İTO 2023 Ekim Ayı Meclis Toplantısı
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ekim ayı meclis toplantısını 12 Ekim 2023 Perşembe günü gerçekleştirdi. Bayraklı, çoşkulu, İstiklal Marşının gür sesle okunarak başladığı Cumhuriyet Özel Oturumda, Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle özel kutlama etkinliklerini açıkladı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İTO’nun 750 binden fazla üyesine seslenerek, “İstanbul iş dünyamızın en büyük meslek örgütü olan İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) üye tüm üretici ve tüccarımızı, en az yıl sonuna kadar fiyatlarını artırmamaya ve imkanı olanları indirim yapmaya davet ediyorum dedi.
İto Meclis Başkanı Erhan Erken cumhuriyetimizin günümüze kadar olan süreçte ufuk turu attırdı özetle söyledikleri;
22 Ekim'de yönetimimiz iyi bir program düzenledi. Orada da birlikte olacağız. Ve odamıza yakışır bir kutlama yapacağız
Hepinizin bildiği gibi bir dünya savaşından çok yorgun bir şekilde ve büyük kayıplar da çıkaran ülkemiz. Başta Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşların gayretleri ve kahraman milletimizin üstün lider örgütüyle gerçekleşen
sonrası cumhuriyeti ilan ederek ülkemizde çok önemli toplumsal ve kültürel değişimler yaşandı.
Ekonomik anlamda daha çok devlet eliyle ciddi bir kalkınma hamlesine geçildi.
O sıralarda 1920 iktisadi buhranı vardı. Sağlık sonrasında. Ülkeler yeni yeni toparlanıyordu.
Ama Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki dünya dengesi çok sağlıklı olunamadığından bir yandan da hızlı bir
Dünya Savaşı'na doğru gidiş süreci vardı ve bu savaş patladı.
Biz bu savaşın dışında kaldık ama sonrasında bildiğiniz gibi batı ülkeleri, batı grubunda yer aldık.
Bu tercih yurt içindeki neticesi itibariyle de ekonomide şahsi teşebbüslerin öne çıktığı bir görevin başlangıcı oldu. Dış yatırımlar devreye girdi. Türkiye bu dönemde ekonomik, sosyal, askeri tüm başlıklarda, batılı kuruluşlarda yoğun bir temas etmişiz
ve bir karma ekonomi sistemi ortaya çıkıyor bu dönemde.
Bu cumhuriyetin 100 yıllık dönemi içerisinde esasında sert müdahaleler yaşadık. Ülkenin gelişmesi birçok açıdan ciddi bir şekilde bu darbelerle müdahale sonrasında bir yeni anayasada yeni düzenlemeler oldu ve bu sosyal ekonomik yapının değişmesini de beraberinde getirdi.
60 sonrası planlı kalkınma dönemine geçtik. 80 sonrası hem o dönemin şartları, hem dünya konjonktürü, hem de etkisiyle Türkiye dış dünyayı daha fazla açıldı.
Ihracatımız arttı. Sermaye hareketleri itibariyle uyumlu bir yapı ortaya çıktı dünya ile.. Böyle bir süreç devam etti. 90 lı yıllar hepimizin bildiği gibi nispeten sıkıntılı bir dönem olarak tarihte yerini aldı. Yüksek enflasyon, işte sürekli değişen koalisyon hükümetleri,.
Şimdi artık o dönemin belli bir safhasını yaşıyoruz. Burada tabii önemli nokta şu değil. Türkiye etrafındaki geçtiğimiz yüzyıldaki kökenli coğrafyasındaki değişiklikler çevresindeki
Türkiye'yi çok ciddi oranda etkiledi. Bunu birçok örneği var. Son örneğinde tabii bu Arap Baharı'yla birlikte Suriye'deki gelişmeler İran'da ülkemizde beş milyonun üzerinde bir kişiyi misafir etmek zorunda kaldık. Tabii bu ülke açısından önemli yükler getirdi. Yine dışarıdan etkilerle, PKK'nın uzantısı gruplar ülkemizde çok yorucu faaliyetler yaptılar. Bunun problemleri hala çekiyoruz ve devam ediyoruz.
Yine bu arada bir darbe teşebbüsü yaşadık 15 Temmuz'da. Bu da hepimizi üzen bir hale getirdik. Yüz yılında kalkınma çabalarının yanında darbeler, kalkışmalar ekonomik, siyasi istikrarsızlıklar.
Türkiye bugün 85 milyonluk nüfusu dünyanın ilk yirmi ekonomisi arasına giren ekonomik gücü. Yurt dışındaki beş milyonu aşan vatandaşı tüm badirelere rağmen iyi bir şekilde işleyen demokratik yapısıyla önemli bir ülke olarak bölgesinde ve dünyada yer ediyor.
Ayrıca son yıllarda bu savunma sanayideki yatırımlarda da askeri gücünün itibariyle de ciddi bir pozisyona geldik.
