülke olarak kalkınmamızın olmazsa olmazı.
Bu bağlamda, "güvenilir ürün" vurgusunun öne çıkması ve bu konuda caydırıcı tedbirlerden bahsedilmesi, ihracatımızın sürdürülebilirliği açısından son derece kritik. Bu zirve, rakamların ötesine geçerek, ihracatımızın gerçek mimarlarını görünür kılmak adına atılmış önemli bir adım.
İhracatın Kahramanları Florya'da Taçlandı
Güvenilir Ürün Platformu tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Güvenilir Ürün Zirvesi, "İhracatın Kahramanları" temasıyla 1 Ekim 2025 Çarşamba günü Florya Crowne Plaza Hotel'de gerçekleştirildi.
12 farklı ülkeden kamu ve özel sektör temsilcileri ile çok sayıda KOBİ'yi bir araya getiren zirve, hem yeni ticaret fırsatları sundu hem de Türkiye'nin ihracat gücünü pekiştirecek görüşmelere ev sahipliği yaptı.
Zirvenin açılışında konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, ürün güvenliği ve kalite standartlarının önemine vurgu yaparak, "Türk malı imajına zarar veren firmalara toplam 2,4 milyon TL idari ceza uyguladık" açıklamasını yaptı. Ağar, güvensiz ürün ihracatı yapanlara yönelik caydırıcı önlemlerin süreceğinin altını çizdi.
İhracat Rakamlarında Dev Artış
Bakan Yardımcısı Ağar, Türkiye'nin ihracat performansına ilişkin çarpıcı verileri de paylaştı. 2002'de 36,1 milyar dolar olan toplam ihracatın yaklaşık 270 milyar dolara, tarım ve gıda ürünleri ihracatının ise 3,7 milyar dolardan 32,6 milyar dolara yükseldiğini açıkladı. Ağar, Kanada'ya su ürünleri ve Filipinler'e kanatlı et ihracatındaki kısıtlamaların kaldırıldığını müjdeleyerek, yakın zamanda Çin'e yapılacak resmi heyetle yeni pazar açılımlarının hedeflendiğini ifade etti.
Gıda, Jeopolitik Bir Unsur Haline Geldi
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz ise tarım ve gıdanın 21. yüzyılda ekonomik bir konunun ötesine geçerek jeopolitik dengeleri belirleyen stratejik bir unsur haline geldiğini söyledi. Kopuz, "Küresel rekabette asıl değer, işlenmiş ve katma değerli ürünlerimizi uluslararası pazarlara taşımaktan geçiyor" diyerekk katma değerli üretimin altını çizdi.
Üretim Gücümüzü Ortaya Koyduk
İMES Başkanı Kemal Akar, zirvenin ülkenin üretim gücünü ortaya koyduğunu ve sanayicileri onurlandırdığını vurguladı. Akar, "Bugün burada sadece bir zirvenin açılışını yapmakla kalmıyor, aynı zamanda ülkemizin üretim gücünü, alın terini ve emeğini temsil eden kahramanlarımızı da onurlandırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Zirve kapsamında, Türkiye'nin üretim gücünü uluslararası pazarlara taşıyan isimlere "İhracatın Kahramanları" ödülleri verildi. Gün boyu süren paneller, workshoplar ve B2B görüşmelerin ardından sahiplerini bulan ödüller, geceye damgasını vurdu.
Ödül Alan İsimler Şöyle;
Günhan Ulusoy (Ulusoy Un), Fatih Eke (Nigella), Senur Akın Biçer (Arnica), Celal Kadooğlu (Kadooğlu Holding), Hulusi Oğuz (Oğuz Holding), Çetin Tecdelioğlu (Civtec Civata), Orhan Aydın (Askon), Turgay Terzi (Art Desıgn), Mustafa Kürlek (Köklü Zeytincilik), Süleyman Orakçıoğlu (Orka Holding), Dr. Özgür Akın (Akınsoft), Abdullah Arslan (Sanayici), Kemal Bektaş (Sanayici), Aydın Dinçol (Sanayici), Şükrü Kayıkçı (Sanayici), Ahmet Ünlü (Sanayici), Cevdet Sarı (Sanayici)
Zirve, "kahraman" vurgusunun ötesinde, Türk ihracatının geleceği adına somut adımların da konuşulduğu bir platform oldu.