Bu tabii Türkiye'nin gücünün artması hem Türk dünyasında hem de gönül coğrafyamızda ciddi bir ümit kaynağı var. Bunu da yurt dışı gezilerimizin hepsinde görüyoruz. Bu ülkelerden Türkiye doğru olan teveccühü, şimdi geçen yüzyılla ilgili bu genel bakıştan sonra, önümüzdeki yüzyıllarda ne tür meseleler var, ne tür hedeflerimiz olmalı? Birkaç noktayla da onların üstünde durmak istiyorum..
Türkiye yeni bir yüzyıla girerken, ekonomisini daha istikrarlı bir yapıya kavuşturmak durumundadır, ki yakinen izliyoruz. Bununla ilgili ciddi çalışmalar var. Milli gelirimiz yaklaşık 10 bin dolarlar civarında. Biraz yukarı çıkıyor. Biraz aşağı iniyor ama
Bunu uzun yüksek bir yere çıkarabilmek lazım. Yani bu orta gelir tuzağı denen yeri aşmak lazım yeni yüzyılda. Bunu aşamazsak ülkemiz için bu sıkıntılı bir hal. Onun için ne yapmak lazım? Sanayide yapısal bir dönüşüm gerçekleştirmek gerekiyor. Bu önemli bir şey
Bu mutluluk hakikaten ciddi bir hedef olmalı. Katma değeri yüksek üründen imal edilmesi ve ihracatı önemli bir hedef olarak günümüzde duruyor. Bunlar nasıl artar. Ülkemizin bilim, teknoloji, yenilik alanlarında yatırım yapılması lazım
ARGE faaliyetlerinin daha fazla bir şekilde girmesi lazım.
Önemli başlıklardan bir tanesi de Türkiye'nin demokratik ve sivil bir anayasayı yapabilmesi gerekiyor. Bu meclisin de gündeminde. Burada Türkiye'de farklı eğitim unsurlar çeşitli dini akımlar var ama bu yapı için de aynı zamanda zenginlik teşkil ediyor. Bunlar tarih boyunca bir arada yaşadılar. Hepsinin yeniden kuşatan bir anayasal ve sosyal siyasi yapının oluşabilmesi önümüzdeki yüzyılın önemli noktalarından biri
Ülkemiz genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Bu da geleceği vatana ümit verici teknolojik gelişmelere yatkın bir giriş grubumuz var. Genç insanlarımı var. Bu çok önemli. Ama bunların eğitimleri çok önemli.
Dinamik, üretken ayrıca kendi tarihi, coğrafyası, kültürüyle barışık nesiller yetişmesi için sürdürülebilir devamlı giden bir eğitim sistemine de ihtiyacımız var.
Çünkü 30 milyon gencimiz şu anda tahsil seviyesinde. 20 milyon kontrol etti. Yaklaşık 10 milyona yakın da yükseköğretimle 200 üzerinde üniversitemiz var. Yapısal olarak kuvvetli bir şey ama içerik olarak bunların
yapısının olması şart. Mevcut iş gücümüzün de mesleki açıdan eğitime önem veriyoruz .80 den sonra özellikle küreselleşmenin artması ve daha iki binlerden sonra dijitalleşmeyle birlikte değişik değişim süreci çok kuvvetli. Yani ülkenin önümüzdeki yüzyılda bu değişim sürecine uygun hareketler yapması lazım, yapmamız lazım. Bunlar da önemli problemlerimizin başında geliyor
Cumhuriyetimizin birinci yüzyılını hatasıyla sevabıyla geride bıraktık. Ve yeni bir yüzyıla gidiyoruz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranla ve bugüne kadar bize ulaştıranlara şükran borçluyuz.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İTO'nun kutlamalarını kapsamlı 7 etkinlik üzerine kurduklarını söyledi. Programa göre, İTO, Cumhuriyet’in 7’den 70’e milletin her ferdinde yaşayan bir bilinç olması amacıyla bir iletişim kampanyası hazırlayacak ve bu kampanyada Cumhuriyet’in iş dünyası için ifade ettiği anlamı dile getirecek. 29 Ekim haftası Oda'nın yayınladığı İstanbul Ticaret Gazetesi '100. Yıl özel sayısı' olarak çıkarılacak. Cumhuriyet’in 100. yılı anısına bir 'prestij yayın' hazırlanacak. 22 Ekim’de ise Cumhuriyet resepsiyonu ve senfoni orkestrası eşliğinde bir konser düzenlenecek. İTO'nun Eminönü'ndeki merkez binasının Boğaziçi’ne bakan cephesinde bir ışık gösterisi yapılacak. Ayrıca en az 12 bin adet Türk Bayrağı ve Türk Bayrağı rozeti yaptırılırken, 100. yıl anısına pul ve hatıra para da bastırılacak.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İTO’nun 750 binden fazla üyesine seslenerek, “İstanbul iş dünyamızın en büyük meslek örgütü olan İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) üye tüm üretici ve tüccarımızı, en az yıl sonuna kadar fiyatlarını artırmamaya ve imkanı olanları indirim yapmaya davet ediyorum.