"Güvenilir ürün" kavramının sadece bir slogan değil, pazara girişin en önemli şartı haline geldiği günümüzde, Bakan Yardımcısı Ağar'ın açıkladığı denetimler ve cezalar, bu alandaki kararlılığın göstergesi.
Öte yandan, İSTİB Başkanı Kopuz'un da işaret ettiği gibi, hammadde olarak sattığımız ürünleri katma değerli hale getirip markalaşmak, küresel rekabetteki asıl sınavımız. "İhracatın Kahramanları Projesi" gibi girişimlerin, bu zorlu ama bir o kadar da değerli yolculukta üreticilerimiz için bir kılavuz, bir motivasyon kaynağı olmasını diliyoruz.
Unutulmamalıdır ki; bugün ödül alan her bir isim, aslında Türkiye ekonomisinin görünmeyen direkleridir.
Ümit Özdağ’ın Bu Konuşmasını Tekrar Hatırlamak Zorundayız
Türkiye’de cesur olmak, yalnız kalmayı göze almak demektir. Prof. Dr. Ümit Özdağ, bu cesareti gösteren ve Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini siyasi arenada korkusuzca savunan ender liderlerden biridir.
3 Ocak 2023 tarihinde yaptığı bu tarihi konuşma, sadece bir siyasi beyan değil, Türk milletine yapılan bir çağrıdır. Hatırlamak, hatırlatmak ve yeniden düşünmek zorundayız. Çünkü bu konuşma, bir milletin yeniden uyanışının manifestosudur.
Tarihi Konuşmanın Önemi
3 Ocak 2023 – Türk Milletine Sesleniş Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, Türk milliyetçiliği ve Atatürkçülük ekseninde yaptığı bu konuşma, sadece siyasi rakiplere değil; sessiz kalanlara, görmezden gelenlere ve unutmaya meyilli olanlara da net bir mesaj içeriyor.
Özdağ’ın Haykırış
“13 Milyon Sığınmacıya Sessiz Kalan Türk Milliyetçisi Olamaz”
Özdağ, Türkiye’deki demografik işgale karşı sessiz kalanları doğrudan hedef alarak, milletin gözüne perde çekilmesine isyan etti.
“Türk Milliyetçiliğini Ayaklar Altına Alanlarla Siyaset Yapılmaz”
Erdoğan’ın “PKK ile açılım” politikasına değinerek bu çizgide yürüyenleri Türk milliyetçiliğinden dışladı.
“Atatürk’e Ayyaş Diyenlerle Aynı Masaya Oturulmaz”
Havaalanlarından, tesislerden Atatürk’ün adını silenlerle iş tutanlara karşı net bir çizgi çekti.
“Zafer Partisi, Atatürk’ün Kurduğu Cumhuriyetin Son Kalesidir”
Zafer Partisi’nin ideolojik kökenini Orhun Abideleri’nden Gaspıralı’ya, Ziya Gökalp’e ve Atatürk’e dayandırarak, Türk milliyetçiliğinin tek siyasi temsilcisi olduğunu vurguladı.
“Federasyon Hayali Kuranlar Türk Milliyetçisi Değildir”
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na atıfta bulunarak, federatif yapıya kayan zihniyeti eleştirdi.
“Siyasetin Eşantiyonu Değiliz”
Türk milliyetçilerinin siyasette görmezden gelinmesine sert bir tepki gösterdi.
Son Direnç Hakkı, Zafer Partisi
Zafer Partisi’nin, örtülü istila olarak nitelediği sığınmacı akınına karşı Türk milletinin “ilk ve son direnç hakkı” olduğunu belirten Özdağ, tüm Türk milliyetçilerini ve Atatürkçüleri bu saflarda birleşmeye davet etti.