Yaptığı yazılı açıklamada, piyasalarda özellikle otomotiv ve emlakta rutin, normal yürüyen bir piyasaya ve makul fiyatlara geri dönülmeye başlandığını kaydetti.
Avdagiç, “Olağanüstü bir dönem geçirdik ve şimdi Ticaret Bakanlığı’nın aldığı tedbirlerle fiyatlardaki spekülatif süreç normale dönme işaretleri veriyor..
Bazı sektörlerin belirli ürünlerde fiyat artışları yapılmayacağına dair açıklamaları memnuniyet verici, bu indirimleri, tüm sektörlere ve ürünlere yaymalıyız
Ülke olarak enflasyonla mücadelede kritik bir viraja geldik. Rasyonelleşme politikası kapsamında uygulanan politikaların etkileri görülmeye başlandı. Bu virajı birlikte hareket ederek aşacağız.
Yüksek enflasyonun birikimli sonuçlarının ne ölçüde ağır bir fatura çıkardığını hiç unutmamalıyız. Bu yolda beklentilerin bozulmasına izin veremeyiz. Enflasyonla mücadele kararlılığımızı tavizsiz sürdürmemiz gerekiyor. Bunu başarınca, makul sürede tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşacağımıza inanıyorum.”dedi.
Muzaffer Türk ordusu, 6 Ekim’de son düşman askerinin İstanbul’u terk etmesiyle, bu mübarek şehre girdi. Ve 29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in bize emanet ettiği İstanbul’a sahip çıktı. İstanbul’un işgalci İngiliz ordusu ve müttefiklerinden kurtuluşunun 100. yılını kutluyorum. 'Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe' İstanbul’un ‘Türk ili’ olarak yaşayacağına yürekten inanıyorum.
O tarihte Meclis Başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin hemen ardından Cumhuriyetimizin ilk reisicumhuru seçildiğini hatırlatan Avdagiç,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, teşekkür konuşmasının sonunda Meclise şöyle seslendi. Milletin teveccühünü daima dayanak noktası kabul ederek, hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.’ İşte, bizim için Cumhuriyet, Atatürk’ün ifadesiyle saadet demektir, başarı demektir, zafer demektir. Milletimize bu üç hasleti yaşatmak için çalışmak demektir” ifadelerini kullandı.
Atatürk liderliğindeki Meclisin 'Türkiye hükümetinin şekl-i hükümeti, Cumhuriyettir' hükmünü anayasaya koyduğunu hatırlatan Avdagiç, "Cumhuriyet, Türk devletini bu coğrafyadan silmek isteyenlere, hatta bu amaçla bize ömür biçenlere, devletimizin ebediyen var olacağını haykıran bir semboldür. Türk tüccarı açısından baktığımızda ise Cumhuriyet, ekonomik bağımsızlık demektir, yerli üretim demektir, kalkınma demektir, 'kimsesiz' kimsenin kalmaması demektir, daha yaygın ve nitelikli eğitim demektir. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmakla yetinmeyip, onun önüne geçmek, bu hedeflerle donanmaktır. Cumhuriyet, ülkemiz ve milletimiz için çalışmak demektir" ifadelerini kullandı.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalara ilişkin olarak, "İsrail devleti, ülkesini savunma adı altında Filistinlilere yönelik katliam uyguluyor. Bölgede İsrail’in sivil halka yönelik bombardımanları derhal durdurulmalıdır. Aksi takdirde savaşın yaygınlaşması gündeme gelecektir. Bu da hem bölge hem dünya için büyük tehlike doğuracaktır. İş dünyası olarak sivil can kayıplardan büyük üzüntü duyuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığının büyük çaba gösterdiği sükûnetin bir an evvel tesis edilmesini dilediklerini kaydetti.
Şekib Avdagiç şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımızın açıklamasının en doğru çıkış ve çözüm yolu olduğuna inanıyoruz: Filistin meselesi hakkaniyete uygun bir şekilde çözülmelidir. Bunun esası da 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğe haiz, başkenti Kudüs olan bir Filistin Devletinin hayata geçirilmesidir. Artık bu gerçeğin ertelenemeyeceğini, Filistin topraklarında Filistin devleti olmadan bir barış olmayacağını herkesin anlaması gerekiyor. Filistin halkı yok edilemez. Filistin halkı, İsrail nüfusuyla çevrilmiş abluka mahallelerde yaşamaya mahkûm edilemez. Artık öfke yerine aklın hakim olması, şiddet yerine barış dilinin konuşulması gerekiyor. Barış bölgeye en doğru yolu gösterecektir." Sözleri sonrası komiteleri hakkında söz alan üyelerin sorunlarına cevap verdi.
yilmazparlar@yahoo.com