Ümit Özdağ’ın Arkasındaki Akademik Güç
Siyaset bilimi profesörü olan Ümit Özdağ, sadece bir siyasi figür değil, aynı zamanda akademik bir otoritedir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyopolitik sorunları sahadan gelen bir bilgi birikimi ile yorumlayan nadir liderlerdendir.
Almanca ve İngilizce’yi ileri düzeyde bilen, yurtdışında eğitim almış ve birçok alanda akademik katkı sunmuş bir lider olarak, sahici ve bilimsel temellerle hareket etmektedir.
Bugün yaşadığımız sorunları görebilmek için sadece iyi bir lider değil, aynı zamanda cesur bir yürek gerekir.
Prof. Dr. Ümit Özdağ, bu yüreği ve bilgeliğiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için hayati önemde bir mücadele veriyor.
3 Ocak 2023 tarihli bu konuşma, tarihe bir not, geleceğe bir manifestodur. Hatırlamak, hatırlatmak ve harekete geçmek zorundayız.
Konuşmanın Tam Metni;
Sevgili Türk Milliyetçileri, Sevgili Atatürkçüler,
Cumhuriyetimizin bir Türk devleti olduğunu ifade eden 1924 Anayasası’nı reddeden kişi, Türk milliyetçisi değildir; Atatürkçü hiç değildir.
Etnik ve mezhepsel kimliklere siyasal kimlik vereceğini vaat ederek yola çıkan birisi Türk milliyetçisi olamaz, Atatürkçü de olamaz.
Bugün ülkemizi 13 milyon sığınmacı ve kaçağın istilasına uğratırken ses çıkarmayanlar da Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.
“PKK ile Erdoğan’ın yaptığı açılımdan daha iyisini yapacağız” diyenler, Türk milliyetçisi olamaz, Atatürkçü değildir.
Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alanlarla siyaset yapanlar Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü de değildir.
Atatürk’e “ayyaş” deyip ismini havaalanlarından ve kamu tesislerinden silenlerle bir araya gelenler, Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.
“1921 Anayasası” diyerek, “Kurtuluşa evet, kuruluşa hayır” diyenlerle; Türkiye’yi Arap demografik işgaline sokanlarla yürüyenler de Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.
Atatürk’ün bastırdığı bir isyan nedeniyle ona “soykırımcı” diyen adamı milletvekili yapan Atatürkçü olamaz. Atatürk’e “kefere” diyen birini milletvekili yapan kişi, ne Türk milliyetçisidir ne Atatürkçüdür.
Atatürk’ün kurduğu millî devleti, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ile federalleştirmeye çalışanlar da Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.
Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olan millî, üniter ve laik devlet fikrinin siyasetteki tek temsilcisidir.
Zafer Partisi, Orhun Abideleri’nden Gaspıralı İsmail, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp çizgisine; oradan da Atatürk’ün önderliğinde şekillenen Türk milliyetçiliği siyasal projesinin bugünkü yegâne taşıyıcısıdır.
Zafer Partisi; kirletilmek, etkisizleştirilmek ve yok edilmek istenen Türk milliyetçiliğini, Atatürk çizgisinde 21. yüzyıla taşımayı hedefleyen tek partidir.
Bu anlamda Zafer Partisi, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin fikir merkezidir. Aynı zamanda Türk milliyetçiliğinin son direnme ve savunma hakkıdır.
Zafer Partisi, ülkemizi iç savaşa sürüklemeyi ve “Büyük Kürdistan”ı kurmayı amaçlayan stratejik göç mühendisliği karşısında da Türk milletinin ilk ve son direnç hakkıdır.
Sevgili Türk milliyetçileri, sevgili Atatürkçüler;
Bölücü örgüt HDP kadar değer verilmeyen, siyasette adeta eşantiyon muamelesi gören Türk milliyetçilerini ve Atatürkçüleri;
Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş ilkeleri temelinde savunmak üzere Zafer Partisi’ne davet ediyorum.
“Oylarını nasıl olsa bize verecekler” diye küçümsenen tüm Türk milliyetçilerini, tüm Atatürkçüleri; Zafer Partisi saflarında birleşmeye çağırıyorum.
100 sene önce ordularıyla Anadolu’yu işgal eden emperyalizmi yenilgiye uğratan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde;
Bugün 13 milyon sığınmacı ile gerçekleşen örtülü istilaya karşı tek başına mücadele eden Zafer Partisi’nde yer almaya sizleri de davet ediyorum.
Yaşasın Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Büyük Türk Milleti’nin Zaferi!
BTM "Supernova" ile 21. Yüzyılın Girişimcilik Çağını Başlattı
“Her girişim bir yıldızdır. BTM ise o yıldızların parladığı evrendir.”
İstanbul Ticaret Odası’nın vizyonuyla kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), 2025 yılının ilk Sahne XL etkinliğini görkemli bir temayla gerçekleştirdi.
“Supernova.” Etkinlik sadece yılın değil, yüzyılın ikinci çeyreğinin de ilk sahnesi oldu. Ve bu sahne, parlayan fikirlerle, ışık saçan girişimcilerle doldu.
Mehmet Develioğlu,
“Girişimcilerimiz, ekonomimizin süpernovalarıdır!” BTM Sahne XL’in açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu, etkileyici sözleriyle girişimcilere ilham verdi:
“Supernova, bir yıldızın en parlak anıdır. Bizim girişimcilerimiz de işte o anı yaşıyor. Onlar, sadece BTM’yi değil, ülkemizin geleceğini de aydınlatıyor.”
Develioğlu, BTM’nin yalnızca bir merkez değil, girişimciliğin Türkiye’de parladığı bir yıldız kümesi olduğunu vurguladı.
“Zihinlerinin en parlak anının ürünlerini bu sahnede görüyoruz. Girişimcilerimiz, Türkiye’nin sıçrama noktasıdır.”
Dr. Önder Kul,
“Her fikir bir yıldız gibi doğar, sabırla büyür ve sonunda bir süpernova gibi patlar.” BTM Genel Müdürü Dr. Önder Kul, fikirlerin evrimini şiirsel bir dille özetledi:
“Zorluklar olur, karanlık olur. Ama vazgeçmeyenler, bir gün kendilerini, takımlarını ve bazen dünyayı dönüştürür.”
Kul, büyük bir müjde de verdi.
Startup World Cup Türkiye ayağı bu yıl BTM’de yapılacak
Pegasus Tech Ventures desteğiyle dünyanın en büyük girişimcilik yarışmalarından biri olan Startup World Cup, Türkiye’nin en parlak girişimcilerini Silikon Vadisi’nde bir araya getirecek ve 1 milyon dolarlık yatırım ödülü için BTM’den yola çıkacak!
Sahneye Çıkan Girişimler,
“Geleceği Bugünden Kodlayanlar”
Etkinlikte 13 girişim sahne aldı, 21 girişim stant açtı. Hepsi de Türkiye’nin yaratıcı gücünü temsil eden cesur ve yenilikçi fikirlerle izleyenleri etkiledi.
Kiraala – Paylaşım ekonomisine konum bazlı yenilik ReLUfy – 30+ yapay zeka modeliyle veri zekâsı ExportAlfa AI – KOBİ’ler için dijital ihracat asistanı innovRES – Kişiselleştirilmiş solunum rehabilitasyonu Vegg Foods – Bakliyattan yumurta taklidi: BBYA Tinnimizer – Kulağınız için kişiselleştirilmiş ses terapisi Bvaluator – 1 milyon+ veriyle yapay zekâ girişim değerleme Qbit Proje – Entegre verimlilik ve otomasyon sistemleri Kitchenest – Bulut mutfakla sanal restoranlar Fikogya – Su ekosistemi için çevre teknolojisi TeklifPro – Yeni nesil çift yönlü B2B ticaret STEP4 – AB uyumlu ESG risk yönetimi platformu Devfilo – Lojistikte komisyonsuz, entegre çözüm
Herkes için Müzik: Müzik Eğitiminin Demokrasi Devrimi
Etkinliğin en dikkat çeken girişimlerinden biri ise “Lidyanka” çatısı altındaki "Herkes için Müzik" oldu. Proje sahibi Fulya Çelikel, girişimini şöyle tanımladı.
“Müzik yetenek değil, bir iletişim biçimidir. Biz herkesin erişebileceği bir müzik okuryazarlığı inşa ediyoruz.”
Herkes için Müzik, müzik eğitiminin bireysel ayrıcalık olmaktan çıkıp toplumsal faydaya dönüşmesini sağlıyor.
Yapay zekâ destekli, video temelli, MEB uyumlu, yaşa göre özelleştirilebilen bu platform, müzik eğitimini demokratikleştiriyor.
Geleceğe BTM’den Bakın
“Supernova” teması yalnızca bir etkinlik ismi değil, BTM’nin vizyonunun özüdür. Her girişim bir yıldız gibi doğar, BTM’de parlamaya başlar ve sonunda birer galaksiye dönüşür.
BTM, Türkiye’nin girişimcilik gökyüzündeki en parlak yıldızıdır. Bu yıldızın ışığıyla parlayan her girişim, yalnızca kendi geleceğini değil, ülkemizin kalkınma hayalini de aydınlatıyor. Supernova sahnesi, yalnızca fikirlerin değil, umutların patladığı yer oldu.”
İnsan Kaynaklarında Devrim Niteliğinde Bir Gün Daha
Seda Mızraklı’ya alkışlar, zirveye övgüler yağdı…
İstanbul’un kalbinde düzenlenen Global HR Summit 2025, ikinci gününde insan kaynakları, teknoloji ve liderlik kavramlarını tarihin en parlak zihinleriyle buluşturdu.
Bu zirvede yalnızca bir etkinlik değil, adeta bir vizyon devrimi yaşandı.
Ve elbette, bu eşsiz organizasyonun mimarı olan Seda Mızraklı Ferik… O sadece bir zirve başkanı değil; modern iş dünyasının rotasını çizen, ilham veren bir lider. KREA M.I.C.E. ve KREA Digital’in kurucusu olarak, bu dev organizasyonu bir şölene dönüştürdü. Katılımcılar nezdinde, adeta sahnede parlayan bir yıldız gibi izlendi.
Açılış Seda Mızraklı’dan, İlham Dalgası Tüm Güne Yayıldı
Zirvenin ikinci günü, Seda Mızraklı’nın içten ve vizyon dolu açılış konuşmasıyla başladı. Dinleyen herkesin içinde bir ışık yaktı. İşte o konuşma, yalnızca bir açılış değil, geleceğin iş dünyasına atılan güçlü bir adımdı.
Küresel Düşünürlerden Altın Değerinde Konuşmalar
Sir Andrew Likierman (London Business School) sanal katılımıyla karar verme mekanizmalarında doğruluk ve içgörüye ışık tuttu.
Florin Petrescu insan odaklı liderliğin yapay zekâ çağında nasıl şekillenmesi gerektiğini detaylıca anlattı.
Bahadır Kaleağası küresel jeopolitiğin iş dünyasına etkisini büyük bir vizyonla aktardı.
"İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi, Küresel Krizler Çağında Yeni Stratejiler"
Bahadır Kaleağası’ndan Çarpıcı Uyarılar, "Şirketler Artık Jeopolitiği İçselleştirmeli"
Paris – Institut du Bosphore Başkanı ve strateji uzmanı Bahadır Kaleağası, "İş Dünyası, Jeopolitik ve Ötesi" başlıklı konuşmasında, küresel sistemdeki radikal dönüşümleri analiz ederek iş dünyasına ve politika yapıcılara kritik mesajlar verdi. Marie Curie’nin "Korkmamak ve anlamaya çalışmak" sözünden yola çıkan Kaleağası, "Artık ekonomiyi jeopolitikten, bilimi diplomasiden ayıramayız" dedi.
Parçalanmış Küreselleşme, Yeni Riskler ve Fırsatlar
Kaleağası, küreselleşmenin "stratejik kırılganlıklarla dolu" yeni evresini şu başlıklarla özetledi:
Ekonomik zincirler = Risk zincirleri: Tedarik ağları artık jeopolitik gerilimlerden doğrudan etkileniyor.
Yarı iletkenler ve kritik hammaddeler: ABD-Çin rekabetinin odağında; şirketler için "kaynak güvenliği" öncelik haline geldi.
Dijital sistemler ve uzay teknolojileri: Refahın taşıyıcısı olduğu kadar "hibrit savaşların" hedefi.
Yapay zekâ ve kuantum bilişim: Belirsizlik yaratan ancak "büyüleyici" bir gelecek vaat ediyor.
"Şirketler, yatırım ve üretim kararlarını artık sadece piyasa koşullarına göre değil, jeopolitik analizle almalı" uyarısını yaptı.
Jeopolitik Artık Yönetim Kurullarında
Kaleağası’nın altını çizdiği 5 çarpıcı gerçek:
"Jeopolitik analiz, finans ve pazarlama kadar kritik bir yönetim kurulu gündemi."
Ukrayna savaşı, pandemi ve Orta Doğu krizleri, karşılıklı bağımlılığı gösterdi: "Hiçbir küresel sorun tek başına çözülemez."
Liderlik, kaba güçle değil; "yenilik, iş birliği ve öngörü" ile şekillenmeli.
Avrupa’nın rolü, Demokrasi, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma, insanlığın geleceğini belirleyecek.
Güven krizi, Kurumlara ve kamusal söyleme duyulan güvenin yeniden inşası şart.
Çözüm Önerileri, "21. Yüzyılın Yönetişim Araçları"
Kaleağası, yol haritasını 3 maddede paylaştı:
Uluslararası yönetişim reformu, 20. yüzyıl kurumları (BM, Dünya Bankası vb.) artık yetersiz.
Mini çok taraflılık, Esnek iş birlikleri (örneğin; kritik madenler ittifakları).
Bilim ve diplomasi sinerjisi: NASA’da kara delik görüntüleyen Prof. Feryal Özel’in "Merak edenler geleceği kazanacak" sözünü hatırlattı.
Türkiye-Fransa-EÜ Diyaloğunun Önemi
Paris Bosphorus Enstitüsü’nün çalışmalarına değinen Kaleağası, "Bilgi ve kolektif zekâ artık jeostratejik varlık. Fransa, AB ve Türkiye diyaloğu, krizleri aşmada kilit rol oynayabilir" dedi.
"Korkmamak İçin Anlamalıyız"
Kaleağası, konuşmasını Marie Curie’nin sözleriyle tamamladı: "İlerleme berrak bir bilinç ister. Daha az korkmak için daha çok anlamanın zamanı."
Kaleağası’nın mesajı net,"Yeni dünyada ayakta kalmak için disiplinlerarası düşünmek ve kolektif hareket etmek şart."
Ahmet Akın ise dinleyenleri “insan yüzlü robotlar mı, robot yüzlü insanlar mı?” sorusu ile düşündürdü.
Yapay Zekâ, Nörobilim, Duygusal Zeka… Her Şey Masadaydı
Günün ilerleyen saatlerinde sahnede:
Dr. Hamira Riaz, iş ve insan kaynakları stratejileri arasındaki uçurumu nörobilimle nasıl kapatabileceğimizi gösterdi.
Aydın Erdem, çalışanların değişen sosyolojisini verilerle ortaya koydu.
Sezin Mızraklı Avalin, yapay zekâ ile duygusal zekânın çarpıştığı sessiz savaşta kimin kazanacağına dair çarpıcı bir vizyon sundu.
Zihin mi Kazanacak, Yürek mi? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı
Sezin Mızraklı AvalinKonuşmacı, B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı
"Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı"
Sezin Mızraklı Avalin’den Çarpıcı Analiz: "İnsanlık ve Teknoloji Dengesini Kurmalıyız"
B2B Satış ve Stratejik Pazarlama Danışmanı Sezin Mızraklı Avalin, "Zihin mi Kazanacak, Yürek mü? Yapay Zeka ile Duygusal Zekanın Sessiz Savaşı" başlıklı konuşmasında, yapay zekanın insan hayatına etkilerini kişisel deneyimleri ve tarihsel perspektifle ele aldı. Avalin, teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde "insani değerlerin korunması" gerektiğini vurgulayarak kritik uyarılarda bulundu.
Kişisel Hikaye, "Yapay Zeka Teşhisi mi, İnsani Dokunuş mu?"
Avalin, geçen yıl yaşadığı sağlık sorununu örnek göstererek teknoloji-insan dengesinin önemine dikkat çekti:
"Doktorum, teşhisi yapay zeka destekli görüntülemeyle koydu ancak ardından gözlerimin içine bakarak 'Merak etmeyin, yalnız değilsiniz' dedi. Bu insani temas, psikolojik olarak beni rahatlattı."
Yapay zekanın "soğuk" bir şekilde hastalığı bildirmesinin yaratacağı travmaya karşı, "Duygusal destek olmadan teknoloji yetersiz kalır" dedi.
Yapay Zekanın Tarihsel Yolculuğu: "Leonardo da Vinci’den Günümüze"
Avalin, yapay zekanın kökenlerini Leonardo da Vinci’nin 1495’te tasarladığı robotlara kadar götürerek şu tarihsel dönüm noktalarını paylaştı:
1997’de IBM’in Deep Blue’su, satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yendi.
2011’de Siri, 2016’da sohbet robotları insanlarla etkileşime başladı.
2026 projeksiyonu, Yapay zeka çözümlerinin 500 milyon+ insanın hayatını değiştirmesi bekleniyor.
İnsan Kaynaklarında Yapay Zeka, "Operasyonel Verimlilik ama Duygusal Zeka Şart"
Avalin, iş dünyasında yapay zeka kullanımına ilişkin çarpıcı tespitler yaptı:
"Bordro süreçlerinden aday taramasına kadar yapay zeka verimlilik sağlıyor. Ancak çalışanların %70’i, yöneticilerinin 'duygusal zeka' göstermesini bekliyor."
Z Kuşağı (1995-2009 doğumlular) için anında erişim ve sosyal duyarlılık vurgusu:
"Onlar için 'çevreye duyarlı şirketlerde çalışmak' maaş kadar önemli."
Kritik Uyarılar, "Yapay Zekayı Doğru Kullanmanın 4 Yolu"
Avalin, geleceğe dair şu stratejileri önerdi:
"Yapay Zeka ile Savaşmayın, İş Birliği Yapın":
"Satranç turnuvalarında artık 'insan+makine' takımları kazanıyor. Beraber çalışmalıyız."
"Akışkan Olun":
"Eskiden kasetler vardı, şimdi Spotify var. Kurumlar da esnek ve dinamik olmalı."
"Zaman Kazandıran Teknolojileri Hayata Entegre Edin",
"Yapay zeka rutin işleri halletsin, insanlar yaratıcılığa odaklansın."
"Doğru Soruları Sormayı Öğrenin":
"Bilgiye ulaşmak kolay ama doğru soruyu sorabilmek artık en değerli beceri."
"Dengeyi Kurun"
Avalin, "Yapay zeka teşhis koyabilir ama hastaya 'geçmiş olsun' diyen bir doktor olmalı" diyerek sözlerini tamamladı. Vurgusu nettir,
"Teknolojiyi reddetmeyin ama insanı da unutmayın. Kazanan, bu dengeyi kurabilenler olacak."
.
Günün farklı panellerinde Vodafone, Pegasus, Unilever, LC Waikiki, ING Türkiye gibi dev şirketlerin insan kaynakları liderleri, geleceğin liderlik ajandalarını masaya yatırdı.
İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı Paneli,
“İşveren Markasında Dönüşüm Zamanı, Liderlerin Vizyonu, Stratejik Yol Haritası ve Geleceğe Bakış,” başlıklı panelde sektörün önde gelen isimleri, işveren markası dönüşümüne yönelik stratejilerini paylaştı. Moderatörlüğünü KREA M.I.C.E. Kurucu & CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in üstlendiği panelde, LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, ING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı ve Tiryaki Agro İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Murat Boğahan önemli açıklamalar yaptı.
Esneklik ve anlam arayışı yeni nesil çalışanların beklentisi. Aile şirketi kültürü, aidiyeti güçlendiriyor. Yapay zekâ ve insan iş birliği, geleceğin iş modellerini şekillendiriyor. Türk şirketleri, küresel işveren markası olma yolunda hızla ilerliyor.
ING Türkiye, "Esneklik ve Anlam Arayışı İşveren Markasının Temel Taşı"
ING Türkiye’nin İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, dijital dönüşüm ve esnek çalışma modellerinin işveren markasındaki önemine dikkat çekti:
"Kendimizi bir teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Çalışanlarımız için 'Burada hayatını yaşa' mottosuyla esneklik sunuyoruz."
Pandemi sonrası çalışanların %60'ının hibrit modeli talep ettiğini belirterek, ING’de ayda 6 gün ofis zorunluluğu olduğunu, ancak bunun takım motivasyonu ve inovasyon odaklı kurgulandığını vurguladı.
"Yeni nesil, anlam arayışı olan işler istiyor. Teknolojiyi etkin kullanan, sosyal etkisi yüksek şirketler tercih ediliyor."
Tiryaki Agro, "Aile Kültürü ve Sahada Olmak Fark Yaratıyor"
Tiryaki Agro İK Başkan Yardımcısı Murat Boğahan, şirketin 70+ ülkede tarım ve lojistik operasyonlarıyla küresel bir marka olduğunu hatırlatarak, "Bizim için aile kültürü ve sahada aktif olmak kritik" dedi.
Deprem bölgesinde hızlı aksiyon alarak 5 konteyner kent kurduklarını ve çalışanlarının bu sürece gönüllü katıldığını paylaştı.
"Liderlerimiz, sadece talimatları uygulayan değil, sorgulayan ve katma değer yaratan ekipler istiyor."
Afrika ve Orta Doğu’daki zorlu coğrafyalarda çalışanlarının aidiyet duygusunu samimiyetle beslediklerini vurguladı.
LC Waikiki, "Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Dönüşüm"
LC Waikiki CHRO Bahattin Aydın, perakende devinin 60+ ülkede 60 bin çalışanla büyüdüğünü belirterek, "Geleceği şekillendirmek için yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ediyoruz" açıklamasını yaptı.
"Artık organizasyon şemalarında 'avatarlar' (dijital çalışanlar) yer alıyor. İnsan+yapay zekâ iş birliği kaçınılmaz."
Çalışanlarda "işimi kaybeder miyim?" endişesini ortadan kaldırmak için "Akıl ve Kalp" temalı bir dönüşüm stratejisi uyguladıklarını anlattı.
"Yapay zekâ becerisi olan adayları deneyimli olanlara tercih ediyoruz. Türkiye’den küresel bir marka çıkarmak hedefimiz."
Türk Şirketleri Küresel İşveren Markası Olma Yolunda
Panelde öne çıkan ortak vurgu, "insan odaklı dijital dönüşüm" oldu. ING’nin esnek çalışma modeli, Tiryaki Agro’nun saha deneyimi ve LC Waikiki’nin yapay zekâ stratejisi, Türk şirketlerinin küresel işveren markası olma yolundaki adımlarını gösterdi.
Moderatör Seda Mızraklı Ferik, "Bu panelde iki Türk markasının (LC Waikiki ve Tiryaki Agro) yanı sıra ING gibi küresel bir oyuncunun Türkiye’den liderlik etmesi gurur verici" diyerek sözlerini tamamladı.
Günün son keynote konuşması ise efsanevi eğitmen ve yazar Ahmet Şerif İzgören’den geldi. Anlam, etik ve liderliği merkezine alan bu kapanış konuşması ayakta alkışlandı
Global HR Summit 2025’in ikinci günü, yalnızca bilgi ve içgörü değil, aynı zamanda duygu, vizyon ve liderlik dolu bir deneyim sundu.
Bir gazeteci olarak şunu gururla söyleyebilirim, Bu zirve, yalnızca bir etkinlik değil, bir akıl fırtınası, bir ilham patlamasıydı. Seda Mızraklı’nın liderliği altında bu zirve, Türkiye’nin iş dünyasında ve küresel HR arenasında “olmazsa olmaz” bir marka haline geldi.